Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güvenlik Habertürk yazarları "Güvenli bölge"nin detaylarını yazdı... - Haberler
        .png
        .png

        “Güvenlik Şeridi” böyle oluşacak

        Hükümetin kararlı tutumu, ABD’nin de müttefiki ile sahada karşı karşıya kalmama arzusu, Suriye’nin kuzeyinde oluşacak güvenlikli bölge konusunda uzlaşıyı sağladı.

        Diplomasi kulislerine yansıyan bilgiler ve yapılan açıklamaların analizlerinden yola çıkıldığında şu söylenebilir ki, iki taraf da başlangıçtaki tutumunu saklı bırakarak, ortak noktalarını uzlaştırdı.

        REKLAM

        UZLAŞI ZEMİNİ

        Türkiye, güvenlikli bölgenin 460 kilometre genişliğinde, 32 kilometre derinliğinde olması konusundaki tutumunu korurken, bunun hemen olması yönündeki ısrarını kaldırdı; ileriye yönelik kararlılığını korudu.

        ABD tarafı ise ilk başta dile getirdiği 3 ile 7 kilometre derinliğinde, 140 kilometre uzunluğunda olması yönündeki sınırını genişletti.

        Her iki taraf da başlangıçta mesafe dayatmalarından uzak, sorunun çözümünde ortaklaşmayı önceleyen bir tutumda uzlaştı.

        Bu amaçla Türkiye ve ABD güçlerinin katılımıyla bir Müşterek Harekat Merkezi kurulmasına karar verildi.

        AĞIR SİLAHLAR DAHA GERİYE

        Münbiç için geçmişte Gaziantep’te de benzeri bir yapı kurulmuştu.

        Aktarıldığına göre Müşterek Harekat Merkezi, hangi alanlardan girileceğinden, ABD’nin geri çekilmesini sağlayacağı YPG’nin ağır silahlarını hangi noktaya kadar geri çekeceklerine kadar uzanan koordinasyonu sağlamakla görevli olacak.

        YPG güçleri belirli bir noktaya çekilmiş olsalar da ağır silahlarını Türkiye’ye ulaşamayacak daha geri noktalara kadar taşıyacak.

        REKLAM

        Buna göre Arap yerleşim bölgelerinde güvenlikli bölge 20, hatta 25 kilometre derinliğe kadar uzarken, Kürt nüfusun da içinde barındığı karışık bölgelerde biraz daha daralıp 10-15 km derinlikle sınırlı kalabilecek.

        Hatta Kürtlerin yoğunluğuna göre ilk adımda daha da altına düştüğü alanlar da olabilecek.

        YERLEŞİM YERLERİ YOK

        İlk adımda da giriş yerleşim bölgelerinin bulunduğu alanların dışından yapılacak; yerleşim yerlerine ilk aşamada girilmeyecek ancak giriş çıkışından, çevre güvenliğine kadar tüm denetimler, Türk ve ABD askerlerinin ortak devriyeleri ve kontrol noktaları ile sağlanacak.

        İkinci ve ardından gelen kademelerde buraların terör unsurlarından arınması aşamasına geçilecek.

        Konuyla ilgili veriler analiz edildiğinde görülüyor ki, Kobani ve Kamışlı konusundaki ABD’nin tezleri Türkiye tarafında da şartlı olarak kabul edilmiş.

        KOBANİ- KAMIŞLI ARASI

        Bu kapsamda güvenlikli bölge için ilk aşamada Suruç’un (Mürşitpınar) karşısındaki Kobani’nin doğusunda kalan Tal-Abyad’dan başlayıp, Ceylanpınar’ın karşısındaki Resulayn’a kadar devam eden Arap nüfusun yoğun yaşadığı alandan girilecek.

        REKLAM

        Kamışlı, Kızıltepe, Şenyurt, Silopi’ye doğru uzanan doğu hattı bu aşamada kapsam dışında olacak.

        Arap nüfusun yoğun olduğu Tal Abyad- Resulayn hattındaki YPG güçlerinin uzaklaştırılması, ağır silahlarının bulundukları alandan daha geriye taşımalarına ABD askerleri gözlemci olacak.

        Bir çatışmanın yaşanmaması için gereken neyse belirlenecek, özellikle ağır silahlar Türkiye’ye ulaşamayacak bir uzaklıkta, Kamışlı-Halep bağlantısını oluşturan M-4 otobanının kesinlikle aşağısına kaydırılacak.

        SÜPÜRME İŞİ ABD’DE

        Bunun için ilk adımda bölgenin süpürülmesi belirli bir zaman alacak; ABD güçleri zemini temizledikten sonra, ilk güvenlikli bölge cepleri oluşturularak; ardından bu ceplerin birleştirilmesi ve yenilerinin oluşturulması süreci gelecek; adım adım banda dönüşecek.

        Başlangıçta Başkan Trump’ın dile getirdiği menzilin belki Türkiye biraz gerisine düşecek ama ABD’nin YPG’yi alandan süpürme görevini üstlenmesi nedeniyle riskini en aza indiren bir harekat olacak.

        REKLAM

        Güvenlikli bölgenin süpürülmesi aşamasından sonraki denetimi Türk ve ABD askerleri tarafından yapılacak, Müşterek Harekat Merkezi bu konuda tek yetkili olacak.

        Sahada sağlanan gelişme, Münbiç sürecinin çözümünü de beraberinde getirecek.

        OPERASYONUN ZAMANI

        Şunu belirtmeliyim ki Ankara bu işin de Münbiç’e benzemesini istemiyor; o nedenle öngörülen sürelerde bir gecikme olursa, herhangi bir bekleme yapmadan gereğini kendisinin yerine getireceğini muhatabına iletmiş bulunuyor.

        Operasyonun ne zaman başlayacağı konusunda ise herkes, gölgede 40-45 dereceye ulaşan sıcaklığın bölgede biraz daha düşmeye başlayacağı Eylül ortasını işaretliyor.

        ***

        .png
        .png
        REKLAM

        ABD’nin ‘güvenli bölge’ sınavı

        Ankara ve Washington, Suriye’nin kuzeydoğusunda –detayları henüz muğlak da olsa- bir güvenli bölge kurulması için mutabakata vardı.

        Türkiye'nin güvenlik endişelerini giderecek ilk aşamada alınacak tedbirlerin bir an önce uygulanması, bu çerçevede güvenli bölge tesisinin ABD ile koordine ve yönetimi için Türkiye'de Müşterek Harekat Merkezi'nin en kısa zamanda kurulması konusunda anlaşıldı.

        ABD’nin bu merkez konusundaki ısrarı bir taraftan Türk müttefiklerini desteklerken diğer taraftan Suriye’nin kuzeydoğusuna yönelik bağımsız herhangi bir TSK operasyonunun önünde duracağı mesajı ile Suriye’deki partnerleri PYD/YPG’yi koruma altına alıyor.

        Amerikalı yetkililerden edindiğim bilgiye göre, ABD bu harekat merkezinin Şanlıurfa’nın Akçakale veya Suruç ilçelerinde ya da Mardin’in Kızıltepe ilçesinde kurulmasını öngörüyor. Ancak “Karar Türkiye’nin” diyorlar. 6 Eylül’e kadar neticelendirilmesi planlanıyor.

        REKLAM

        Türkiye-ABD mutabakatının hayati detayları henüz ortada yok. Ancak buna yönelik Batı basınında da görebildiğiniz iki algı hakim. Bir grup bunu Münbiç mutabakatına benzetiyor ve "ABD zaman kazanmaya çalışıyor, Türkiye’yi oyalayacak ve PYD/YPG’den vazgeçmeyecek" diyor.

        Bir diğer grup ise bunu sadece Türkiye için değil, seçimlere hazırlanan ABD Başkanı Donald Trump için de büyük bir açılım, Suriye savaşını bitirecek bir hamle olarak görülüyor.

        Gelelim güvenli bölgenin sınırları mevzuuna. Türkiye’nin ısrarcı olduğu güvenli bölge Suriye’nin kuzeyinde YPG’nin kontrolündeki tüm sınır hattını kapsayan, 32 kilometre derinlikte bir bölgeydi.

        ABD’nin ise PYD/YPG’ye kabul ettirebildiği 5 kilometre derinlik üzerinden pazarlık yaptığını daha önceki yazıda belirtmiştim.

        Ankara’da geçtiğimiz hafta gerçekleşen ikinci görüşmelerde ilk aşamada 12-14 kilometre derinlik için planlamaların yapıldığı belirtiliyor.

        Bu önemli zira ABD üç bölgeyi koruma altına almak istiyor: Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG için hayati önemdeki Kobani, Kamışlı ve Fish Habur-Semelka hattı. Bu hat ABD’nin örgütle kurduğu stratejik ilişkinin omurgasını teşkil ediyor.

        REKLAM

        Halihazırda Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde PYD/YPG’nin kontrolündeki bölgeyle olan sınırı batıdan Kobani ile başlıyor ve Malikiye’ye kadar uzanıyor, 450 kilometreyi aşıyor.

        Türkiye’nin talepleri net. Örgütün Irak ile bağlantısını kesmek istiyor. 32 kilometre derinlikteki ısrarı ise PKK’nın varlığını tamamen ortadan kaldırmak için.

        İkincisi Ankara, YPG, SDG ve bölgedeki güvenlik güçleri başta olmak üzere PKK’ya bağlı tüm grupların bu bölgeden çıkarılmasını istiyor. Üçüncü olarak ise, 3.6 milyon Suriyeli mülteciyi güvenli bölgeye yani evlerine yollamak istiyor.

        Türkiye, bu bölgenin TSK ve kendi kontrolündeki gruplar tarafından idaresini istiyor. Devriye gezecek ekiplerin ise kuzey Suriye’deki aşiretlerin kendi birliklerinden oluşmasını istiyor. Türkiye’nin bu gruplar üzerinde de etkisi büyük.

        PYD/YPG’nin ABD ile yaptığı ilk anlaşma uyarınca, güvenli bölge Derbesiye, Amuda, Kamışlı, Remilan ve Malikiye şehirlerini kapsamayacaktı. Aynı anlaşma uyarınca, bahse konu olan bu bölgenin kontrolünü uluslararası güçler üstlenmeli ve yönetimi Türkiye’de olmaması yönünde ABD ile pazarlıklar yapılmıştı.

        REKLAM

        PYD/YPG/PKK’nın ABD’den bir diğer talebi ise Türkiye’nin kontrolündeki ÖSO’ya bağlı silahlı gruplardan hiçbirinin bu çevrede olmaması. Sözde Arap asılda komuta kademesi PKK kadrolarından oluşan Suriye Demokratik Güçleri’nin güvenli bölgedeki şehirlerde bulunması ve uluslararası güçlerin şehirlerin dışında görevlerini sürdürmesiydi.

        Örgütün argümanı Türkiye’nin aksine güvenli bölgenin Kobani ile Tel Abyad arasında, 65 kilometre uzunluğunda, 5 kilometre derinliğinde olması yönündeydi.

        Zira örgüt Tel Abyad’dan Resul Ayn’a kadar olan 100 kilometre uzunluğunda ve 5 kilometre derinliğinde ikinci bir parça ile güvenli bölgeyi ikiye bölme gayretinde.

        Ancak Ankara– ashington mutabakatı ilan etti. Geri dönüşü mümkün gözükmüyor.

        Pentagon’dan bazı yetkililerin ise önümüzdeki perşembe günü kuzey Suriye’ye giderek PYD/YPG ile görüşecekleri belirtiliyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ