Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Yeşilçam'ın tonton dedesi Hulusi Kentmen'in aslen nereli olduğunu biliyor muydunuz? Duyunca çok şaşıracaksınız!
        1

        Hulusi Kentmen, Google'a Doodle oldu.

        2

        Hulusi Kentmen vefat ettiğinde gazetelerin haber başlığı şu şekildeydi; "Hulusi Baba'yı kaybettik."

        3

        Kentmen, canlandırdığı karakterleri yorumlama kabiliyetiyle mesleğinde farkındalık yaratarak Türk sinemasının unutulmazları arasında yer edindi.

        4

        Kendisine gösterilen sevgi, mezar taşına "Türkiye'nin babası" olarak kazındı.

        5

        Türk sinemasında iki oyuncu, 'Baba' unvanına layık görüldü.

        Münir Özkul; çalışkan, azimli, ahlak ve aile değerlerini her şeyin üstünde tutan yoksul baba karakterleriyle özdeşleşti.

        Hulusi Kentmen ise çalışkan, azimli, ahlak ve aile değerlerini her şeyin üstünde tutan varlıklı baba karakteriyle...

        6

        Yeşilçam'a damga vuran Hulusi Kentmen; Sev Kardeşim, Keloğlan, Ah Nerede, Oh Olsun, Yumurcak, Salak Milyoner, Üç Kağıtçılar ve Ayşecik gibi onlarca yapımda yer alan Yeşilçam'ın usta sanatçısının hayatı gündeme geldi.

        7

        7'den 70'e herkesin gönlünde taht kuran Hulusi Kentmen'in aslen nereli olduğunu duyunca çok şaşıracaksınız.

        8

        Bulgaristan'ın Tırnova kentinde dünyaya gelen Hulusi Kentmen, savaş başladığında henüz 10 aylıktı. Çocukluğu ve gençliği ailesinin göç ettiği İzmit'te geçti.

        9

        Akçakoca İlkokulu'nda sahnelenen birkaç oyunda rol alan Kentmen, tiyatronun tozunu yutmuştu yutmasına ama o yaşlarda oyunculuğu meslek olarak seçmeye yönelik en küçük arzusu yoktu. Hulusi Kentmen'in de aklı fikri, dönemin sahilde yaşayan bütün çocukları gibi bahriyeli olmaktaydı.

        10

        Denize olan tutkusuyla girdiği Deniz Harp Okulu sınavlarını kazanarak 1961'e kadar astsubay olarak hizmette bulunacağı Türk Deniz Kuvvetleri'nde görev yaptı. Hayat, Hulusi Kentmen'e sevdiği iki mesleği aynı dönemde yapma şansı verdi. Öyle bir şanstı ki... İlk göz ağrısı mesleği, ikincisini icra etmesine vesile oldu. Kentmen, o şansı iyi değerlendirmeyi başardı.

        11

        İlk Dumlupınar denizaltı gemisinde santral astsubayı olarak görev yaptıktan sonra İstanbul Deniz Dikim Evi'ne tayini çıkan Kentmen, yaz aylarında saat 14'te paydos verilmesi üzerine tiyatro oyunu provalarını izlemek için arkadaşlarıyla Kadıköy Halk Evi'ne gidip gelmeye başladı.

        12

        "Denizaltı görevinden bir müddet sonra kara hizmeti aldım ve İstanbul'a Deniz Dikimevi'ne tayin oldum. İşte bu esnada yaz tatilleri başladı. Saat 2'de kapanıyor daire. Eee uzun yaz günleri. Ne yaparsınız 2'den akşama kadar? Kadıköy'de oturuyoruz. Eski mahalle arkadaşlarım hepsi halk evine gidiyorlar. Çoğu da tiyatro koluna devam ediyor. Ben de vakit geçsin diye onlarla beraber onların provalarına giderdim. Zevkle seyrederdim. Çünkü hakikaten tiyatro seyretmeyi çok seviyordum. Nihayet, bir gün bir eser koyacaklar sahneye bir vodvil. İbn-ür Refik Ahmet Nuri Bey'in 'Hisse-i Şayia'. 3 perdelik bir vodvil. Bir elemanları noksan. 'Ne yapsak ne etsek?' diye falan düşünürlerken. Rejisörümüz de rahmetli Reşit Baran. Demiş ki Hulusi Bey geliyor, burada seyrediyor zevkle. Acaba oynar mı teklif etsek? Bana teklif ettiler. Dedim ki ben askerim. Olur mu canım. Bu da bir devlet işi. Halk evi de bir resmi daire. Ben oynamak için can atıyorum ama bir tereddüt var işte. Nihayet ne olursa olsun dedik. Eseri çalıştık. Çıktı. Çok tutuldu. Muvaffak oldu."

        13

        Hulusi Kentmen, o günden sonra ordudaki görevinden fırsat bulduğu her anı tiyatro sahnesinde değerlendirmeye başladı. O tiyatrolardan biri de Avni Dilligil'in kurduğu Ses Tiyatrosu'ydu.

        14

        1942'de 'Sürtük' ile sinemaya da adım atan Hulusi Kentmen, oyunculuk yeteneğini beyazperdeye de yansıttı yansıtmasına ama askerlik görevi nedeniyle emekli olduğu 1961'e kadar olan 19 yıllık dönemde 41 filmde rol alabildi.

        15

        Aslına bakacak olursak 19 yılda 41 filmde rol almak muazzam bir kariyeri işaret eder. Hulusi Kentmen, o kariyeri oyunculuğu ek iş yaparak elde etti. Emekli olduktan sonra 1988'e kadar 237 filmde daha kamera karşısına geçmesi Kentmen'in ne ölçüde tercih edilen bir oyuncu olduğunu gösteriyor.

        16

        İşte izlediğimiz her filmde Hulusi Kentmen'in de rol aldığını sanmamızın nedeni rol aldığı film sayısı. Bu kadar çok filmde rol alması, doğal olarak izlediğimiz her filmde Kentmen'in de olduğu algısı oluşturuyor.

        17

        Hulusi Kentmen, tarihi filmlerde de rol aldı, aksiyon türündeki filmlerde de... Komedi filmlerinde canlandırdığı karakterleri öylesine yorumladı ki her yaştan izleyicinin hayranlığını kazandı. O yorumlama gücüyle de izleyicilerin ailesinden biri olarak hayal ettiği biri haline geldi.

        18

        1961'den sonra sinema filmlerine yoğunlaşsa da Hulusi Kentmen tiyatroyu es geçmedi. Kurduğu Hulusi Kentmen Tiyatro Topluluğu ile Anadolu'da turnelere çıkan Kentmen, kimi zaman oyunlar sahneledi kimi zaman sahneye tek başına çıkıp fıkra anlattı. Günümüzde stand up adı verilen gösterilerin temelini atanlardan biri de Hulusi Kentmen'di.

        19

        Hulusi Kentmen'in yeteneği oyunculukla sınırlı değildi. Fotoğrafçılık konusunda epeyce çalışma yapan Kentmen, aynı zamanda müziğe de yatkındı. Keman çalan Kentmen, torunu Ali Kentmen ile birlikte TRT'de yayınlanan bir resital de verdi. 1980'de İzmir Fuarı'nda Hülya Koçyiğit'in kadrosunda yer alan Hulusi Kentmen, sahnede bir yandan keman çaldı diğer yandan fıkralar anlattı.

        20

        Hülya Koçyiğit, Hulusi Kentmen'i Habertürk'e şöyle yorumladı; "Babamdan sonra 'baba' diyebildiğim tek kişi Hulusi Babam oldu benim. Beni koruyan, kollayan, evladı gibi bağrına basan koca yürekli adam... Hani derler ya 'gölgesi yeter' diye... Genç yaşımda kaybettiğim babamın ardından öyle kucaklamıştı ki beni Hulusi Babam o saf sevgisiyle. En büyük iksiri sevgi idi Hulusi Babanın. Büyük bir aşk beslediği bir eşe sahipti. Gıpta edilen ailesiyle bize örneklerdi.

        Filmlerde baba diye koşup sarıldığım da o oldu; kameralar olmadan koştuğum da. O sert duruşunun altında öyle yumuşak bir kalbi vardı ki... Babamdan sonra onun da kaybıyla yaşadığım o boşluk şimdi daha da büyüdü. Ne mutlu ki o'nu tanıdım, onunla çalıştım, onunla hayatı paylaştım."

        Haberi Hazırlayan: Elif Büşra Cebeci

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ