Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Turizm Uzakdoğu'nun egzotik ülkesi - Turizm Haberleri

        Eski adı Siyam… 13. yüzyılda Çin kökenli Taylar tarafından kurulan Tayland Krallığı Avrupalı devletlerin egemenliğine girmemiş ve 19. yüzyıla kadar da Avrupalılarla ilişkilerini uzak tutmuş. Bugün ise tam aksi. Tayland Batılı turistlerin Güneydoğu Asya’da en çok ziyaret ettiği ülkelerden biri. Turizm, ülkenin en önemli gelir kaynaklarından. Turistlerin güleryüzlü hostesler tarafından çiçeklerle karşılandığı bir ülke… Tayland’ı bu denli popüler kılan, sadece güneyinde yer alan güzel tropik adaları ve kuzeydeki orman gibi eşsiz doğal güzellikleri değil elbette… Tayland aynı zamanda tarihsel ve sanatsal güzellikleri, Budist tapınakları ve müzeleri nedeniyle de turistlerin akınına uğruyor.

        “Melekler Şehri” Bangkok

        1782 yılında Kral I. Rama tarafından kurulan başkent Bangkok, hem ulusal ve uluslararası birçok şirketin bulunduğu bir ticaret alanı, hem de sarayları, Budist tapınakları ve mistik atmosferiyle ülkenin turizm merkezi. Tayca adı oldukça uzun olduğundan, Taylandlılar ona kısaca “Krung Trep”, yani “Melekler Şehri” diyor, ama 400’den fazla tapınak barındırdığından, “tapınaklar şehri” diye de anılıyor. Bangkok’un en büyük ve en ihtişamlı anıtı kuşkusuz “Grand Palace” yani Kraliyet Sarayı.

        1782 yılında inşa edilen bu saray kompleksi 100’den fazla ayrı binadan oluşuyor. Geleneksel Tay mimarisinin en güzel örneklerini burada görmek mümkün. Yapımına şehrin kurucusu olan Kral I. Rama döneminde başlanan ve daha sonra gelen hükümdarlar tarafından büyütülerek tamamlanan kompleks 2.5 kilometrekareye yayılıyor. Değerli taşlarla süslenmiş anıtlar ve kulelerden oluşan Büyük Saray’ın parlaklığını koruması için her yıl üzerine kilolarca altın sürülüyor. Kraliyet Sarayı’nın içinde, zümrüt Buda heykelinin bulunduğu “Wat Phra Kaew” tapınağı ise ayrıca görülmeye değer. 75 santimetre boyundaki Buda heykeli yeşim taşından yapılmış ve Taylandlılar tarafından kutsal addediliyor. Taylar bu Buda heykelinin ülkelerini koruyacağına inanıyor. Gerçekten de Tayland Budizmin en yaygın olduğu ülkelerden biri. Büyük görkemli tapınakların yanı sıra her evde mutlaka küçük bir Buda tapınağı, köşesi bulunuyor.

        Büyüklü küçüklü bu tapınaklar genellikle gösterişli, renkli, yaldızlı, göz alıcı... Wat Pho Tapınağı Bangkok’ta bulunan tapınakların önemli bir bölümü UNESCO tarafından koruma altına alınmış. Mutlaka görülmesi gereken “Wat Pho Tapınağı” Bangkok’un en önemli altı Budist tapınağından biri ve aynı zamanda en eskisi ve en büyüğü. Onu diğer tapınaklardan ayıran bir özelliği de 46 metre boyunda 15 metre yüksekliğindeki “Yatan Buda” heykelinin burada bulunması. 16. yüzyıldan kalma tapınağın diğer bir özelliği ise, dünyaca ünlü Tay masajı da dahil olmak üzere geleneksel Tay tıp teknikleri eğitiminin burada veriliyor olması. Buda tapınaklarını ziyaret ederken oldukça kapalı giyinmek gerekiyor. Ayrıca girişte –tıpkı camiye girer gibi– ayakkabıları çıkartmak şart. Üç tekerlekli “tuk-tuk”lar Bütün bu geleneksel yapıların yanı sıra, Chao Phraya nehrinin iki en ünlüsü de “gece çarşısı” olarak anılan, Çin ve Tayland’a ait elişi ürünlerin, taklit markaların, her türlü hediyelik eşyanın satıldığı Patbong. Antik Başkent Ayutthaya Tayland Krallığı’nın Bangkok’tan önceki başkenti Ayutthaya bugün terk edilmiş bir antik kent. Önceki başkent Sukhothai’nin çöküşünden sonra 1350 yılında başkent olan Ayutthaya, 400 yıl boyunca varlığını sürdürmüş. Döneminde sarayları, kanalları ve tapınaklarıyla dillere destan olan bu görkemli kent, 1767 yılında Burma tarafından işgal edilmiş, yağmalanmış ve yıkılmış. Ayutthaya’nın yıkılışı Tay halkı tarafından bir trajedi olarak anılıyor. Başkent olduğu yıllardaki ihtişamından ve zenginliğinden izler taşıyan bu eski krallık merkezi, bugün UNESCO tarafından Dünya Kültürel Varlıklar listesine alınmış durumda.

        Turistik mekânların en bilineni: Pataya

        Su sporları, yüzme ve özellikle eğlencenin odaklandığı tatil şehri Pataya, birbirinden lüks otelleri, çarşıları, pubları ve kulüpleriyle ülkenin turizm merkezi halini almış. Küçük bir balıkçı kasabasıyken 1961 yılında Amerikalı askerler tarafından keşfedilen Pataya’nın gece hayatına ilişkin olumsuz bir imajı var; oysa ziyaretçilerine sonsuz sayıda spor seçeneklerinden ada turlarına, botanik bahçelerinden müzelerine farklı alternatifleri bir arada sunuyor. Yamaç paraşütü, windsurf, dalgıçlık gibi heyecan verici sporları tercih etmeyenler için burada sakin bir tatil yapmak da mümkün. Bir başka seçenek de hızlı botlarla Ko Larn, Mercan Adası’na gidip beyaz kumsallarda güneşlenip, tüple yakın çevrede bulunan batıklara dalış yapmak. Ne yazık ki Mercan Adası’nda mercan görmek artık mümkün değil.

        Şov dünyası

        Tayland’da görülmesi gereken turistik etkinliklerin başında, içerisinde bir tutam da olsa bölgesel kültür bulunan şovlar geliyor. Bunlardan en görkemlisi, Bangkok’taki Siam Niramit Show. 150 kişilik dansçı kadrosuyla ve 500 ayrı kostümüyle Siyam Krallığı’ndan Tayland’ın günceline kadar uzanan bu özel şovda sahnenin içine nehir, kayıklar, hatta bir gemi bile katılmış… Gösteri dışarıda da sevimli fillerin şovlarıyla devam ediyor. Ve tabii ki Pataya’nın dünyaca ünlü Alcazar Cabaret’i. Kostüm zenginliğiyle göz alan bu şovun en büyük özelliği, sahnede hiç kadın olmaması: Dansçıların tamamı inanılmaz alımlı travestilerden oluşuyor.

        Tay mutfağı

        Tropikal bir iklime sahip olan Tayland’da yemeklerde de doğal olarak tropikal tatlar ağır basıyor. Yiyeceklerin başında balık ve deniz ürünleri geliyor; ancak hazırlanışları oldukça farklı. Bu mutfağı değişik kılan şey, yemeklerin içine katılan, genellikle hindistancevizi ve acı baharatlardan hazırlanan farklı lezzetlerdeki soslar. Pilav ve çorba da Taylandlıların vazgeçilmez yemekleri arasında yer alıyor. İçine çeşitli acı baharat Türkiye ile Tayland arasındaki Turizm potansiyelini geliştirmek amacıyla Tayland’ı ziyaret eden TÜRSAB heyeti, TAT-Tayland Turizm Bakanlığı ve Orienttours yetkilileri tarafından ağırlandı. TÜRSAB Yönetim Kurulu üyesi Alper Maçkan başkanlığındaki geziye katılan Türk turizmciler, Taylandlı meslektaşları ile geleceğe dönük projeler üretme ve ülkenin kültürel ve doğal güzelliklerini tanıma fırsatı buldu TÜRSAB delegation visiting Thailand to improve Tourism potential between Turkey and Thailand were guests of TAT-Thailand Ministry of Tourism and Orienttours executive. Turkish tourism professionals who took part in the trip chaired by Alper Maçkan, a member of TÜRSAB Board of Directors, had the opportunity to develop future projects with their Thai counterparts and to be familiar with the country’s cultural and natural beauty ve tavuk, et ya da deniz ürünleri katılarak yapılan Tom Yang Gum çorbası sofraların olmazsa olmazı… Tayland mutfağının bir diğer özeliği ise iklimi ve bitki örtüsü nedeniyle bolca yetişen meyve ve sebzeler. Batı’da yeni yeni tanınmaya başlayan egzotik, tropikal mevyeler burada sokaklarda, çoğu kez soyulmuş, ayıklanmış halde neredeyse bedavaya satılıyor.

        Tay masajı

        Tayland sokaklarında her 15-20 metrede bir masaj salonu bulmak mümkün. Taylandlı çalışanlar öğle tatillerinde bile masaj yaptırmak için dünyaca ünlü Tay masajının yapıldığı bu salonlara gidiyor. Uzakdoğu’nun en ünlü masajlarından biri olan Tay masajı, vücuda daha iyi enerji akımını sağlamak, gerginliği azaltmak için uygulanan bir teknik. Tütsüler, kokulu mumlar, aromatik yağlar eşliğinde yapılan bu masajın ardından insan kendini yılların yorgunluğunu üzerinden atmış gibi hissediyor. Ayak parmaklarından başlayarak şakaklara kadar uzanan masaj yaklaşık iki saat sürüyor. Amacı vücudu ve ruhu dinlendirmek olan Tay masajının mutlaka eğitimli kişiler tarafından yapılması gerekiyor.

        Kaynak: TÜRSAB Dergisi- Aralık sayısı

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ