Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Spor Türkiye'de spor nereye gidiyor?

        Ayhan YILDIZ-Zeynep YILDIRIM / AHT SPOR SERVİSİ

        Türkiye bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisini daha geride bıraktı. Galatasaray'ın şampiyon takım ünvanıyla çıktığı derbi maçta, Fenerbahçe ezeli rakibini yenerek ikinciliği garantiledi. Ancak akıllarda futboldan saha içindeki kırmızı kartlar, birbirlerinin gırtlaklarına sarılan oyuncular, siyahi oyunculara yapılan ırkçı tezahüratlar ile en önemlisi de maçtan sonra bir Fenerbahçe taraftarının bıçaklanarak öldürülmesi kaldı.

        Özellikle derbi maçlarda doruğa çıkan bu şiddetin nedeni ne? Türkiye'de olay çıkmayan derbi oynanmayacak mı? Yaşanan şiddet, sadece sporu ilgilendiren bir olgu mu? Çözümü yok mu? Bu soruları, spor camiasından isimlerin yanısıra davranış bilimcilerine sorduk.

        "SPOR BİR DÜŞMANLIK ARACI OLARAK GÖRÜLÜYOR"

        TSYD eski Başkanı Esat YILMAER:

        Takım aşkı ve fanatizm birbirine karışıyor. İnsanlar sporu bir keyif aracı olarak değil bir düşmanlık olarak görüyor. Bu fanatizm yüzünden de bu olayları görüyoruz. Derbilerde de bu olayları daha fazla görmek mümkün. Anlamsız rekabet işin derbilerde patlamasına neden oluyor. İnsanlar takım tutmasını, maç izlemesini bilmiyor. Olimpiyatlara ev sahipliği yapmak istiyoruz. Ama bu gibi durumlar olimpiyatları olumsuz bir şekilde etkiler. Çünkü olimpiyatlar sporda sevgi ve saygıyı temel alır. Bu gibi kavramları ön plana çıkarır. Şiddeti değil.

        "GENÇLER KENDİNİ İSPAT ETME ÇABASINDA"

        Sosyolog Şeyma GÜNGÖR:

        Bu tarz durumlarda kitleye baktığımızda genellikle gençler var. Belli bir yaş altı ya da yaş üstü söz konusu değil, gençler çoğunlukta. Bu durumda daha çok onların coşkun ve enerjik olmalarından kaynaklanıyor. Bu yaşlarda kendilerini ispat etme çabaları da mevcut. Bu yapıya sahip gençler bir araya gelince de, güçleniyor. Bu çok yönlü bir konu, bir tek noktadan bakılamaz. Diğer önemli bir konu ise; acaba bunları yapanlar gerçekten iyi niyetli taraftarlar mı yoksa tarafın arasına girmiş kötü niyetli insanlar mı?

        "ÇÖZÜM ÜRETİRKEN SAMİMİ OLURSAK BU SORUN ÇÖZÜLÜR"

        Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet TALİMCİLER:

        Türkiye'de taraftar terörü bitmedi, bitecek gibi de durmuyor. Her olayın da taraftardan kaynaklandığını söylüyorlar, katılmıyorum. Yönetim çıkıp, kendi taraftarlarını hedef alan açıklamalar yapıyor. Taraftar, futbolcuların sahadaki davranışlarından da etkileniyor. Rol model aldıkları için bu şekilde yansıyor. Çözüm üretirken samimi olursak, bu sorun çözülür.

        "YAPANIN YANINA KÂR KALIYOR"

        Galatasaraylı eski Milli Futbolcu Cüneyt TANTAN:

        İşin tadı kaçtı. Herkes tahrik ediyor. Ne yazık ki bu, en tepedeki insanlardan, başkanlardan, teknik direktörlerden başlıyor... Oyuncularda da bir Twitter hastalığı başladı. Onların işi twit atmak değil ki sahada oynamak. Tribünler, onların yaptıkları hareketlerden çok etkileniyor. Esas problem kulüpler seviyesinde. Herkes konuşuyor ama futbol yöneten kurumdan çıt yok. Kanunlar çıkartıldı, ama işleten yok. Bütün tahrikleri yapanlar belli, fakat yapanın yanına kar kaldığı sürece bu işin daha da kötüye gitme ihtimali çok büyük. Kuralları işletmek gerekir. Ciddi bir kulak çekmeye ihtiyaç var.

        "KULÜPLER GERİ ADIM ATMALI"

        Spor yorumcusu, eski milli futbolcu Sergen YALÇIN:

        Gerilimi çıkartan kulüpler. Maçtan bir gün önce yaptıkları açıklamalar tansiyonu üst seviyeye çıkardı. Hakemin kötü yönetimi olayları körükledi. Oyunculara hiç yakışmadı. Senede 3-5 milyon Euro kadar kazanan futbolcuların, kukla gibi saçma sapan pozisyonlarda yalandan yaptıkları davranışlara inanamadım. Üzüldüm. Tribüne, yönetime şirin gözükmek için sahada yapmadık şey bırakmadılar. Yazık bunlara. Kendilerini de rezil ediyorlar Milli Takım neden başarısız diyoruz. Şu zihniyetteki insanlarla başarı mümkün mü? Gerilimi önlemek için kulüplerin adım atması lazım.

        "POLİSLER ŞİDDETİ ÖNLEMEDE TAKTİK DEĞİŞTİRMELİ"

        Avukat Çağrı ÇETİN:

        Hukuksal olarak alınacak önlemler, bir tarafa uygulanırken diğer tarafa uygulanmadığında önemini kaybetmektedir. Orantısız güç kullanarak topluluğu daha çok tahrik eden polisler yerine iç güvenlik ve kontrol polislerinin elinden alınarak iyi eğitilmiş, yansız ve ehil özel güvenlikler eliyle yapılmalıdır. Polisler taktiklerini değiştirmeli sayıca daha az fakat iyi yetiştirilmiş, planlı ve dengeli hareket eden, aşırı güç kullanımından kaçınan yöntemler geliştirilmelidir.

        "ŞİDDETİN BULAŞICI BİR TARAFI VAR"

        Spor Psikolojisi Uzmanı Ceren TOKDEMİR:

        Şiddetin bulaşıcı bir tarafı var. Bir yerde başladı mı bütün birimlere bulaşabiliyor. Futbol dünyasında insanların söylemleri, tavırları tabandan tavana kadar etkili olabiliyor. Bunu açık bir şekilde görebiliyoruz. Ama alt tabakadaki insanlarda bu biraz daha fiziksel şiddet olaylarına kayabiliyor. Ama bu durumu sadece spor dünyasındaki insanlarla ilgili değil. Bütün genel halimiz böyle. Siyasi söylemlerde bile insanlar bundan etkilenebiliyor. Zaten baktığımızda şiddet gösteren ülkelerde en önceyiz. Bu kadına şiddette de böyle, çocuk şiddetinde böyle hatta hayvan şiddetinde böyle. Doğal olarak her yerde izlerini görebiliyoruz.

        "SPOR KÜLTÜRÜNÜ İÇSELLEŞTİRMEK GEREKİYOR"

        Spor Psikolojisi Derneği Başkanı Turgay BİÇER:

        Sporda şiddet sırf derbilerde olmuyor. Daha alt kümelerde bile sporda şiddeti görebiliyoruz. Bunun nedeni spor kültürünü içselleştiremiyoruz ülke olarak. Bizde spor yapmak yerine izleyen bir kitle yaratıldığı için; spor toplumda ne yazık ki yaşam biçimi değil bir savaş aracı olarak görülüyor. Aynı zamanda insanlar üzerinde bir kazanma baskısı var. Bu baskı da insanların psikolojisini alt üst ediyor. Bunun önüne geçilebilir. Öncelikle toplumsal spor seferberliği başlatılma ve en önemlisi sokakları tekrar çocuklara vermek gerekiyor.

        "YASAYI UYGULAYAN Bİ GÜÇ OLMASI LAZIM"

        Spor Psikolojisi Uzmanı Serdar TEREKLİ:

        Bu gibi şiddet olayların organizasyonlarla ilgisi yok. Fanatiklik durumunu değiştirmeden hiçbir şey yapamazsınız. Sporda şiddet yasası değiştirildi. Ama sporda şiddet devam ediyor. Yani eğer bir yasa varsa bunu uygulayabilmeniz lazım. Uygulayan bir güç olması lazım. Ama Türkiye'de bunu uygulayabilen bir güç yok. Fenerbahçe-Galatasaray maçı eğer bir şampiyonluk maçı olsaydı bu maç bitmezdi. Oyuncuların bile saha içindeki gerginlikleri taraftara yansımaya başladı. Buradan şu sonuca varıyoruz: Spor algısını değiştirmek lazım.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ