Kanser tedavisinde yeni bir yöntem olan MR LINAC radyoterapi, tümörü 12'den vuruyor!
Kanser tedavisinde yeni bir yöntem olan MR LINAC radyoterapi sayesinde hastaya MR görüntüsü altında radyoterapi uygulandığı için tümör direkt vuruluyor. Hareketli tümörleri dahi algılayabilen bu yöntem ile adeta hasta kendi tümörünü yok ediyor. Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar, bu yöntemin sadece tümöre odaklandığını, çevre dokulara asla zarar vermediğini belirterek, hekim ve hasta işbirliği sayesinde tümörün 12'den vurulduğunu söyledi. Habertürk'ten Demet Demirkır'ın haberi...
Kanser tedavisinde yeni bir yöntem olan MR Linac radyoterapiden faydalanabilmek için hasta seçiminin uygun olması gerektiğine dikkat çeken Acıbadem Maslak Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar, "Her hasta maalesef bu tedaviden faydalanamıyor" dedi.
ESKİDEN TÜMÖRÜN HAREKET ETTİĞİ TÜM YOL IŞINLANIYORDU
Prof. Dr. Özyar, "Hastaya MR görüntüsü altında radyoterapi uygulandığı için direkt kitleyi görebiliyor olmamız sistemin en büyük avantajlarından biridir. Böylece canlı bir şekilde tümörü görerek ışınlama imkanına sahip oluyoruz. Özellikle hareketli tümörlerde bu çok önemlidir. Üstelik hastanın da bize yardımı dokunuyor. İşlem sırasında hastaya şunu söylüyoruz: “Sizin tümörünüz burada ve hareket ediyor. Nefesinizi tutarak ve vererek bize yardımcı olun ve onu şu çerçeveli alana sıkıştırın. Biz de radyasyonu tam o noktaya verelim ve çevre dokular zarar görmesin.'"
HAREKETLİ TÜMÖRLER İÇİN TEKRAR TEKRAR PLANLAMA YAPILIYOR
Prof. Dr. Enis Özyar, bu yöntemin en çok pankreas kanserinde önem taşıdığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Pankreas kanserleri çok sinsi kanserlerdir. Ameliyat yapılamayan ve metastazı olmayan hastalar, bu teknolojiden en çok fayda gören hasta grubunu oluşturuyor. Bu tedavi yöntemi, karaciğer tümörleri, karaciğer metastazları, böbrek tümörleri, böbrek üstü tümörleri metastazları yani karın içerisindeki birçok bölgede kullanılıyor. Girişimsel bir işlem yapılmıyor. Sadece tümöre radyasyon verilerek tedavi uygulanıyor. En önemlisi biz, radyoterapi yaparken hastanın ilk günkü fotoğrafını çekiyoruz. Ardından tümörü ışınlıyoruz ama ertesi gün çektiğimiz fotoğrafta birçok tümörün yer değiştirdiğini görüyoruz. Bu nedenle birinci gün yapılan tedavi planlaması uygun olmuyor. Anatomiye, organların yerine ve tümöre göre yeni bir planlama yapıyoruz. Bu çok yeni bir şey. Bu yöntemde sürekli MR görüntüsü oluyor, böylece hasta da bize yardımcı olabiliyor. Eğer hastanın tümörü hareketli ise devamlı dozumuzu ve uygulama şeklini değiştiriyoruz, tümörü ışınlayıp tedavi ediyoruz.
PANKREAS VE PROSTAT KANSERLERİNDE ÇOK İYİ SONUÇLAR ALINIYOR
Bu yeni bir teknoloji, çok az merkezde var ve yaklaşık 3 yıldır kullanılan bir yöntem. Bu nedenle de tedavi edilen hasta sayısı oldukça az. Ama ilk sonuçlar özellikle prostat ve pankras kanserlerinde çok iyi sonuçlar alındığını ortaya koyuyor. Pankreas kanserinde eskiden yüzde 20 olan lokal kontrol oranının bu tedavi yöntemiyle yüzde 80'e çıktığını gösteriyor ilk sonuçlar, bu da oldukça büyük bir gelişme."
Hasta, nefesini tutup vererek tümörünü işaretli alana yerleştirmeye çalışıyor
HASTA NEFESİNİ TUTARAK YA DA VEREREK TÜMÖRÜN İŞARETLENMESİNİ SAĞLIYOR
Görüntü alabilmek için hastanın altına ve üstüne birtakım aparetler yerleştirildiğini kaydeden Prof. Dr. Özyar, "Hasta yatırılıyor ve gözüne prizmatik bir gözlük takılıyor. Hasta tümörünü görüyor ve nefesini tutarak veya vererek tümörün makine tarafından işaretlenmesini sağlıyor. Tümörlü bölge işaretlendiği an ışın veriliyor. Işınlama süreci yaklaşık olarak 10 ila 20 dakika arasında değişiyor. Hasta bu zaman zarfında hem ekrana bakarak hem de bizim komutlarımıza uyarak tümörünü bu hedefe sokmaya çalışıyor. Bir diğer deyişle hasta kendi tümörünü kendisi ışınlamış oluyor" diye konuştu.
"Sistem tümörü tanıdığı için ve hedefin etrafında bir emniyet sınırı olduğu için bu sınırın dışına çıkıldığı an makine ışınlamayı kesiyor" diyen Prof. Dr. Özyar, "Kanser teşhisi almış, cerrahi yapılamayan ama uzak metastazı da olmayan hastalar bu cihazdan en çok fayda görecek olan hastalardır. Bu hastaları tedavinin başında görüyoruz, ardından üç dört kür kemoterapi almalarını istiyoruz. Kemoterapi alındıktan sonra hastaya tekrar MR çekiyoruz ve değerlendirme yapıyoruz. Hastanın eğer uzak metastazı yoksa ve tümörü aynı yerde sınırlı ise bu tedaviyi öneriyoruz" dedi.
GÖZ AÇIKKEN 5 BİN 221 ATILAN BASKET, GÖZ KAPALIYKEN 88'E DÜŞÜYOR
Bu tedavi yöntemini bir örnekle anlatan Prof. Dr. Enis Özyar, şunları söyledi: "Profesyonel bir basketbol oyuncusu, topu gözü açık bir şekilde basket potasına attığında sayı 5 bin 221 olurken, gözü kapalı olarak attığında sadece 88 kez topu isabet ettiriyor. MR Linac yöntemine bir örnektir bu. Çünkü tümörü görerek ışınlamak başarı oranını ciddi anlamda artırıyor."
"DÜNYADA DOKUZ, AVRUPA’DA İSE 4 MERKEZDE VAR"
Tam iyileşmeden bahsetmek için ortalama 5-8 seans alınması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Özyar, sistemin dünyada 9 merkezde, Avrupa’da ise bizimle birlikte 4 merkezde bulunduğunu ve bugüne kadar yaklaşık 3 bin hastanın tedavi edildiğini, ayrıca bu hastalarda cerrahiye gerek kalmadığını sözlerine ekledi. Bu sistemle hasta tedavi eden merkez sayısının oldukça az olduğunu söyleyen Özyar, ancak cihaz sayısının giderek arttığını vurguladı.
