Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Erol Evgin: Siyasete girmeyi hiç düşünmedim - Magazin haberleri
        1

        'Fatih Altaylı ile Bire Bir'in dün akşamki programına müzisyen Erol Evgin, oyuncu Barış Kılıç ve Devrim Özkan ile iş insanı Ali Haydar Bozkurt konuk oldu. Programın ilk bölümünde Erol Evgin merak edilenlerini anlattı.

        2

        Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık mezunu olan Erol Evgin, "Okulu bitirdikten sonra asistan olarak orada kaldım. Ancak şarkılar beni öyle bir ısrarla çağırdı ki... Müziğe başladım. Sonrasında, 1980'li yılların ortasında arabesk müzik çok egemen olmuştu. Ben de sahnelerde istediğim yeri bulamıyordum. Eşim de mimar, onunla birlikte ofis açtık. 20 yıl mimarlık yaptım. O arada kendimi unutturmamak adına televizyon programları ve şarkılar yaptım" ifadelerini kullandı.

        3

        75 yaşındaki Evgin, Fatih Altaylı'nın sorusu üzerine fit görünmesinin sırrını açıkladı. Evgin, bu konuda "Un tüketmiyorum, şekeri azalttım, iyi uyuyorum, stresten uzakta durmaya çalışıyorum. Yürüyüş yapıyorum" dedi.

        4

        "5 KONSERİN GELİRİNİ DEPREMZEDELERE BAĞIŞLAYACAĞIZ"

        Cumhuriyet'in 100'üncü yılına özel '100 Yılda Yüz Akıyla’ adlı marş besteleyen Erol Evgin, turneye çıkacağını söyledi. Sanatçı, "Cumhuriyet'in 100'üncü yılına maalesef kötü başladık. Deprem hepimizi yaktı, yıktı, geçti. 29 Ekim'de yapmayı planladığım bir büyük meydan konserini erkene çektim ve bu depremde zarar gören öğrencilerin eğitimi için 5 konserin gelirlerini bağışlamaya karar verdik. Cumhuriyetin 100'üncü yılını bir kurguyla ve tematik konserle anlatacağız" şeklinde sözlerini sürdürdü.

        5

        "BU DÖNEMDE ŞARKILAR ÇABUK TÜKETİLİYOR"

        Yeni nesil şarkılar hakkındaki görüşlerini de dile getiren Erol Evgin, "Günümüzde her şey çabuk tüketiliyor. Yemekler, ilişkiler, dostluklar, aşklar, evlilikler... Şarkılar da öyle... Çok güzel şeyler yapılıyor ama çabuk tüketiliyor. Sanıyorum zamanın ruhu böyle" ifadelerini kullandı.

        6

        EROL EVGİN: 'TİYATROYU BANA ÖĞRETİN' DEDİM

        Erol Evgin, programın ilerleyen dakikalarında 'Hisseli Harikalar Kumpanyası'nda rol alma sürecini de anlattı: Maksim'de çalışıyorum. Egemen Bostancı bir akşam geldi, 'Bir müzikal hazırlıyorum oynar mısın?' dedi. "Peki, bakalım" diyerek yuvarlak bir cevap verdim. "Ayten Gökçer ile '7 Kocalı Hürmüz'ü yapıyorum izlemeye gel" dedi. İzledim, çok güzeldi. Seyirciden çok etkilendim. "Tamam, ben varım" dedim. İlk gittiğimde "Tiyatroyu bilmiyorum, bana öğretin" dedim. İki ay çalıştık ve 3 Mart 1980'de Şan Sineması'nda perdemizi açtık. İki yıl kapalı gişe oynadık. Müthiş bir kadro vardı. Nevra Serezli, Ayşen Gruda, Adile Naşit, Mehmet Ali Erbil, İlyas Salman, Burçin Orhon, Çiğdem Tunç...

        7

        "HAYALİM ÇOK İYİ ŞARKI SÖYLEMEKTİ"

        Erol Evgin, Fatih Altaylı'nın, "50 yıllık kariyerinizi nasıl yönettiniz? Hiç kötü bir şeyle anılmadınız, hep iyi şeylerle anıldınız" sorusuna işe şöyle yanıt verdi: Şarkı söylemeyi çok sevdim. Küçük yaşlardan itibaren benim hayalim dünya ölçeğinde iyi şarkı söylemekti. Çetin Altan'ın bir sözü vardır; Bir işten aldığın zevk, o işten aldığın paradan daha çoksa mutlusundur. Ben çok mutlu oldum. Çok severek yaptım işimi.

        8

        Müzisyenliğinin yanı sıra resim de yapan Erol Evgin, "Akademide resim, heykel dersi alırdık. Sonradan bu krizlerde ofislerde resim yapmaya zaman ayıracak imkânı buldum ve Mahir Güven'in atölyesine gittim. 2001 krizinden sonra gittim, 5 yıl onunla çalıştım. Resim başka bir şey. Mimarlar düşünceyle çizer, ressamlar refleksleriyle çizer. Bir sergi de açtım ama artık vaktim pek yok konserlerim çok yoğun geçiyor" dedi.

        9

        "SİYASETE GİRMEYİ HİÇ DÜŞÜNMEDİM"

        Erol Evgin, Fatih Altaylı'nın "Siyasete ilginiz var mı?" sorusuna, "Tabii çok yakından takip etmek zorundayız. Hayata, sanata, kültüre dair her şey arka planda kalıyor. Maalesef ülkemizin böyle bir gerçeği var. Siyasete girmeyi hiç düşünmedim. Turgut Özal teklif etmişti ama istemedim" şeklinde cevapladı.

        Erol Evgin, "Kültür ve Turizm Bakanlığı için teklifi gelirse, kabul eder misiniz?" sorusuna da, "Siyaset başka bir şey, girmek istemem" yanıtını verdi.

        10

        "CEZAYI İLK DUYDUĞUMUZDA İNANAMADIK"

        SHOW TV'nin reyting rekorları kıran dizisi 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Ömer Ünal' karakterini canlandıran Barış Kılıç, RTÜK tarafından verilen ceza hakkında konuştu. Kılıç, "İtirazımız oldu. Birkaç güne yanıtın gelmesini bekliyoruz. 14 ya da 15'inci dizim. Bunun gibi bir sürü sahnenin olduğu projelerde bulundum. Bu cezayı ilk duyduğumuzda açıkçası inanamadık. Oyuncular olarak çok üzüldük. Sahneleri insanların sinir uçlarına dokunmadan göstermeye çalışıyoruz. Burada verilen cezayı içimize sindiremedik. Gerçekçi bir cezayla karşılaşmış olsak durup düşünürüz. Senaristimiz Türkiye'de yaşayan insanların bugüne kadar dertlendiği her hanede yaşanmış bir meseleyi ele aldı. Dolayısıyla da oyuncu olarak çok etkilendik" dedi.

        11

        "DİZİNİN 5 BÖLÜM DURDURULMASIYLA KADINA ŞİDDET BİTECEKSE DİZİ KOMPLE KALDIRILSIN"

        Barış Kılıç ayrıca "Nursema karakterinin hikâyesi içimizi acıtan bir hikâyeydi. Olaya bir yerden bakarsanız hiçbir şeyi göremezsiniz. Biz şiddete uğramış bir kadınının her şeye rağmen hayatta kalma savaşını vermeye çalıştık. Bu işin milyonlarca izleyicisi var, onları da cezalandırmış oluyorsunuz. Eğer ki bizim dizinin 5 bölüm durdurulmasıyla kadına şiddet bitecekse dizi komple kaldırılsın" şeklinde sözlerini sürdürdü.

        12

        OYUNCULUK SERÜVENİ

        Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü'nden mezun olan Barış Kılıç, oyunculuk serüvenini şöyle anlattı: Enteresan bir hikâye. Üniversite döneminde Bostancı'da oturuyordum, okul ise Bahçelievler'deydi. Bir arkadaşım vardı, reklam filmlerinde oynuyordu. Evlerimiz yakın olduğu için okula onunla beraber gidip geliyorduk. Onun bir görüşmesi vardı. İşi uzayınca beni de yanına çağırdı. Sonra cast direktörü beni gördü. "Sıra sizde" dedi. Sonra ben görüşme için gelmediğimi söyledim. Arkadaşım da "Hazır gelmişken dene" dedi. İki hafta sonra beni aradılar. Yönetmen gülüşümü çok beğenmiş ardından bir reklamda rol verdi. Böylelikle 2003'te dizi serüvenim başladı.

        13

        SHOW TV'nin sevilen dizisi 'Gelsin Hayat Bildiği Gibi'de 'Songül' karakterine hayat veren Devrim Özkan ise oyunculuk yolculuğunu şöyle aktardı: Judo yapıyordum bir sakatlık geçirdikten sonra konservatuvar okumaya karar verdim. 9 yaşından beri tiyatro sahnesindeydim. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nde eğitim görürken okulu bırakmaya karar verdim ve İstanbul'a taşındım.

        14

        "BİR KADIN TARAFINDAN ŞİDDETE UĞRADIM"

        Devrim Özkan, bir dönem canlandırdığı rol gereği gerçek hayatta şiddet gördüğünü ifade etti. Özkan, bu konuyu şöyle anlattı: Fragmanda sadece partnerime trip attığım için bir kadın tarafından şiddete uğradım. Kulaklıkla müzik dinliyordum bir şeyler söylemiş ama duymadım. Bir elin olduğunu hissedince kulaklığımı çıkardım "Sen ona nasıl böyle dersin" diyerek yüzümü çizdi.

        15

        "ADANA HALKI FESTİVALE ÇOK GÜZEL SAHİP ÇIKTI"

        2013'ten beri Adana'da nisan ayında gerçekleştirilen Portakal Çiçeği Karnavalı'nın fikir öncüsü Ali Haydar Bozkurt, "Çıkış fikri benden geldi. Adana'da büyüdüm, çocukluğum ve gençliğim Adana sokaklarında geçti. Adana'nın bir özelliği vardır. Nisan ayı geldiğinde bütün sokaklar portakal çiçeği kokar, büyülü bir kokudur. Tehlikelidir, 'sokakta gördüğün ilk insana âşık eder' derim. Eşime, dostuma 'Nisanda Adana'ya gelin' derdim. Aradan yıllar geçti. İstanbul'a geldim ama her nisan ayında Adana'ya giderdim. Sonra baktım ki bu bireysel olmuyor. 'Biz bunu tanıtalım' dedim. Fikri ilk ateşleyen aslında Ayşe Arman oldu, köşesinde yer verdi. İş hızlanmaya başladı. İlk kez düzenlendiğimizde yaklaşık 20 bin kişi katıldı. Adana halkı çok güzel sahip çıktı. Bir sonraki yıl 120 bin kişi katıldı. Dünyanın pek çok ülkesinden katılan insanlar oldu. Biz sadece bir eğlence ortamı yaratmıyoruz, sanatsal etkinler de yapıyoruz" dedi.

        16

        İş hayatı hakkında bilgi veren Ali Haydar Bozkurt, "Profesyonel çalışma hayatına geç başladım. 9 ay kadar demir - çelik sektöründe çalıştım, sonrasında 35 yaşında otomotiv sektöründe genel müdür oldum" dedi.

        Ali Haydar Bozkurt, Fatih Altaylı'nın "Kimse otomobil bulamıyor" yorumuna "Pandemide çip krizi diye başladı, ardından hammadde ve lojistik krizleri üst üste geldi. Sonrasında Rusya-Ukrayna savaşı başladı. Çip üretmek için bazı hammadelerin yüzde 70'ini Ukrayna sağlıyor. Dünyadaki gelişmeler birbirini tetikledi. Uzunca bir süredir satış tarafından çok birinci mesaimizin aracın neden olmadığını anlatmak. Görünen o ki yakın gelecek bu sıkıntı çözülmeyecek. Birçok sektörde var bu sıkıntı" şeklinde yanıtladı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ