Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Türkiye'nin asker göndereceği Libya'da kim kiminle, ne için savaşıyor?

        2011 yılında Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki otoriter rejimlere karşı başlayan sokak gösterilerinin uğradığı noktalardan biri de Libya'ydı. 1969 yılında henüz 27 yaşındayken Kral İdris'i devirerek gücü ele geçiren Muammer Kaddafi'nin 42 yıllık iktidarı da hızla silahlı çatışmalara evrilen bu gösterilerin ardından sona erdi.

        Aradan geçen 8 yılda Libya'da aktörler değişti ama silahlı çatışma ve savaş ortamı değişmedi. İstikrara ulaşmaktan uzak bir görüntü çizen ülkede şimdi ise TBMM'den geçen tezkereyle birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bölgeye intikal etmesi bekleniyor.

        LİBYA'DA KİM KİMİNLE NE İÇİN SAVAŞIYOR?

        2011'de Kaddafi'nin devrilmesinin ardından Libya için en büyük siyasi kırılma 2014'teki seçimlerle birlikte yaşandı. Tartışmalı seçimlerden sonra siyaseten ikiye bölünen ülke Trablus ve Tobruk olmak üzere iki merkezden yönetilmeye başlandı.

        2015 yılında DEAŞ ülkedeki etkisini artırsa da aynı yıl içerisinde düzenlenen operasyonlarla örgütün kaostaki ülkede zemin kazanmasının önüne geçildi.

        Mısır sınırına yakın bir konumda bulunan Tobruk'ta General Halife Hafter'in kontrolündeki Temsilciler Meclisi bulunurken, Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne Fayez Al Sarraj liderlik ediyor.

        Trablus'taki Ulusal Mutabakat Hükümeti, Birleşmiş Milletler tarafından Libya'nın meşru temsilcisi olarak görülse de, Halife Hafter güçleri Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa ve Rusya gibi ülkeler tarafından destekleniyor. Ulusal Mutabakat Hükümeti ise Türkiye'nin yanı sıra Avrupa Birliği'nin de desteğini kazanmış durumda.

        2017 yılında Ulusal Mutabakat Hükümeti lideri Sarraj ve General Halife Hafter, Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un arabuluculuğunda bir araya gelmiş ve ateşkes ilan edilerek 2018 yılında seçim yapılması konusunda anlaşmaya varmıştı. Ancak Hafter'in silahlı bir şekilde Trablus'a girme isteği nedeniyle anlaşma uygulanamadı

        Hali hazırda Libya topraklarının yüzde 80'i Hafter güçlerinin kontrolünde olsa da, Ulusal Mutabakat Hükümeti nüfusun en yoğun olduğu ve devlet kurumlarının bulunduğu yüzde 20'lik bölümü yönetiyor. Ülkenin en büyük üç şehrinden ikisi olan Trablus ve Mistara da Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin kontrolünde bulunuyor. Bu iki gücün yanı sıra Libya'da yerel aşiret ve kabilelerin de yerleşimin az olduğu ülkenin orta ve güney bölgelerinde etkili olduğu biliniyor.

        Hafter güçleri geçtiğimiz Nisan ayında Trablus'u ele geçirmek için bir operasyon başlatırken, operasyonun ilk günlerinde başkent çevresine kadar ilerleyen Hafter güçlerinin ilerleyişi daha sonra Trablus'u savunan güçler tarafından durduruldu. Hafter güçlerinin Trablus'a yönelik başlattığı operasyon da savaşı başka bir düzleme taşıyan gelişmelerden biri oldu.

        Ocak 2020 itibariyle Libya'da devam eden savaşta son durum

        TÜRKİYE, LİBYA'YA NEDEN ASKER GÖNDERİYOR?

        Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçen tezkerenin ardından Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesinin önünde bir engel kalmadı ancak Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesi, temel olarak ülkede devam savaşın seyrinden daha çok Doğu Akdeniz'deki gelişmelerle ilintili olarak yorumlanıyor.

        Bir süredir Doğu Akdeniz'deki deniz sınırları ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) tartışmalarında başta Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olmak üzere bölge ülkeleriyle ters düşen Ankara, geçtiğimiz Kasım ayında Libya'da Ulusal Mutabakat Hükümeti'yle bir anlaşma imzalayarak önemli bir adım attı.

        Türkiye'nin 2011'de KKTC ile imzaladığı anlaşmanın ardından bölgedeki bir ülkeyle imzaladığı ilk deniz anlaşması olan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası, Yunanistan'ın Güney Kıbrıs veya Mısır ile benzer bir anlaşma imzalamasının önüne geçme potansiyeli nedeniyle önemli görülüyor.

        Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Trablus yönetimiyle yapılan anlaşmanın ardından,"Kıta sahanlığımız içinde bizden izinsiz kimse çalışma yapamaz, olursa engelleriz" ifadelerini kullanmıştı. Açıklama Yunanistan ve GKRY yönetimlerine gönderilen bri mesaj olarak yorumlanmıştı

        Ancak Türkiye'nin emsal bir anlaşma olarak Trablus yönetimiyle imzaladığı anlaşmanın Doğu Akdeniz'deki konjonktürle bağlantılı olarak etkili kalabilmesi için öncelikle Libya'daki Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin düşmemesi gerekiyor. Trablus yönetimiyle deniz anlaşmasının yanı sıra, Askeri ve Güvenlik İşbirliği Mutabakatı da imzalayan Ankara, Hafter güçlerinin Trablus önlerine kadar geldiği günlerde Sarraj hükümetine asker ve silah yardımı yaparak düşmesini engellemeyi planlıyor.

        Bilindiği gibi Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarının 2000'li yılların başlarındaki keşfinin ardından bölge ülkeleri konuyla ilgili adımlar atarken, 2010'dan sonra ise Doğu Akdeniz'deki rezervler giderek artan oranda gündeme gelmeye başladı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ