Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Fi­liz Akın, bu­gün HABERTÜRK'te ekrana gelen ‘Filiz Akın ile Haf­ta­so­nu Sohbet­le­ri­’ prog­ra­mın­da oğ­lu İl­ker İna­noğ­lu­’nu ağır­ladı... İşte o keyifli sohbet...

Kaşılıklı olmak bir tuhaf geliyor. Seneler sonra film çeviriyormuşuz gibi geldi. Seneler oldu Yumurcak filminden sonra. İlker şu soruyla başlayalım. Arka Sokaklar'ın başarısını neye bağlıyorsun?


İşlediğimiz konular güzel. Aksiyonun hiç durmaması. Çok iyi bir oyuncu kadrosu var. Çok iyi bir yönetmenimiz var.

Aslında ciddi konuşurken zorlanıyorum çünkü izleyenlere anlatmak isterim. Ölüyü güldüren tipler var ya İlker benim için öyle. Amerika'da tedavi görüyordum. Kolum ağrıyordu. Bir taraftan "ah" diyorum bir taraftan gülüyorum. İlker gülmekten herkesi mahvetmişti...

Ben sana ağrı kesici vermiştim. Lavaboya gitmiştim bir geldim sen yerdeydin...

VİDEO 1 İÇİN TIKLAYIN


Seni çocuklkuğundan alalım büyütelim. İlk filmini hatırlar mısın? Şarkı söylemiştin. Hatırlıyor musun?

Yok hatırlamıyorum...

VİDEO 2 İÇİN TIKLAYIN

Huysuz ve Tatlı kadın ilk söylediğin şarkı.


İlker'in o zamanlar kapıları açma gibi bir alışkanlığı vardı. Bir keresinde yine öyle olmuştu. Yumurcak'ı karşılarında bulmuşlardı. Yaramazlıklarını hatırlıyor musun?


Bana bakan bir kadın vardı onu çok kızdırırdım. Duş alırken banyonun kapısını açardım

İlker banyoda gemisini yüzdürmeye bayılıyordu. İlker girmesin diye bakıcısı kapıyı kilitlemiş. İlker de kağıyı tekmelemiş ve kapı kırılmış. Yaramazlıklarını babasına söylemliyiz dedik. Gece 12'de zor yatırdığımız çocuk 4'te yatağa girdi. Babası geldiğinde çok güldü. İçeri bağırdı "İlker" diye. İlker de "Uyuyorum" diye bağırmıştı. Çok tatlıydı. Tabii her anneye tatlı gelir evladı.
Yumurcak setinden birşey hatırlıyor musun? Gazete sat diye seni çalıştırıyorduk

Deneme çekimi yapıldığunda hatırlıyorum. Bir uçuruma gitmiştik. Koşmam gerekiyordu.

"ALTIN PORTAKAL'I YILMAZ GÜNEY'İN KUCAĞINDA ALDIM"

Çok zorlandık ama seyirciye sevimli geldi... Gelelim Altın Portakal'a. Ödülü kimin kucağunda almıştın?

Onu hiç unutmam... Yılmaz Güney'in kucağında aldım. Bütün gece onun kucağındaydım

Ondan sonraki filmlerini İtalyan bir yönetmenle film çekmiştin
...

Küçük Şahit'i çekmiştim. Cinayetlere şahit olan çocuğu oynamıştım.

Daha sonraki filmlerinden anın var mı?
"Veda" filmiydi...

"ŞEVKET ÇORUH'LA TATLI BİR REKABETİMİZ VAR"

İlker'in bütün anneleri üzecek birşeyi yaşıyorduk filmdeki senaryoda. İlker'in o sahnede hayata veda etmesi lazım. O sahnede çok hasta. Sapsarı, son dakikaları fakat İlker sette herkesin kucağında. Yüzüne boya sürüyoruz sarı olması için. O sette çok zorlandık. Bir ağladın beni de susturamadılar. Yumurcak dönemi filmlerden başka ne hatırlıyorsun?

Yabancılarla çok film yapılıyordu. Cüneyt Arkın'la İtalya'da kovboy filmi çekmiştik. 9-10 yaşındaki bir çocuğun böylşe birşey çekmesi çok ilginç. Şevket Çoruh'la çok tatlı rekabetlerimiz vardır. Ne yaptın sen bugüne kadar diye sorular soruyoruz. Ben "Altın Portakl'ı 5 yaşında aldım, sen ne yaptın?" diyorum...
İlkokul bitince yatılı okula gönderildim. Hayatımdaki en üzgün 2 sene geçmişti. Senden ve babamdan uzaktım. Türkiye'de sokakta ilgi odağı görmüş biriydim. Öyle bir ilgiden, hiç  tanınmadığğınız bir yere gitmek zordu.
Oraya babam ve annem geldiğinde çok mutlu oluyordum. Uyumazdım. Seni de uyutmazdım değil mi?

Evet... Yatağa yattığımızda gözlerimi kapadığımda sen "Anne uyuma konuşalım" derdin... Sonra bir İngiltere dönemin var

Orta ve Liseyi orada okudum. Oradaki yatılı okullar daha sertti. İsviçre'de çok kiloluydum. İngiltere'de az yemek veriyorlardı. Haftasonları okuldan kaçıyordum...

"HAYATIMIN EN MUTLU 2 SENESİ PARİS'TE GEÇTİ"

Baban o dönemde endişelendi. Ben de Paris'te oturuyordum. Paris'e gelsin mi gelmesin mi diye düşündük senin için. "Tamam"dendi. Sen Paris'e geldin. Bu kez de benim sıkıntılarım başladı. Tam yetişme zamanında Amerikan lisesine gidiyordun.


Biralar içiyordum.. 18 yaşıma gelince ben evi terk ettim. Paris'te 2 sene çok güzel geçti. En mutlu olduğum dönemdi. Yatılı değildim. Eve geliyordum.
Erken bir evlilik oldu Türkiye'ye geldiğimde.

"BİRİCİK'LE GECEKONDU TUTTUK. GECEKONDUNUN CAMI AÇIKTI"

Biricik'le ilk Fransa'ya gitmeye karar verdiniz. Sokaklarda mı yattınız ne?


Evden kaçmıştım. Biricik'le beraberiz. "Biz başaracağız" dedik. Askerliğim gelmişti, pasaportum yoktu. Arakadaşlarımla çalıştım. Sonunda hallettik. Gecekondu tutmuştuk. Gecekondunun camı açıktı. Sobamız vardı. Pasaportumu çıkarıp Paris'e gittim. Tekstil firmasında çalıştım. Hamallık yaptım. Biricik de lokantada çalıştı.

Biricik o kadar güzeldi ki. Yolda beraber gittiğimizde manken olur musun diyorlardı. Daha sonra Amerika fikri geldi..

Türkiye'ye gelince babamla çalışmıştım. Sinemayı okumak istiyordum. Oyunculuğu tam öğrenmek istiyordum. Karar verdim. Aldım valizleri. Cebimde 1000 dolarla ABD'ye gittim. Restoranda garsonluk yapıyordum. Film okulunda yönetmenlik üzerine kurslara girdim. Sonra oyunculuğa konsantre olacağımı anladım. İyi eğitimcilerin peşine düştüm. Şansım yaver gitti. Çok takdir edilen bir hocayla çalıştım.

"OKUL BİRİNCİSİYDİM"

Orada işin tekniği mi yoksa nasıl hazırlanmanız gerektiği mi öğretiliyordu. Çığlık atmanın, ağlamanın tekniği var mı?

Tamamen organik olarak senin o karakterde bulmanı sağlıyor. Sende yetenek varsa ve durumuna inanıyorsan kendiliğinden gelmesi gerek. O ruh halini veriyorsun karakter olarak

Senin için güzel şeyler söylenmişti orada da.
..

Evet.. Okulun birincisiydim.

Kimler yetişmişti o okulda?

O okula meşhur olanlar geliyorduç Keanu Reevs vardı. Kate Hutson oynuyordu. Oliver Stone'un evinde herkesi gördüm. Tom Cruise ile aynı masada kahvaltı etmişliğim de vardır. Evliliğim oldu orada..

Burada hayalleri olan insanlar var. Amerika bir oyuncu için en özenilen ülke. Sen bana "oraya gittiğinde aslında burada tanınmış biri olarak getirisi yok" demiştin. "Bir ülkede meşhur olmak önemli değil orada" demiştin


Oyunculuğun sonu olmadığını düşünüyorsun. Keanu Reevs orada seninle eğitim alıyor. Başka ne yapabilirim diye eğitim alıyor.  Yumurcak olmanın dezavantajı oldu, "beni Türkiye'de tanıyorlar" diyorsun. Ama bu dezavantajlı oluyorsun. Audition yapıyorlar...

Audition nedir?

Bir filme oyuncular seçilirken yönetmene filmdeki rollerinden 2 sayfa okuyorlar, oynuyorlar. Sonra seçim yapılıyor

Senin güzel bir Audition hikayen var mı?

Oraya gidince bir ajans bulmak zor. Sendikaya üye oluyorsunuz. Ben hepsini yaptım. Bir fotoğraf çektiriyorsun. Arkanda da özgeçmişin yazıyor. Bir hafta sonra telefon geldi. Bir film için audition vardı. Dans eder misin demişlerdi. Ederim dedim. Herkes işini iyi yapıyordu orada. Bize sıra geldi. Blue Jeanlar üzerimde. Şöyle yapacaksınız diyorlardı. Ama sonra gördüler, sizin yapmanıza gerek yok demişlerdi..

Amerika'da oynadın mı?
Evet televizyon filmlerinde oynadım. Tiyatroda oynadım. Orada tiyatro yapmayanı oyuncu saymıyorlar..

Kimleri beğeniyorsun?
Al Pacino, Mel Gibson, Nurgül Yeşilçay, Özgü Namal ve Oya Başar'ı beğeniyorum

Orada sen bir senaryo almıştın ve film festivalini mi kazanmıştın?

Evet.. 3 Sezon diye bir senaryo yazmıştı bir arkadaşım. Prodüktörlüğünü yaptım. Parayı bulamadım ama birincilik almıştım. Oyuncu keşfi ve senaryo konusunda bir önsezim vardır.

Bazen günde 3 filme giderdin...

Evet 4-5 film izlerim

Chloe ile nasıl tanıştın?

Gece kulübünde tanıştım. 6 ay sonra evlendim. Bir oğlumuz oldu. Alek Berker diye.. Şu an 12 yaşında.

Senin gibi yaramaz değil, iyi huylu bir çocuk...


Evet. Annesi de iyi bir insandır

EN BEĞENDİĞİ YÖNETMENLER

Senin bir fragmanını görmüştüm. Orada takma kolu olan bir adamı oynuyordun...
Bir arkadaşımın projesiydi. Sonrası ne oldu? Film ne oldu bilmiyorum

Yönetmen olarak beğendiğin kimler Türkiye'de ve dışarda?

Çağan Irmak, Erden Kıral, Yavuz Turgul, Orhan Oğuz. Dışarda Martin Scorsaze, Alen Parker beğeniyorum.

Bir ara sen babanın bir işi için Çin'e gitmiştin. Çin'le ilgili bir film çekmiştiniz Halit Refiğ ile

Yok ben video kamerasıyla bir çekim yapmıştık.

Gelmiştiniz Paris'e


Çin'e gittik. Sonra Paris'e gittik. Çok yorgundum. Sen bizi havaalanından aldın
Bütün ikazlarıma rağmen kamerayı bırakmayalım demiştin. Ama bırakmıştık. Kamerayı çaldırmıştınız.

"EN ÇOK SEVDİĞİM İNSAN OĞLUM, HAYATTAKİ HERŞEYİM"

Halit Refiğ seni çok sevmiştiniz. Çinlileri çok iyi taklit ediyor demişti.


Oğlundan bahsedelim.. Aslında sen ayrılıktan çok etkilendin. Hala bu sana bir yara olmuştur. Oğluna yaşatmak istemezdin ama oldu

İstemediğin şeyi sen kendi oğluna yaşatıyorsun. Hayatta herşeyim o. En çok sevdiğim insan. Üzüldüğünü biliyorum. Elimden geldiğince onu çok sevdiğimi gösteriyorum. Geçen sene ilk kez neden bizi bıraktın gittin dedi.

Çamaşırlarını yanında taşırsın..


Evet..

Enteresan bir fiziki özelliği var

Benimle aynı boyda. Seneye beni geçer...

"AŞK ACISI YAŞADIM"

Ama çok sevimli. İlker'e de annesine de benziyor. İlker'e hayran. İnşallah ona benzer. Çok aşık oldun mu?

Aşk acısı yaşadım..

Şimdi mutlu musun
?

Şimdi mutluyum.. Hafif bir orta yaş krizine giriyorum ama aşk konusunda mutluyum

Daha yapmak istediğin birşeyler var mı?

Kendi sinema filmimi yönetmen ve prodüktörlüğünü yapmak istiyorum.
Dizi yoruyor ama hem prodüktör hem oyuncusu olabilirim. Sette, hem kamera önü hem arkasındaysan zor oluyor.

"FERZAN ÖZPETEK VE FATİH AKIN'LA ÇALIŞMAK İSTERDİM"


Kurşun Asker'de yorulmuştun, çok zayıflamıştın...

Evet çok yoruluyordum ve zorlanıyordum..

Herşeyi kendin yapıyordun. Peki şu anda yapmak istediğin hazır olan birşey var mı?

Sen de biliyorsun kafamda bir sürü hikaye var. Belki de başkasının senaryosu olur.. Ferzan Özpetek ve Fatyih Akın'la çok çalışmak isterdim..

Oğlundan biraz daha bahsedelim..


Berker rahmetli amcamın ismi. Yaşı da büyüdü. Bir sene bazen onlar geliyor bazen ben gidiyorum. Belki bu sene gelir. Robert Koleji'nin kurslarına gidebilir. Bu yaz kalabilir bizimle...

"TÜRKİYE'DE KABİLİYETE BAKMIYORLAR"

Gençlere neler tavsiye edersin?

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki. Genç oyunculara bakıyoprum. Kabiliyetle bir yere gelemiyor kimse. Cihangir'de oturman gerekiyor oynaman için. Bir şans vereyim konumuna gelmedik. Ya tanıdıklar oynuyor, hep aynı kişiler oynuyor filmlerde. Ben de oynayayım Fatih Akın'ın, Çağan Irmak'ın filmine. Amerika'da zenci biri geliyor bir oynuyor başrolü alıyor.

Kızma İlkerciğim seni çok seviyoruz. Ben bütün arzuların olsun istiyorum annen olarak. Seni keyifli görmek en büyük dileiğim. Biraz duygusalım bu programda. Bir anne olarak seni karşımda görmek çok hoşuma gitti. O duvarda astığın oyunculukla ilgili değil gönülden istediğin herşey karşına gelir istediğin...

Ben de seninle yeniden konuşabildiğimiz, hastalığı beraber yendiğimiz için çok mutluyum. Annecim seni çok seviyorum

Ben de seni..

BAKMADAN GEÇME