Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Yaşlılar haftasında, Ayfer Karamani ve Yıldız Alpar Habertürk'e konuştu

        Ümran AVCI/ GAZETE HABERTÜRK

        Bazı insanlar yaş alır ancak yaşlanmaz. Bugün 83 yaşında olan seramik sanatçısı Ayfer Karamani ve 85’indeki bale hocası Yıldız Alpar bu kişilerden sadece birkaçı.

        Karamani, yıllar boyu ağır heykelleri fırına vermenin bedelini bel fıtığı olarak ödemese; Alpar da 82 yaşında ders çıkışı sokağının dönemecinde beyin kanaması geçirmeseydi; her ikisi de hâlâ işlerinin başındaydı.

        Sanatta 60’lı yıllarını süren seramik sanatçısı Ayfer Karamani ve balenin 85’lik neferi Yıldız Alpar, sanatla geçen yıllarını Habertürk’e anlatıp, kadınlara tavsiyelerini sıraladı. İşte Yaşlılar Haftası’nda umut veren 2 portre...

        AYFER KARAMANİ

        ‘Fırınlara heykellerikoyup çıkarmak...’

        Adı,“Yaşayan Anıt Sanatçılar” arasına giren Ayfer Karamani 2007’de 50’nci sanat yılını kutladı. Son bir yıldır belindeki ağrı nedeniyle gidemediği Tünel’deki atölyesini kızına teslim etti. “İyi ki Allah beni seramikçi yaratmış” diyen Karamani, “Bunca yıl sonra artık çamurla konuşuyorsunuz. O kadar da mazlum, o kadar da her dediğini yapan bir şey ki o malzeme. Uğraşıp uğraşıp siliverdiğiniz zaman hemen dümdüz oluyor” sözleriyle mesleğine olan sevgisini dile getirdi.

        KADINLARA ÖNERİ: HOBİ EDİNSİNLER

        Ayfer Karamani, bel ağrısı nedeniyle atölyesine artık gidemiyor. Bu duruma fazlasıyla üzülen Karamanı şunları söyledi: “Yürüyemiyorum. Fırınlara ağır heykelleri koyup çıkarmak... Bana onlar vız gelirdi. Artık gidemiyorum. Gücüm biraz yerine gelir gibi olduğunda elime alıyorum. Demek ki bu kadarmış. Çalışmak tıpkı karnı acıkmak gibi bir şey. İlle bir şey yemek lazımdır, o hesap bir duygu. Ama gittikçe azaldı. O beni bırakıyor gibi geliyor bana, çok acıklı.” Sanatçı dostlarının birer birer hayata veda ettiğini hüzünlenerek anlatan Karamani, “Hep gittiler. Gidenlerin hepsine sevgi selam, merhabalar olsun” dedi. Karamani kadınlara da “Mutlaka hobi edinsinler” önerisinde bulundu.

        YILDIZ ALPAR

        'Hekim olsam reçeteye bale yazarım'

        Baleye 13’ünde başladı, 19 yaşında Fransız hükümetinin bursuyla Paris’e gitti. Orada kalmasını teklif ettilerse de “Ülkemin bana ihtiyacı var” diyerek 3 yılın sonunda Türkiye’ye döndü. İstanbul’da Türkiye’nin ilk özel bale okulunu açtı. İngiliz Kraliyet Dans Akademisi’nce Özel Onur Ödülü’ne değer görüldü. Yıldız Alpar’ın yaşamının kısa özeti şu aslında: 72 yıl bale yaptı, 63 yıldır da bale eğitmenliği yapıyor. Alpar, balenin insana kattıklarını şöyle anlattı:

        “Balede bir otokontrol vardır. Kendinizi düzeltmeniz için çalışmaları bir aynanın önünde yaparsınız. İyiyle kötüyü o aynanın önünde fark edersiniz. Bu farkındalık sizin dış dünyanıza da, yaşamınıza da aktarılır. Bir çocuk bale dersi aldığı vakit 4-5 sanat dalıyla ilişki kurar. Estetik nedir, heykel nedir, resim nedir, öykü nedir, şiir nedir, tiyatro nedir? Bütün bunlarla ilişki kurar. Mutlaka bir sanatçı güzelliği girmiştir ona. Ben hekim olsam reçetemin başına önce bale yazarım.”

        ‘BEDEN VE RUH AYNI YOLDA YÜRÜMÜYOR’

        Beyin kanaması geçirdikten ve eşini kaybettikten sonra eve kapanan Alpar, son 3 yıldır hep evde ve yaşadıklarını bizimle şöyle paylaştı: “82 yaşımda okuldan gelirken evimin köşesinde beyin kanaması geçirdim. O yaşa kadar dersteydim. Bu arada eşimi de kaybettim. Ondan sonra sokağa çıkmadım. Bir balerinin 3 yıl evde kalması hoş değil ama ben anılarımla baş başayım. Talebelerimle birlikte olmayı ve koşmayı çok özlüyorum. Beden ve ruh aynı yolda yürümüyor.”

        'YAŞLILARA 'YAŞLI' DEGİL 'TECRÜBELİ' DEYİN'

        Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından büyükşehir belediyelerinin yaşlılara yönelik evde bakım, evde destek ve gündüzlü bakım hizmetlerini geliştirmek üzere başlatılan “Yaşlı Destek Programı”nın tanıtımı dün Ankara’da yapıldı.

        Toplantıda konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, “yaşlı” kelimesinin yerine “tecrübeli” ifadesinin kullanılmasını önerdi. Ramazanoğlu, 50 yıl önce Türkiye’nin yaş ortalamasının 65, bugün ise kadınlarda 81-82, erkeklerde de 76-77 olduğunu belirterek, yasal düzenleme yaptıklarını, üniversitelerde ve hastanelerde öğretim üyesi olarak çalışanlar açısından yaş haddinin 68’den 72’ye yükseltildiğini vurguladı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ