Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Çevre Yağmuru beklerken! İstatistikler uyarıyor - Haberler

        Dünyada iklim değişikliğinin en çok etkilediği bölgelerden biri olan Akdeniz havzasında yer alan Türkiye'de, son dönemdeki yağışlar dikkate alındığında ortaya çıkan kuraklık tehlikesi korkutuyor. Küresel ısınmanın bir sonucu olan iklim değişiklikleri ülkemizde de sıcaklık ve su sıkıntılarını beraberinde getiriyor.

        BARAJLAR DA ETKİLENDİ

        Araştırmalara göre, 2030'da Türkiye'nin büyük bir kısmı oldukça kuru ve sıcak bir iklimin etkisine girecek, sıcaklıklar 2-3 derece artacak. Uzmanlara göre, Türkiye ve İstanbul'un özellikle yağış aldığı mevsimlerde küresel ısınma sonucu kaymalar söz konusu. İstanbul'da, eylül ve ekim aylarının yağışsız geçmesi kuraklık ve olası su krizi tehlikesini gündeme getirdi. Havaların mevsim normalleri üzerinde kurak geçmesi İstanbul'a su sağlayan barajları da etkiledi.

        REKLAM

        ERDOĞAN: HABERLER HİÇ HAYRA ALAMET DEĞİL

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da salı günü AK Parti Grup Toplantısı'nda İstanbul ile ilgili su sıkıntısına karşı şunları söylemişti: "Biz susuz İstanbul’u suya kavuşturduk. Sakarya'dan İstanbul'a suyu taşıdık. Boğazın altından Anadolu yakasından Avrupa yakasına, Avrupa yakasından Anadolu yakasına suyu taşıdık. Bunları yapmamış olsaydık şu anda herhangi bir sıkıntıda İstanbul yine susuzluğu yaşardı. Ama şu anda yok. Fakat gelen haberler hiç hayra alamet değil. İstanbul'da 3 ay gibi bir süre sonra havalar böyle gitmesi durumunda İstanbul susuzluğa doğru yürüyor."

        İMAMOĞLU: İSTANBUL'UN BİR YIL İÇİNDE SU SORUNU YOKTUR

        İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da dün Davutpaşa'daki İSMEK Pastacılık ve Fırıncılık Okulunu ziyareti sonrasında basın mensuplarının soruları üzerine, İstanbul'un su sorununun bulunmadığını, en az iki yıl üst üste kuraklık yaşanması halinde ancak bazı riskler olabileceğini açıkladı. Başkan İmamoğlu, Fatih Altaylı'ya önemli açıklamalarda bulunduğu Habertürk TV'deki Teke Tek programında, barajlar ve su konusunda şunları söyledi:

        "Sayın Cumhurbaşkanımız da '2040'a kadar İstanbul'un su problemi yok' demişti. Sayın Veysel Eroğlu, Melen'in temelini attığında 'tarihini ve saatini vererek açılış yapacağız' demişti. Teknik sorun var. İlave proje geliştirilmiş. Bu proje zaman alacak. İyimser ihtimalle öngörülen süre 3-3,5 yıl. İstanbul iki yıl üst üste kuraklık yaşarsa ne yazık ki su sıkıntısıyla karşı karşıya kalır. Ne yazık ki 20-25 yıllık süre içinde Melen Barajı çözülmemiştir. Bu projenin bitirilmesi şarttır. Gövdenin tercih edilen betonarme sistem yerine başka bir sistemin yapılması gerektiği durumu var.

        İNŞAALLAH O İLİŞKİYİ KURARIZ, MELEN SUYU GELİR

        DSİ'den hızlı, önemli bir hamle bekliyoruz. Buradan istirham ediyorum, gerek sayın bakana gerekse sayın Cumhurbaşkanına. İnşallah o ilişkiyi kurarız, Melen suyu gelir. Oradan İstanbul'a su basmayla ilgili önerimiz var. Şu andaki mevcut kapasitesi, İBB'nin mevcut baraj kapasitesi 1 yıl için bir tehdit içermemektedir. Şu anda İstanbul'un su sorunu önümüzdeki bir yıl içinde yoktur."

        PEKİ BARAJLARDAKİ SON DURUM NE?

        Yağışsız geçen ayların ardından İstanbul'a su sağlayan barajlardaki su seviyesi bugün itibariyle yüzde 35.99'a geriledi. Son 10 yılın aynı dönemine göre, en düşük seviye yüzde 34.30 ile 2016 yılında olmuştu. Bugün itibariyle 2019 yılı barajların doluluk oranında son 10 yılın en düşük ikinci yılı oldu. Uzmanlar iklim değişikliği ve kaynakların doğru kullanımına dikkat çekiyor. Peki geçen yıllarda bu zamanlar İstanbul barajlarının doluluk oranları ve yağış miktarları neydi?

        İSKİ verilerine göre, 28 Kasım tarihli barajların geçmiş yıllara göre karşılaştırması şöyle… Bugün, yani 28 Kasım 2019'da İstanbul barajlarının doluluk oranı yüzde 35.99. İSKİ verileri, geçen yıl 28 Kasım'da barajların doluluk oranının yüzde 49.93 olduğunu gösteriyor. 28 Kasım 2017'de ise İstanbul barajlarının doluluk oranları yüzde 54.79. Üç yıl önce, yani 27 Kasım 2016’da da İstanbul'un barajlarının doluluk oranları yine endişe yaratmıştı.

        27 Kasım 2016’da İstanbul barajlarının doluluk oranı bugünden daha düşüktü. 27 Kasım 2016'da doluluk oranı yüzde 33.94 idi. Son 9 yıla baktığımız zaman 27 Kasım itibariyle barajlardaki doluluk oranının en fazla olduğu yıl yüzde 71.16 ile 2010'du. 2011-2015 yıllarında da 28 Kasım tarihinde doluluk oranları yüzde 40-63 arasındaydı.

        Bu yıl barajların 10 aylık aldığı yağış miktarına bakıldığında ise Megakent 494.60 mm ile, son 50 yıllık ortalama olan 539.90 mm'nin altında kaldığı görüldü. Bu miktar ile İstanbul barajları, 2011, 2013 ve 2016 yıllarının ardandan son 11 yılın en düşük aylık yağış miktarını aldı. 2019 yılının yine aynı döneminde barajlara yağışlarla gelen su miktarı 472 milyon 851 bin 249 metreküp olarak gerçekleşti. Bu miktar, 2013 yılında 566 milyon 132 bin 244 metreküplük 2013 yılının ardından son 11 yılın en düşük seviyenin göründüğü ikinci yıl oldu.

        2019 yılı 10 aylık döneminde Melen ve Yeşilçay Regülatörlerinden alınan toplam su miktarı 239 milyon 266 bin 907 metreküp olarak gerçekleşti. Bu miktarın 196 milyon 63 bin 286'sı Melen'den sağlandı. Son 10 yılın toplam su miktarı yıllara karşılaştırıldığında bugün itibariyle 312 milyon metreküp olan su miktarı yine 2016 yılındaki 295 milyon metreküp olan su miktarının ardından ikinci en düşük seviye oldu.

        .png
        .png

        'İSTANBUL ORTALAMA YAĞIŞ MİKTARININ DAHA AZINI ALDI'

        İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevinç S. Asilhan, AA'ya yaptığı açıklamada, sadece bölgesel değil, küresel olarak da yağışların yer değiştirdiğini belirterek, İstanbul'un da ortalama düşmesi gereken yağış miktarından daha azını aldığını söyledi.

        Küresel ısınmayla birlikte mevsimsel kaymalar meydana geldiğini, Türkiye ve İstanbul'un özellikle yağış aldığı mevsimler olan sonbahar, kış ve ilkbaharda kaymaların söz konusu olduğunu anlatan Asilhan, "Bu gelişmeler küresel ve yerel ölçekte ekstrem hava olaylarına neden oluyor. Bizim doğal afetler sıralamasında da en başta yer verdiğimiz, yağışın şiddetli ve ortalama değerlerin dışında meydana gelmesi diye nitelendirdiğimiz hava olayı, yağışın azalması ya da şiddetli yağmasıdır. Yağış çok azaldıysa veya 3 aydan 18 aya kadar kesildiyse kuraklığa, örneğin 3 saat gibi kısa sürede başlayıp ve metrekareye kilogramlarca aşırı miktarda yağış düştüyse taşkına yol açıyor" dedi.

        REKLAM

        BAZI BÖLGELER İÇİN ŞİDDETLİ KURAK TEHLİKESİ

        Türkiye geneli ve İstanbul için ölçülmüş yağış değerlerinin uzun yıllar boyunca dağılımı incelendiğinde özellikle İstanbul'da ortalama değerlerin altında kaldığına dikkat çeken Asilhan, şöyle devam etti: "Doğal su çevriminin en önemli kaynağı olan yağışları yok ederseniz susuzluk kaçınılmaz olacaktır. İstanbul gibi büyük şehirlerin sürekli artan nüfusa sahip olması meydana gelecek kuraklığın şiddetini değiştirecektir.

        Son 30 yıldır yağmur veya kar yağışlarındaki azalmalar eğer bu kış mevsimi ve ilkbaharda yeterli derecede olmazsa İstanbul ve Türkiye'de bazı bölgelerimiz şiddetli kurak bir süreç geçirecek. Sonbahardayız ve yağış yeterli derecede gerçekleşmedi. İstanbul özelinde mevsimsel olarak diğer faktörleri de göz önünde bulundurursak, kış mevsiminde kurak bir döneme girileceğini söyleyebiliriz."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ