Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güvenlik Hanefi Avcı Habertürk TV'de darbe girişimini değerlendirdi

        Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın konuşmasından satır başları şöyle:

        Keşke haklı olmasaydım, çünkü ülkenin epey süredir yaşadığı sıkıntı. Bir ara şöyle bir tabir kullanmıştım, bu öyle bir olay ki bizim geçmişimizi bile etkileyecek. Bu ülkede yaşayan herkes bundan zarar görecek.

        2013 Aralık'tan sonra yazmıştım, bu süreç onu gösteriyor, şu yaşadığımızı bile çok hızlı yaşadık. Sanki bir film seyrediyormuşuz gibi. Tehdit bitti ama yarattığı tahribat uzun sürecek.

        Tüm illegal yapılar, böyle beklenmeyenleri yapmak durumundalar. Bu insanları siz durdurmazsanız, bu kendiliğinden durmaz. Bugün verilen cevap, halkın cevabı, en büyük cevaptır.

        Epey bir küskün zümre var, bize destek çıkabilirler zannediyorlardı. Türk basınında istisnasız herkes bu işe karşı tavır aldı. Hiç kimse geri atmamış. Bu kadar siyasi partiler kesinlikle bir tavır koymuştur.

        Cemaat operasyonuyla karşı karşıya olduğumuzu tereddütsüz anladım.

        Bugün de bütün hesaplar yapılmıştı, darbe harekete geçecekti ama onların elinde olmayan sebeplerle erken başlamak zorunda kaldı. MİT'in haber almış olması, bu sebeplerden biri. Bunun dışında, İzmir'de yürüyen bir soruşturma var. Yargıtay ve Danıştay'da tüm cemaat yapısı ayıklanacak.

        Bu işin merkezinde, Ankara İstanbul, icracıların hepsi tamamen FETÖ'cüdür. Ama kullanılan insanlar bunun farkında olmayabilir. Küçük şehirlerde muhalif görünen bazı insanları kullandıkları kanaatindeyim.

        Gerçekten TSK içinde ciddi örgütlenildi. Biz hazırlanan sahte evraklar, belgeler, konuşmalar, hepsine bakarak, ciddi bir cemaat örgütlenmesinden haberimiz vardı.

        Bazı askerler bu konuda ciddi kitaplar yazdı.Örgüt müdahale edilemez durumdaydı. Müdahale yapılacak, askeri yargı onlarda. Açığa alacak adam, cuntanın başındaki adam.

        Daha önce sökülmesi lazımdı, son anda sökmek oldukça zor. Askerdekilerin kadro olduğunu biliyorsunuz ama ispatlamak daha zor.

        Badireyi atlattığımız kanaatindeyim. Cemaatin kadroları çekmeye çalışacağı kanaatindeyim.

        Aslında bir önceki dönemde taktıkları bir şey var, 2013'e gelinceye kadar gerçek güç bunlardı. Halkı susturdular, iş dünyasını susturdular, bu toplumda etkin olan herkes oraya biat edilmesi gerektiğini biliyordu. Cemaat korkunç bir güce dönüşmüştü. Hükümetle çatışma noktasına geldiklerinde, alt edebilecek hareketlere giriştiler. Cemaat o gücüyle rahatsız etti.

        17-25 Aralık'ı düşünün, inanılmaz bir hazırlık yapılmış. Hükümetin kurtulması bir mucize. Türkiye'deki son entelektüeller inanmadı.

        Bunlar harekete kalkışırken zannediyorlardı ki, iç muhalefet, dış dünya, halk Cumhurbaşkanı'na öyle tepkili ki, desteklerler. Bunların kötülüğü o kadar büyük ki, kimse önce onlara karşı olmak konusunda tereddüt etmedi.

        İllegal bir yapılanmanın bir benzeri. Hiyerarşik bir yapı ama dizilim esasına dayalı. Farklı bir yapılanma var. Örgütlenmede küçük nüans farklılıkları var.

        Türkiye'deki herkes cemaatin bu yönünü çok geç gördü. Dışarıda görünen yüzü neydi, eğitim, hayır kurumları, orada cemaatin kirli yönünü görmeyen insanlar var. Onlar duygusal olarak hala bağlılıklarını sürdürüyorlar. Cemaat okulunda okumak her şeyi görmek manasına gelmez.

        Cemaat daha önce, devlette, sivil toplumda, her yerde vardı. Fakat o zamana kadar dayanışıyormuş gibi görünen cemaat, belli bir güç devşirdikten sonra harekete geçti. Bu kurumlarla daha büyük etkinliklere ulaşmak istedi. Basamak olarak Emniyet'i kullandı. Bunlar istiyorlar ki, bir anda bütün makamları işgal edelim. Bunun bir kuralı var, kaidesi var, buna uyulması lazım.

        O zaman hükümet bunları yeterince tehlikeli görmedi. Balyoz, Ergenekon gibi soruşturmalar hükümetin işine geldi. Cemaati iyi gördüler. Ondan dolayı da sanırım üzerine gitmekte geciktiler.

        Birazcık yurt dışında temsil etme, Türk cumhuriyetlerinde Türk varlığını gösterebilme gibi çok insana sempatik geldiler. Türkiye'de iş adamlarının çoğunu suçlamamak lazım, dediler ki, ben iyilik yapıyorum. Bunları gelecekle ilgili bir ufuk sahibi olduğunu sandılar.

        2007'lere kadar hep mağdurdu, kenardaydı, masumdu. Ama 2005'ten itibaren dedi ki, benim dizayn etmem lazım. Türkiye'de kendi dışındaki herkesi gayr-ı milli unsur olarak gördü. Devlet bunu iyi okuyamadı. Önce medyada bunu yarattılar. İnternet sitelerinde insanlara saldırdılar.

        Bu cemaat kendileri devlete girip, kendiler dışında herkesi yok etmeyi istediler. Başka cemaatlerin özel hayatlarına girdiklerine dair belgeler var. Bütün dini cemaatleri de takip ediyorlar. Kendi kafalarındaki sistemi buraya koymak, bunu hakim kılmak istiyorlardı.

        Bu 16 Temmuz artık davul zurna oldu. Yapılan bir ton haksızlık, hukuksuzluk, sahte operasyonlar, bazı hususlara baktığınız zaman dehşete kapılıyorsunuz. Kendilerinden olmayan herkesi içeri tıkma hazırlıkları vardı.

        Bu kitapla ilgili cemaat birçok şey söyledi. Şu anda benim hakkımdaki soruşturmayla ilgili bütün dosya var. Ve yargı bütün suçlamaları boşa çıkardı. Bu cemaatin kısa sürede bulduğu argümanlardı. Çünkü bana isnat edebileceği hiçbir şey yok. Yapabilecek bir şey olmayınca, dediler ki makam mevki istedi, alamadı. Ben suçumla ilgili bütün belgeleri çıkarıp internete koyacağım. Benim yargılandığım davada kimse mahkum değil, çünkü ortada suç yok.

        Savcı kendilerinde, hakim kendilerinde, polis kendilerinde. Böyle bir işlemle örgüt mensubu iddiası ortaya kondu. Böyle bir cemaat nasıl böyle bir suç işleyebilir, insanlar inanamadı. Biz cemaatin yayınlarını okumuş, hareketlerine bakmışız, nereye gittiğini görüyoruz.

        Önce Emniyet'te yaptıkları operasyonlar, dürüstlüklerinden şüphe duymadığım insanlar var, bunlara suç iftira ettiler. Bunların bazı şeylerini görmüştüm ama bu artık ölçüleri aştıklarını, insana iftira attıklarını gördük.Cemaatin herkesi hukuka aykırı dinlediğini gördüm. Bunlar sistem içindeki bir boşluğu yakalamışlardı.

        Cemaatin arşivi vardır. Ben görevimden ayrılırken tüm eşyalarımı aldım, ama 28 gün sonra benim eski makamımda arama yaptılar. Orada kasetler buldular. 94-95-96 yılından dinlemeler. Cemaat o zamandan dinliyor, arşivliyor, biri gelip çantayı oraya koyuyor. Emniyet'teki mensubu talep ediyor, savcı arama izni veriyor. Ben o görevden ayrılmışım, orayla hiçbir alakam yok ama adam bunu yapıyor. Normalde böyle bir işlem yapılamaz ama cemaat bunu yapıyor.

        Yargı öyle bir şey ki, yargıyı kullandığınız zaman akan sular duruyor.

        Benim gibi biri bilgi arşivleyecekse, dünya kadar arşiv var, sadece bant mı olur? Kala kala iki tane ses kasedi. Benim ne işime yarayacak? Ama cemaatin işine yarayacak bir şey.

        Biraz şu var, Emniyet içindeki insanların tavır değişikliklerini anlayabiliyorsunuz. Biz bunların gelişlerini, hareketlerini görebiliyorduk. Çünkü arka planda cemaatin olduğu hissedilebiliyor.

        Zamanla elde ettikleri güce göre amaçlarını, yöntemlerini değiştirdiklerini düşünüyorum. 2008'de inanılmaz bir güce kavuştular. Devlet kendi hiyerarşisini kursa sorun yok. Bizim maalesef burada çok ciddi sorunlarımız var. Anormallikleri algılayamıyorsunuz, halbuki algılayıp hemen tedbir geliştirmeniz lazım.

        Öyle hatalar yapıldı ki bu ülkede, bütün Müslümanların üzerinde boza pişirdiler.

        Bazı kesimler, diğer kesimler üzerinde baskı kurmak suretiyle hukuk sistemini bozdular. Öyle bir şey yaratıldı ki bunlar kendilerini hükümetten destek alıp haklı görmeye başladılar.

        Darbeyle yapılan cemaat organizasyonu bozuldu, şu anda geriye çekilecektir. Geri çekilme süreci epey bir zaman kapsar.

        Bu cemaatin bu kadar güçlenmesinde ciddi bir ihmal var. Bugün çektiğimiz sıkıntıların büyük bir kısmı, geçmişte yapılan hukuksuzluklardır.

        Susurluk'ta Gülen pek operasyona uğramadı. Sadece adı geçti. Ciddi bir darbe görmedi. Susurluk ile Ergenekon arasında bağlantı kurmadım.

        Cemaatin suçları araştırılıyordu, acaba silahlı eylemleri var mıdır diye. Biz şunu biliriz, bir takım illegal örgütlerin gelenekleri vardır. Biz hangi eylemi hangisinin yaptığını biliriz. Cemaatin eylem tarzı belli. Silahlı eylem tarz olarak görünmüş değildi şu ana kadar. Ancak bazı eylemler var ki cemaatin yapmış olma ihtimali çok yüksek. Necip Hablemitoğlu'nu da cemaat öldürmüş olabilir. Hablemitoğlu'nun yazdığı kitap cemaati çok rahatsız etmiştir. Hablemitoğlu ile görüşerek para teklif ediyorlar. Hablemitoğlu ile bunu görüşen kişi, Mustafa Özcan. Cemaatin karanlık işlerini yürüten adam. Aranıyor yurt dışında. Bu kişi görüşüyor, bizim bildiğimiz Hablemitoğlu kabul etmiyor. Mustafa Özcan, bilinen en önemli adam.Hablemitoğlu parayı kabul etmeyince, öldürme ihtimalleri vardır. Bu olayı şüpheli kabul ederim.Hablemitoğlu cinayetini soruşturan kişiler de tutuklandı.

        Bitti mi? Bitmez. Siz bitirmezseniz bu yapı bitmez.

        Şimdiden sonra bir kamu görevi almayı düşünmüyorum. Olacak bir şey varsa kaderin önüne geçemeyiz. Halen ruhsatlı silahım da yok, ama çok rahatım, korkum yok.

        Benyıllarca bu devlete muhalif olan herkese karşı durmuşum, bunlara da karşı duracağım. Bu devletin içine girerek, bu devlete, milletine, halkına zarar veremezsiniz.

        Hrant Dink'i bence cemaat öldürmedi. Ama cemaat Türkiye'deki her olayı kullanmak istedi.Hrant Dink olayı takip edilirken, cemaat İstanbul Emniyeti'nisuçlamak içinözel bir çaba harcadı.

        Birçok olay şartlar yaratır. Türkiye'de herkes bence kendine çeki düzen verecek. Türkiye'de demokratik kurumları güçlendirmemiz gerekiyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ