Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Röportajlar Melih Çelet Bloomberg HT'de soruları yanıtladı - İş-Yaşam Haberleri

        Desa Yönetim Kurulu Başkanı Melih Çelet'in Arzu Maliki ile yaptığı söyleşinin satır başları şöyle;

        2018’e nasıl başladınız ? Hem yabancı marka hem iç piyasada önemli tekstil sanayicilerimizdensiniz. Nasıl başladı bu yıl?

        Melih Çelet: 6. Ay bilançomuzu yeni verdik. 2018, 2017’ye göre %90 bir büyüme gösteriyor rakamlarımız. Bunda ihracatın payı çok büyük. Biz kendini hedge edebilen bir firma olmaktan dolayı çok şükür memnunuz. Yüzde doksan büyüme EBIT’da da %11 bir EBIT'ta yarattık; 20 milyon tl gibi bir vergi öncesi ve amortisman ve faiz öncesi bir kar yarattık. Memnunuz gidişattan..Biz 2018’den çok şikayetci değiliz.

        REKLAM

        İhracatta da çok seneler siz birinciydiniz. 2018'de buradaki hedefler nedir? Biraz pazarlardan da konuşalım yabancı markalara üretim yapıyorsunuz. İhracat hedeflerinizden nasıl?

        Melih Çelet: Desa 46 yaşında bir firma kurulduğundan beri hep ihracat öncelikli çalıştık. 90'lardan sonra da iç piyasadaki bu değişim, gelişim yani insanların seyahat anlayışının gelişmesi, tatil anlayışının gelişmesi, turizme açılmamız falan bizi perakendeye de yönlendirdi ve aynı zamanda da perakendeci olduk ama her şeyden önce üreticiyiz, hiç üretimi bırakmadık. Biz oldu bitti başından beri kendimiz ürettik ve entegrasyonumuzu tamamlayarak nihai tüketiciye kadar kendimizi ulaşır halde tuttuk. Gücümüzün de buradan geldiğini düşünüyorum. Yurt dışındaki üst segmentteki markalarla da iç içeyiz, beraberce iş birlikleri yaptık beraberce çalışmalar yaptık ama Desa hiçbir zaman ürün satıcısı olmadı. Biz proje ortağı olduk. Hep dedik ki biz çözüm odaklı, çözüm ortağıyız. Hiçbir müşterimizle beş yılın altında çalışmayız. Bize biri gelip dese ki ben sizden şu kadar adet çanta ve ayakkabı alacağım, biz orada yokuz. Bize bir programla gelecek, genel prensibimiz bu. Beraber know-how transferi yaparak yürüyen bir düzen içindeyiz.

        REKLAM

        Üretim açısından tabi özellikle katma değerli üretimin öneminin farkına varıyoruz bu günlerde...Siz ne kadarlık bir üretim kapasitesine sahipsiniz? Nerede yapıyorsunuz ve nerelere gönderiyorsunuz? Biraz bize anlatır mısınız?

        Melih Çelet: Bizim üç tane fabrikamız var bir tanesi 2005 depreminden sonra yaptığımız Düzce’deki tesisimiz. Sefaköy’deki tesisimiz 1990'dan beri var. Birde hammaddeyi ürettiğimiz kendi tabakhanemiz Çorlu'da. Biz hayvanın sırtından mezbahadan düştükten sonra bütün ürünü son nihai ürün haline taşıyacak tüm safhaları kendi bünyemizde yapıyoruz. Yani bugün artık lüks segment bütün fabrikalar benimdi mantığını bıraktı şimdi herkes entegrasyona dönüyor. Prada, Limoj’da gidip tabakhane açıyor, Luis Vuitton tabakhane satın alıyor, Hermes tabakhane yapmaya başladı. Çünkü farklılaşmanın yeri ürün yapısını kontrol altında tutarak olmaya başladı. Bunun önemini görmeye başladılar. Tekrar insanlar entegrasyona döndü ve önemi ortaya çıktı. Biz bu testlerde ürettiğimiz ürünlerde 200 noktada Desa markasıyla satıyoruz Dünya’da, bu bizim için çok önemli.

        REKLAM

        Hangi markalara üretim yapıyorsunuz buradan?

        Melih Çelet: Şimdi bazı markaları telaffuz etmemiz onların büyüklüğünden faydalanıyor gibi oluyoruz ama şunu söyleyebilirim ki Desa’nın mesela Türkiye’nin genel olarak bir kilogram ihracatının fiyatı 3 dolar civarında veya 2 dolar civarında, Desa’nınki 120 dolar civarında. Yani bununla neyi anlatmak istiyorum? Katma değeri çok yüksek, çok kaliteli insanları özendirici markaların bulunduğu noktada satış yapabiliyoruz, mal yapıyoruz. Şimdi bu önemli bir know-how birikiminden sonra oldu. Şimdi Desa olarak da biz kendi markamızla Turquality desteğini on yıl kullanmış olan bir firmayız. İtalya’nın en önemli butiklerinde bugün Desa kendi markasıyla bulunmakta. Bugün Harvey Nichols, Hong Kong’da Desa kendi markasıyla çalışıyor. Takashima'ya da Desa satılıyor. Bunlar insana kıvanç veriyor, hedefe ulaşıyoruz gibi duruyor.

        REKLAM

        Ben sizin New York’da, İngiltere’de, şimdi yeni Porto Cervo'da, İtalya’da mağazanız açılıyor. Kaç mağazaya ulaşmayı planlıyorsunuz 2018 üzerinde?

        Melih Çelet: Biz şimdi Dünya’nın en önemli en sofistike mağazalarında kendi markamızla satış yaparak bir yere vardığımızı düşünüyorum. En son Sardunya adasında, Porto Cervo'da bir mağaza açtık. Ben görmedim ama Hermes’in yanında dediler o da ayrı bir şey oluyor. Demek ki kirası ondan yüksek diye düşünüyorum. Evet, öyle bir bakalım nereye varıcaz.

        İç piyasada da Antalya olsun, turizm bölgesi olsun, bir patlama yaşanıyor. Satışlar nerelerde daha iyi? Türkiye piyasası içinde bakalım..

        Melih Çelet: Şimdi 2018’in en pozitif gelişmelerinden bir tanesi turizm oldu. Turizm hakikaten yaraya merhem oldu. Nispeten hem oteller, hem gıda endüstrisi hem de bizler gibi turizme bağlı satış yapan markalar yüzümüz güldü. Antalya son derece verimli gidiyor. Sahil kesimi gayet iyi sıhhatli gidiyor. Hatta şu son on gündür on beş gündür de inanılmaz bir yağma ile karşı karşıyayız. Ciddi satış var. Bunun sebeplerinden bir tanesi de tabi dövizin geldiği şu pozisyon. Çok hızlı bir atak oldu dövizde. Desa’nın Samsonite mağazalarındaki fiyatla havaalanındaki fiyatının arasında %35 fark bulunmuş baktık ki, çünkü havaalanında euro bazında satıyor. Burda biz Türk Lirası bazında satıyoruz. Turist de var ülkede, şehirde. Hatta gazetelere de konu oldu bu.

        REKLAM

        Peki sektöre olumlu mu oldu?

        Melih Çelet: Bence olumlu oldu tabiî ki, insanlar stoklarını likide etti. Çünkü bir nakit eksikliği başladı piyasada, bunu da hissediyoruz. Bu da bilinçli yapılıyor bunu da anlıyoruz ve yapılması gerektiğine inanıyorum çünkü spekülatif hareketlerden ülkeyi ve ekonomiyi korumamız gerekiyor. Çok aktif ve çok güzel hareketler yaptılar son sırada, gerek Hazine Bakanlığı'mız gerek Merkez Bankası. Doğru gidiyorlar, artık biz şu tüketim toplumu olmaktan ziyade üretim toplumu olma yolunda çok daha kararlı adımlarla yürümemiz gerekiyor. Türkiye’yi ne olur artık hep beraber üreten bir toplum haline getirelim. Bunun gereksinimine ihtiyacımız var öyle görüyorum.

        Sanayileşmeye ve üretimin önemine tekrar gelicem çok geniş bir konu ama sektörün geneline bakarsak eğer kurlar dedik faizler çıkışta dedik hem Desa olarak dinlemek istiyorum hem sektör olarak 2018'de önümüzdeki sıkıntılar bu çerçevede neler olur? Sizin de tekstil sektöründe çok çevreniz var, kulaklarınıza neler geliyor? Ne tür düşünceler var? Bu faizler tabi mesela kredi kullanıp AVM'de mağaza açan tekstilciler de var..Herkes Özkaynaktan gitmiyor, neler söylersiniz bu konuda?

        REKLAM

        Melih Çelet: Tabi büyük yatırımları herkes özkaynaktan yapamazdı ve herkes kredi kullandı; bazılarımız piyasa kredisi bazılarımız banka kredileri kullandık. Fakat esas problem ne biliyor musunuz; bugün iç piyasada bu hızlı büyümenin getirdiği sancıları yaşıyoruz. Şimdi AVM'ciler diyor ki biz bunu dövizle fonladık, yatırımı dövizle borçlanarak yaptık, bizde diyoruz ki, biz TL ile satıyoruz, Yılbaşı'ndan bu yana neredeyse %50-55 bir devalüasyon oldu, bu kiraları karşılama imkanı yok, tüketicinin bunu ödeme imkanı çok zor, gelin elimizi taşın altına koyalım ve anlaşalım, inşallah anlaşacağımıza inanıyorum, Türkiye bunu aşar. 270 milyar Dolara yakın özel sektörün borcu var, bir yandan da AVM'lere 1 milyar Euro ayda kira ödüyoruz. En azından bu konuda uzlaşsak, müşteriye yansıyacak olan maliyetleri uygun bir seviyeye getirebiliriz.

        Daha çok üretim yapan ülke pozisyonuna nasıl gelebiliriz?

        Melih Çelet: Türkiye'nin şu süreci nasıl geçireceğini izliyoruz ama tabiki ithalatçı olmaktan ziyade, katma değerli, ara malı ve hammadde tedarikini de kendi içinde tamamlayabilen bir ülke pozisyonuna gelmek için ben elimden geleni üstüme düşeni yapacağım diğer arkadaşlarımızın da yapacağından eminim..

        2018 için sektörde dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir? Sizden dinleyelim..

        Melih Çelet: Maliyetlerle ilgili çok önemli bir sorunla karşı karşıyayız; kurların maliyetlere getirdiği bu demaj, tüketicimizin alım gücünün artacağını düşünmemeliyiz; yani bunu makul seviyede tutan firmalarımızın başarılarını devam ettireceği düşüncesindeyim. Sermaye yapılarının güçlendirilmesini öneriyorum, piyasa kredisi kullanma dönemi bitti. Güçleri birleştirerek mesela ortaklıklar ve satın almalarla bir yere gelinebilineceğini düşünüyorum. Son olarakta AVM'cilere el insaf gel bu sorunu çözelim diyorum.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ