Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Koronavirüsü yenen doktor anlattı: Virüsün akciğerde ilerleme hızı korku filmi gibi - Haberler

        Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Cem Özuğuz, koronavirüse yakalandıktan sonra tedavi sürecinde akciğer dinleme bulguları arttığı ve ateşi geçmediği için ikinci bir akciğer kontrol tomografisi çekildiğini belirterek, "Biraz seyrettim, bakmaya korktum. Bu kadar hızlı ilerleyen, akciğeri yok edip tahrip eden bir virüs. O videoyu izlediğimde korku filmi izlemiş gibi oldum." dedi.

        KORONAVİRÜSE İLK YAKALANAN SAĞLIK PERSONELLERİ ARASINDA

        Özuğuz, koronavirüse ilk yakalanan sağlık personelleri arasında bulunduğunu, kötü süreçler yaşadığını söyledi. Huyunu-suyunu anlayamadıkları, tanıyamadıkları, davranış şekillerini ve tedavisini bilmedikleri bir virüsle karşı karşıya olduklarını dile getiren Özuğuz, bu nedenle tüm dünyada seferberlik ilan edildiğini, ancak her 8-10 yılda böyle bir salgınla karşılaşıldığını bildirdi.

        "4-5 GÜN YATIP ÇIKARIM DİYE DÜŞÜNÜRKEN..."

        Özuğuz, 22 Mart'ta Kovid-19'lu hastalarını muayene etme ve tedavilerini düzenlemek için geldiğini, o gün hafif ateşinin olduğunu kaydederek, hastalara baktıktan sonra kan aldırdığını, tetkiklerinin normal çıktığını ancak yine de rahat edemediğini, sonra akciğer muayenesi olduğunu anlattı.

        Bu muayeneden de bir şey çıkmadığını dile getiren Özuğuz, sonra yine de şüphelerini yenemediği için akciğer tomografisi çektirdiğini, hiç şikayeti olmamasına rağmen akciğerinde iki alanda radyolojik bulgu gördüğünü aktardı. Özuğuz, bunun üzerine test olmak için hastaneye yatmaya karar verdiğini, eve giderek ailesiyle görüştüğünü ve eşyalarını alarak hastaneye geri döndüğünü belirterek, "4-5 gün yatıp çıkarım diye düşünürken tedavi ve hastalıkla ilgili bilinmezlikler nedeniyle 5-6 günü çok sancılı geçen 20 günlük bir süreç yaşadım" diye konuştu.

        "YAPMAMIZ GEREKEN EN BASİT ŞEYLERİ YAPMIYORUZ"

        Özuğuz, virüsün insanoğlundan daha akıllı olmadığını kaydederek, "Ancak şu anda bilinmez bir düşmanımız var. Muhtemelen sonraki yıl bu virüs herkesçe tanınmış, adı konulmuş, tedavisi belli, aşısı üretilip kullanıma sunulmuş bir hastalık olacak." ifadelerini kullandı.Hastaneye yatış öncesi her şeyin kişinin kendi ellinde olduğunu dile getiren Özuğuz, tedavi sürecini zaten doktorların yürüttüğünü bildirdi.

        Özuğuz, "Bu süreçte en basit yapmamız gereken şey; bulaş döngüsünü kırmak evde kalmak. Evde kalacağız ki bu virüs başkasına bulaşmasın, döngü kırılsın. Hastanede yatarken pencereden dışarıya baktığımda insanların hiçbir şey yaşanmamış gibi davrandığını gördüm. Bu doğru değil." dedi.

        Tedavi sürecinde kendisine hayat emaresi olabilecek birkaç şey olduğunu aktaran Özuğuz, sözlerini şöyle sürdürdü:"Açıp televizyon görüyordum, çocuklarımız fotoğraflarına bakıyordum bir de tedavi için gelen hemşirelerden canlılık ibaresi görüyordum. Bu süreçte hiç kontrolünüz altında olmayan bir hayat yaşıyorsunuz. Nefesin yetiştiği, ellerin değdiği her yere hastalığı bulaştıran ve olan bitenlerden habersizmiş gibi davranan insanların bu davranışlarını çok garipsiyorum. bu doğru değil."

        "BİRAZ SEYRETTİM BAKMAYA KORKTUM"

        Özuğuz, hastalığın tedavi sürecinde birçok ilaç kullanıldığını, tarif edilemez şekilde sıkıntılar ve ateşli günler yaşadığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Tarif edilemez bir şey bu dönem. Akciğer dinleme bulgularım arttığı ve ateşim geçmediği için ikinci bir akciğer kontrol tomografisi çekilmişti. Biraz seyrettim bakmaya korktum. Bu kadar hızlı ilerleyen, akciğeri yok edip tahrip eden bir virüs. O videoyu izlediğimde korku filmi izlemiş gibi oldum. Virüsün akciğerlerde ilerlemesi korku filmi gibi. Ben bir sürü pnömoni hastası da yatırdım, zatürre de takip ettim ancak böyle hızlı ilerlemiyordu."

        Özuğuz, hastalık kişinin başına geldiğinde yüzde 100 kendisinin olduğunu kaydederek, "Dışarıdayken ben de bunu hiç düşünmedim, kendime yakıştıramadım. Radyolog eşime attığımda çok şaşırdı" dedi.

        "İÇİNİZDE FIRTINALARIN ESTİĞİ, KAOSUN OLDUĞU BİR SÜREÇ"

        Uzm. Dr. Özuğuz, hastalığa yakalandıktan sonra kişinin kendisini karanlık bir tünele girmiş gibi hissettiğini belirterek, bu süreçte sadece beklenildiğini, bir şey yapılamadığını söyledi.

        Özuğuz, "İçinizde fırtınaların estiği, kaosun olduğu bir bekleme süreci. Sevdiklerinize tekrar kavuşup kavuşamayacağınızı öngöremediğiniz bir süreç. İlacı var ancak bu ilaçların yan etkileri de var. Sonrasında ne olacak? Bunları da yaşadık. Karaciğer fonksiyonlarım bozuldu, akciğerimde birtakım sıkıntılar oldu" diye konuştu.

        TEDAVİ SÜRECİNDE 12 KİLO VERDİ

        Tedavi sürecinde 12 kilo verdiğini dile getiren Özuğuz, 6 yaşındaki oğlunun görüntülü konuşurken kendisinden korktuğunu anlattı.

        Bu sürecin ilk başta durdurulabileceğini vurgulayan Özuğuz, bilim kurulu üyelerinin, hocaların, Sağlık Bakanlığı'nın vatandaşa "temas etme, dışarı çıkma, evde kal" dediğini, bu kadar basit bir kural uygulanmadığı takdirde ileride çok kötü şeylerin yaşanabileceğini anlattı.

        Özuğuz, "Bu hastalık nasıl yayılıyor. Hastaneler, büyük ihtimalle, pandemi ilan edilmeden önce yurt dışı seyahat öyküsü olan veya bu kişilerle temas edip hastaneye geldiğinde bunu açıkça anlatmayan kişiler nedeniyle enfekte oldu. Hala şansımız var; söylenenleri yaparsak daha az hasarla süreci atlatacağız" dedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ