Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

 

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Rektörü Prof. Dr. Zafer İlken, İYTE Kampüsü'ne teknoloji kenti kurulması yönünde bir Fransız firma ile sözleşme metni üzerinde anlaşmak üzere olduklarını belirterek, ''Çok net olarak söyleyeyim, Expo 2015 bunun yanında hafif kalır'' dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. İlken, 1 yıl önce Fransız
bir organizasyon firmasının Balkanlar ve Türk Cumhuriyetlerini kapsayan,
bölgeye hizmet edecek bir teknoloji kenti planladığını, önce İstanbul'da
yer arayışlarında bulunduklarını ama umduklarını bulamadıklarını, tam
Türkiye'den vazgeçmek üzereyken İzmir'in gündeme geldiğini anlattı.

Fransızların İzmir'e gelerek kendileriyle görüştüklerini aktaran Prof.
Dr. İlken, şunları söyledi:

''Bir süre önce de biz Fransa'ya gittik, firmanın Nice'deki teknoloji
geliştirme bölgesine yaptıkları katkıyı gördük. Bir sözleşme metni
üzerinde anlaşmak üzereyiz. Bu teknokent, 20-25 bin kişinin çalışacağı,
15 milyar dolara kadar çıkacak olan bir proje. Teknoloji geliştirme
bölgeleri sadece ofisler ve bir takım laboratuvarlardan oluşmaz, içinde
yüzme havuzları, golf sahaları, oteller vs. de barındırır, 24 saat
yaşayan yerlerdir. Bu proje de bölgeyi bu havaya getirecek bir proje.
Buraya metronun gelişini hızlandırır, Körfez'e deniz otobüsü
çalışmasını, Çeşme Havaalanının tamamlanmasını hızlandırır. Çok net
olarak söyleyeyim; Expo 2015 bunun yanında hafif kalır. Çünkü bu,
buranın geleceğine yönelik bir olay.''

Projenin önünde bir takım yasal zorlukların bulunduğunu ve bunları
yabancılara anlatmakta güçlük çektiklerini vurgulayan Prof. Dr. İlken,
şöyle devam etti:

''Buranın sit alanı olması, yapılacak binaların üst hakkı sorunu,
üniversite arazisi, hazine ve ormandan tahsisli arazi olmak üzere burada
üç tür arazinin bulunması gibi problemlerimiz var.

Onlar 2 bin 140 dönüm bize yetmez, biz bütün kampüse talibiz diyorlar.
Ama kampüsün yüzde 80'i orman arazisi, nasıl yapacağız? Fransıza diyorum
ki bir olumsuzluk olarak, (bizim orada Roma Hamamı var). O diyor ki, (ne
kadar güzel, biz onu restore ederiz). Yani bir anlayış farkı var ortada.
Önümüze çıkan yasal sorunları nasıl anlatacağız? Sırf bu iş için, yasal
prosedürler ile çalışsın diye bir hukuk bürosu ile anlaştık.''

-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ-

Ege Bölgesindeki tek Teknoloji Geliştirme Bölgesinin İYTE kampüsünde
bulunduğunu, burada bilgisayar yazılımı, imalat, konstrüksiyon, kimya,
makine ve elektronik mühendisliği başta olmak üzere 63 firmanın faaliyet
gösterdiğini, 300-350 kişinin çalıştığını kaydeden Prof. Dr. İlken,
firmalara makine, teçhizat, sarf malzemeleri, laboratuvar aletleri ve
bina imkanı sağladıklarını anlattı.

Prof. Dr. İlken, üniversitelerle sanayinin özellikle Ar-Ge alanındaki
işbirliğinin önemine işaret ederek, şöyle konuştu:

''Örneğin Vestel'in yazılım kısmı burada. Üniversitenin sanayiye bakan
yüzünü göstermesi açısından burada gerçekleştirdiğimiz faaliyetler çok
önemli. Yıllarca üniversite kendi içinde kapalı bir tablo çizdi.
Sanayici sadece işi düştüğü zamanlarda üniversiteye başvurdu. Üniversite
hocası da kapısını kapattı, kendi dünyasında yaşadı. Ama Ar-Ge
çalışmalarının önem kazandığı özellikle son 10 yıldır işin böyle
yürümeyeceği anlaşıldı.

İşbirliği anlamında bazı firmalarla anlaşmalar yaptık. (Bizim yüksek
lisans öğrencimizi işe alın, kendi imalat ya da tasarım probleminizi bu
kişiye tez olarak verin, tez jüriliğini biz yapalım) dedik. Bu şekilde
birkaç firmada 6-7 öğrencimiz çalışıyor. ''

İYTE'nin iddialı olduğu alanların başında moleküler teknoloji, genetik,
biyo teknoloji, nano teknoloji ve enerjinin geldiğini vurgulayan İlken,
öğretim üyelerinin yüzde 80'inin ABD'de doktora yaptığını, oradaki
ilişkilerini devam ettirdiklerini, böylece yeni teknolojileri daha rahat
takip ettiklerini dile getirdi.

-''CİVARDAKİ KÖYLÜLER YERİN ALTINA İNİYORUZ SANIYORLAR''-

İYTE'nin gelecek dönem hayata geçireceği projeler hakkında bilgi veren
Prof. Dr. İlken, ''DPT ile yaptığımız ortak çalışmayla bir sıcak su
kuyusu açtırdık, bu 34 derecelik su ile yaz-kış yüzülebilecek bir yüzme
havuzu yapacağız. Seracılık, karides üretimi ve çiftlik balığı üretimi
yapacağız'' şeklinde konuştu.

Egenda şirketi ile bir rüzgar santralı yapma konusunda sözleşme
imzaladıklarını, santralın lisansının alındığını, 3 sene içinde
tamamlamayı planladıkları santralın 13 megavat kapasiteli olacağını
anlatan Prof. Dr. İlken, ''Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,
bizim yukarıda keçi otlayan bölgede bilim parkı ve bilim müzesi gibi bir
proje planlıyor'' dedi.

Prof. Dr. İlken, İYTE'nin tanıtım problemi olduğuna dikkat çekerek,
''Ege'ye mi 9 Eylül'e mi bağlısınız diyenler, bana müdür diye hitap
edenler, bizi özel üniversite sananlar var. Bu civardaki
köylüler, (sabah servisler geliyor, herkes iniyor ve yerin altına
giriyorlar, akşamları da yer altından çıkıp servislerle gidiyorlar)
diyorlarmış. Ortada kimse gözükmüyor, çünkü herkes çalışıyor. Halbuki 2
bin küsur öğrenci, 700 küsur akademik personel, 300 küsur da teknoloji
bölgesinde olmak üzere 3 bin küsur kişi var bu kampüste'' dedi.

-ÜNİVERSİTELERDE KONTENJAN ARTIŞI-

Prof. Dr. Zafer İlken, YÖK'ün üniversitelerin kontenjanlarını artırma
kararına ilişkin şunları söyledi:

''Çok kötü değerlendiriyorum. Çok ciddi bir sıkıntı yaratır bu. Bizim
binalarımızın tasarımı bile 40 kişilik sınıflara göre tasarlanmıştır. Bu
kontenjanlar arttığında o sınıfta ders yapamayacaksınız. O zaman dersin
A ve B şubesini açacaksınız. Bu da hocanın vereceği ders yükünün artması
demektir. Bizim gibi araştırmaya ağırlık veren üniversitelerin
laboratuvarları buna göre oluşturulmuş.

Ama bana hiç sormadan (kontenjanı artır) diyorsunuz. Bu, üniversiteyi
lise haline getirmektir. Öğretim üyesinden haftada 8 değil 16 saat ders
vermesini istediğimizde o da (kusura bakma hoca, ben gidiyorum) der,
özel üniversitelere gider. Zaten bizim 5 katımız maaş veriyorlar, yani
hocayı burada tutmamız iyice imkansızlaşır.''

BAKMADAN GEÇME