Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Bilgi Yaşam Nisa Suresi okunuşu ve anlamı! Nisa Suresi Arapça yazılışı, Türkçe anlamı, tefsiri ve okunuşu

        Sure, insanlara hitap ederek, onları tek bir nefisten (Âdem) yaratan ve ondan da eşini (Havva) yaratan Allah'a karşı gelmekten sakınmalarını öğütler. Ayrıca, yetimlerin haklarının korunması, miras paylaşımı, evlilikle ilgili hükümler ve adaletin tesis edilmesi gibi konulara da değinir.

        Nisâ Suresi, İslam toplumunun sosyal yapısını düzenleyen önemli hükümler içerir ve özellikle kadınların haklarının korunmasına büyük önem verir. Bu sure, aile içi ilişkilerden miras hukukuna kadar geniş bir yelpazede rehberlik sağlar.

        Nisa Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı

        بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

        REKLAM

        يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالًا كَثِيرًا وَنِسَاءً ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي تَسَاءَلُونَ بِهِ وَالْأَرْحَامَ ۚ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا

        وَآتُوا الْيَتَامَىٰ أَمْوَالَهُمْ وَلَا تَتَبَدَّلُوا الْخَبِيثَ بِالطَّيِّبِ وَلَا تَأْكُلُوا أَمْوَالَهُمْ إِلَىٰ أَمْوَالِكُمْ ۚ إِنَّهُ كَانَ حُوبًا كَبِيرًا

        وَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا تُقْسِطُوا فِي الْيَتَامَىٰ فَانْكِحُوا مَا طَابَ لَكُمْ مِنَ النِّسَاءِ مَثْنَىٰ وَثُلَاثَ وَرُبَاعَ ۖ فَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا تَعْدِلُوا فَوَاحِدَةً أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ ۚ ذَٰلِكَ أَدْنَىٰ أَلَّا تَعُولُوا

        وَآتُوا النِّسَاءَ صَدُقَاتِهِنَّ نِحْلَةً ۚ فَإِنْ طِبْنَ لَكُمْ عَنْ شَيْءٍ مِنْهُ نَفْسًا فَكُلُوهُ هَنِيئًا مَرِيئًا

        وَلَا تُؤْتُوا السُّفَهَاءَ أَمْوَالَكُمُ الَّتِي جَعَلَ اللَّهُ لَكُمْ قِيَامًا وَارْزُقُوهُمْ فِيهَا وَاكْسُوهُمْ وَقُولُوا لَهُمْ قَوْلًا مَعْرُوفًا

        REKLAM

        وَابْتَلُوا الْيَتَامَىٰ حَتَّىٰ إِذَا بَلَغُوا النِّكَاحَ فَإِنْ آنَسْتُمْ مِنْهُمْ رُشْدًا فَادْفَعُوا إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ وَلَا تَأْكُلُوهَا إِسْرَافًا وَبِدَارًا أَنْ يَكْبَرُوا ۚ وَمَنْ كَانَ غَنِيًّا فَلْيَسْتَعْفِفْ وَمَنْ كَانَ فَقِيرًا فَلْيَأْكُلْ بِالْمَعْرُوفِ ۚ فَإِذَا دَفَعْتُمْ إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ فَأَشْهِدُوا عَلَيْهِمْ ۚ وَكَفَىٰ بِاللَّهِ حَسِيبًا

        Nisâ Suresi, Kur'an-ı Kerim'in dördüncü suresi olup Medine döneminde inmiştir. İslam hukuku, toplum düzeni ve kadın hakları gibi önemli konuları ele alır. Bu suredeki hükümler, hem kişisel hem de toplumsal düzeni sağlamak için önemli bir rehberdir.

        Tefsiri:

        Kur’an-ı Kerîm’de sıkça karşılaşılan "Ey insanlar!" hitabı, yalnızca müminlere değil, tüm insanlığa yönelik bir çağrıdır. Bu hitap, insana hitap eden ayetlerde, sadece iman etmiş olanların değil, her insanın, hayatın her aşamasında alacağı derslerin olduğuna işaret eder. Bu çağrı, tüm insanlık için temel olan ahlaki ve manevi kuralları hatırlatırken, Rablik ve kulluk ilişkisi üzerinde durur.

        Özellikle, "Rabbinizden sakının" şeklinde geçen ifade, insanların yaradılışlarına, yaratıcıyla ilişkilerine ve bu ilişkinin onlara yüklediği sorumluluklara dikkat çeker. "Rab" kelimesi, sadece yaratmayı değil, aynı zamanda varlıkları yöneten, besleyen ve gelişmelerine olanak tanıyan bir kudreti ifade eder. Bu bağlamda, Allah’ın "Rab" ismi, insanların yalnızca fiziksel yaratılışlarını değil, manevi gelişimlerini ve her türlü ihtiyaçlarını karşılayan bir sıfat olarak ortaya çıkar. Rab, insana hem maddi hem de manevi yönlerden yardım eden, onu terbiye eden bir kaynaktır.

        REKLAM

        Kur’an, insanları yaratılışlarının özüne, yani "nefis"lerine ve onların doğasındaki ortaklığa da işaret eder. İnsanın yaratılışında, bir tek nefisten türeyen bütün insanlık, aslında manevi bir birliğe de sahiptir. İnsanların her birinin özü, bir "nefis" olarak bir araya gelmektedir. Bu nedenle, insan hakları da bu birliğin ve eşitliğin doğal bir sonucudur. Nisâ sûresi, bu birliğin ve eşitliğin somut bir ifadesidir; insana dair hak ve sorumlulukları açıklarken, tüm insanlara hitap eder ve onlara yönelik evrensel bir adaletin temelini atar.

        Kur’an'daki "nefis" kavramı, bazen insanın içsel özüdür, bazen de ruhu ve kişiliğiyle olan ilişkisini anlatır. Ruh ve nefis arasındaki farklar, bazı âlimler tarafından incelenmiştir. Ruh, ilahi bir kaynağa, Allah’a aitken, nefis insanın manevi yapısının, onun duygu ve düşüncelerinin şekillendiği bir unsurdur. Bu nedenle nefis, insanı Allah’ın rızasına götürebilecek ya da ondan saptıracak bir kapasiteye sahiptir. Nefis, insanı çeşitli ahlaki ve manevi aşamalardan geçirecek bir süreçtir; emmare (kötüye çekme), levvâme (kendini kınama), mülheme (ilham alan) gibi safhalardan geçerek, insan sonunda Allah’ın rızasına mazhar olabilir.

        Bu noktada, Allah’ın insanları yaratırken onlara verdiği en temel özelliklerden biri, kendilerini ve çevrelerini sorgulama ve bu sorgulama ile doğru yolda ilerleme fırsatıdır. İnsan, bu dünya hayatında yaptığı seçimlerle, kendi içsel mücadelesinde Allah’a yaklaşma yolunda bir sınavdan geçmektedir. Bu, aynı zamanda insanın özgür iradesi ile Allah’ın takdirini bir araya getiren bir sürecin ta kendisidir.

        Kur’an’ın bizlere sunduğu bu öğretiler, sadece bireysel bir olgunlaşmayı değil, aynı zamanda toplumsal bir düzeyde adaletin sağlanmasını da hedefler. İnsanlar arasındaki ilişkiler, birbiriyle bağlantılı, birbiri üzerinde etkili olan manevi bir düzlemde şekillenir. Yaradılışın özü bir, insan hakları ise bu ortaklık üzerinden oluşur. Her bir insan, doğuştan eşit haklara sahiptir ve bu haklar, Allah’ın insana verdiği bu "nefis"ten ve "Rab"ten kaynaklanmaktadır.

        Sonuç olarak, Kur’an-ı Kerîm’deki bu tür hitaplar, sadece bireyleri değil, tüm insanları kapsayan bir çağrıdır. İnsanlar, yaradılışlarının özü gereği birbirlerine bağlıdır ve her biri, Allah’ın rahmetiyle şekillenen bir bütünün parçasıdır. Bu yüzden, "Rabbinizden sakının" ifadesi, insanları her anlamda, maddi ve manevi sorumluluklarını yerine getirmeye davet eder ve insanlık için evrensel bir ahlaki ve manevi sorumluluk getirir.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ