Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat İstiklâl Marşı'nı ilk kez Suphi Tanrıöver okudu
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İstiklâl Marşı'nı TBMM'nde ilk kez okuyan Hamdullah Hamdullah Suphi Tanrıöver, vefatının 55'inci yılında anılıyor. 1885'te İstanbul'da dünyaya gelen Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ayasofya Rüşdiyesi'nde, Darülmuallim'inde ve Darülfünun Edebiyat Fakültesi'nde çeşitli dersler verdi. Fecri Ati topluluğu içinde şair ve eleştirmen olarak yer aldı.

        Türk Derneği, Türk Yurdu Cemiyeti, Türk Ocağı ve Türk Bilgi Derneği gibi kuruluşların faaliyetlerine katılan, Türk ocaklarının başkanlığını yapan Hamdullah Suphi Tanrıöver, 1919'da İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali nedeniyle İstanbul'da düzenlenen protesto mitinglerindeki konuşmalarıyla dikkati çekti.

        Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde Saruhan milletvekili olarak görev yapanHamdullah Suphi Tanrıöver, İstanbul'un işgali ve Türk ocaklarının kapatılması üzerine Ankara'ya giderek Milli Mücadele'ye katıldı. Tanrıöver, Antalya mebusu olarak 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi ve aynı yıl Maarif vekilliğine getirildi. Matbuat ve İstihbarat umum müdürlüğü görevlerini de üstlenen Hamdullah Suphi Tanrıöver, ayrıca İstanbul matbuatına karşı Milli Mücadele'yi savunan yazılar yazdı.

        REKLAM

        Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı İstiklâl Marşı'nın TBMM'de milli marş olarak kabul edilmesi için büyük çaba sarf eden Hamdullah Suphi Tanrıöver, mücadeleci tavrı ve hitabetiyle önem kazandı.

        Farklı dünya görüşlerine sahip olsalar da Büyük Millet Meclisi'nde Burdur Milletvekili olan Mehmet Akif Ersoy'un hatiplik ve şairlik yönünü yakinen bilen ve takdir eden Hamdullah Suphi Tanrıöver, ünlü şairin neden yarışmaya katılmadığını o dönem soruşturmuş ve şairin Milli Marş için yarışmaya ödül koyulması nedeniyle katılmadığını öğrenerek, kendisine mektupla bir ricada bulunmuştu.

        Büyük Millet Meclisi'nin ikinci yasama yılının açılış gününde Hamdullah Suphi Tanrıöver, bu durumu genel kurul salonunda diğer mebuslarla şu şekilde paylaşmıştı; "Arkadaşlar, hatırlarsınız Maarif Vekaleti son mücadelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şairlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi. Arada yedi tanesi en fazla evsafı ha'iz olarak görülmüş ve ayrılmıştır. Yalnız vekalet yapmış olduğu tedkikatta fevkalade kuvvetli bir şiir aramak lüzumunu hissettiği için ben şahsen Mehmet Akif Beyefendi'ye müracaat ettim ve kendilerinin de bir şiir yazmalarını rica ettim. Kendileri çok asil bir endişe ile tereddüd gösterdiler. Bilirsiniz ki bu şiirler için bir ikramiye vaat edilmiştir. Halbuki bunu kendi isimlerine takrib etmek arzusunda bulunmadıklarını ve bundan çekindiklerini izhar ettiler. Ben şahsen müracaat ettim. Lazım gelen tedabiri alırız ve icabeden ilanı yaparız dedim. Bu şartla büyük dini şairimiz bize fevkalade nefis bir şiir gönderdiler. Diğer altı şiirle beraber nazarı tetkikinize arz edeceğiz. İntihab size aittir. Arkadaşlar reyimi ihsas ediyorum. Beğenmek, takdir etmek hususunda ha'iz-i hürriyetim. İntihabımı yapmışım, fakat sizin intihabınız benim intihabımı nakşedebilir. Arkadaşlar bu size aittir efendim.

        REKLAM

        Bu konuşmasının ardından çok duygulu bir şekilde Meclis kürsüsünde ilk kez ve üst üste 4 defa okuyanHamdullah Suphi Tanrıöver, şiiri Anadolu mücadelesinin önemli bir simgesi olarak gördü. Hitabetiyle şöhret bulan, halk arasında ve meclis ortamında yaptığı etkili konuşmalarıyla 'Milli Hatip' ve 'Cumhuriyet Hatibi' olarak anılan Tanrıöver, 1923'te ikinci Meclise İstanbul milletvekili olarak girdi.

        Cumhuriyet'ten sonraki yıllarda yeni Türkiye'yi ve Cumhuriyet inkılaplarını öven konuşmalarıyla halk üzerinde etkili olanHamdullah Suphi Tanrıöver, 1925'te Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki görüşmeler sırasında tekke ve zaviyelerin kapatılmasına dair kanuna da itiraz etti.

        İstanbul'da Türk Ocakları'nı tekrar faaliyete geçiren ve Etnografya Müzesi'ni kuranHamdullah Suphi Tanrıöver, 1931-1943 yılları arasında Bükreş'te büyükelçilik yaptı. Tanrıöver, 1944'te Mersin'den 7'nci dönem, 1946'da İstanbul'dan 8'inci dönem milletvekili seçildi, 1950'de Demokrat Parti listesinden bağımsız Manisa milletvekili, 1954'te ise İstanbul milletvekili oldu. Hürriyet Partisi adayı olarak 1957'de girdiği seçimi kaybeden Tanrıöver, siyasetten ayrılıp Horhor'daki Suphi Paşa Konağı'na çekildi.

        Şiir, hikâye, makale ve edebi tenkitleri çeşitli mecmualarda yayımlananHamdullah Suphi Tanrıöver, çoğu aşk ve tabiat konulu şiirler yazdı. 'İslam Birliğinin Geçirdiği Safhalar', 'Sanat ve İstiklâlimiz', 'Bugünkü Tehlikeler ve Halk Önderleri', 'Milliyet Düsturları', 'Sovyet Rejimi ve Arap Birliğ Hakkında Tarihi Mütalaalar' başlıklı yazı ve konuşmaları bulunan Tanrıöver, Haçlıların parçalayıp yutmaya çalıştığı son Türk yurdunun Anadolu olduğunu, Anadolu'yu ayakta tutacak tek yolun ise milli kültür olduğunu savundu.

        Hamdullah Suphi Tanrıöver, 'Toplu İğne', 'Yutmaz', 'Hasad', 'Keçiboynuzu', 'İstanbulin' ve 'Münekkid' gibi takma adlarla yayımladığı manzume ve yazılarda mizaha olan yatkınlığını gösterdi. "Namık Kemal Bey Magosa'da", "La question armenienne et un point de vue Turque", "Dağ Yolu", "Günebakan" ve "Anadolu Milli Mücadelesi" eserlerini yazan ve milli edebiyat akımı içinde yer alan şair, aruzu terk edip hece vezniyle ve sade bir dil kullandığı şiirler de kaleme aldı. Eserlerinden 'Dağ Yolu' yeni harflerle ve "Günebakan" açıklayıcı notlarla tekrar yayımlandı.

        İstanbul'da 10 Haziran 1966'da 81 yaşındayken vefat eden Osmanlı Devleti'nin son döneminde yetişmiş önemli bir şahsiyet olan Hamdullah Suphi Tanrıöver'in cenazesi, Merkezefendi'deki aile kabristanında toprağa verildi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ