“Discord, TikTok ve Roblox gibi uygulamalar çocuk istismarının başını çekiyorlar”
Titanic filmindeki oyunculuğuyla kalpleri fetheden ünlü aktris Kate Winslet'in tüm dünyada ses getiren "çocuklarımızı geri istiyoruz" feryadının ardından, Türkiye'de de sosyal medya bağımlılığı ve bağımlı çocukların her an karşı karşıya kaldıkları istismar tehlikesi tartışılıyor. Suistimalin sebepleri ve yöntemleri üzerine tartışmalar şu an "tüm çocukları koruyacak bir kalkan geliştirmek mümkün mü?" sorusuna kilitlenmiş durumda. Didem Arvas'ın haberi…
ABONE OLKate Winslet geçtiğimiz hafta, Bafta 2023 ödül töreninde yaptığı konuşmada ödülünü, sosyal medya bağımlılığıyla mücadele eden kızıyla paylaşırken önemli de bir çağrıda bulundu. Bağımlılıkla mücadele eden kızıyla yaşadıkları çaresizliği anlatırken gözyaşlarına boğulan Winslet yetkililerden zararlı içeriklerin kaldırılmasını ve bunların suç sayılmasını istedi. Türkiye’den bu çağrıya ilk ses veren isimler çocuklarla ilgili duyarlılığıyla tanınan sinema sanatçısı Berna Laçin ve Dijital Baba lakabıyla bilinen ve çocuklara zararlı içerikleri ifşa eden sosyal medya fenomeni Orhan Toker oldu. Dijital dünyadaki çocuk istismarının nedenlerini, buradaki sorumluluğumuzu ve çocukları istismardan koruma yollarını Berna Laçin ve Orhan Toker Habertürk’e anlattı.
Sosyal medya uygulamalarına, tablete, telefona ve bilgisayar oyunlarına bağımlılık konusunda zincirin en zayıf halkasını ne yazık ki, çocuklar ve gençler oluşturuyor. Uzmanlar, ekrana maruz kalma yaşının 0’a kadar düştüğü ve ekran başında geçirilen sürenin 10 saati bulduğu günümüzde her an zararlı içerikler ve tehlikeli insanlarla karşılaşabilen çocukların geleceği konusunda endişeliler. Buna karşın halen bazı ebeveynler, çocukları adına sosyal medya hesabı açıyor ve bu hesapları çocuklarını sergileyerek para kazanmak için bir kazanç kapısı olarak kullanıyorlar. Bu durumdaysa çocuklar, başkaları tarafından değil bizzat kendi anne-babaları tarafından istismar edilmiş oluyorlar. Gelecekte çocukları bekleyen felaketin boyutlarını gösteren bu örnek, etik ve ahlaki değerlerimizi acilen yeniden gözden geçirmemiz gerektiğine işaret ediyor. En önemlisi de çocukları korumanın en başta gelen insani sorumluluğumuz olduğunu bizlere hatırlatıyor.