Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Yunanistan ve Yunanlılar açıklaması

        Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in Fener Rum Patriğine yaptığı ziyareti değerlendiren Bahçeli, "Diyanet İşleri Başkanı'nın bile soydaşlarımızın kanayan yarası dururken, Fener Rum Patriğini ziyareti sırasında Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasına göndermede bulunması ve sanki bu konu üzerine vazifeymiş gibi hareket etmesi doğru, yerinde ve hakkaniyetli bir tavır olmamıştır. Türkiye'deki azınlıkların haklarını verme konusunda faal durumda olanların, insafları varsa dikkatlerini biraz da Batı Trakya'daki kardeşlerimize çevirmeleri ve çığlıklarını duymaları mutlak anlamda elzemdir" dedi.

        Bahçeli, "Suriye tarafından düşürülen RF-4E Fantom tipi eğitim uçağımızda bulunan iki pilotumuzun şehit olmasından duyduğum derin teessür halini belirtmek istiyorum. Aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet dilerken; ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize sabırlar niyaz ediyorum. Özellikle günlerdir süren, pilotlarımızın nasıl şehit olduğuyla ilgili kafa karıştırıcı beyan enflasyonu hepimizi rahatsız etmiştir. Mesele üzerinde bilip bilmeden konuşulması, kask ve botlar üzerinden zorlama sonuçlara ulaşılması hayret verici bir manzarayı ortaya çıkarmıştır. Bu çerçevede hangi kaynak ve çevrelerden beslendiği az çok belli olan yayın ve haberlere itibar edilmesi ve önem atfedilmesi Türkiye'nin tezlerini zaafa uğratacak ve inandırıcılığını tartıştıracaktır.

        Beklentim herkesin, düşürülen uçağımızla ilgili devlet kurumlarının yaptığı tespit ve açıklamaların arkasında durması, kuşku pompalamaya çalışan iç ve dış odaklara fırsat vermemesidir" dedi.

        SAMSUN'DA YAŞANAN SEL FELAKATİ

        Samsun'da yaşanan sel felaketine değinen Bahçeli, "Şimdiye kadar 12 kardeşimiz maalesef hayatını kaybetmiştir. Vefat edenlere Cenab-ı Allahtan rahmet, ailelerine ve Samsunlu vatandaşlarıma başsağlığı diliyorum. Tabii afetin meydana gelmesini elbette kimse istemeyecektir ve dilemeyecektir. Ancak risklerin öngörülerek bu paralelde tedbirlerin sıkılaştırılması ve yoğunlaştırılması her şeyden öncelikli ele alınmalıdır. Samsun'un Canik ilçesinde yaşanan acı hadisenin özünde tedbirsizlik, yerleşim yeri seçimindeki dikkatsizlik, çarpık kentleşme ve yanlış alanlara konut inşası önemli bir etkendir. TOKİ'nin dere yataklarına ev yapması, belediyenin ihmal ve kayıtsızlığı üzülerek görüyorum ki felaketlere kapı açmıştır. AKP'nin siyasi propaganda malzemesi TOKİ'nin Samsun'daki acı tabloda önemli bir payı vardır. AKP'li Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasında birbirini suçlayan kısır döngü, yardımlar konusunda koordinasyonsuzluk, acil müdahaledeki düzensizlikler yaraların sarılmasını geciktiren başlıca faktörlerden bazılarıdır. Konuyla ilgili AKP'li bakanların kendilerini kurtarmak ve aklamak adına asılsız mazeretlere sığınarak ipe un sermeleri de hükümetleri adına talihsizliktir. Samsun'daki doğal felaketin neden olduğu zararların hükümetçe karşılanması her şeyden acil bir duruma gelmiştir. Kaçak, yanlış ve dengesiz yapılaşmaya göz yumanlar ve hatta teşvik edenler hakkında da hukuki takibat süreci bir an önce başlatılmalı, kim olursa olsun bunlardan hesap sorulmalıdır" diye konuştu.

        3. YARGI PAKETİNİN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ

        Özel yetkili mahkemelerin akıbetini de kapsayan 3. yargı paketinin 5 Temmuz 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandığını hatırlatan Bahçeli, "Her şeyden önce bu yargısal düzenlemenin eleştirilecek çok yönü olduğu açıktır. En başta AKP'nin siyasi durum ve şarta göre hukuka neşter vurması, kendini güvenceye almak için adaletin içini oyması bizim tasvip etmediğimiz ve tehlikeli bulduğumuz bir husustur. Madem yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesiyle ilgili ihtiyaç bu kadar belirgindir, o halde bugüne kadar hükümet neden bunu geciktirmiş, neden görmezden gelmiştir? Adaletin ucu kendisine dokununca birden bire irkilen ve harekete geçen iktidarın yeni uygulamaları, klasik bir ön alma ve yargıya daha fazla siyasi nüfuz çabasından başka bir anlama gelmemiştir. Terör ve darbe suçlarında üst düzey bir makamdan izin almadan soruşturma açılabilmesi, bunun dışındaki “örgütö suçlarında ise soruşturma başlatılabilmesi için üst makamdan “izinö alınma mecburiyetinin getirilmesi AKP'nin sinsi niyetlerinin eseri olarak görülmelidir.Diğer taraftan yeni durum kapsamında özel yetkili mahkemeler kaldırılmış, yerine bölge mahkemeleri tesis edilmiştir. Bazı darbe davalarına bakan mahkemelerin de dava sonuçlanasıya kadar görevine devam edeceği anlaşılmıştır" dedi.

        TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİN DURUMU

        "Yapılan kanun düzenlemesiyle, şüphelilerin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınması kararlaştırılmıştır" diyen Baheçeli şunları söyledi: "3 yıldan daha az hapis gerektiren adli kontrol sistemi; 3 yıl ve üstü için uygulanabilir bir hale getirilmiştir. Bu nedenle halen tutuklu bulunan milletvekillerinin tutuksuz olarak yargılanabilmelerinin önü açılmıştır. Ne var ki bunun, davaya bakan hâkimin takdir yetkisine bırakılması ve amir hüküm olarak tayin edilmemesi yeni sorunların belirmesine neden olabilecektir. Millet vekâletini almış milletvekillerinin, en kısa sürede özgürlüklerine kavuşarak zaten olması gereken durumlarına kavuşmaları bizim en temel dilek ve isteğimizdir. Bu şekilde halen tutuklu bulunan milletvekillerinin yemin merasimlerinin de yapılarak TBMM'nde yerlerini almaları millet iradesine duyulan hürmetin ikamesi olmayan bir gereği olacaktır."

        YUNANİSTAN ZİYARETİ

        Bahçeli, "Yunanistan seyahatimizden rahatsızlık duyan bazı marjinal çevrelerin kuru gürültüden ibaret olan hezeyanları ise Türk ve Müslüman karşıtlığının iflah olmaz varlığına açık bir işaret teşkil etmiştir. Emellerinden vazgeçmeyen Enosis zihniyetinin ve Megali İdea'yı gıdası yapan düşmanca tutumların halen varlığını sürdürmesi ise şüphesiz esef verici ve komşuluk hukukuyla bağdaşmayan kötü niyetliliktir. Diğer taraftan ibadete kapatılan, bu da yetmiyormuş gibi bakımsızlığa terk edilen Alaca İmaret Camii, bizim tarafımızdan Sadrazam İshak Paşa Camii olarak Selanik gezimiz esnasında yeniden isimlendirilmiştir. Selanik'te yaşayan soydaşlarımızın, halen apartman altlarındaki mescitlerde ibadetlerini yapıyor olmaları hepimiz açısından büyük bir üzüntü kaynağıdır.

        Ülkemizde ruhban okulunun açılmasıyla uğraşanların, ibadetlerini yapacak camileri bile olmayan kardeşlerimizin sorunlarına eğilmekten imtina etmeleri vicdansızlıkla ve insafsızlıkla bile izah edilemeyecektir. Bunun telafisi amacıyla, Selanik'teki ecdat yadigarı Sadrazam İshak Paşa Camii'nin ibadete açılması konusunda AKP hükümeti her türlü girişimi beklemeksizin başlatmalıdır" diye konuştu

        DİYANET İŞLERİ BAŞKANI'NIN FENER RUM PATRİĞİNİ ZİYARETİ

        Bahçeli son olarak şunları söyledi: "Diyanet İşleri Başkanı'nın bile soydaşlarımızın kanayan yarası dururken, Fener Rum Patriğini ziyareti sırasında Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasına göndermede bulunması ve sanki bu konu üzerine vazifeymiş gibi hareket etmesi doğru, yerinde ve hakkaniyetli bir tavır olmamıştır. Türkiye'deki azınlıkların haklarını verme konusunda faal durumda olanların, insafları varsa dikkatlerini biraz da Batı Trakya'daki kardeşlerimize çevirmeleri ve çığlıklarını duymaları mutlak anlamda elzemdir. Türkiye'ye azınlık hukukunu durmadan hatırlatan, Batı Trakya'daki kardeşlerimize de yalnızlık hukukunu reva gören çifte standartçı yaklaşımlar asla kabul edilemez niteliktedir. Tutarlık ve uluslararası hukuk doğrultusunda azınlık haklarından soydaşlarımızın tümüyle istifade ettirilmesi hem haktır hem de yasal zorunluluktur. Bununla birlikte yüz yıl önce bizi Balkan coğrafyasından koparmak için sömürgeci güç alçakça tertiplere başvurmuş ve insanlık dışı saldırıları meşru görmüştür. Evlad-ı Fatihan'ın egemenlik alanlarını daraltmak ve dağıtmak için aşağılık yöntem ve yollarla müracaat etmiştir."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ