At nalı çakmak için üniversiteli nalbant

Avrupa Birliği (AB) uyum programları çerçevesinde ''alaylı'' nalbantların Avrupa'dan Türkiye'ye getirilen bir atın nalını çakamaya yetkili olmadığı, bu nedenle 2002'de Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) bünyesinde kurulan Körfez Meslek Yüksek Okulunda nalbantların yetiştirildiği bildirildi.

KOÜ Körfez Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erdener Balıkçı, At Antrenörlüğü, Atçılık İşletmeciliği, Nalbantlık ve Saraciye bölümlerinin bulunduğu Körfez Meslek Yüksek Okulunun 2002'de 12 öğrencinin öğrenim gördüğü antrenörlük programıyla faaliyete başladığını, ardından Saraciye Bölümü hariç diğer programların da faaliyete geçirildiğini, 3 programda halen 150 dolayında öğrencinin öğrenim gördüğünü anlattı.

TÜRKİYE'DE TEK BÖLÜM

Öğrencilerin daha aktif ve detaylı bilgiyle yetişmeleri için eğitim programlarını geniş tuttuklarını ifade eden Balıkçı, bölümün Türkiye'de tek olduğunu, mezunlarına AB üyesi ülkelerde de geçerli mezuniyet belgesi verdiklerini vurguladı.

AB uyum programları çerçevesinde ''alaylı'' nalbantların, yarış için Avrupa'dan Türkiye'ye getirilen bir atın nalını çakamaya yetkili olmadığı, bu nedenle geleneksel nalbantlık mesleğinin yok alma noktasına geldiğini dile getiren Balıkçı, mesleğin ''imdadına'' 2002'de Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) bünyesinde kurulan Körfez Meslek Yüksek Okulu mezunu nalbantların yetiştiği bildirildi.

Nalbantlığın üniversite mezunu nalbantlar tarafından bilimsel yöntemlerle

yapılması gerektiğini de savunan Balıkçı, şunları söyledi:

AT ORTOPEDİSİNİ İYİ BİLECEK

''Geleneksel meslek gruplarımızdan olan nalbantlık yok denecek kadar az

sayıda insan tarafından yapılıyordu. İşin ehli olmayan insanların da bu meslekle uğraşması atçılık sektörünün geleceğini tehdit etmeye başlamıştı. Sütçü beygiri

sıradan bir nalbanta teslim edilebilir ama 1 milyon YTL'lik yarış atını işin ehli

olmayan kişiye teslim edemezsiniz. At ortopedisini iyi bilen birisi olması

gerekir.

Alaylı nalbantlar AB uyum programları çerçevesinde Avrupa'dan Türkiye'ye

getirilen bir yarış atının nalını çakamaya yetkili değil. ''Benim atım burada

yarışacaksa, nalını çakacak kişinin lisansı olması gerekir'' deniliyordu.

Programımız Avrupa'daki eğitim esaslarına göre hazırlandığı için bizden diploma alanlar yurt dışında çalışabildiği gibi Avrupa'dan ülkemize gelen atların

ayaklarına da nal çakabiliyorlar.''

Bölümlerinde 3 yıldır nalbant yetiştirdiklerini ifade eden Balıkçı, ''Yetiştirdiğimiz 50'ye yakın nalbant çeşitli kurumlarda çalışıyor. Mezunlarımız Türkiye Jokey Kulübü çatısı altında iş bulabildikleri gibi Silivri'den, Kıbrıs'a kadar çeşitli otellerin atlı spor kulüplerinde ve özel haralarda görev yapabiliyor'' dedi.

ALAYLI ANTRENÖRLÜKTEN OKULLU ANTRENÖRLÜĞE

Yeni yasal düzenlemelerle ön lisans programını tamamlamayanların at antrenörlüğü, nalbantlık ve atçılık işletmeciliği yapamadığına değinen Balıkçı,

eğitimli antrenör sayısının 100'ü geçmediğini söyledi. Balıkçı, şu bilgileri verdi:

''Sahada 10 binden fazla at var. Hiçbir at yarışa antrenör imzası olmadan çıkamaz. Atın sahaya çıkabilmesi için antrenör, atın doğduğu günden sahaya

adımını attığı ana kadar beslenmesinden eğitimine, yetişmesinden sağlığına kadar sorumludur. Şimdiye kadar bu görevi 'alaylı' dediğimiz antrenörler sürdürüyordu, artık 'okullu' antrenörlerimiz görevi devralmaya başladı. Ancak alaylıları da yabana atmamak gerekir, onların tecrübeye dayalı bir birikimi var. Burada tecrübe ve eğitimi bir araya getirip sağlam bir harç yapmaya çalışıyoruz.''

Balıkçı, farklı bölümlerde çok sayıda Meslek Yüksek Okulu ve mezun bulunduğuna dikkat çekerek, çoğu bölümün meslek gruplarının doyuma ulaştığını, ancak atçılık sektöründe her geçen gün yeni personele ihtiyaç duyulduğunu da kaydetti.

AA