Ç'ekip' çıkardı

HTSPOR / Kartal YİĞİT

Taraflı tarafsız herkes, Beşiktaş’ın müthiş çıkışını konuşuyor... Sezon başında kimsenin şans tanımadığı, “feda” sezonunun izlerini yakalayacağı başarılarla unutturmaya çalışan Kartal’ın bu inanılmaz yükselişi tam gaz sürüyor. Başkan Fikret Orman ve ekibinin tüm imkanları zorlayarak yarattığı mütevazi ama cesur kadro, kendi bütçelerinin kat be kat fazlası Galatasaray ve Fenerbahçe’ye göre hem oyun hem de sonuç olarak şu ana kadar fark atarken; bu tablonun oluşmasını sağlayan faktörleri sizin için araştırdık. İşte madde madde yeniden doğan Beşiktaş...

BİLİC-ÖZEN DAYANIŞMASI

Slaven Bilic daha Hırvatistan Milli Takımı’nın başında iken kendini Beşiktaş taraftarına sevdirmişti. Onun gelişi en başta camiaya hava kattı. Kendisinin gelmesinde ön ayak olan futbol genel direktörü Önder Özen’in göreve getirilmesi ilk başlarda camiada çatlak seslerin çıkmasına neden olmuştu. Seçim öncesi başkan Fikret Orman’ın bu hamlesi, kimilerine göre ters tepecekti ama korkulan olmadı. Başkan Orman, kongreden rahat çıktı. Daha sonra yaşanan transfer döneminde de Önder Özen bazı konularda rahatsızlıklar yaşadı. İstediği transferlerin gerçekleşmesi ya zaman aldı ya da olmadı. İşte bu aralar Özen geleceği hakkında tereddüte düştü. Ancak Bilic ile olan dayanışması, kendisinin işe dört elle sarılmasını sağladı. Transferler bitti, moraller yerine geldi. Hele bir de takım lige iyi başlayıp dörtte dört yapınca hem Özen hem de Bilic’in keyfi yerine geldi. Yani taşlar yerine oturdu. Tabii ki işin idari yanında Semih Usta’nın da bu ikiliye inanılmaz yardımcı olması teknik ekibi rahatlattı.

SAYGI-SEVGİ-ONORE

Mütevazi kişiliğini ilk günden sahaya yansıtan Slaven Bilic, karakteri gereği Ümraniye’de sınıf farkını kaldırdı. Sosyalist bir takım yaratacağını söyleyen Bilic sözünde durdu. Mustafa Denizli ile başlayan, Samet Aybaba ile süren ayrımcılık bitti. Takım için her şeyini veren malzemeciler, güvenlikler, tercümanlar, sağlık ekibi kadronun bir parçası oldu. Artık ayrı değil, takımla yemek yemeler başladı. Aynı otobüste seyahat başladı. Hatta Bilic personele yemek bile verip onları onore etti.

RAKİBE GÖRE TAKTİK

Aybaba’nın taktik çalıştırmamasından yakınan Siyah- Beyazlılar, bu kez neşeli ve akılcı geçen taktiklere doydular. Bilic tam bir taktik dehası çıktı. Bunda da yardımcıları Nikola Jurcevic, Edin Terzic, Milijenko Rak, Eren Şafak ve kaleci antrenörü Jose Sambade’nin payı büyüktü. Belirlenen iş planına göre rakipleri önce Türk analizci Eren Şafak izleyip rapor hazırlıyor, daha sonra diğer analizci ve antrenör Edin Terzic buna son halini verip Bilic’e sunuyordu. En son bütün yardımcılarıyla birlikte, gelen raporu tartışan Hırvat hoca; CD’den rakibi izleyip, eksik ve artıları belirleyip işin saha kısmına geçiyordu. Son taktik başarı da Bursa’da test edildi, onaylandı.

BİREBİR MOTİVE EDİYOR

Toplu olarak konuşmayı çok sevmeyen tecrübeli teknik adam, genelde kamp akşamları tek tek toplantıları tercih etti. Onbirde oynatacağı isimlerle birebir görüştü. Motivasyonları ise öyle bildiğimiz gibi “Aslanlarım, koçlarım” olmadı. Kendine has üslupla, felsefi mesajlarla takımının konsantrasyonunu sağladı. Sonuç yine olumluydu. Her sezon sorunlar yaşayan Fernandes bile kendini takımın parçası hissedip sorumluluğu aldı. Bilic, kampta Portekizli oyuncu için “Ben onu idare ederim” demişti. Evet, gerçekten idare etti ve kriz yaşanmadı.

YÖNETİM KANADI

İşin yönetimsel kanadında gelirsek... Öncelikle hem maddi hem manevi anlamda Ahmet Nur Çebi’yi anlatmaya gerek yok. Transferden sorumlu yönetici Deniz Atalay ise kıran kırana pazarlıklarla kulübün her kuruşunun hesabını yapıp geçmişteki hovardalıklara son verdi. A takım sorumlusu Ahmet Kavalcı bir ara küsse de dayanamayıp tekrar işe soyundu. Bir döndü pir döndü. Önder Özen ile çok iyi diyaloglar kurup takımla yönetim arasında köprü oldu. Erdal Torunoğulları, Avrupa piyasasını iyi bildiği için Deniz Atalay ile birlikte Atiba işinde önemli rol oynadı.