Danimarka sığınmacıları Avrupa dışına gönderecek yasayı çıkardı!
Danimarka, sığınmacıları Avrupa dışına gönderecek yasayı, 70 milletvekilinin leh oylarıyla kabul etti. Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği (UNHCR) bu hamleyi ''dibe doğru korkutucu bir yarış'' olarak nitelendirdi.
Danimarka’nın sığınmacıları Avrupa dışına gönderecek yeni yasası kapsamında, Danimarka topraklarına gelen sığınmacıların gözden geçirilmesi ve muhtemelen üçüncü bir ülkedeki sığınma merkezlerine taşımasının yolu açılacak.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiserliği, yasanın uluslararası sığınma ilkelerine aykırı olduğunun altını çizdi.
1951 Cenevre Sözleşmesi ile hatları çizilen ve mültecilik statüsü kazanmak için Avrupa’dan gelme koşuluna benzer bir şekilde Danimarka’nın yeni yasası, BM'nin kota sistemi kapsamında bu sefer ülkesine gelen sığınmacı parantezine coğrafi kısıtlama koymuş oluyor.
Bu koşula göre artık sığınmacılar, Danimarka topraklarına gelmesi halinde ortak bir ülkedeki sığınma merkezlerine transfer edilecek.
Avrupa dışından gelen sığınmacıların hangi ülkelere yerleştirileceği bilinmiyor. Reuters’ın haberine göre, henüz yasa kapsamında ortak bir ülkeyle anlaşma yapılmadı. Danimarka’nın birkaç aday ülkeyle müzakere edildiği bildirildi.
Danimarka topraklarına gelen sığınmacılara yönelik Rasmus Stoklund’un verdiği demeçte, ‘‘Danimarka'da sığınma başvurusunda bulunursanız, Avrupa dışındaki bir ülkeye geri gönderileceğinizi biliyorsunuz ve bu nedenle insanların Danimarka'da sığınma aramayı bırakacağını umuyoruz." açıklaması yapıldı.
Yüksek ihtimalle bu anlaşma ilk olarak Afrika ülkesi Ruanda ile yapılacak. Danimarka Göç Bakanı Mattias Tesfaye, Orta Afrika ülkesine ziyarette bulunmuş sığınma konularını ele almıştı.
Eleştirmenler, sığınmacıları daha az kaynağa sahip ülkelere taşımanın, mültecilerin güvenliğini ve refahını baltalayacağını ve insan haklarını tehlikeye atacağından endişe ediyor. Aynı zamanda bu politikaların sömürgecilikle ilişkisine dikkat çekiyor.
Sığınmacıların sığınma taleplerini dışsallaştıran yasa için UNHCR Yüksek Komiser Yardımcısı Gillian Triggs, "Bu tür uygulamalar güvenlik ve koruma arayanların haklarını baltalıyor, onları şeytanlaştırıp cezalandırıyor ve hayatlarını riske atabiliyor." açıklamasında bulundu.
