Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "Çocuğum olsa Kürtçe isim koyarım"

        Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, babasının “Buraya faydan olsun” vasiyetini yerine getirebileceği bir fırsat yakaladığını, Batman adaylığının kendisi için bir şans olduğunu söyledi. Yıllar sonra ana dilinde konuşmanın mutluluğunu yaşadığını anlatan Şimşek, “Bir çocuğum olursa adını Kürtçe koyarım.

        Hilal ÖZTÜRK / AHT

        Keşke Kürtçe’mi daha da geliştirsem, yazabilecek seviyeye getirebilsem” dedi. Bakan Şimşek’in memleketi Batman’da yaptığı iki günlük çalışmayı Habertürk muhabirleri izledi. Şimşek, BDP’li güçlü rakiplerinin “Giremez” dediği, polisin “Girmeyin” uyarısı yaptığı BDP’nin kalesi Petrol Mahallesi’ne, hava karardıktan sonra girdi. Terör nedeniyle yakılan ve boşaltılan 3 köyün halkıyla bağdaş kurdu, çay içti, köylerine dönecekleri müjdesini verdi. Ve onlara “Siz artık birinci sınıfsınız, devlet de sizin hizmetçiniz” dedi. Özel Harekât polislerinin tedirgin bakışları altında mahallenin çocuklarına da oyuncak dağıttı. Batmanlılar ise Şimşek’i ‘Ankara’dan gelen bir bakan’ olarak, şaşkın yüzlerle ve tokalaşarak karşılarken, Kürtçe yapılan samimi sohbet ve verilen mesajlardan sonra Gercüşlü Mehmet olarak elleri kalplerinin üzerinde uğurladı. Şimşek, yoğun ziyaret turunu gece saat 23.00’te tamamladı ve Habertürk’ün sorularını yanıtladı.

        ‘ONLARDAN FARKIM YOK’

        Seçim çalışmalarınızda en güçlü argümanınız ne? İçlerinden biriyim, onlardan bir farkım yok. Görüştüğüm insanların çoğu diyor ki, ‘Seni tanıyorum, senin köyündenim.’ Aynı zamanda Maliye Bakanıyım. İlk kez icracı bir bakan Batman’dan aday gösteriliyor. Bu da Başbakan’ın Batman’a verdiği önemi gösteriyor.

        Gittiğiniz her yerde 4 mesaj verdiğinizi fark ettim. İlki; “Ben de sizdenim”, ikincisi “İlk kez milletvekili adayınız bir icracı bakan”, üçüncüsü “Hepimiz aynı kıbleye dönüyoruz, huzursuzluk olmasın” ve dördüncüsü “Başbakanımız sizi çok seviyor, size selamını getirdim” oldu. Doğru... Ben huzurla iş ve aşı ilişkilendiriyorum. Diyorum ki bunlar bunlar var ama, eğer burada yeterince fabrika yoksa, iş imkânı yoksa, huzur eksikliğinden kaynaklanıyor. Bizim huzura ihtiyacımız var. Bunları niye yapıyorum? İnsanlar yapılanları anlasınlar, sokakta gerginlik yaratmanın, dağa çıkmanın artık gerek çelerinin olmadığını anlasınlar diye. Diyorum ki OHAL’i, sıkıyönetim döneminden kalma DGM’leri biz kaldırdık. İşkenceye sıfır toleransı biz getir dik. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görüyoruz. Eskiden tecrit olarak görülüyordu ama o dönem geride kaldı.;

        ‘TAKDİRİ BÖLGE YAPAR’

        Güçlü bir rakibiniz var bölgede, görüşmelerinizde neden onlardan hiç söz etmiyorsunuz? Çünkü tarzım değil. Rakipler hakkında, ne isimlerini ağzıma alırım ne onlara ilişkin söyleyeceklerine cevap veririm. Kim ne derse desin bu bölge takdir ediyor. İnsanlara hizmet yapabilme noktasında benim bakan olmam önemseniyor. Bu bir gerçek. Biz hangi makam hangi mevkide olursak olalım dünya birikimimiz, vizyonumuz var. Her anlamda gereken katkıyı veririz. Evet, Baş bakanımız çok seviliyor. Başbakan’la buraya gelmeden önce konuştum; “Benden selam söyle. Oranın sorunlarını öğren ve çözümünde katkıda bulun” dedi. Ben de selamı iletiyorum, Sizi seviyor diyorum.

        AK Parti’nin Güneydoğu politikasını ekonomik kalkınma ve kimlik sorunu mesajları oluşturdu. Başbakan da böyle mi düşündü bilmiyorum ama her iki mesajı da karşılayan tek aday sizsiniz gibi görünüyor, Batmanlı bir Maliye Bakanı olarak... Çok doğru. İhtiyaç, farklılıkları zenginlik kabul ederek, bölgeyi kalkındıracak bir anlayış. Her iki yetkinliği de benim adaylığım karşılıyor.

        Tek göz evden bakan çıkaran gaz lambası

        Bakan Şimşek, 30 yıl önce çıktığı Gercüş’e bağlı Arıca Köyü’ndeki tek göz odalı evine Habertürk’le gitti. Şimşek, “Elektriğmiz de suyumuz da yoktu. Yağmur sularının dolduğu bir kuyunun içinden solucanları tülbentle süzdürür, suyu öyle içerdik. Yazın damda uyurduk. Bir gece ablam damdan düşünce kör oldu. Şu gaz lambası var ya, işte hep bunun altında ders çalışırdım’’ dedi.

        OHAL’in Batman’daki son izini yok etti

        Şimşek OHAL’in Batman’daki son izini de bizzat kaldırdı. Gercüş İlçesi’ne giden çift şeritli yolun güvenlik nedeniyle uzun yıllardır kapalı olan bölümünü trafiğe açtırdı. Gercüş’e giderken yol üzerinde ‘Girilmez’ tabelasını gören Şimşek aracından indi ve görevlilere ‘Neden bu yol hâlâ kapalı? Artık açın’ dedi. Vali ve askeri birliğin görüşünü de alarak tabela kaldırıldı, yol açıldı.

        ‘Kardeşiz demek yetmiyor’

        Kürtçe kullanımı konusunda yeterli mesafe kat edildi mi? Seçenek olarak mutlaka insanların kendi kül türlerini, dillerini en iyi şekilde öğrenmelerine, yaşamalarına imkân sağlanmalı. Çocukluğum da insanlar Kürtçe kaset bulundurmaktan korkuyordu. Bunları aştı bu ülke. Korkuların yersiz olduğu ortaya çıktı. Bütün istismar bunların üzerinden yapıldı. Diyanet İşleri Başkanı’nın dediği gibi, kardeşiz demek yetmiyor, kardeşlik hukukunu gözetmek lazım.

        ‘İnsanımız birinci sınıf vatandaştır’

        Kimlik sorunundaki kazanımlar hükümetinizin icraatı olarak kabul ediliyor mu? Çünkü karşı söylem bu kazanımların yapılmak zorunda bırakıldığı yönünde... Maalesef geçmişte yaptıklarımızı dahi iyi bir şekilde anlatamadığımızı zaman zaman hissedebiliyoruz. Geçmişte attığımız adımları söylediğimizde bir miktar şaşırmıyorlar değil. Söylemin bu şekilde gelişmesine de, cevaplarımıza da şaşırıyorlar. Geçen gün Hasankeyf’teydim, esnafı dolaşıyorduk. Kürtçe konuşuyordum. Biri dedi ki ‘Siz Meclis’te niye Kürtçe konuşmuyorsunuz?’ Ben de makul bir şekilde yanıtladım. Her ülkenin bir ortak dili var. Orada Kürtçe konuştuğunuzda pek çok insan sizi anlamayabilir. Ama herkes Türkçe’yi biliyor. Resmi dilimiz o. ABD’den İngiltere’den örnek verdim. En zor sıkıntılı konularda bile kesmeden atmadan sırtımızı dönmeden oturup makul bir şekilde açıklamaya çalışıyorum.

        Zaman zaman da gerginlikler yaşanabiliyor.. Evet.. Ama bunu yapanların sayısı bini bulmaz. Örneğin 1 Mayıs’ta yürümek istemişler, polis meydana girmeden kendi güvenlikleri için arama yapmak istemiş. Aratmayız de miş - ler, bi ze ha ber gel di, arat mak istemiyorlar diye. Biz de güvenlik açısından sıkıntı yoksa bırakın yürüsünler dedik Yine de yürümediler çünkü sayıları sadece 600 kişiydi. Dinlemeyi bilmek lazım. İnsanlara birinci sınıf vatandaş olduklarını söylüyorum çünkü öyleler.

        ‘SIRADAN BİR AİLEDENİM’

        Adaylar açıklandığında AK Parti Güneydoğu’dan çekiliyor yorumları yapıldı. Sizin izleniminiz nedir? Doğru bir yorum değil. 2007 yılından önce siyasette beni tanıyan kimse yoktu. Finans, ekonomi çevrelerinde tanınıyordum ama siyasette değil. İnsanları tanımıyoruz diye halkla olan ilişkileri güçlü değil, halkı kucaklayamaz, bizim vizyonumuzu anlatamaz varsayımı yanlış. Burada feodal yapıdan şikâyet ediyorlar. Keşke çocukluğumu bilseniz, buradaki standartlara göre çok sıradan bir aileden geliyorum. O anlamda burada yapılan tercih doğru.

        Kimlik konusunda hassasiyetleriniz var mı? Mesela, çocuğunuz olursa adı Kürtçe olur mu?

        ‘KÜLTÜREL KİMLİK HAK’

        Neden olmasın. Kürtçe, Türkçe veya Arapça da isim olur. Bu ülkenin kültürü o kadar zengin ki, sabahleyin kalktığında ben her şeyden önce bir insanım. İnsanların kültürel anlamda kendi kimliklerini zenginliklerini yaşaması, yaşatması kadar haklı bir şey olamaz.

        ‘KÜRTÇE’Yİ HATIRLIYORUM’

        Ana dilinizde konuşmak nasıl hissettiriyor? Şanslı hissetim 30 yıl aradan sonra, ilk kez Kürtçe’yi kullanma imkânı oluyor. 1984’te buradan ayrıldım. Ne fakülte de ne de yurtdışında Kürtçe konuşma imkânım olmadı. Türkiye’deki yabancı şirketlerde çalıştım. Orada da ya İngilizce ya da Türkçe konuşuluyordu. Ama şimdi Kürtçe tekrar aklıma geliyor. Konuştukça da kendimi şanslı hissediyorum. Keşke zamanında Kürtçe’yi sadece konuşulan bir dil değil yazılan okunan bir dil olarak öğrenseydim.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ