Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Müzik 'Kadın Ozanlar' İş Sanat'ta bir araya geliyor

        Türk halk müziğinin üç güçlü kadın sesi Feryal Öney, Ayfer Vardar ve Elif Buse Doğan, 5 Nisan Çarşamba, 20.30’da İş Kuleleri Salonu’nda Anadolu’nun sevilen türkülerini seslendirmek için bir araya geliyor.

        Kardeş Türküler’in solisti Feryal Öney, türkülere kattığı yorumuyla beğeni kazanan bağlama sanatçısı ve solist Ayfer Vardar ve Türk halk müziğinin yeni nesil seslerinden Elif Buse Doğan’ın yer aldığı ‘Kadın Ozanlar’ başlıklı konserde solistlere kadınlardan oluşan bir halk müziği orkestrası eşlik edecek. Biz de konser öncesi ‘Kadın Ozanlar’la bir araya geldik. Habertürk’ten Bilge Nur Akan’ın röportajı…

        Feryal Öney, Ayfer Vardar ve Elif Buse Doğan
        Feryal Öney, Ayfer Vardar ve Elif Buse Doğan

        'Kadın Ozanlar' fikri nereden çıktı? Hazırlık sürecinden bahseder misiniz?

        Feryal Öney: Kadın Ozanlar başlıklı konserimizin teması ‘kadınların sözü, müziği’. Bu nedenle solistinden düzenlemecisine, işin mutfağında ve sahnesinde herkesin ‘kadın’ olacağı bir kadro hayal ettik.

        Daha sonra bu kadroyu oluşturduk. Ayfer Vardar, Elif Buse Doğan ve ben Feryal Öney’den oluşan solistlerle birlikte, Hatice Doğan Sevinç (klasik kemençe), Adalet Büyükkaya (bağlama), Aslı Koca (mey), Aslıhan Parlak (çello), Tutu Aydınoğlu (piyano), Selda Öztürk (vurmalı çalgılar) bir araya geldik.

        Sonra repertuvarımızı oluşturduk, birbirimizle paylaştık. Ardından düzenlemelerimizi yapacak arkadaşımız Gizem Alever’in ellerine teslim ettik. Bu arada eklemeliyim, prodüksiyon amirinden, organizasyonuna, arka planda yine ağırlıkla kadınlar vardı.

        Gizem Alever düzenlemeleri belli bir aşamaya getirdikten sonra buluştuk ve provalarımızı yapmaya başladık. Provalarda yeniden şekillenen eserler de oldu, aynen korunup performansına çalıştıklarımız da.

        REKLAM

        İçinden geçtiğimiz üzücü, karanlık dönemde nefes aldıran, moral veren çalışmalar oldu bizim için. Eminim, İş Sanat izleyicisi de anlattığımız hikâyeleri dinlerken kendinden bir şeyler bulacak. Bazen kederlenecek, bazen nefes alacak… Birlikte iyi hissedip, küçücük de olsa, umutlarımızı yeşertip çıkacağız o salondan.

        'Halk müziği' sizin için ne anlam ifade ediyor? Yeni kuşağın halk müziğine yaklaşımları nasıl?

        Feryal Öney: Hangi formda ya da ‘janr’da müzik yaparsanız yapın, içinde yaşadığınız coğrafyanın insanlarını, hikâyelerini anlatıyorsanız, geleneğe, geleneksel formlara, makamlara yaslanan müzik yapıyorsanız insanlara sıcak geliyor.

        Rock da söyleseniz, caz da, insanlar kendinden bir şeyler buluyor. Sadece dinleme modu değişiyor, atmosfer değişiyor, olayın yaşandığı zaman değişiyor. Dolayısıyla gelenekten beslenmek çok zenginleştirici. Bu, şarkıları, türküleri olduğu gibi yani ilk icra edildikleri dönemlerdeki gibi çalıp söylemek anlamına gelmiyor; oralardan, o hikâyelerden feyz alarak yeniden üretmek anlamına geliyor.

        Ayfer Vardar:Halk müziği geçmişin ruhunu ve etkisini geleceğe aktarmak adına önemli bir köprü yani güçlü bir unsur olarak görüyorum.

        Elif Buse Doğan:Müzik hayatımın tam ortasında nefes almamı sağlayan, kendimi en iyi anlatabildiğim bir iletişim yöntemi. Ailemin halk müziğine olan sevgisi çocuk yaşlardan itibaren beni de etkiledi. Müziğe, türkülere olan ilgim öğrendikçe arttı ve yaşam biçimim haline gelmeye başladı. Yemek gibi, su gibi… Halk müziği yeni kuşağın ilgisini çekiyor ama buluşmaları için bir fırsat varsa. Aile, müzik öğretmeni gibi… Şu an gözlemlediğim gençler, kendi söz ve müziklerini yazan yaşıtlarını daha çok dinliyor.

        Feryal Öney
        Feryal Öney

        Tarihte kadın ozanların izini sürdüğümüzde nereye kadar gidiyoruz?

        Feryal Öney: Antik dönemden bu yana, kadınlar hep müzikle iç içe. Duygularını, herkese söyleyemediklerini müzikle ifade ediyorlar. Arkeolog ve müzisyen Esra Kayıkçı şöyle anlatıyor bunu:

        "Kapalı hayatlarına rağmen, özellikle dini törenlerde ve evlilik merasimlerinde genç kızların şarkılar söylediğini biliyoruz. Evlenen kişileri şarkılarla ve müzik aletleri çalarak uğurladıklarını biliyoruz. Antik dönemde müzikle profesyonel olarak uğraşan iki tip kadın var. Bunlardan ilki sosyal olarak normal vatandaşların sahip olduğu haklara sahip olmayan, genellikle kölelerden oluşan 'Heterya' adı verilen ve M.Ö. 7 bin yılında ortaya çıkan kadınlar. Bu kadınlar hem felsefe öğreniyor hem müzik öğreniyor. Bu kadınlar genellikle içkili, yemekli felsefi toplantılarda müzik yapıyorlar.

        Müziği profesyonel olarak yapan bir diğer grup ise kadın ozanlar. Bu ozanların özelliği de ‘lir’ eşliğinde kendi duygu ve düşünlerini aynı zamanda toplumun düşüncelerini yansıtan eserler bestelemeleri. Aynı zamanda öğretmen olan bu ozanlar, öğrencilerine de bunları öğretiyorlar. Bunları lir eşliğinde yaptıklarını biliyoruz. Özellikle vazo resimlerinde bunları görüyoruz."

        REKLAM

        Anlıyoruz ki, duygularını, yaşadıklarını hikâye etmek, bunu müziğin diliyle yapmak, ilk çağlardan beri kadınların hayatında var olagelmiş.

        Ayfer Vardar
        Ayfer Vardar

        İlham aldığınız ozanlardan, özellikle size yol gösteren kadın ozanlardan bahseder misiniz?

        Feryal Öney: Kadınların duygularını, fikirlerini özgürce dile getirdikleri ‘kadın ortamlarında’ lafı dolandırmadan söyledikleri/yaktıkları türküler her zaman yaptığım müziğin, anlattığım hikâyelerin başköşesinde yerini almıştır. Çünkü o türkülerde kadınların dünyası, yaşadıkları sorunlar, isyanları tüm çıplaklığıyla vardır. Ve bunlar ‘çook eski zamanlarda olmuş, uzak geçmişte kalmış, tarih olmuş; bugün her şey değişti’ diyemeyiz.

        Bugün yaşam koşulları, mekânlar değişmiş olsa da aynı ‘erkek’ bakış soyunu sürdürmekte, kadınların yaşamına olanca ağırlığıyla çökmekte. Dolayısıyla adı bilinsin, bilinmesin türkü yakan, kadınların hikâyesini, isyanını bize anlatan tüm kadınlar/kadın ozanlar çok kıymetli benim için.

        REKLAM

        Ayfer Vardar: Ben çocukken evimizde radyo ya da babamın halk ozanlarına ait kasetleri çalardı. Ailemde türkü dinlemek önemliydi. Ben de dolayısıyla o aşıkların türkülerini dinleyerek büyüdüm. Fakat o dönemde erkek aşıklar daha çok dinlenirdi. Aşık Mahsuni Şerif, Aşık Veysel, Aşık Davud Sulari, Neşet Ertaş, Aşık Gülabi gibi…

        Yıllar sonra yani 8-9 yaşlarımda aldığım bağlama eğitimi ve sonrasında gelen konservatuvar eğitimimden dolayı aşıklık geleneğini daha geniş kapsamlı inceleme fırsatı buldum. İncelediğim kaynaklarda kadınların birçok alanda olduğu gibi bu alanda da kendilerini ifade etmelerine yeterince fırsat tanınmadığını gördüm. Aslında toplumun kadına yüklediği misyonun etkilerinin bu alanda da olduğunu gördüm. ‘Kadın aşıklar’ denilince 20. yüzyıl başlarında Sakine Bacı, Fatma Kamile, Seher Abdal, Güzide Ana ve sonrasında da Nurşah Bacı, Sarıca Kız, Sinem Bacı, Şah Senem Bacı, Ezgili Kevser, Şah Turna gibi isimleri görüyoruz.

        Elif Buse Doğan:Coğrafyamızda yetişmiş halk ozanları hem ilham kaynağım, hem de kılavuzum. Yaşadıkları dönemi anlamak, eserleriyle buluşmak ve zamanı aşan duyguları paylaşmak; onlarla beslenmek her zaman çok kıymetli.

        Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Aşık Veysel Şatıroğlu, Neşet Ertaş, Mahzuni Şerif, Musa Eroğlu… Kadın ozanlarımızı maalesef çok geç tanıma fırsatı buldum. Takip ettiğim ve eserlerini okuduğum isimler Aşık Nurşah Bacı, Şahsenem Bacı ve Telli Suna… Farklı müzik tarzında ise takip ettiğim ve eserlerini okuduğum günümüz kent ozanı Sezen Aksu.

        Elif Buse Doğan
        Elif Buse Doğan

        Âşık geleneği, usta-çırak ilişkisiyle öğreniliyor. Siz ustalarınızı anlatır mısınız?

        Ayfer Vardar: Aslında, bahsettiğim gibi ustalarım kasetlerde dinlediğim aşıklar. Bunun dışında bu geleneğin yayılmasında büyük katkısı olduğuna inandığım Arif Sağ hocamızın, konservatuvar yıllarındaki hocalarımın da ayrıca bana büyük katkıları olmuştur.

        İş Sanat dinleyicilerini konserde ne bekliyor? Hangi türküleri seslendireceksiniz?

        Elif Buse Doğan:Konserimizin her detayını kadınlar belirledi. Sahnesinden mutfağına kadar… Ayfer Vardar, Feryal Öney, ben ve müzisyen arkadaşlarımızla birlikte Balkanlar’dan Karadeniz’e, Ege’den Doğu Anadolu’ya uzanan harika bir repertuvar hazırladık… Mağusa Limanı, Burçak Tarlası, Kırmızı Gül Demet Demet, Gesi Bağları bunlardan birkaç tanesi.

        İçinde bulunduğumuz bu üzücü dönemde bir nebze de olsa bize moral oldu bu proje. Umarım izleyicilerimiz de anlattığımız hikâyeleri dinlerken kendinden bir şeyler bulur ve iyi hisseder. Depremden etkilenen herkese bu vesileyle yeniden geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.

        Konserde sizi dinleyenlerin hangi duyguları tatmasını diliyorsunuz ?

        Elif Buse Doğan:Sevgi, saygı ve samimiyet

        Gelecekteki planlarınızdan bahseder misiniz?

        Ayfer Vardar: Hayatımın en önemli projesi öncelikle iyi bir insan olabilmek… Müzikle ilgili olan projelerimde ise müziğe dair daha donanımlı olabilmek için çok çalışmak ve her zaman gelişmek için çaba harcama var. Aynı zamanda üreteceğim her projenin derinliğini, hissiyatını ve inceliğini zenginleştirmek...

        Elif Buse Doğan:Nisan ayında 2 tane single çalışmamı dinleyicimle buluşturacağım. Yakın bir zamanda da YouTube projem olacak. Hazırlık aşamasındayız.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ