Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güvenlik SON DAKİKA HABERİ! Ankara'da arka arkaya kritik toplantılar! Bakan Süleyman Soylu... - HABERLER
        .png
        .png

        İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, mülteci ve göç sorununu görüşmek üzere Avrupalı yetkililerle bir araya gelecek. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, dün AK Parti MYK toplantısı sonrası, “Birtakım AB yetkilileri, Türkiye'ye ek mali yardımdan bahsediyor bu rüşvet siyasetidir. Rüşvet siyasetine kapalı olduğumuzu bir kez daha belirtmek isteriz” demişti.

        İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bugün kritik iki toplantıya katılıyor. Bakan Soylu önce saat 11.00’de Yunanistan Göç Politikasından Sorumlu Vatandaşı Koruma Bakan Vekili Yorgos Kumucakos ile ardından da saat 19.00’da AB Göç, içişleri ve Vatandaşlık Komiseri Dimitris Avramopoulos, Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer ve Fransa İçişleri Bakanı Christophe Castener ile Ankara’da bir araya gelecek.

        REKLAM

        Toplantının ana başlığını mülteci ve göç sorununun oluşturması bekleniyor. Soylu mevkidaşlarıyla basına kapalı bir görüşme yapacak.

        Bakan Soylu, MÜSİAD Ankara Şubesi düzenlenen zirvede “Yaklaşık 3 yıldır özellikle Afganistan dahil olmak üzere Afrika dahil olmak üzere, o hattan gelen tüm düzensiz göçmen ağını Avrupa'ya anlatmaya çalışıyoruz. Ama sorun kapısına dayanmadan maaalesef anlamıyor. Bu yıl itibariyle söylüyorum, şu anda 315 bin kaçak göçmen yakaladık, sadece yurt içinde. Geçen yılın toplam sayısı 268 bin. Çoğu zaman Avrupa'da örneğin PKK örneğinde gördüğümüz gibi sorun aslında burnunun dibinde olmasına rağmen yine de etkili bir mücadele ortaya koymuyor. Bizim dünyaya anlatmaya çalıştığımız ise mesafelerin otomatik bir koruma sağlamayacağıdır. Ortadoğu güvenli değilse Paris de güvenli değildir, Berlin de güvenli değildir” ifadelerini kullanmıştı.

        ÇELİK: RÜŞVET SİYASETİ

        REKLAM

        AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, dün AK Parti MYK toplantısının ardından yaptığı açıklamada, AB'nin bazı yetkililerince Türkiye'ye mali yardımın artırılması gerektiğine ilişkin açıklamalar yapıldığını belirterek şunları söyledi:

        “Mali yardımın artırılması, AB'deki ülkelerin bir lütfu değildir, Türkiye'ye yaptıkları bir jest değildir. Türkiye'ye verdikleri sözü tutmalarının bir gereğidir. Sözlerini tutmadıkları gibi tutmadıkları sözün ortaya çıkardığı tablonun sonuçlarından kaçmak için Türkiye'ye ek mali yardımdan bahsediyorlar, bu bir rüşvet siyasetidir. Son derece yakışıksız bir durumdur. Türkiye herhangi bir ülkenin ya da bölgenin mülteci kampı değildir, insan deposu değildir.”

        Çelik, Türkiye'nin insani sebeplerle, tarihten getirdiği kadim değerler etrafında insani ve siyasi hassasiyetlerle bu kişilere sahip çıktığını vurgulayarak, “Birileri Türkiye'nin bu sahip çıkmasını ‘Türkiye'yi kendimizden mültecileri uzak tutmak için bir mülteci kampı gibi kullanabiliriz’ siyasetine çevirmek istiyorsa buna karşı da en güçlü tepkiyi vereceğimizi bilmelidirler” diye konuştu.

        REKLAM

        "ANLAŞMAYI İŞLETMEYEN AB"

        Birilerinin “Türkiye'yi göçmen anlaşmasına uymaya” çağırdığını ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

        “Esasen, söz verip de tutmamak bir AB teamülüne dönüşmüş durumdadır. Esas anlaşmaya uymayan AB tarafıdır. Mesele sadece mali yardım değildir. Göçmen Anlaşması'na baktığımız zaman bir sürü paket içeriyordu, vize serbestliğini içeriyordu. Bu konulardaki hiçbir sözünü yerine getirmediği gibi, yani anlaşmanın zaten onda 9’unu ihlal ediyorlar, kalan onda bir konusunda da Türkiye'ye karşı rüşvet siyaseti gütmeye gidiyorlar. İnsani açıdan büyük bir sınıfta kalmadır bu. Bu rüşvet siyasetine de diğer siyasetlere de kapalı olduğumuzu ve en güçlü tepkiyi vereceğimizi bilmelerini isteriz. Göçmen Anlaşması bu haliyle işlemiyor. Bunu işletmeyen taraf da AB tarafıdır. Türkiye, bununla ilgili tedbirlerini alacaktır. AB, mükellefiyetlerini yerine getirmemekten doğan insani ve siyasi açığı Türkiye'ye daha çok para teklif ederek gidermek gibi bir yola giriyor. Bu, başlı başına yanlış bir yaklaşımdır. Zaten bu paralarla yapmanız gerekenleri yapmadınız, zaten daha fazlasını yapmanız gerekiyor. Gelinen noktada göç baskısını azaltacak, göç krizini yönetebilecek formül Cumhurbaşkanımızın teklif ettiği Suriye içinde güvenli bölgenin kurulmasıdır. Güvenli bölge gerçekleştikten sonra orada konutların yapılarak insanların kendi ülkelerine dönmesinin güvenli bir şekilde sağlanmasıdır. O sebeple AB'de karar vericilerin esas bu meseleye odaklanmasının meselenin kökten çözümü ve birtakım tartışmaları geride bırakmaları açısından anlamlı olacağını düşünüyoruz.”

        REKLAM

        KUMUÇAKOS: TÜRKİYE'YE MÜLTECİLER İÇİN MALİ DESTEK VERİLMELİ

        Yunanistan'da Göç Politikalarından Sorumlu Bakan Yardımcısı Yorgos Kumuçakos, Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon sığınmacıyı barındırarak ağır bir yükün altında olduğunu ve bu nedenle mali destek verilmesi gerektiğini bildirdi.

        Alman Süddeutsche Zeitung'a açıklamada bulunan Yorgos Kumuçakos, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki göç anlaşmasını hatırlatarak, ''Türkiye ile yapılan anlaşma bizim için önemli. Elimizdeki tek anlaşma bu ve bu anlaşmayı etkili bir hale getirmeli ve şartlarını yerine getirmeliyiz.'' ifadesini kullandı.

        Kumuçakos, Türkiye'ye mülteciler için mali destek verilmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye’nin yaklaşık 4 milyon mülteci ve göçmenle büyük bir yük taşıdığını kabul etmeliyiz ve AB'nin durum böyleyken Türkiye'yi daha fazla desteklemesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

        SURİYE'DEN YENİ GÖÇ DALGASI

        İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, 4 Eylül'de düzenlediği basın toplantısında Suriye'den gelebilecek göç dalgası için önemli mesajlar vermişti.

        "İdlib'de yaşanan olaylardan dolayı yeni bir göç dalgası gündeme geldi. Bununla ilgili Bakanlığın aldığı bir tedbir var mı?" sorusu üzerine Çataklı, rejimin saldırılarının yoğunlaşması dolayısıyla İdlib'in güneyinden kuzeyine doğru bir göç hareketi yaşandığını anlattı.

        Türkiye'nin her kademede her tür enstrümanı kullanarak, bu sorunun çözülebilmesi, orada daha fazla insani dramın yaşanmaması için gayret gösterdiğini ifade eden Çataklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Ancak bu konuda başta Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği olmak üzere uluslararası toplumun da burada yaşanan insani drama sessiz kalmaması gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum. Sınırımızda yaşanan bir hadise. Dolayısıyla oradaki durumun ciddiyetinin farkındayız, ciddi bir riskle karşı karşıya olduğumuzu da biliyoruz. Bu sebeple gerek AFAD Başkanlığımız gerek Göç İdaremiz gerekse Hatay Valiliğimiz olabilecek göç dalgalarına karşı gerekli planlamalarını gerekli hazırlıklarını yaptı. Temel stratejimiz, her koşul altında yeni bir göç dalgasını sınırlarımızın ötesinde karşılayacağız. İlgili birimlerimizin hazırlıkları bu yöndedir. Tabii bunu hiç bir şekilde temenni etmiyoruz, bir an evvel orada istikrarın sağlanmasını, bir çözüm üretilmesini, insanların daha fazla mağdur olmamasını özellikle istiyoruz."

        GÖÇ RAPORLARI NE DİYOR?

        Göç İdaresi'nin verilerine göre, "Yıllara göre yakalanan düzensiz göçmen sayısı" 2019 yılında 301 bin 442'ye ulaştı. 2018 yılında bu rakam 268 bin 3'tü.

        2018 yılında yakalanan göçmenlerin büyük kısmını Afganlar, ardından Pakistan, Suriye ve Iraklılar oluşturdu. Yakalanan Afgan mülteci sayısı 100 bin 841 olarak kayıtlara geçti.

        Rapor'da göçmen kaçakçılarına ilişkin verilerde 2019 yılında 6 bin 70 insan taciri yakalandı. 2018'de bu rakam 6 bin 278'di.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ