Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Deren Talu: İlk hedeflerime ulaşmış vaziyetteyim - Haberler
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Deren Talu...

        Defne Samyeli ile Eren Talu'nun kızlarından büyük olanı.

        Ergen yaşlarında oyuncu olmaya karar veren Deren Talu, seçtiği mesleğin eğitimini almak üzere ABD'ye gitti. Bir yandan Los Angeles'ta Santa Monica College'da sanat tarihi ve oyunculuk öğrenimi gören Talu, diğer yandan Eric Morris'ten metot oyunculuğu dersleri aldı.

        Bir an önce çalışma hayatına atılmak için okuldaki kaydını dondurup Türkiye'ye dönen Deren Talu, Derya Alabora'dan da oyunculuk dersleri alarak kameranın karşısına geçmeye hazırlandı.

        Kendini hazır hissettiği zaman da 'Son Kale Hacıbey' adlı sinema filminde kameranın karşısına geçerek ilk oyunculuk çalışmasına imzasını attı.

        Deren Talu, Wonder Yapım / Erdal Küçük ve Önder Asru yapımcılığında çekilen 'Son Kale Hacıbey'de başrolleri Aleksander Sokolov ve Yurdaer Okur ile paylaştı. Yönetmenliğini Konstantin Konovalov'un senaristliğini ise Yevhen Tymoshenko'nun üstlendiği Türkiye - Gürcistan - Ukrayna ortak yapımı film, gösterime 23 Ekim'de girecek.

        18'inci yüzyılın sonlarında Rusya ile savaşan Osmanlı İmparatorluğu'nun kaybedilmemiş tek kalesi olan Hacıbey'in başarılı kumandanı 'Ahmet Paşa'nın kızı 'Fatma', kale işgal edilmeden öncebabası tarafından bir köye gönderiliyor. Cesareti ve savaş yeteneğiyle babasını ve Hacıbey Kalesi'ni kurtarmak için yola çıkan 'Fatma', kendisine bu yolda yardım eden gözü pek Kozak askeri 'Andrey' ile mücadele ve heyecan dolu yeni bir hayatın temellerini de atıyor.

        Deren Talu'dan edindiğim izlenim şu; rol alacağı yapımlar için doğru tercihlerde bulunursa sinema ve TV sektörünün yeni bir yıldız kazanması yakındır. Çünkü ilk oyunculuk deneyimi için ziyadesiyle zor bir yapımda rol alma cesareti göstererek sadece güzelliğinden ibaret olmadığını, fazlasına sahip olduğunu gözler önüne serdi.

        'Son Kale Hacıbey'de canlandırdığı 'Fatma' karakteri için at binme, kılıç kullanma ve dövüş dersleri alan Deren Talu, Habertürk HT Stüdyo içinsorularımızı cevapladı;

        Seni oyunculuğa iten nedenler neydi?

        Çok fazla teklif alıyordum ve 14 yaşından beri en büyük hayalim zaten oyuncu olmaktı. O yüzden bir an önce çalışmak istedim. Ben çalışmayı ve öğrenmeyi de çok seviyorum o yüzden hep kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Boş kalmak istemediğim için modellik de yapıyordum. Fakat en büyük tutkum oyunculuk olduğu ve uygun projelerde yer alma fırsatı bulduğum için modelliğe şu an ara verdim. İş fırsatı olduğunda bir yandan modellik de yapabilirim.

        Babanın seninle ilgili bir ifadesi var; "Filmi izleyemedim ama destekliyorum. Onu okuturken dünyanın parasını verdik"... Ne hissediyorsun, üzerinde bir baskı var mı?

        Zaten filmi henüz izleyemez. Çünkü vizyona 23 Ekim'de girecek. Babamla annem bana her konuda destek oluyor. Her ailenin çocuklarına destek oldukları kadar onlar da bana maddi - manevi destek oldu.

        'Son Kale Hacıbey', senin ilk oyunculuk çalışman. Hangi özellikleri seni etkilediği için ilk oyunculuk deneyimini bu filmle yaşamak istedin?

        Öncelikle filmin konusunu gerçek bir tarihi olaydan alması ve güçlü bir kadın karakteri canlandıracak olmam beni etkiledi. O dönemin kadını olarak 'Fatma'nın dövüşebilmesi, ata binmesi ve en önemlisi babasını kurtarmak için verdiği mücadele beni çok etkiledi. Dövüştüğüm aksiyonu bol sahneler var. Zorluydu ama aynı zamanda eğlenceliydi. Filmden önce ata binmek ve kılıç kullanmak için 2 ay eğitim aldım.

        'Son Kale Hacıbey', gösterime önümüzdeki günlerde girecek. Bu filmin bir parçası olmaktan dolayı neler hissettin?

        Tabii ki çok heyecanlandım. Benim en büyük hayalim bir filmde yer almaktı. Bunun uluslararası bir proje ve tarihi bir film olması bana çok fazla şey kattı. Ekip içinde çalışmayı ve ekibin bir parçası olmayı görmüş oldum.

        Los Angeles'ta oyunculuk üzerine öğrenim gördüğün okulu bıraktın. Neden?

        Okulu bırakmadım, kaydımı dondurdum. Çünkü bir an önce sevdiğim mesleğe başlamak istedim. Bana göre eğitim biten bir şey değil. Bir yandan eğitimime devam ediyorum. Birkaç sene sonra üniversiteye geri dönüp bitirmeyi düşünüyorum. Oyunculuk ve sanat tarihi okuyordum; hayat boyu bunlar dahil ilgilendiğim alanlarda okumaya devam edebilirim.

        Okulda öğrendiklerin film çekimi esnasında sana ne ölçüde faydalı oldu? Özellikle hangi bilgiler sette bir hayli işine yaradı?

        Okulda öğrendiğim teknikler tabii ki sette işime çok yaradı. Eğitim alınan teknikleri, kendi içinizde olan tutku ve yetenekle birleştirdiğinizde duyguyu tamamen yakalayabiliyorsunuz. Ve okul her zaman insanın kolunda bir bileziktir. Kişinin eğitim süreci de hayatı boyunca sürer. Mesela reji bölümünde yaptığım staj sayesinde set işleyişine hakimdim ve benim için her şey daha kolay oldu. Set ortamını hiç yadırgamadım, zaten bildiğim ve ait olmuş olduğum bir yere geri dönmüş gibi hissettim. Bünyeme kattığım bilgilerle bana verilen oyunları kolaylıkla aldım. O yüzden eğitime, kendimi geliştirmeye her daim önem verdiğim için çok memnunum.

        Los Angeles'ta okudun, okuyacaksın. İşe dünya sinemasının merkezinde değil de neden Türkiye'de başlamayı tercih ettin?

        Türkiye odaklı düşünmüştüm. Türk sinemasını çok seviyorum ve sinemamızın özel olduğunu düşünüyorum. Türkiye'yi çok sevdiğim için burada devam etmek istedim. Oradan öğreneceğimi öğreneyim sonra da ülkeme döneyim diye düşündüm.

        Sence Türk sinemasını özel kılan etmenler nelerdir? Rica etsem en sevdiğin 10 filmlik bir liste yapabilir misin?

        Türk sinemasını özel kılan etmenler, insan hikayelerimiz ve onların kendi kültürümüzü iyi tanıyan yönetmenler tarafından dokunaklı bir şekilde işlenebilmesi. Ayrıca ülkemiz film çekimleri için de çok uygun. Birçok bölgemiz adeta doğal bir plato gibi. Güzel mekanlar, işin tekniğini bilen yönetmenler ve insanı kalbinden yakalayan hikayeler, sağlam oyunculuk performanslarıyla buluşunca ortaya çok güzel eserler çıkıyor.

        Güzelliğinden dolayı senden romantik bir film bekleniyordu. Yola 'Son Kale Hacıbey' ile çıkman biraz ters köşe oldu. İlk filminin tarihi - aksiyon türünde olması tesadüf müydü yoksa bilinçli bir tercih miydi?

        Aslında tesadüftü ama iyi ki böyle olmuş. Şu an ortaya çıkan sonuçtan çok memnunum.

        Senin istediğin özel bir film türü var mı?

        Her türde oynayabilirim. Benim için daha çok senaryo ve karaktere bağlı bu durum. Farklı türler denemeyi de çok isterim.

        Canlandırdığın karakteri analiz eder misin?

        'Fatma', 'Ahmet Paşa'nın tek kızıdır. Ağabeyleri ve kardeşleri varmış fakat Ruslar ile savaşırken öldürülmüşler. Bu yüzden 'Ahmet Paşa', 'Fatma'ya çok özen gösteriyor. Ona her şeyi öğretiyor ve soyunu devam ettireceğini söylüyor. O yüzden 'Fatma'nın üzerinde çok büyük bir yük var. Babasına da çok bağlı ve kaleden ayrılmak istemiyor. Aynı zamanda maceracı ve gözü kara bir kız. Bunu oynamak benim için muhteşem bir deneyimdi.

        Aksiyon sahnelerinde de rol aldın. Bir kaza yaşadın mı?

        Küçük kazalar yaşadım. Mesela bir sahnede Alexandr'ı sürüklemem gerekiyordu. Bunu yaparken elimi duvara sürttüm. Öylesine zedelendi ve kanadı ki... İzi kaldı.

        Aslında filmin daha önce vizyona girecekti. Pandemi dolayısıyla ertelendi. Neler hissettin?

        Üzüldüm tabii ki. Çok hevesle yaptığımız bir işin ertelenmesi hoşuma gitmedi. Tabii herkesin işleri ertelendi. O yüzden yapacak bir şey yok.

        İlk filminde başrol oynadın bu bir baskı oluşturdu mu?

        Oluşturdu tabii ki... Çünkü filmi götürecek kişiler ben ve Yurdaer Bey'dik. Başrolden ziyade Ukraynaca konuşmak bende bir baskı oluşturdu. Çünkü daha önce duymadığım bir dil. Ama insanlar o kadar sıcakkanlı ve yardımseverdi ki... Bu nedenle o baskı azaldı. Çok güzel bir ekip olduğumuzu ve güzel bir iş çıkarttığımızı düşünüyorum. Filmde yüzde 80 olarak Ukraynaca konuşuyorum. Bunun için 2 ay ders aldım. Sette tercümanımız Lena da bana bu konuda yardımcı oluyordu.

        Kariyerin adına illa ki planlar yapmış, kendine hedefler belirlemişsindir. O planlar ve hedefler nelerdir?

        Ben hayalperest bir insan değilim. Daha çok realist bir insanım. Küçük adımlarla ilerlediğim üzerine hayaller kuruyorum diyelim. Şu an oyunculuk adına ilk hedeflerime ulaşmış vaziyetteyim. Çünkü ilk filmimi çektim ve yakında gösterime giriyor. Dizim de yakında ekrana gelecek. O yüzden şu an ilk etaptaki hedeflerime ulaştığımı düşünüyorum.

        Kendini yeterince ifade etmediğin gibi izlenim oluştu. Öyle mi?

        Sizde oluşmuş galiba... Ben istediğim ve tercih ettiğim kadar kendimi gösteriyorum bence. Magazinsel olarak gündemde olmak hoşuma gitmiyor.

        Çok genç yaşta ünlü olmak bir baskı oluşturdu mu?

        Çok oluşturmuyor. Bir anda ünlü olmadığım için bir şok etkisi yaratmadı. Küçüklüğümden beri olumlu veya olumsuz eleştirilerle karşılaştığım için bunlara alışkınım.

        Senin bir 'Fatmagül'ün Suçu Ne' deneyimin var. Orada neler yaptın?

        Evet, 16 yaşında reji bölümünde staj yaptım. Birçok şeyi öğrendim. Sette oyuncu olmanın ve prodüksiyonun şartlarını da görmüş oldum. Beklentilerim doğru şekillendi; bu doğrultuda da bu işi yapma isteğim pekişti. Yoluma daha kararlı devam ettim.

        Haberi Hazırlayan: Mehmet Çalışkan
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ