Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yeni dönemin ilk haftasını finansal piyasalar yüksek türbülansla geçirdi. Bir yerde seçim öncesinde yaşanan dalgalanmanın devamını getirdik, seçim öncesi neyse seçim sonrası da piyasaların genel yönü değişmiyor. Bu seçimlere giderek bozulmakta olan bir piyasa ortamında girmişken, seçim sonrasında bozulmanın dozunun arttığını görüyoruz.

        TİCARET SAVAŞLARI BELİRLEYİCİ

        - Bunda başta dış gelişmeler çok önemli bir rol oynuyor. Çünkü seçim öncesinde ticaret savaşlarının hazırlıkları yapılırken seçim sonrasında bu savaşlar resmen başlatıldı. Geçen hafta yeni olan durum ise ABD’nin ikinci partide 200 milyar dolarlık Çin ürününe daha yüzde 10 gümrük vergisini açıklaması oldu. Sırada AB ve ikinci, üçüncü tur gümrük vergisi uygulamaları var. Ticaret savaşları sadece Türkiye için değil, gelişmekte olan ülkeler ve hatta gelişmişler için de ciddi tehdit.

        DOLAR FAİZİ ARTIYOR

        - Bu dönemde Türkiye’yi negatif etkileyen ikinci dış ana gelişme de, doların değerlenmesi ve küresel faiz oranlarının giderek yükselmesi. Bunun yanında dolar likiditesi de, faiz artışlarından daha hızlı bir şekilde ABD’ye doğru çekiliyor. Çünkü bu konuda vergi düzenlemesi yapıldı. Bunun yanında FED de bilanço küçültmesine gidiyor. Böylesi bir ortam en çok dış kaynağa bağımlı ekonomileri etkiliyor.

        EURO FAİZ ARTIŞI GELECEK YIL

        - Bu anlamda gelecek daha zorlu geçmeye aday. Çünkü faiz oranları daha yükselecek ve likidite çekilmeye devam edilecek. Gelecek yıl faizi yükseltme kervanına Avrupa Merkez Bankası da katılacak. Yani değerlenen ve faizi yükselen sadece dolar olmayacak, Euro da gelişmekte olan ülke paralarına karşı değerlenecek. Gelişmekte olan ülkelerin ve asıl da Türkiye’nin fonlandığı bölge burası. Bu nedenle de asıl zorluk 2019’da ortaya çıkacak gibi.

        TÜRKİYE HAZIRLIKSIZ YAKALANDI

        - Böylesi bir dış konjonktüre Türkiye cari açığı yüksek, dış borcu yüksek, enflasyonu yüksek ve faiz oranları yüksek olarak yakalandı. Bunun iki somut gelişmesi de geçen hafta yaşandı. -Hazine geçen hafta 17.5 milyar liralık itfasına karşılık piyasalardan 20.9 milyar lira borçlanma hedeflemişti ama gerçekleşme 21.5 milyar lira oldu. Böylece borç çevirme oranı yüzde 123’e çıktı. Piyasalarda para yok. Faiz yüksek ama borçlanma da yüksek. Sonuçta arz talep kanunu çalıştı ve geçen hafta hazine faizlerinin rekor düzeye çıkmasında borçlanmanın fazla tutulması da rol oynadı.

        - Açıklanan mayıs ayı cari açık rakamları da döviz kurunun sıçramasına yol açtı. 57.6 milyar dolara çıkan yıllık cari açık son 4 yılın en yükseği. Sadece artış değil aynı zamanda finansman tarafında da bozulma var. Doğrudan yatırımlar net bazda yıllık 6.5 milyar dolara indi. Portföy yatırımları da net bazda 1 milyar dolar azaldı. Neyse ki imdada 3.4 milyar dolarlık net hata ve noksan kaleminden giren para yetişti. Buna rağmen mayıs ayında 2.8 milyar dolar rezervlerden harcamak durumunda kaldık. Mayıs cari açık açısından en zor aydı. Devamındaki aylarda cari açık daha fazla büyümeyecek ve hatta ekonomik yavaşlamaya paralel düşüş gösterebilecek.

        BORSADA YABANCI SATIYOR

        - Hazine borçlanma faizleri son 10 yılın en yüksek düzeyine çıktı. Döviz TL karşısında yeni bir rekor daha kırdı ve dolar 5’ye dayanıp geri döndü. Hisse senedi piyasası son 10 yılın dibini gördü. Hisse senetlerinde yüzde 9 haftalık kaybın büyük kısmı banka hisselerinden kaynaklandı. Sanayi hisseleri yüzde 7.5 değer kaybederken banka hisseleri yüzde 15.7 ile iki katı kayba uğradı.

        - Borsadaki sert satışlar daha çok yabancılardan geldi. Bunda kur yükselişine bağlı olarak şirketlerin borçlarını ödemekte zorlanacağı, bunun da bankaların tahsili gecikmiş alacaklarını artıracağı beklentisi etkili oldu.

        - Hafta sonu ise Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu bir basamak düşürmesi ve görünümü de pozitiften negatife çevirmesi işin tuzu biberi oldu. Fitch Türkiye’yi yakından izleyen ve diğer büyük reyting kuruluşlarına oranla daha pozitif değerlendirme yapan bir kuruluş.

        YENİ DÖNEMLİ İLK KARŞILAŞMA

        - Çok önemli bir seçimle ve seçim sonrası kurulan hükümetle piyasaların ilk yüzleşmesi gerçekleşti. En sert tepki de ilk haftada verildi. Satışların devamı gelebilir ama azalarak. İlk hatanın sert satışları yerini daha yumuşak satışlara bırakabilir. Devamında hükümetin ekonomide ne yapacağı belirleyici olacak. Orta Vadeli Plan’ın hazırlanması öne çekiliyor gibi ve ciddi revizyonlar söz konusu olabilir.

        - Doların geçen hafta gece ve dış piyasalar açıkken 4.9796’ya kadar çıkması ve oradan geri dönmesi önemliydi. Beklentilerin kötüleşmemesi açısından doların 5 TL’nin üzerini görmemesi ve bunu fiyatlamaya başlamaması belirleyici durumda. Psikolojik eşik 5 TL’nin altında kalındığı sürece kur artışlarının veya oynaklıklarının yıkıcı etkisiyle karşılaşmayabiliriz.

        5’İN ALTI MI ÜSTÜ MÜ?

        Doların durumuna 5 TL’nin altında mı seyrediyor, yoksa 5 TL’nin üstünde mi seyrediyor diye bakabiliriz. Gelişmelerin hangi tarafa evrileceğini yine 5 çizgisinden izleyebiliriz. Dolar kuru bu sınırın altında kaldığı sürece pek endişeye kapılmaya gerek yok. Yıkıcı bir şokla karşılaşmayabiliriz. Durumu idare edip gider ve önlemlerin alınmasını bekleyebiliriz. 5’in üstüne çıkmasını ise tartışmayalım bile. Bıçak tam kemikte ve durum çok acil.

        Diğer Yazılar