Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Merkez Bankası faiz düşürecek dedikoduyla kur artırıldı.

        Kasım ayında hem reel tarafta hem finansal tarafta üst üste üçüncü pozitif ayı geçirdik.Ağustos’ta kur, faiz, enflasyon ve büyümede dörtlü şoku yedikten sonra eylülde işleri toparlamaya başladık, ekim ve kasımda işler rayına girdi.

        - Hemen aralık ayının ilk işlem gününde başlayan bozulmanın temelinde isepetrol fiyatlarındaki sıçramave düşen enflasyonu gerekçe göstererek TCMB’nin aralık ayında faiz indirmeye kalkacağı dedikodusu yatıyor.

        - Faiz kararının verileceği 13 Aralık tarihi hemen önümüzdeki hafta geliyor. Kararı göreceğiz.Normal koşullarda Merkez Bankası’ndan aceleyle böyle bir karar beklenmez.Çünkü enflasyondaki düşüş daha çok vergi indirimlerine, petroldeki düşüşe, döviz kurlarındaki gerilemeye ve yurtiçi talebin düşüklüğüne bağlı.

        KASIM TAMAMDA OCAK ENFLASYONU NEREYE KOYACAĞIZ?

        - Enflasyonda gerçek bir düşüş olup olmayacağı ancak vergi indirimlerinin ortadan kalkacağı ve Enflasyonla Topyekun Mücadele’nin sona ereceği ocak ayında belli olacak.Ocak ayı enflasyonu düşüşü gösterirse ne ala. Ondan sonra politika faizi indirilebilir.

        - Yoksa o tarihten önce yapılacak bir faiz indirimi ocak ve yeni yıl belirsizliği nedeniyle piyasalarda ters tepebilir.Bizzat enflasyonun düşüşü sağlayan koşulları tersine çevirebilir.En azından kuru yükseltmek ve yurtiçi talebi artırmak suretiyle enflasyona tersi yönde baskı yapar.

        - Vergi indirimlerinin daha uzatılması elbette mümkün. Ancakelde edilecek marjinal fayda sınırlı.Çünkü otomobil, beyaz eşya gibi satışlar daha çok yıl sonuna doğru yapılıyor. Yeni yılın ilk ayları durgunlukla geçiyor. Bu yıl da zaten vergi indirimleri gelecekteki talebi bile öne çekmiş olabilir.

        - Kaldı ki, yılın başından vergi indirimleriyle başlamak, bütçe disiplinini bozucu bir hareket olarak yorumlanabilir de.

        ARALIKTA FAİZ İNDİRİMİ ERKEN OLUR

        - Dolayısıyla birfaiz indirimine gitmek bu aşamada erken ve riskli olabilir.Piyasalar ya bir duyum aldı da öyle hareket ediyor, ya dapozisyonunu yıl dönümünde veya en geç ocak ayında değiştirecekti, bunu gerekçe yaparak erken davrandı.

        - Eğer erken davranış söz konusuysa seçim süreci fiyatlanıyor demektir.Önceden fiyatlayıp sonradan beklemeye geçilecekse piyasalar pasifleşecek, hükümetin piyasalarda aksiyon alması ve piyasaları yönetmesi kolaylaşacaktır.

        - Bir ihtimal de piyasadakilerinters sarmayapması, yani13 Aralık’ta olur da faiz indirmeye kalkılırsa neler olabileceğini bugünden göstermek ve böyle bir niyetin ve aksiyonun oluşmasını baştan engellemekolabilir.

        BU KEZ BANKALAR MODA, SANAYİ DEMODE

        - Son üç ayda işlerin rayına girmesinde ekonomide atılan adımlar yanındadış konjonktür de yardım etti, ABD ile ilişkilerin düzeltilmesi de etkili oldu. -Sonuç ise13 Ağustos itibariyle TL karşısında yüzde 90 artan dolar kurueylülde yüzde 7.1, ekimde yüzde 7.8 ve kasımda yüzde 7.1 geriledi.Dolar 29 Kasım itibariyle 13 Ağustos’taki 7.24 değerine göre yüzde 29 düştü.Türk Lirası ardı ardına üç aydır değer kazanıyor.Ancak henüz kaybettiği değerleri tam anlamıyla yerine koyabilmiş değil. Dolar hala yükselişe geçtiği düzeyin yüzde 35 üzerinde.

        DİKKAT ÇEKEN 3 GELİŞME

        - Enflasyonun kasım ayında eksi çıkması ise özellikleTürk Lirası’na dayalı bütün yatırım araçlarının getirilerini reel anlamda pozitife çevirdi.Bitişikte yatırım araçlarının kasım ayı ve yılın 11 aylık dönemine ait nominal getirilerinin enflasyondan arındırılmış verileri yer alıyor.

        - Dikkat çekici ikinci gelişme ise altında yaşandı. TL değerlenme aşamasında olduğundan altının dış değerinde düşüş meydana gelmese de,yurtiçi satış fiyatında doların düşüşüne yakın bir gerileme oldu.Bunedenle gram altın fiyatı kasım ayında yüzde 7 düştü.

        - Üçüncü dikkat çeken gelişme ise hisse senetlerinde uzun bir sürenin ardından banka hisselerine yönelmede oldu. İçine girdiğimiz süreç ekonomide dengelenme ve dolayısıyla yüksek büyümeden düşük büyümeye geçiş dönemi. Büyüme düşecekse üretim ve ona bağlı şirket karları da azalacak demektir. Üstelik bu şirketler içinden batıklar da çıkabilir. Bu nedenle sanayi hisseleri satıldı.

        SANAYİ YÜZDE 3 DÜŞTÜ, BANKA 15 ARTTI

        - Bankalar ise ayakta kaldıkları sürece kâr açıklamak zorunda. Zarar yasak. Reel kesimde bir düzelme olacaksa, ülkeye döviz girecekse, büyüme olacaksa öncelikle bankacılıktan geçmesi gerekiyor. Bankaların fazlaca satılmasından dolayı da kasımda bu hisselere alım geldi. Bu nedenleBanka Endeksi geçmiş dönemlerin aksine kasım ayını yüzde 15.3 primle kapatırken Sanayi Endeksi yüzde 2.6 kaybettirdi.Ana endeks ise bankaların etkisiyle geçen ayı yüzde 5.8 pirimle tamamladı.

        Diğer Yazılar