Ürdün Meclisi klasik tutumunu devam mı ettirecek, yoksa niteliksel bir dönüşüm mü yaşayacak?
Ürdün'de 10 Kasım'da yapılan milletvekili seçimlerinden sonra oluşan Temsilciler Meclisi'nin önünde ya önceden olduğu gibi zayıf ve etkisiz bir programla tecrübesizliğini sürdürmek ya da halkın güvenini kazanacağı niteliksel bir dönüşüm yaşayarak yoluna devam etmek gibi iki seçenek bulunuyor.

Analistlere göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını krizinin yaşandığı dönemde gerçekleşen seçimler, vatandaşların sandıkta oy kullanmasını olumsuz etkiledi. Ancak bunun gerçek nedeni, halkın seçim sürecine yönelik güven krizi ve milletvekillerinin performansının yetersizliği gibi önceden biriken olumsuzluklar.
Yasama ve denetim, milletvekillerinin üzerine düşen iki temel görevdir, ancak bunların uygulanması, milletvekillerinin yakasını bırakmayan ve halkın nezdinde güvenilirlik kazanma yeteneğini kaybetmesine neden olan "menfaatler ve kişisel çıkarlardan" uzak, gerçek bir irade gerektiriyor.
- Meydan okumalar ve çözüm bekleyen dosyalar
Parlamento işleri uzmanı Hayil Ved'an ed-Dace, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bazı kesimin seçim sürecinde usulsüzlüklerin yapıldığına ve bunun meclisin oluşumunu etkilediğine inanmasından dolayı meclis daha çalışmalarına başlamadan önce kendi varlığını ispatlama sorunuyla karşı karşıya kaldı." dedi.
Dace, özellikle eğitimli ve kültürlü grupların sandığa gitme konusundaki isteksizliği ve genelde vatandaşların oy kullanma oranındaki düşüşün seçimden sonra oluşan yeni meclis için bir başka sorun olduğunu belirtti.
Yeni meclisi zaten kötü olan mali koşulların yanı sıra sosyal ve ekonomik durumu olumsuz etkileyen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) dosyası başta olmak üzere önemli dosyalar ve konuların beklediğini kaydeden Dace, "Meclisin, hükümetin bu alanlardaki performansı üzerindeki denetim rolünü harekete geçirmesi ve bunlara çözüm bulmaya katkıda bulunacak yasaları çıkarması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
- Meclisin dışarıya yönelik rolü
Dace, "Meclisten ülke dışına yönelik roller üstlenmesi istenmekte ve Kral Abdullah'ın 'Ürdün'ü gıda, ilaç ve tıbbi malzeme üretimi alanında bölgesel bir merkeze dönüştürme' yönündeki talimatlarını hayata geçirmesi zorunludur." diye konuştu.
Meclisin parlamento diplomasisini harekete geçirme konusundaki rolünün unutulmaması gerektiğini aktaran Dace, meclisin, Filistin'in 2 devletli çözüm esasına dayalı bağımsız devletini kurmasını desteklemek için bölgesel ve uluslararası parlamentolarla iletişime geçmesi gerektiğini vurguladı.
- Meclisin "güveni yeniden kazanma" çabaları
Mute Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Hüseyin Mehadin, yeni meclisin önündeki öne çıkan en önemli zorluğun, meclisin denetleme ve yasama rolüne olan güveni yeniden tesis etmeye çalışmak olduğunu söyledi.
Ürdün halkının farklı kesiminin büyük zorluklarla karşılaştığı sırada önceki meclisin bu sorunlarla etkileşim kurma ve çözüm bulma konusunda neredeyse yok denecek kadar varlığını ortaya koyamadığını belirten Mehadin, bu sorunların en göze çarpanının, hükümetin Kovid-19'la mücadele için aldığı önlemlerin bir parçası olarak aylık gelirlerden kesinti yapma ve vergileri artırma kararları olduğunu ifade etti.
Mehadin, yeni meclis üyelerinin çoğunun yeni olması ve milletvekilliği tecrübelerinin bulunmaması nedeniyle bir performans açığı oluştuğunu belirterek, bu durumun eski milletvekillerinin mecliste hakimiyet kurması dolayısıyla yeni meclisin performansında herhangi bir değişikliğin gerçekleşmemesine ve eski halinde kalmasına neden olacağını söyledi.
- Seçimler baskı altında gerçekleşti
Ürdün Alman Üniversitesinde Siyaset Bilimi Profesörü Bedr el-Madi, seçimlerin iki önemli baskı altında gerçekleştiğini dile getirdi.
Madi, bu sebeplerden birinin ülkeyi ciddi bir şekilde etkileyen Kovid-19 salgını, diğerinin ise meclisin son yıllarda sergilediği zayıf performans ve güven yokluğu olduğunun altını çizdi.
Siyaset Bilimi Profesörü Madi, ekonomi, sağlık, eğitim, tarım ve alt yapı konularıyla ilgili sorunların çözümünde meclis ile hükümet arasında önemli uyuma ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Ancak, iki temel sorundan muzdarip olan yeni meclis üyeleri hakkında hükümetin zihnine önceden yerleşmiş düşünce nedeniyle bu uyumun gerçekleşmesine pek ihtimal vermeyen Madi, sorunlardan birinin, milletvekillerinin önemli bir kısmının meclise para zoruyla girdiği yönündeki suçlamalar, diğerinin ise seçimlere katılımın azlığı nedeniyle meclisin meşruiyetine yönelik şüpheli bakış olduğunu vurguladı.