Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Özel Röportajlar Gupse Özay: ‘Hayatlarımız sosyal medyadaki gibi değil’
        1

        Gupse Özay’ın yazıp başrolünde yer aldığı, Kıvanç Baruönü’nün yönettiği ‘Görümce’ filmi vizyona girdi. Filmde giderek yaygınlaşan güzellik kaygısına ve estetik merakına da değinen ikili, “Bu artışta sosyal medyanın yüzde yüz etkisi var. Artık daha çok insan tarafından gözleniyoruz. Oysa hayatlarımız sosyal medyadaki gibi değil” diyor

        2

        Gupse Özay, abisinin Amerikalı eşiyle yaşadıklarının bir kısmından feyiz alarak senaryo haline getirdiği ‘Görümce’ ile kariyerinde ikinci kez kaleminden çıkanlarla oyunculuğunu birleştirdi. Romantik-komedi filmlerinin aranılan yönetmeni Kıvanç Baruönü’nün yönettiği ‘Görümce’de Yeliz karakterini canlandıran Özay’a başrollerde Buğra Gülsoy ile Eda Ece eşlik etti.

        3

        ‘Görümce’ çıkışlı röportajımızda Gupse Özay filmin özellikle dokunduğu konulardan biri olan genç kızların estetik merakına değinirken, kadınların erkeklerden, erkeklerin kadınlardan neler beklediğinin altını çizdi ve gerçek hayatların sosyal medyada olduğu gibi sanılmasının olumsuz etkilerini dile getirdi.

        4

        Kıvanç Baruönü’nün altını çizdiği konuysa komedi filmlerinin gördüğü ilginin nedeninin sanıldığı gibi insanların neşelenme isteği olmadığı, insanların birbirlerine yabancılaşmasından kaynaklandığı...

        5

        ‘İSMİ BANA ÇOK DİŞİ GELDİ’

        ‘Görümce’nin hikâyesi nereden çıktı?

        Gupse Özay: Vallahi hâkim olduğum yerlerden esinlenmek daha işime geliyor. Bir görümceyim, dolayısıyla “Niye bunu yapmayayım?” dedim. Kendi yazdığım filmde oynayacağım için karakteri de yapabileceğim tarzda yazmaya dikkat ediyorum. Biraz da yeni neslin sadece güzel olmakla ilgili kaygısına veya estetik dünyasının bu kadar yükselmesine laf atmak istedim.

        6

        Sizi senaryonun nesi cezbetti?

        Kıvanç Baruönü: İsim çok çarpıcı, dişi. Bir de Gupse’nin enerjisini çok seviyorum. Görümce figürü hepimizin hayatında bir şekilde yer ediniyor. İnsana dair bir şey, onu sevdim zaten. İyi ki de yapmışız.

        7

        Özellikle kendi yazdığınız filmlerde rol almanızın nedeni nedir, erkek meslektaşlarınıza karşı bir tavır mı?

        G.Ö.: Yoo tavırsal değil... Yazdığım karakterde hâkimiyetim daha fazla olduğu için daha çok içime siniyor. Hâkimiyet alanım yükseliyor. Kendim yazınca kendimi tanıdığım için daha iyi yazabiliyorum. Kendi yazdığımı da daha iyi oynuyorum.

        K.B.: Gupse’nin kaleminin olması büyük şans. Bu yeteneğini değerlendirmek en doğal hakkı.

        8

        İnsanlar görümcede neyi sevecek?

        G.Ö.: Kendi yaşadıkları anılara ve etraflarından duydukları hikâyelere bir dokunuş olacak. Türk kültüründe böyle bir durum olduğu, herkesin böyle bir hikâyesi olduğu için... Şu anda sosyal medyada yorumlardan görüyorum, görümceyle gelinin yaşları biraz daha yakın olduğu için farklı bir atışma, farklı bir savaşları oluyor. Bu da daha komik oluyor bence. Bu nedenle ‘Görümce’ biraz farklı ve heyecanlı gelecek.

        9

        ‘ABİMİ PAYLAŞAMIYORDUM’

        Gelininiz Jennifer filme nasıl tepki verdi?

        G.Ö.: Bizim gelin Amerikalı. Dürüstçe söyleyeyim gerçek hayatta abimle çok iyi bir iletişimimiz, ilişkimiz vardı. Abisine çok düşkün bir kız kardeşim. Dolayısıyla abimi paylaşamadığımı itiraf ediyorum. Ne olursa olsun, iyi de olsa kötü de olsa karşı tarafa hep düşman gözüyle bakıyorsun. Ben öyleydim, benim için düşmandı o.

        10

        Gerçekten filmde görülecek en ekstrem şeylerin benzerini yaşadım. Ama bir süre sonra kabulleniyorsun. Bakıyorsun o tarafın ilişkisi çok iyi ve artık herkesin kendi ayrı hayatı olabilir. Abiyi paylaşmayı öğreniyorsun ya da onun da senin kadar abini sevebileceğini öğreniyorsun. Yani taraflar ortak noktada buluşabiliyorlar. Film, Jennifer’ı da çok heyecanlandırdı.

        Sizin görümceniz olacak mı?

        G.Ö.: Görümcem olmayacak. Ben şanslıyım.

        11

        Filmde estetik dünyasına neden laf attınız? Estetiğe karşı mısınız?

        G.Ö.: Hayır değilim. Sadece yeni neslin 16-17 yaşından başlayan güzel olma kaygısının ne kadar yüksek olduğunu, estetik yaptırma yaşının çok küçüldüğünü görüyorum. Dolgu, dudak, göz, kaş... Sanki güzel olmazsak kimse bizi kaale almayacak gibi bir durum olduğunu görmeye başladım. Bu da bana çok tehlikeli geliyor. Sadece güzel olma ve hayata bu şekilde 1-0 önde başlama düşencesi tehlikeli ve sonu olmayan bir şey. Aynada kendini beğenmeme durumu gittikçe artarak bir süre sonra sağlıksız hallere bürünebilir.

        12

        ‘Görümceler cadılık yapabiliyor’

        Görümceyle gelinler niye anlaşamaz?

        Gupse Özay: Çünkü rekabet çok fazla. Gelin-kaynanada “Benim oğlum beni daha çok seviyor” var. Ama kız kardeş, “Erkek kardeşimin üzerinde benim daha çok baskım var, benim saçım daha güzel, ben daha akıllıyım, o ruj bana daha çok yakışır, ben görümceyim istediğim zaman evinize gelebilirim” gibi daha fazla maddede cadılık yapabiliyor.

        13

        ‘Komediye ilgi yabancılaşmanın eseri’

        Filmlerin gişelerinin düşmesi sizce neye bağlı? Çok sayıda komedi filminin çekilmesi seyircide bıkkınlık yaratmış olabilir mi?

        Gupse Özay: Sinemanın her daim daha da geliştiğine inanıyorum. Bu yıl daha az ilgi olabilir, onun nedeni de yorgunluk olabilir, ekonomik sıkıntı olabilir. Fazla sayıda komedi filmi bıkkınlık yaratmış olabilir. Bazen de ülkelerin sosyolojik, genel psikoloji durumlarının etkisi olabilir. Dolayısıyla şu ara belki insanın canı aşk istiyor olabilir. Ama bizim filmimizin şöyle bir artısı var, sadece komedi değil, dram, aşk, hepsini içinde barındırdığı için belki de bu düşüşe geçen rakamı yükseltebiliriz.

        14

        Kıvanç Baruönü: Evet, filmlerin çoğu komedi türünde. Ne var ki herbiri kabul görmüyor. Komedi de bir yerden sonra tekrara düşmeye başladı. Bir tane komedi iş yapmak kolayına gidiyor insanların. Biz genelde komediyle ilgili şunu deriz: “Canım çok sıkılıyor. Bir komedi filmi izleyeyim.” Ne var ki insan psikolojisi olarak ele aldığımızda durum tam tersi. Aslında insanı deşarj eden kendiyle özel ilişki kurabileceği, daha çok duygusal dramlar. Komedinin en çok rağbet gördüğü yerler aslında toplumsal çözümlemelerin olduğu dönemler.

        15

        Birbirimize yabancılaştığımız, başkasının derdiyle dertlenmediğimiz, başkasının derdine gülüp geçtiğimiz, kendi kabuğumuza çekildiğimiz yerlerde komedi daha çok rağbet görür. Aslında komediye olan ilgi toplumsal olarak biraz da çirkinleştiğimizin sinemadaki göstergesi belki de. Bu kadar duygudan uzak, insana dokunmayan bir yola doğru gidiyoruz.

        Biz birbirimize yabancılaştığımız için mi komedi izliyoruz?

        G.Ö.: Bu da bir yorum baktığımızda. Bu da bir sebep olabilir, üzerine ciddi ciddi düşünmek gerekir.

        16

        Seri filmler çok ilgi görüyor. ‘Deliha’ filmi için de “Devamını çekeceğim” demiştiniz galiba. Niye devam etmediniz?

        G.Ö.: İkincisini de yazdım. Tam yapacakken “Neden arada yepyeni bir macera olmasın ki?” gibi bir his geldi. Ben içgüdüleriyle hareket eden bir insanım. İçimden bir ses ne diyorsa onu yapıyorum. Mantık ve stratejiyi hayatıma koymuyorum. O yüzden içimden bir şey kaşıdı beni. Başka dertler, başka bir hikâye dürtüyordu beni. İyi ki de öyle olmuş. Şu an ‘Görümce’yle aşk yaşıyorum.

        17

        ‘Şu an ceketimi alıp gidebilirim’

        Neden dizilerde rol almıyorsunuz, parayı sevmiyor musunuz?

        Gupse Özay: Parayı sevmiyor değilim, araç olarak çok severim. Ama şu an para için sevmeyeceğim bir şey yapmam. Hiçbir şey yapamasam İzmir’de küçük bir daire tutar orada resim yaparım. En başarısız halim bile benim mutlu olacağım bir şey. Dolayısıyla yaptığım işi seveyim. Zaten çocukluğumdan beri herkesi güldürmeyi severim. Sinemayla birçok insanı güldürüyorum. Televizyon dizisi de yazabilir, oynayabilirim ama her bölümü sinema uzunluğundaki bir dizi kaliteyi düşürüyor, insanın sağlığını bozuyor.

        18

        Gerçekten İzmir’e döner misiniz?

        G.Ö.: Dönerim.

        19

        Barış Arduç bu duruma ne der?

        G.Ö.: Barış ne derse o olur

        20

        Şöhreti kaybetme endişeniz yok mu?

        G.Ö.: 27 yaşında şöhret olduğum için bende psikolojik sorun yaratmadı. Şu an ceketimi alıp gidebilirim. Şöhreti sevsem, dışarıda oynadığım karakterlerle tanınıyor olmam. Beni karakter olarak sevsinler, Gupse’yi rahat bıraksınlar gibi bir yapım var. Şöhret benim için çok önemli bir şey değil. Tanınmadığım zaman daha mutluyum.

        21

        ‘İçeriği geliştirmek yerine ambalajın üzerine gidilmesi beni korkutuyor’

        Güzellik kaygısının artmasında sosyal medyanın etkisi var mıdır?

        Gupse Özay: Yüzde yüz. Çünkü artık daha çok insan tarafından gözlenebiliyoruz. Oysa hayatlarımız sosyal medyadaki gibi değil. İçeriği geliştirmek değil de ambalajın üzerine gitmeye başlanması beni korkutuyor. O yüzden de ‘Görümce’de bu konulara da dokundum.

        22

        Kıvanç Baruönü: Bizi biz yapan özellikleri kaybetmeye başladık gibi. Herkes sosyal medyada en güzel anını paylaştığı için diğerleri de “O öyle yapıyor, bende yok’ düşüncesine kapılıyor ve sağlıksız düşünceler ürüyor.

        23

        Bu durum nereye gider?

        G.Ö.: Psikolojik sorunların oluşmasına, tatminsizliğe kadar gider. Sadece fiziksel olarak güzelliğe yönelen bir kadının hayatta başka yönlerden gelişmesi çok mümkün olmuyor. Dolayısıyla kalın dudaklarından ve abartılı makyajından başka bir özelliği olmayan kadınlar görmeye başlayacağız. Bu, dünyada da böyle.

        24

        Erkeklerin dış görünüm derdi konusunda ne dersiniz?

        G.Ö.: Kadınlar, erkekleri etkilemek için sadece dış görünüşlerinin yeterli olduğunu düşünürken, erkekler devreye otomobil, para ve güç gibi gereksiz faktörleri de sokuyor. Erkekler kadınları sadece güzellikleriyle değil zekâlarıyla da, kadınlar da erkekleri gereksiz faktörlerle değil hayatlarına kazandırdıklarıyla değerlendirmeli.

        25

        Yeni nesil kadınlar erkeklerden temelde neyi bekliyor?

        G.Ö.: Yaş grubuna göre değişir. Ergenlik dediğimiz o agresif yaş grubunda kendi bedenleriyle barışık olmadıkları için çok güzel erkeklere yöneliyorlar. Daha sonra hayat ve çalışma dünyası zor duruma geldiği için güçlü ve zengin erkeklere yöneliyorlar. Ben gençken çok yakışıklı ünlülere âşık olurdum. Sonra biraz yaş ilerleyince hayatın zorlukluklarıyla karşılaşmamak için zengin adam aranıyor.

        Mehmet ÇALIŞKAN / HABERTÜRK MAGAZİN

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ