Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Çukurova’da su ve ateş manzaraları

        Gülenay BÖREKÇİ / HT PAZAR

        27 Mart’ta başlayacak Uluslararası Adana Tiyatro Festivali’nin açılış gösterileri Valerio Festi ve Monica Maimone’nin kurduğu Studio Festi tarafından gerçekleştirilecek. Su ve Ateş Anıları adındaki etkinliğin başrolünde Çukurova ve Seyhan Nehri olacak. Ve bütün şehir danslı, müzikli, ışıklı, ateşli bir festival alanına dönüşecek. Studio Festi’nin en önemli özelliği ilhamını antik çağlardan ve Rönesans döneminin büyük üstadları Da Vinci, Boticelli ve Michelangelo’dan alan yepyeni bir sanat dalını icra ediyor olması. Biz de topluluğun sanat direktörü Monica Maimone’ye “etkinlik mimarisi” adı verilen bu yeni sanatı ve Adana’da neler yapacaklarını sorduk.

        Etkinlik mimarisi ne demek?

        Bildiğiniz mimariye benziyor, sadece biz mimarların aksine bina değil açık hava etkinlikleri inşa ediyoruz. Tıpkı mimarlar gibi önce çalıştığımız firmaların bizden istediklerini ve amaçlarını öğreniyoruz, sonra da işin içine sanatı, duyguları ve hayal gücünü katarak isteneni elde etmenin yollarını arıyoruz.

        Adınız kurucularınızdan Valerio Festi’nin soyadından geliyor ama sanırım aynı zamanda Festa sözcüğünün çoğul hali.

        Evet, İtalyanca “şölenler” anlamına geliyor. Sıradan şeyler kullanılarak sıra dışı bir şeye, kitleleri etkileyecek türden bir görkeme erişiyoruz. Sihir gibi. Gördükleriniz aslında orada yoktur, her şeyi ışığın ve atmosferin yardımıyla hayal gücünüz yaratır.

        Tam olarak ne tür şölenler tasarlıyorsunuz?

        1980’lerin başından itibaren dünyanın birçok farklı ülkesinde kutlama etkinlikleri tasarladık. Bu kutlamalar bazen görkemli, bazen sevinç dolu, bazen de anma törenlerinde olduğu gibi duygusal ve hüzünlüydü. İlle büyük olmaları gerekmiyordu. Bazen milyonlarca kişinin yaşadığı büyük metropollerde, bazen de küçük kasabalarda çalıştık. Acayip bir iş yaptığımız kesin, tarifi de zor. Bizzat gelip görmeniz gerek.

        ANTİK ZAMANLARDAKİ ŞÖLEN RUHU

        Acayip olan ne?

        Sihir gibi demiştim az önce. Bir de tabii hem tamamen yeni, hem de tarih kadar eski bir iş yapıyoruz aslında. Antik zamanlardaki şölen ruhunu, binlerce yıllık geleneksel halk festivallerinin canlılığını, görkemini yeniden canlandırıyoruz. Bunun için çok araştırma yaptık, tarih ve edebiyat okuduk. Çünkü amacımız bir antik şöleni aynen taklit etmek değil, o ruhu günümüzde, tiyatro dilini, müziği, dansı kullanarak yaşatabilmekti.

        Gösterilerinizi tiyatro olarak mı tarif ediyorsunuz, şov olarak mı?

        Doğrusu sıradan bir eğlence olduğunu söyleyemem. Seyircide olağanüstü bir estetik doyum yaratan, anlamlı işler. Eğer “show business”ın bir parçası olsaydık aynı gösteriyi dünyanın bütün şehirlerinde uygulayabilirdik. Oysa biz her yaptığımız iş için özel tasarımlar yaratıyor, bir şehrin dokusuna en uygun olan etkinlikleri yaratıyoruz. Her bir gösterinin özel ve derin bir hikâyesi oluyor.

        Michelangelo, Leonardo da Vinci gibi Rönesans sanatının büyük üstatlarından ilham aldığınızı okudum. Yaşadıkları dönemde onların da şölen tasarımları yaptığını bilmiyordum...

        Elbette yaptılar. Mesela finansörleri olan kralların, düklerin ve baronların düğün törenlerini tasarlıyorlardı. Hatta birkaç kez onların tasarladığı bazı etkinlikleri, bulabildiğimiz yazılı belgelerden yararlanarak birebir uygulamayı denedik. Neye benzediklerini, seyircilerin hayal gücünü nasıl zenginleştirdiklerini görmek ilginç oldu.

        Onca kalabalık, gürültü ve trafik sorunu olan büyük şehirler bu tür şölenler için uygun mu sizce?

        Sözünü ettiğiniz durumlar bizim için çözülmez sorunlar değil. İnsanlara güzel ve sessiz şehirler göstermeyi değil, kalplerine dokunmayı amaçlıyoruz. Herkesin ruhunda bir şair saklıdır, performanslarımızla bunu ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Bir keresinde bir etkinliği tasarladığımız biçimde gerçekleştirebilmek için gerekli başvuruları yaparak, feci sıkışık olan trafiği bir süreliğine tamamen durdurabilmiştik.

        Studio Festi Adana’da

        Studio Festi olarak Adana’daki Su ve Ateş Anıları’nda neler yapacaksınız?

        Ama bir şeyin altını çizmek istiyorum, gösterimiz sadece Adana ve Çukurova için ve Türk kültürüne göre tasarlandı. 27 Mart gecesi Taşköprü’nün tarihi dokusu pamuk tarlalarıyla, ayçiçekleriyle taçlanacak. Tabiatın nefis kokusu ve Seyhan’ın şırıltılarının eşliğinde... Başka bir şehirde aynısını gerçekleştirmemize imkân yok. Dansçılar Adana’daki bir dans okulundan, müziklerse Can Atilla’ya ait. Su oyunlarıyla ilgili teknik altyapı The Moments Entertainment (TME) adlı Türk şirketi tarafından gerçekleştirildi. Büyük finaldeki havai fişek gösterisiniyse İdeal Ar Spor hazırladı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ