Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 75. bölüm fragmanı ve özeti
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 75. bölümü ile bu akşam izleyicilerle buluşacak. Peki Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 75. bölümde neler olacak? İşte Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 75. bölüm fragmanı ve özeti...
ABONE OLYeraltı dünyasının tepesine doğru tırmanmakta olan Hızır Çakırbeyli ve ailesinin hikayesini anlatan Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 75. bölümü ile bu akşam ekranlarda olacak. Peki Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 75. bölümde neler yaşanacak? İşte Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 75. bölüm fragmanı ve özeti...
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 75. bölümde;
Hızır Çakırbeyli hanesine çöken matem havası bir türlü gitmez. Mübeccel'in kaybı henüz yerini dolduramamış, aile bir kez daha sarsılır. Kadınlara, çocuklara yakın olan düşman uzakta aranmamaktadır.
Fidanlıktaki davete gitmeyip şüpheleri üstüne çeken Teoman köşeye sıkışır. Ekrem ise tüm olanların sorumlusu olarak görülür. Ama kardeşini ortaya atacak kadar planlarını sahiplenir. Bir süredir düşmanlarının, sevdiklerine zarar veriyor olması Çakırbeyli'yi huzursuz eder. Sırada çok iyi hazırlanmış planı uygulamak vardır. Planın düzenli işlemesi için kendini öne atan kişi Hızır Ali olur. Hayatta kendinden başka sevdiği kalmayan Ünal, masanın başına gelecek olanlardan korumak için kendini öne atar.
Ailesini bir arada görmek isteyen Meryem için herşey daha önemli hale gelir. Bir ferdini daha kaybeden ailenin başında toparlayıcı kimse kalmamıştır. Mübeccel'in ölümünden sonra yaşamak zor gelen Servet ya intikam almak için bir şeyler yapacak ya da kendinden vazgeçecektir.
Hızır kızının ölümüne sebep olmuş kişilerden tüm zor koşullara rağmen intikam almış ve içi biraz olsun rahatlamıştı. Bunun gerçekleşmesine yardımcı olan Nevzat, öldürülenin ise gizli bir tanık olması sebebiyle devletin gözü Çakırbeyliler üzerinde olmayacağı belli olur. Bu nedenle masaya katılacakları konusunda söz verilen isimler, olduğundan daha tehlikeli olurlar.
Bir an önce yok edilmesi istenilen Kimsesiz Yaşar, oynadığı oyunlarla dokunulmazlığa sahip olacaktır. Tam bütün kötü zincirler kırıldı derken yeni ve daha büyük zincirler oluşur. Kimseye rahat nefes aldırmaz. Zeyno'nun öldürülenlerden intikam almasını sağlayan Servet, kısa zamanda fark edilir. Mübeccel ile birlikte bir an önce yurt dışına çıkmaktan başka çaresi kalmaz. Çıkacakları bu yolda ise nereye gidecekleri yeri kimse tahmin bile edemeyecektir.
Oktay Kaynarca (Hızır Çakırbeyli)
Annesi ona Hızır diye hitap ediyor, alemde Hızır Reis olarak anılıyor ve sevenleri ona Çakır diyor. Çakır'ın hayatını değiştiren olay ise ağabeyi Ömer'in hasımları tarafından öldürülmesidir. Çok sevdiği ağabeyinin ondan istediği tek şey olan mühendis olmayı rafa kaldırıp, ağabeyinin intikamını alarak önce cezaevine sonra yeraltı dünyasına giriyor. Hızır eski kulağı kesiklerdendir, her şeyi duyar. İçindeki ses ona en büyük olacağını söylüyor ama bir taraftan da diyor ki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Deniz Çakır (Meryem Çakırbeyli)
Çakır'ın karısı Meryem net bir insandır. Çakır'ın Nazlı ile olan ilişkisinin karşısında bile her zaman dimdik ayaktadır. Bir yerde Çakır ondan intikam alıyor diye düşünür. Yoksa kocasının ondan başka birisini sevebileceğine ihtimal vermiyor. Ailenin erkeklerine bir şey olsa bu kocaman mafya ailesini Meryem rahatlıkla yönetebilir. Böyle sevgi dolu bir kadın gerektiğinde ölüm emri verebilir mi? Söz konusu ailesi ise ve öldürülecek olan bunu hak ediyorsa evet.
Sanem Çelik (Ceylan)
Eniştesi Ömer Çakırbeyli'nin ölümüyle ablası Handan'la birlikte Ceylan da sürgün hayata mahkum kalmıştır. Hızır bu olaydan sonra Meryem ile evlenip hayatına devam ederken Ceylan ne aşkını ne de ona yapılanları unutabilir. Hafızası da duyguları kadar kuvvetlidir Ceylan'ın. Sevdasına karışan nefretiyle hesap soracağı günü bekler; ama O sabırlı bir kadındır. Öyle sabırlıdır ki ona bunu yapanların karşısına çıkmak için yirmi sene bekleyebilmiştir. Yeğeni Alparslan zarar görmesin diye hayatından vazgeçmeyi göze alacak kadar gözü pek genç bir kadınken, seneler sonra kaybedecek bir şeyi kalmamış daha da güçlü bir kadın olarak karşısına çıkar Çakırbeyli ailesinin.
Muzip tavırları, kimseye benzemeyen kendine has duruşu O'nu diğer "mafya" kadınlarından ayırır. Genç yaşta büyük sıkıntılar çekmiş, etrafındakilerin ona biçtiği hayatı yaşamak zorunda kalmışsa da kendini karanlığa mahkum etmemiştir. Hayat enerjisiyle etrafına ışık saçarken düşman bellediklerini de kör edebilir. Kafasına koyduğunu yapmaktan çekinmeyecek Ceylan'ın geri dönüşü herkesi tedirgin eder.
Tarık Ünlüoğlu (Ünal Kaplan)
Yeraltı dünyasını büyük bir aile gibi düşünmek gerekir. Bu ailenin lideri de Ünal Kaplan'dır; ve Ünal kaplan asla av olmak niyetinde değildir. Tehdit olarak gördüğü kimse uzun süre yaşayamaz. En büyük olmak onun vazgeçilmezidir. Hızır Çakırbeyli'nin zekası ve gücüyle zirve yolunda ilerlediğini fark ettiği an artık onun en büyük düşmanı olmuştur. Vicdan ve merhamet duygularından yoksundur. Hayattaki tek zaafı kızıdır.
Yunus Emre Yıldırımer (Alpaslan Çakırbeyli)
Çakır'ın ağabeyi Ömer'den aileye kalan tek miras. Çakır'a göre o bir dahi ve ailenin yüz akı… Melek gibi bir çocuk… Alpaslan aklının yanı sıra çok da merhametli. Babasını kaybettikten sonra annesi çocuğunu büyütürken yalnız olmamak için helal süt emmiş bir profesörle evlenmek ister. O günden sonrada aileden aforoz edilir. Alpaslan dahil ailede kimse onunla görüşmez. Meryem Çakırbeyli hariç.
Ozan Akbaba (İlyas Çakırbeyli)
Çakır'ın kardeşidir. Abisinin onun hakkında en haklı olduğu konu fevri olması, gözü döndüğü zaman aklını kaybetmesi. Abisi de kendisi kadar öfkeli aslında ama nasıl yapıyorsa yapıyor bunu bastırıp hep doğru zamanda intikam almayı başarıyor. Kendisini en çok Ünal'ın oturduğu koltukta hayal ediyor. Onun gibi şık, onun gibi güçlü, onun gibi çapkın olmak istiyor. Sadece zamana ihtiyacı var, yoksa bu üç özelliğe sahip.
Sabina Toziya (Hayriye Çakırbeyli)
Çakırbeyli ailesinin mihenk taşı. Hızır Çakırbeyli'nin annesi. Bu ailenin kadınlarının dünleri yoktur bugünlerinin geçici olduğunu bilirler; yarın için mücadele eder dururlar. Hayriye Çakırbeyli de kocasının ölümünden sonra bu aileyi dimdik ayakta tutmuştur. Çok güçlü, otoriter ve geleneklerine bağlı bir Karadeniz kadınıdır.
Kenan Çoban (Fahri)
Etrafındaki insanlar tarafından psikopat diye tarif edilen fakat yanında olan adamlara son derece sadık, kendi canını tehlikeye atabilecek kadar vefalı, bir o kadar da görev adamı. Bir süre hapiste yatmış iyi bir gözlemci. Bu gözlemleri sonucunda iyinin kötünün ayırdına varabilen, insanlara buna göre tavır takınan ve tavrını gizlemeyen, sözünü esirgemeyen biri.
Turgay Tanülkü (Şahin Ağa)
Ömrünün neredeyse yarısını hapiste geçirmiş, eski usul bir adam. Uzun süre yaşadığı hapishane hayatına alışmış, dışarıdaki düzene ayak uydurmak zorunda kalmak ona zor gelir. O şahsına münhasır kişiliğiyle asla birilerinin adamı olamayacak bir karakter. Eski otoritesi hiç sarsılmamış, etrafı tarafından sevilen sayılan, adaletten ayrılmayan bu yüzden sözü kanun bilinen biri.