Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Hukuk, kozmiğin üzerindedir

        21’inci yüzyılda insanlığın ulaştığı en ileri yönetim biçimi şudur:

        Halkın seçtiği parlamento, oradan çıkan hükümet, hükümetin kontrol ettiği

        silahlı güç ve bunların hukuka uygunluğunu denetleyen yargı.

        Zaten kuvvetler ayrılığının temeli de bu.

        Kısaca siviller yönetir, parlamento kanun yapar, tüm devlet mekanizması da uyar, karşı çıkanı da silahlı güç etkisiz kılar.

        Peki kim denetler? Hukuk

        Ya bu güçlerden herhangi biri hata yaparsa ne olur?

        Yanıt çok basit? Hukuk devreye girer.

        Bakın kanunlar demiyorum, hukuk, yani evrensel hukuk ilkelerinden söz ediyorum.

        Günlerdir Arınç’la ilgili iddialarla yatıp kalkıyoruz. Çünkü ortada, iki subayın hukukla çizilmiş “görev sınırını aştığı” iddiası var. Ve buna ilişkin “karineler” de var.

        Peki bu iki subayın, hukuk dışına çıkıp çıkmadığını kim denetleyecek?

        Tabii ki hukuk.

        Hukuk da bunu, o iki askerin çalıştığı yerde, ofisinde, bilgisayarlarında delil

        arayarak yapmaya çalışıyor.

        Eğer, aranan yerlerde korkulacak, hukuk dışılığı gösterecek bir şey yoksa endişeye gerek var mı?

        Bir askere teslim ettiğiniz “kozmik sırlarınızı”, bir “hâkime” neden açmayasınız?

        İnsanları ömür boyu hapse mahkûm etme yetkisine sahip “hâkim”, devletin öteki görevlilerinden daha mı az güvenilirdir?

        Diyelim ki, o “hâkim” de taraflı. Onu denetleyen başka bir mekanizması yok mu?

        Bakıyorum, toplumun bir kesiminde bir “mağlubiyet” havası var.

        Atatürk’ün sözlerinden, “Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış...” yazıları internette dolaşıyor.

        Toplumun bir kesimi, “kalesi zapt edilmiş” hüznü içinde?

        Aklıma şu atasözü geliyor: “Şeriatın kestiği parmak acımaz.”

        Tabii bunu söyleyince, “Ah işte biz de zaten şeriattan korkuyoruz” diyecekleri de duyar gibiyim.

        Buradaki şeriat, “hukuk” anlamında.

        Yani “Hukukun kestiği parmak acımaz”.

        Türkiye’de hukuk değil midir ki, parti kapatır, insanlara siyasi yasak koyar.

        Hukuk değil midir ki, yüzde 47 ile gelen partiyi mahkûm eder.

        Hukuk değil midir ki, 367 diye tutturup Cumhurbaşkanı seçtirmez.

        O zaman, burada niye hukuk işlemesin?

        Ve hukuk işliyorsa, niye “kaleler zapt edilmiş” olsun?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ