Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam "Tam dilimin ucunda!" Peki neden bir türlü dilimizin ucuna geleni hatırlamayız? Bu bir hafıza sonunu mu?
        1

        Konuşmanın tam ortasında, neye benzediğini ve pek çok detayını bildiğiniz o kelime bir türlü aklınıza gelmez. Birazdan hatırlayacak gibi hissedersiniz. 'Tam dilimin ucunda' diye boşluğa bakıp beklersiniz ama ne çare! Belleğimizin bize yaptığı küçük oyununun bir adı var: Dilimin ucunda fenomeni.

        2

        Hatırlamak üzere olduğunuz, aslında daha önce de kullandığınız, duyunca da "hah işte o" diyeceğiniz kelime bir türlü aklınıza gelmiyor. Bu durum, hafızanın nasıl çalıştığına dair ipuçları içeriyor aslında.

        Bir ismi ya da kelimeyi hatırlamaya çalışırız. Dilimizin ucunda olan kelime sanki beynimizde bir engele takılmıştır. O boşluğu doldurmak için gözlerimizi kısar sanki bir şey arıyormuşçasına boşluğa bakar dururuz. Bu tür unutmaların bilimsel adı letolojikadır.

        3

        Peki, bu neden olur?

        Beyin ve hafıza ile ilgili birçok terim gibi letolojika kelimesi de Yunanca kökenli. Lethe unutkanlık, logos ise kelime anlamına gelir. Yunan mitolojisinde Lethe ayrıca ölü ruhların dünyadaki anılarını unutmak için içtiği öteki dünyanın beş nehrinden biri.

        4

        Letolojika kelimesi 20. yüzyıl başlarına psikoterapist Carl Jung'a atfedilir. Ancak ilk kayda geçmesi 1915 yılında Amerikan Resimli Tıp Sözlüğü ile oldu. Bu kelime sözlükte, "kelimeyi hatırlamama hali" olarak tarif edildi.

        Kelimeleri hatırlayamama, beyinde hafızanın nasıl işlediğini anlamak açısından büyük önem taşıyor. Beyin ne yazık ki bir bilgisayar gibi işlemiyor. Bilgiler bir düğmeye basıldığında hemen hatırlanmayabiliyor. Psikolog Tom Statford, "Hafızanın işleyişi çok ilginçtir, yeni bilgileri hatırlamak için önemli olan, onlarla ne kadar bağlantı oluşturmuş olmamızdır, onları ne kadar çok hatırlamak istediğimiz değil" ifadelerini kullanıyor.

        5

        Bir insanın kelime haznesindeki her kelimeyi hatırlamak gerçekten zordur. Yetişkin bir insanın konuşma ve yazmada kullandığı kelime sayısı 50 bin dolayında. İnsanın anladığı kelime sayısı elbette bundan fazla, ancak günlük konuşma ve yazı dilinde bu kadar kelime kullanılmıyor. İşte dilimizin ucunda olup da hatırlanmayan kelimelerin önemli bir kısmı bu pasif kelimelerden oluşuyor.

        Kişi ya da yer adları dahil olmak üzere, fazla kullanılmayan kelimeler unutulur genellikle. Çünkü hafıza bağlantı kurma yoluyla işler ve birbiriyle ilişkili bilgi modellerinden oluşur. Bir kelimeyi ne kadar iyi hatırlanıp hatırlanmadığı, bu modellerle ve diğer önemli bilgilerle kurulan bağlantılara bağlı.

        6

        Yani beyinde depolanan ancak çok kullanılmayan binlerce kelimenin bir anda hatırlanması zordur, çünkü hafızada kolay hatırlanan diğer bilgilerle önemli bağlantıları henüz kurulmamıştır. İşte letolojika, hem kelimeyi unutmayı hem de hafızada olduğunu bilinen o kelimenin izini ifade eder…

        Letolojika hem kelimeyi unutmayı hem de hafızamızda bir yerde olduğunu bildiğimiz o kelimenin izini ifade eder. Belki de önce küçük ve önemsiz şeyleri geçici olarak unutmak için Lethe nehrinden su içmemiz gerekiyor ki, yaşamımız için önemli olan bilgilere öncelik verebilelim.

        7

        Evrensel ve dünyanın her yerinden insanlar bunu yaşıyor. Hatta kültürlere göre farklı isimleri de mevcut. Örneğin; Koreliler buna "dilimin ucunda parlıyor" derken, Estonyalılar ise "dilimin üstünde" diyor. Araştırmacılar, sıklıkla yaşanan bu anların yaş ilerledikçe arttığını söylüyor.

        8

        PEKİ BU NEDEN VE NASIL OLUYOR?

        Beyin, soyut kavramlardan oluşan düşünceleri önce kelimelere dönüştürür ve ardından bunları uygun seslerle eşleştirir. İşte konuşuyorsunuz. "Dilimin Ucunda" durumlarında ise bu süreç kesintiye uğrar. Normalde kelime hatırlama işi oldukça hızlı ve kolay gerçekleşir ancak "dilimin ucunda" anlarında, sistem çöker ve sıkışıp kalırsınız. Bu sözcüksel hatırlamada geçici bir bozulmanın meydana geldiği psikolinguistik bir süreç olabilir.

        Beyin, hafızada tutulacak bilgileri önem sırasına göre sıralıyor. Yani büyük olayları hatırlamanız daha rahatken önemsizleri hatırlamak için biraz daha fazla çaba sarf etmek gerekiyor.

        Bazı araştırmacılar, söz konusu fenomeni; hafıza çağırma sürecini çarpıklığa uğratan bir şey olarak tanımlıyorlar. Beyin, hafızada tutulacak bilgileri önem sırasına göre sıralıyor. Yani büyük olayları hatırlamanız daha rahatken önemsizleri hatırlamak için biraz daha fazla çaba sarf etmek gerekiyor.

        Örneğin mezuniyet balonuzu, 2 gün önce yediğiniz yemekten daha hızlı hatırlayabilirsiniz. İşte bu yüzden günlük hayatta daha sık kullandığınız, yani sizin için daha önemli olan kelimeleri hatırlama hızınız, nadiren kullandıklarınızdan daha fazla.

        9

        BEYİNDEKİ "NE OLUR NE OLMAZ KLASÖRÜ"

        2015'te Nature'da yayımlanan bir araştırma; hafızamızın içerisine daha sonra belki kullanılır diye önemsiz bilgi depoladığı bir tür "ne olur ne olmaz klasörü" olduğunu ileri sürüyor. Artık kullanmadığımız kelimeleri bir süre sonra neden unuttuğumuza dair bu durum bir açıklama getirebilir.

        Araştırmalar bu durumu yaşamamıza bazı etkenlerin de sebep olduğunu gösteriyor. Örneğin; 200 mg kafein verilen bir grubun, verilmeyen diğer gruba oranla daha fazla bu durumu yaşadığı gözlemlenmiş.

        10

        HATIRLAMANIN YOLU NEDİR?

        Çevrenizde bu olayı sıkça yaşayanlara yardımcı olmak da sizin elinizde. Araştırmalara göre bir kelimeyi hatırlamakta güçlük çeken birine, hemen o kelimeyi söylememek gerekiyor. Kelimeyi, örnekler vererek ona hatırlatmak veya ilk hecesini söyleyip onun tamamlamasını beklemek çok daha yararlı. Bu yöntemle, unuttuğu kelimeyi kullanacağı zaman daha hızlı hatırlamasına yardımcı oluyorsunuz.

        Haberi Hazırlayan: Hacer Tonay

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ