Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Cem Yılmaz'ın 'G.O.R.A'sıyla başladı

        Melis Aksoy, Hollywood'da görsel efektler üzerine çalışıyor. Bugüne kadar 'American Horror Story', 'Agents of Shield', '13 Reasons of Why' ve 'The Outsider' gibi projelerde tek kadın baş görsel efekt sanatçısı olarak çalışan Aksoy, endüstri mühendisliğinden mezun olduktan sonra ABD'ye uzanan yolculuğunu Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'a anlattı. Aksoy, Türk sinemasında görsel efekt kullanımının Cem Yılmaz'ın 'G.O.R.A' adlı sinema filmiyle başladığını söyledi

        Üniversitede sosyal bölümde öğrenim görürken kararınızı değiştirip mühendislik okudunuz. Neden?

        2009'da Sabancı Üniversitesi'ne Sanat Sosyal Fakültesi'nden giriş yapmama rağmen birinci yılın ardından Endüstri Mühendisliği okumak için Doğa Bilimleri Fakültesi'ne geçiş yaptım. Aslında Sabancı Üniversite'ni tercih etmemin en büyük sebeplerinden biri de diploma programını ikinci sınıfta seçebiliyor olma özgürlüğü tanımasıydı. Çünkü üniversiteye girerken kafamda spesifik bir bölüm yoktu. Sanatla bir bölüm okumak istiyordum ama daha sonrasında Endüstri Mühendisliği'nin 'Mezun olduktan sonra birçok alanda çalışabilirsin' mantalitesine kapılıp okumaya karar verdim. İkinci sınıfın sonunda yaz okuluna kalıp üçüncü sınıftan bir kaç endüstri dersi alınca geri kalan kredi limitimi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi'nden görsel sanatlar giriş dersleri alarak doldurmaya karar verdim. 2014'te endüstri mühendisliğinden mezun olduktan sonra bir sene boyunca portföy hazırlığına girdim. Birçok sanatsal çalışmalar yapsam da tam olarak hangi alana doğru yoğunlaşacağımı bilmiyordum.

        Görsel efekt konusunda çalışmaya nasıl karar verdiniz?

        Dvein Stüdyosu'nun yapmış olduğu Magma/Vein adlı üç boyutlu videosunu gördükten sonra yaratılan akışkan hayal dünyasının gerçekliğe entegre edilme şekli beni çok etkilemişti ve bu alanda kendimi geliştirmek istediğimi anladım.

        ABD'de çalışma kararını nasıl aldınız?

        Mezun olduktan sonra portföy hazırlığı sürecine girdim ve 2015'te Görsel Efektler ve Animasyon yüksek lisansı okumak için San Francisco'ya gelmeye karar verdim. Yüksek lisansımı yaparken efekt üzerine yoğunlaşmaya karar vermemin sebebi Organik ve Soyut/Gerçek Dışı efektler yapmaktan çok hoşlanmamdı. Her ne kadar teknik bilgi öğrenme gerekliliği diğer görsel efektler disiplinlerine göre çok daha fazla olsa da çok daha yaratıcılığınızı zorladığınız bir bölüm olduğu için bu alana doğru yöneldim. Yüksek lisans programını efekt sanatçısı olarak tamamladıktan sonra profesyonel yaşamıma başlamış oldum. Endüstrinin tam merkezinde olmak prodüksiyona ait çok iyi bir bilgi daracığı edinmenizi sağlıyor. En önemlisi de filmi yaratırken her adımı iyi bir şekilde öğrenip ekiple nasıl çalışmanız gerektiğini öğreniyorsunuz. 300'den fazla oluşan bir ekiple çalışmak hem teknik anlamda hem de çevre anlamında inanılmaz gelişmenizi sağlıyor. Coğrafik yakınlığım ve tabii ki deneyimlerim sayesinde projelerde ilk düşünülen sanatçılar arasında olmamı sağladı.

        Türk sinemasının görsel efektleri nasıl buluyorsunuz ?

        Türk sinemasının görsel efektler açısından gittikçe dünyayla birlikte geliştiğini görebiliriz. Daha önceden özel efektlerden faydalanırken şimdi CGI tabanlı görsel efektler giderek yaygınlaşmaya başladı. Ses ve pratik efektler korku temalı Türk filmlerinde kullanılırdı fakat görsel efektlerin Türk sinemasına girişi Cem Yılmaz'ın 'G.O.R.A' filmiyle olmuştur diyebilirim. Ondan sonra 'Dabbe'de 3D dijital mekan yaratılarak CGI duman, ateş efektleri ve karakter animasyonu yapılmıştır. Türk sinemasına görsel efektlerin en yoğun şekilde kullanıldığı ilk yapım ise 'Fetih 1453' olmuştur. Görsel Efektlerde en önemli kural yaratılan efektlerin inandırıcılığı ve gerçekliğidir. Savaş sahnesinde ateş, duman, yıkım ve top atma sahneleri dijital ortamda yaratılmış olup ilk defa kalabalıklar yaratmak için CGI çoğaltma tekniği(kalabalık simülasyonu) kullanıldığını görsek de teknik açıdan birçok eksiği olduğunu inandırıcılığın eksik kalışından anlamak mümkün. Efektler kendi başına her ne kadar başarılı olsa da görsel efektlerin en son aşaması olan kompozitleme tekniğine gelindiğinde yaratılan bütün dijital efektler ( ışık, model, animasyon, efekt vb.) birleştirildiğinde gerçeğe yakın bir sonuç edilmelidir ki izleyici gerçek ile dijitali birbirinden ayıramama noktasına gelsin. Yoksa maalesef yapılan efektler bariz bir şekilde sırıtıyor. Beni henüz görsel efektleriyle etkileyen bir Türk yapımı yok ama giderek Türk sinemasının bu yönde geliştiğini görmek mümkün. Daha fazla kalifiyeli Türk sanatçı çıkarıp dışarı bağlı kalmadan kendi yeteneklerimize odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun için görsel efektler dersleri veren kurumların, üniversitelerin artması gerekmedir. Ayrıca Türk sinemasının görsel efektlerde başarılı bir hale gelmesini istiyorsak bu alana harcanan bütçenin artması gerekmektedir. Maliyeti kısmaya çalıştığınızda post prodüksiyonun (görsel efektlerin yapıldığı aşama) verimliliğinin önünü kesmiş oluyorsunuz.Post prodüksiyonun eksiksiz, en kaliteli şekilde ilerlemesi için görsel efektlerde Hollywood’da her disiplinin bir süpervizörü vardır ve onlara bağlı olan sanatçılar aldıkları direktifleri uygulayarak çalışırlar. Prodüksiyon sırasında görsel efektler süpervizörünün olması Hollywood’da bir şart iken Türk yapımı prodüksiyonlarda bunun şart olmadığını görüyorsunuz. Efektlerin uygulama aşamasında koordine edecek süpervizörlerin olmayışı gereksiz post prodüksiyon hatalarını doğurup daha fazla zaman ve para harcanmasına yol açıyor. Görsel Efektler çok büyük bir ekip çalışmasıdır. Animasyon kötü olduğunda efektin iyi olması bir şey ifade etmez. Türk Sineması kendi teknolojisini üreten bir sektör haline geldiğinde, daha fazla bu alandaki gelişimleri takip edip gerekli bütçeyi hazırladığında Türk Sineması ve Türk görsel efekt sanatçılarının da bu sektörde söz sahibi olmaması için hiçbir engel yok.

        Nihai hedefiniz nedir?

        Hedefim aslında profesyonel alanda edindiğim bu deneyimleri Türk sinemasına aktarmak fakat bu daha çok uzak hedeflerim arasında diyebilirim. Şimdi daha çok VR/AR ve yapay zeka kullanarak üretilen efekt çalışmalarına yoğunlaşmak istiyorum. Bu sektör teknolojik gelişmelere çok bağlı olarak geliştiği için yapabilecekleriniz, hedefleriniz de ona bağlı olarak değişim gösteriyor. Teknolojinin sonsuz gelişimi ona ayak uydurmanızı zorunlu kılıyor.

        REKLAM

        Hangi filmin ya da dizinin efektlerini yapmak isterdiniz?

        Kesinlikle 'Doctor Strange'in efektlerini yapmak isterdim. Uzay formlarını yaratmak en zevk aldığım efekt türlerinden ve 'Doctor Strange'de bunun saykodelik efektler ile birleşmesini görmek . Genellikle görsel efektler söz konusu olduğunda büyük bütçeli filmlerde - silahlı çatışmaların, patlamaların ve genel yıkımların aşırı versiyonlarının dışında - çok fazla yaratıcılık yok gibi görünüyor. Biliyorsunuz, her şeyi yapabiliriz ama yine de hayal dünyamızı çok zorlayan efektlerin yapımı çok daha az. 'Doctor Strange'in boyutlar arası yaptığı yolculukta ki yaratılan saykodelik efektlerin uzay formları ile buluşması ve binaların prosedürel animasyon uygulanarak değişimi yaratıcılık açısından görsel efektler sanatçılarına inanılmaz bir havuz sundu. İzleyiciye diğer süper kahraman filmlerinde olmayan beklenmedik birçok efekti sunması açısından da benim için ayrı bir yere sahip.

        REKLAM
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ