Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        'ŞU AN IMF'YE BİR KURUŞ BORCUMUZ YOK'

        "Türkiye ekonomisini daha güçlü kılmak için tarihi öneme sahip uygulamaları, Berat Albayrak´ın Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde hayata geçirdik" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP; bunlar faizcidir. Bunlar IMF´cidir. IMF temsilcileri ile kapalı kapılar arkasında pazarlık yapanlar bunlardır. Biz göreve geldiğimizde Türkiye´nin IMF borcu 23,5 milyar dolardı. Biz Mayıs 2013´te IMF´ye olan borçları ödedik, borcu sıfırladık. Bay Kemal; bizim IMF´ye bir kuruş borcumuz yok. Bitti bu iş. Bize diyorlar `IMF´den borç alın.' O sizin cibilliyetiniz, karakterinizdir. Bizde bu yok ifadelerini kullandı.

        'ORALARI ONLARA MEZAR ETTİK'

        Terör örgütlerinin ve Türkiye üzerinde hesabı olan karanlık güçlerin değirmenine su taşıyanlarla değil, kendi devletinin arkasında dağ gibi duranlarla yol yürüdüklerini vurgulayan Erdoğan, "Cudi'de varız, Gabar'da varız, Tendürek'te varız, Bestler Dereler´de varız. Nerede, hangi inde terörist varsa, o inde biz de varız. Oraları onlara mezar ettik. Ve 10 binlerle anılan teröristler şimdi yüzlerle anılıyor. Nereden nereye" dedi. Erdoğan, "Buradan milletime sesleniyorum, sizleri, bu kutlu saflarda görmek istiyoruz" derken, "AK gençlik seninle gurur duyuyor" sloganları üzerine, "Biz de sizlerle gurur duyuyoruz, sizlerle iftihar ediyoruz. Sizler elinde silahla dolaşan bir gençlik değil, bilgisayarıyla dolaşan bir gençliksiniz. Sizler, kitapların arasında geleceği hazırlayan bir gençliksiniz. Aynı şekilde hanım kardeşlerimi de böyle görüyorum. Tebrik ediyorum, alkışlıyorum" dedi.

        'CHP'NİN BAŞINDAKİNİ ADAM ZANNETTİM'

        Erdoğan, "Son zamanlarda CHP ve şürekası, Hazine ve Maliye eski Bakanımız Berat Albayrak'ı ve onun nezdinde tüm ailemle birlikte şahsımı hedef alan bir kampanya yürütüyor. Ülkenin ve milletin hayrına en küçük sözlerine ve duruşlarına şahit olmadığımız CHP yöneticilerinin hezeyanlarıyla uğraşmayı zul addettiğimiz  için önce bu kampanyayı görmezden geldik. Bu iş siyaset boyutunu aşıp, bir insan olarak sahip oldukları temel haklara ve özgürlüklere, özellikle de aileye saldırı boyutuna varınca bu kampanyayı yürütenlere ağızlarının payını vermek üzerimize vacip oldu. İzmir´in en büyük talihsizliği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bu şehrin milletvekili sıfatıyla Meclis'te yer alması. Kılıçdaroğlu'na cevapları İzmir'den vermenin daha doğru olacağına inanıyorum. Böylece İzmirli kardeşlerimiz, bu zatın gerçek yüzünü doğrudan görme imkanına kavuşacaklardır. Bu zat, bugüne kadar belgeleriyle, mahkeme kararlarıyla, şahitleriyle yüzüne vurduğumuz onca yalanına, iftirasına, bühtanına rağmen sürekli aynı şeyleri söylemeyi sürdürerek asıl niyetini ortaya koymuştur. Önüne hangi hakikatler konursa konsun, kendisine önceden ezberletilen, bilmiyoruz ama belki de dayatılan çerçeveye sadık kalarak aynı şeyleri sürekli tekrarlayıp duruyor. Öyle ki geçen hafta iki Bakanımız grup toplantısının hemen öncesinde kendisine gittiler. 'Başkanım, ne dersiniz' dediler. 'İsabetli olur' dedim. İçişleri Bakanım ile Savunma Bakanımı gerek CHP Genel Başkanı'na gerekse İYİ Parti Genel Başkanı'na gönderdim. Gitsinler, bu katliamla ilgili kendilerini bilgilendirsinler istedim. Bakanlarım bunu bana söyleyince ben de bu CHP'nin başındakini adam zannettim, gitsinler, anlatsınlar dedim. Hani diyor ya 'Haberimiz yok'. İşte asıl kaynağından, bizzat gitsinler anlatsınlar istedim" açıklamasında bulundu.

        'BU İKİ ARKADAŞIMA EDEP DIŞI HER ŞEYİ YAPTILAR'

        Kemal Kılıçdaroğlu´nun bir proje olarak CHP´nin başında bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ziyaret gerçekleştirdi. Bakanlara, 'Belgeleriyle, bilgileriyle hangi soyu sorarlarsa sorsunlar cevaplayın' dedim. İkili görüşmelerden sonra, bunlar yapıldığı halde daha sonra Meclis'te maalesef tamamıyla sınırı aşan bir yapıyla bu iki arkadaşıma edep dışı her şeyi yaptılar. İşte onun için biz diyoruz ki Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin başında siyasetin kendi mecrasında oraya gelmiş genel başkan olarak değil, bir proje olarak bulunmaktadır. Yanındakiler de o projenin diğer başlıklarıdır, yandaşlarıdır. Nitekim Gara Operasyonu'nun milletimizde yol açtığı öfkeyi, PKK'nın üzerinden uzaklaştırmak, uluslararası alanda PKK'nın güç durumda kalmasını engellemek için akla ziyan yollara başvurması, bu tespiti bir kez daha doğruluyor. Berat Bey ile ve onun üzerinden şahsımızla ilgili kampanyaya hız verilmesinin amaçlarından biri de budur. Dertlerinin ülke ve millet olmadığını, hakikatleri bin defa dinleseler de yine kafalarındaki senaryoyu, kendilerine tevdi edilen misyonun gereğini yerine getirmeyi sürdüreceklerini elbette biliyoruz" dedi.

        'BUNU BAŞARDIĞI İÇİN KUDURUYORLAR, ÇILDIRIYORLAR'

        Anlatacaklarını özellikle gençlerin çok iyi bilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Millete ve İzmir'e olan saygıları gereği, son 78 yıldır ülkenin diğer alanlarla birlikte ekonomide yaşadığı saldırıları ve buna karşı verdikleri mücadeleyi özetle anlatmak istiyorum. Vicdan ve izan sahibi herkes teslim edecektir ki bu mücadelenin ekonomik boyutunun en ön safında Berat Bey yer almıştır. Berat Bey'in önce enerjide, ardından ekonomide ifa ettiği görevlerdeki en büyük talihsizliği, 'damat' sıfatının, bu alanlardaki birikimi, gayreti ve başarısının önüne geçirilmiş olmasıdır. Eğer herhangi bir siyasetçi olarak bu işleri yapsaydı kendisiyle ilgili değerlendirmeler daha objektif yapılabilirdi diye düşünüyorum. Türkiye'nin son dönemde enerji alanında yaptığı atılımların temelinde Berat Bey'in bakanlığı döneminde geliştirdiği strateji ve yaptığı hazırlıklar bulunuyor. Karadeniz'deki doğal gaz rezervinin keşfini yapan sismik araştırma ve derin sondaj gemilerimizin alınmasıyla başlayan, madencilik alanındaki açılımlara kadar ülkemizin pek çok yeni kazanımının altında Berat Bey'in imzası var. İki sismik araştırma, 3 sondaj gemisi ve şimdi bir tane daha geliyor. Bunların fiyatlarına baktığınız zaman adeta bir otomobil fiyatı gibi. Bu nedir bu? Bunun adı finansı, parayı yönetmektir. Bunu başardığı için kuduruyorlar, çıldırıyorlar. Daha önce bazı firmalara Karadeniz'de araştırma görevi verdik. Üstelik para vererek değil. Gelecekler, bulurlarsa bulduklarının yarısını bize verecekler. Yaptıkları harcamalar miktarınca parayla cebimizden bir kuruş çıkmadan attık adımı ama şimdi baktık ki çok çok ucuza bu gemileri alabiliyoruz ve biz bu gemileri aldık. Şimdi bizim 5 gemimiz var, 6'ncı da geliyor. Türkiye ekonomisini daha da güçlü kılmak için pek çok alanda tarihi öneme sahip uygulamaları da Berat Bey'in Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde hayata geçirdik" açıklamasında bulundu.

        '95 MİLYAR DOLAR DÖVİZ REZERVİMİZ VAR, IMF´YE BORÇ SIFIRLANDI'

        Katılım şirketlerinde yeni iş modellerinin geliştirilmesini ve katılım şirketlerinin faizsiz finansman yöntemlerinin çeşitlendirilmesini önemli gördüğünü belirten Erdoğan, "Bilindiği gibi burada bir adım çok çok önemli. Ekranları başında bizi izleyen milletime tekrar hatırlatıyorum. Çünkü CHP, bunlar faizcidir. Bu CHP, bunlar IMF'cidir. IMF'nin temsilcileriyle kapalı kapılar arkasında pazarlık yapanlar bunlardır. Göreve geldiğimizde Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu vardı. Mayıs 2013'te bu borcu sıfırladık. Bay Kemal, ey Faik Öztrak, bilir misiniz şu anda bizim IMF'ye bir Allah kuruşu borcumuz yok, bitti bu iş. Bize diyorlar ki 'IMF'den gidin borç alın.' O sizin cibilliyetinizdir, o sizin karakterinizdir. Bizde bu yok. Geliyorum bir başka yere. Bunlar sahtekar, 'Şu anda Merkez Bankası´nın döviz rezervi sıfırlandı. Hatta daha da ileri gittiler, sıfırın altına düştü.' diyorlar. Göreve geldiğimizde Merkez Bankası´nın 27,5 milyar dolar döviz rezervi vardı. Şimdi 95 milyar dolar döviz rezervimiz var. Ancak bir rakam daha söyleyeceğim. Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervi, 132 milyar dolara kadar çıktı. Ondan sonra bir düşüşle 95'e indik. Bu ne demektir? Biz yeniden 132'ye de çıkarız 200'e de çıkarız. Çünkü biz bu işi biliyoruz. Bizim akıl hocalarımız Batı değil. CHP'nin akıl hocaları orada, IMF. Bizim akıl hocalarımız kendi içimizde. Biz birbirimizle dayanışma halindeyiz ve kendi işimizi kendimiz görürüz. Bu adımları da böyle attık. Şu anda 95 milyar dolar döviz rezervimiz var" dedi.

        'SENDEN O PARAYI ALIP, ONLARI DA FAKİR FUKARAYA, GARİP GUREBAYA DAĞITACAĞIZ'

        2020´ye küresel sağlık krizinin damgasını vurduğunu ifade eden Erdoğan, "2020'nin hem arz hem de talep cephesinde eşi benzeri görülmeyen şoklar yaşayan dünya ekonomileri derinden sarsıldı. Küresel tedarik zincirlerinin ciddi yaralar aldığı, üretimden istihdama küresel ekonominin her alanda daraldığı bu dönemde de Berat Bey'in sorumluluğunda aldığımız hızlı ve etkin tedbirlerle ülkemizin süreci en az zararla geçirmesini sağladık. Berat Bey de hukuk çerçevesinde bugün itibarıyla tabii ki yargıda hakkını arayacaktır. Aynı şekilde ben de birçok davalar açtım. Açtığım her davayı da kazanıyorum. Ondan sonra dert yanıyor. 'Şimdi yargıya giderler' diye. Nereye gideceğim? Gideceğimiz tek yer var yargı. Senin paran bol zaten. Senden o parayı alıp, onları da fakir fukaraya, garip gurebaya dağıtacağız. Yapacağımız iş bu" dedi.

        `BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE'NİN İNŞASI İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ´

        "Salgının ekonomik ve sosyal etkileriyle mücadelemizin sürdüğü şu dönemde döviz rezervleri üzerinden Berat Bey aleyhinde yürütülen haksız ve seviyesiz kampanyanın amacı kesinlikle bu konuda bilgi sahibi olmak değildir" diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Çünkü biz bunların kendilerini en kritik konularda bilgilendirdiğimizde, ne yaptıklarını, nasıl hareket ettiklerini de biliyoruz. Yine burada CHP'nin tezviratları sebebiyle kafası karışmış olabilecek vatandaşlarımız için döviz rezervi konusuna açıklık getirmek istiyorum. Bir süredir zaten ekonomik saldırı altında olan Türkiye'nin, salgınla uluslararası alanda ortaya çıkan finansal dalgalanmalara karşı da tedbir geliştirmesi gerekiyordu. Bu zorlu dönemde ödemeler dengesi tarafında bir sıkıntıyla karşılaşmamak için planlı ve kontrollü döviz işlemleri yapıldı. Yapılan bu döviz işlemlerinin tamamı da piyasa kuralları çerçevesindedir ve hukuka uygundur. Ne dövizin buharlaşması ne de herhangi bir istismar, haksız kazanç, hukuka ve ahlaka aykırı işlem söz konusudur. Bu döviz işlemleri sayesinde ülkemiz, uluslararası alanda ciddi etkilere yol açan şoklara rağmen hedeflerine bağlı kalmayı başardı."

        'DÜŞÜN MİLLETİN YAKASINDAN, ÇEKİLİN BU ÜLKENİN ÖNÜNDEN'

        Muhataplarının millet olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sözümüz de milletedir. AK Parti olarak, Cumhurbaşkanı kabinesi olarak, ülkemizin tüm imkanlarını değerlendirerek, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası için çalışmaya devam edeceğiz. Tayyip Erdoğan'a, ailesine, çalışma arkadaşlarına saldırarak, vaktimizi ve enerjimizi çalarak, bizi bu hedeften uzaklaştırabileceklerini sananlara diyoruz ki `Size buradan ekmek çıkmaz, gidin başka kapıya.´ Eğer milletin size iktidar yolunu açmasını istiyorsanız bizimle hedefte, projede, icraatta yarışın. Bunlar 132 yeni üniversite açtı. Biz, 264 yeni üniversite açacağız. Deyin ki bunlar 245 yeni spor tesisi yaptı biz 4 bin 200 yeni spor tesisi yapacağız. Deyin ki bunlar bin 524 yeni sağlık tesisi inşa etti, biz 3 bin 48 yeni sağlık tesisi inşa edeceğiz. Onlar 27 bin kilometrelere bölünmüş yol yaptı, biz 44 bin kilometre yeni yol yapacağız. Deyin ki bunlar 11 bin 600 kilometre demir yolunu yeniledi, 22 bin 200 kilometre demir yolunu yenileyeceğiz. Deyin ki bunlar sınırlarımız içinde bir dönem on binlerle ifade edilen terörist sayısını 300´ün altına düşürdü, biz bir tane bile bırakmayacağız. Deyin ki bunlar 126 organize sanayi bölgesi açtı, biz 257 organize sanayi bölgesi açacağız. Deyin ki bunlar 1 milyon yeni toplu konut yaptı, biz 2 milyon yapacağız. Deyin ki onlar orman varlığımızı 2 milyon hektar artırdı, biz 4 milyon hektar artıracağız. Deyin ki onlar 600 yeni baraj yaptı, biz 1200 yeni baraj yapacağız. Deyin ki bunlar turist sayısını 54 milyona çıkardı, biz 104 milyona çıkaracağız deyin. Bu dediklerime inanıyor musunuz? Eğer bunları lafla bile olsa söyleyemiyorsanız düşün milletin yakasından, çekilin bu ülkenin önünden, bıktık sizden dikili bir taşınız yok" dedi.

        Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Sorun bunlara; büyükşehirlerde su problemini aşmak kimin görevidir? Belediyenin mi yoksa merkezi yönetimin mi? Bu büyükşehir belediyesinin görevidir. Bay Kemal, bunları bilmez. Su Allah´ın nimeti, vereceksin. İzmir Büyükşehir Belediyesi´nin suyunu DSİ kanalı ile biz getirdik. Biz verdik biz. Büyükşehirin getirmesi gerekirdi, yapamadı. Biz dedik ki `Her ne kadar İzmir bize oy vermiyorsa da buraya suyu getireceğiz´ dedik ve suyu DSİ ile buraya getirdik. Bizim anlayışımız bu. İzmir´den verdiğimiz bu mesajların yerini bulması en büyük temennimiz. Türkiye´nin beka davasını korumak ve yüceltmek için var gücümüzle çalışırken ülkenin demokrasi ve kalkınma mücadelesini ihmal etmiyoruz. Bugün salgından teröre pek çok sıkıntıyla karşı karşıya olmamıza rağmen hala dimdik ayaktaysak, hala geleceğe güvenle bakabiliyorsak, bunu 18 yılda elde ettiğimiz kazanımlara borçluyuz. Bizim yaşadıklarımızla mukayese edilemeyecek kadar küçük tehditler karşısında paniğe kapılan ülkelere baktıkça bu kazanımların önemi daha da ortaya çıkıyor. Bölünmüş yollarla, köprülerle, elektrik hatlarıyla, doğal gaz hatlarıyla ilmik ilmik örerken, hangi engelleri aşmak zorunda kaldığımızı en iyi sizler biliyorsunuz. Türkiye'nin 81 vilayetinde bugün hangi eser, hangi hizmet varsa, hepsi de karşımızdaki köhne muhalefet zihniyetine rağmen başlanıp bitirilmiş işlerdir. Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını 5'e, 10'a katlayan yatırımların hiçbirisinde muhalefetten destek görmedik ve teşekkür almadık. Bunların aka kara, karaya ak demek dışında bir düşüncesi, fikri, projesi, feraseti, mesaisi olmayanların şu anda bulunduğumuz İzmir'i nasıl sersefil bıraktıklarını görüyoruz. Havalimanından kent merkezine gelişi sırasında Karabağlar ilçesinin durumunu gördüm. Buradaki yapılanma güzel İzmir'e yakışmıyor. Siz ne işe yarıyorsunuz? Ne iş yaparsınız? Bu gecekonduları, bu kaçak yapıları niçin ele alıp da düzenlemiyorsunuz? Eliniz bir de oralara değsin. Yapmazlar, yapamazlar. Çünkü bunlar bizim gibi dertli değil, biz dertliyiz, dertli. Türkiye'nin en güzel şehri belediye hizmetlerinde ilk 10'a bile giremiyorsa durup bir düşünmek gerekir. Hükümet kendi sorumluluğundaki tüm temel hizmet altyapılarını en güzel şekilde yaptığı halde belediye sorumluluk alanındaki hususlarda manzara birden tersine dönüyorsa durup bir düşünmek lazım. Başka kentlerde birkaç ayda tamamlanan altyapı çalışmalarının İzmir'de yıllarca sürmesinin sebebi kaynak, araç ya da başka bir şey değil. Tek sebep, kendi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık dalgasıyla hesaplaşmayı reddeden zihniyettir" ifadesini kullandı.

        'İZMİR'E YAZIK EDİYORLAR'

        İzmir'de yaşanan sel felaketini hatırlatan Erdoğan, "Bir hanımefendi Bay Kemal'e ne diyor? '35 yıldır burayı siz yönetiyorsunuz, 35 yıldır İzmir'i siz yönettiğiniz halde bu altyapı niçin yapılmadı, yapılmıyor?' diye soruyor. Doğru, çünkü esnafın, hepsinin dükkanlarını sular bastı. Aynı şeyi depremde yaşamadık mı, yaşadık. İnşallah 6 ay sonradan itibaren teslimata başlıyoruz, yıl sonuna kadar deprem konutlarımızı bitireceğiz. Bu söz, Bay Kemal sözü değildir. Şehrine ve millete hizmet etmek yerine kaynak ve zaman önceliğini asli vazifesi olmayan işlere ayıranlar, İzmir'e yazık ediyor. Geçen yıl yaşanan depremin ardından gerekli tespitlerin yapılmasıyla 5 bin konut inşası için kolları sıvadık, çalışmalara başladık. Konutların yapılacağı yerler belirlendi, hazırlıklar tamamlandı ve yılbaşından önce inşaatlara başlandı. Şayet bu konutları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız değil de buradaki mahalli idare yapacak olsaydı şu anda bırakın temeli ve hatta projeyi, henüz tespitler bile bitirilememişti. Yapamazlar, dertli olacaksın, dertli. Dert yoksa iş de yok. Daha açık söyleyecek olursak içerideki rant kavgasından yatırımın kendisine sıra gelmezdi" dedi.

        Aynı durumun Hakkari'de de söz konusu olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Devletin şehrimize hizmet verilsin diye gönderdiği kaynağı terör örgütüne peşkeş çekerek Hakkarili kardeşlerimi mağdur edenlere göz mü yumacaktık? 'Kayyum, kayyum' diye ortalığı inletenlerin bir günden bir güne bu çarpıklığa karşı tek laf ettiklerini duydunuz mu, duyamazsınız. Çünkü bunların işi milletimizin hakkını, hukukunu, menfaatini savunmak değil, kendi karanlık günlerine malzeme üretmektir. Üretimin durduğu, Kandil'e, devletin verdiği paranın gönderildiği, hizmetin olmadığı bu yerlere biz bugün de yarın da kayyum atamaya devam edeceğiz. PKK'lı teröristlerin hakkını savunmak için dünyayı ayağa kaldırmayı bilirler. FETÖ'cülere destek vermek için yollara dökülmeyi de bilirler. Ankara'dan İstanbul'a teröristlerle yürümeyi de bilir bu Bay Kemal. Türkiye düşmanlarının verdikleri her malzemenin üzerine atlamayı da iyi bilirler. İş ülkenin ve milletin hakkını savunmaya geldiğinde 'Bizim işimiz karşı çıkmak' aynen bunu söylüyor. 'Bizim işimiz karşı çıkmak, asla iyiye iyi demeyiz' beyanıyla birden muhalefet oldukları akıllarına gelir. Dünyanın her yerinde, terör, uluslararası ilişkiler, sağlık krizleri gibi milli konularda siyaset, iktidarıyla, muhalefetiyle tek yürek, tek bilek olarak hareket ediyor. Muhalefetin her halde ve şart altında kendi ülkesinin, halkının çıkarlarına saldırdığı görüntüye Türkiye'den başka yerde rastlayamazsınız. 2023'ün yeni müjdelerin yanı sıra köhne muhalefet anlayışının da tasfiye edildiği yıl olacak. Bunun için 84 milyonun her birini tarihi bir görev bekliyor. Yeni anayasamızla, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimizle, bölgesel ve küresel güç merkezi olma iddiamızla, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasına hep birlikte dört elle sarılalım. Gelin denizlerden uzaya kadar ülkelerin rekabet içerisinde olduğu her yerde Türkiye'yi zirveye çıkartalım. Türkiye'yi güçlü, milleti müreffeh yapma hedefini hayata geçirene kadar durmayacağız.

        Göztepe Gürsel Aksoy stadının da resmi açılışının yapılacağını dile getiren Erdoğan, stadın, bünyesindeki birçok tesisle hizmet vereceğini söyledi.

        Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları'nın 15 Mart'ta yapılacak 6´ncı Olağan Büyük Kongresi'nde başkanlığa İzmir AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Eyüp Kadri İnan'ı aday gösterdiklerini ifade etti.Eda Ebru NANECİTolga TAHÇI/ İZMİR, (DHA) DHA-Genel Türkiye-İzmir Eda Ebru NANECİ Tolga TAHÇI

        2021-02-22 18:54:51

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm İzmir haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. İzmir Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler