Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Gamonya: Hayaller Ülkesi kalpleri fethetti

        BKM imzalı sezonun en iddialı çocuk filmi 'Gamonya: Hayaller Ülkesi', rengarenk dekoru, eğlenceli şarkıları ve özel efektleri ile minik sinemaseverleri kendine hayran bırakıyor.10 Ocak tarihinde gösterime giren ‘Gamonya: Hayaller Ülkesi', özellikle sevimli perileri ile sihirli atmosferiyle adından söz ettiriyor. Kadrosunda ‘Güldüy Güldüy Show Çocuk' oyuncularına Ali Uyandıran, Burcu Altın ve genç kuşağın başarılı isimlerinden Ahmet Rıfat Şungar gibi isimlerin eşlik ettiği film, Gamonya dünyasının kapılarını açan perileriyle de çocuk izleyicilerin kalbini fethediyor.‘Gamonya’ filmi yönetmeni Tuğçe Soysop film ve minik oyuncularla ilgili soruları yanıtladı.

        Güldüy Güldüy Show Çocuk’un ardından bu ekibin üç uzun metraj filmini yönettiniz. Çocuk oyuncularla çalışmak konusunda uzmanlaştınız. 'Güldüy Güldüy Show Çocuk' ekibinin büyümesine şahitlik ettiniz, gelişimlerini nasıl görüyorsunuz?

        Yaklaşık beş senedir beraberiz. Çocuktular, artık gençliğe doğru adım atıyorlar. Hepsi çok yetenekli, burada hem hayata dair hem de oyunculuğa dair çok şey öğrendiler, geliştiler. Bizler sadece iş ilişkisi içinde değiliz, sürekli iletişim hâlindeyiz. Boş zamanlarımızda sohbet ederiz, oyunlar oynarız, yeni şeyler öğrenmeye çabalarız. Artık iletişimimiz öyle kuvvetli ki bakışırken bile birbirimizi anlayabiliyoruz. Aramızda derin bir sevgi bağı var. Sevgi bizim benzinimiz. Çocuklarımızın arasında oyunculuğa devam etmek isteyenler var, başka meslekler yapıp hobi olarak bu sektörde olmak isteyenler var. Ne yapmak istiyorlarsa hepsinin önü çok açık, hepsinin gözleri ışıl ışıl, onlar çok iyi çocuklar. Yapacakları işlerde ve hayatlarında da iyiye, güzele varmak için çalışacaklardır. Önemli olan da bu bence.

        Yetişkin oyuncularla çocuk oyuncuların farkları nelerdir? Dezavantajlarından ve avantajlarından bahsedebilir misiniz?

        Çocuklar sünger gibiler, verdiğim her bilgiyi emiyorlar. Enerjileri çok yüksek, dikkatleri çok açık; tabii ki hepsi okuldan idmanlılar. Ben onların yönetmenleri olmanın yanında aynı zamanda öğretmenleriyim. Çalışırken notlar alarak, yazarak çalışıyorlar çoğu zaman. Ezberleri çok kuvvetli oluyor. Okul hayatları buraya yardımcı oluyor. Bu onlar için büyük bir avantaj. Sette hep mutlular, bazen sete geldiğimde çok yorgun oluyorum ama çocukları gördüğüm an hemen yüzüm gülüyor, enerjim yerine geliyor. Bunlarla beraber tabii hepsi birer çocuk olduğu için ve bu meslek içerisinde öğrenme aşamasında oldukları için her şeyi en ince ayrıntısına kadar konuşuyoruz. Söyleyecekleri her kelimenin telaffuzunu ince ince çalışıyoruz. Yapacakları her oyunu tartışıyoruz. Daha kısa süreli ama çok daha yoğun bir prova sürecinin içinde oluyoruz. Arkada çalışan büyük bir ekip var dikkatlerinin hep had safhada olması gerekiyor. Herkes çocuklara öğretmenlik yapıyor. Çocuk filmi çekmek güzel ama yolu çok emek isteyen uzun bir çalışma sürecinden geçiyor. Yetişkin oyuncularda tabii ki çok daha profesyonel bir süreç işliyor. Sahneyi nasıl düşündüğümü ve oyunlarının nasıl olmasını gerektiği üzerine konuştuğumda, çok hızlı dönüş alıyorum. Provalarımız azalıyor, sahneyi çekme hızımız artıyor. Ama tekrarlarda çocukların enerjisiyle aynı enerjide olmaları genelde mümkün olmuyor. Büyük oyuncuların uyaranları daha fazla oluyor.

        'Gamonya: Hayaller Ülkesi’ sinemamızda görülmemiş ölçekte bir çocuk filmi. Projeye nasıl başladınız, çıkış noktanız neydi?

        Murat çocuklarla yeni bir film için fantastik bir hikaye düşündüğünü söyledi. Üzerine konuşurken çok güzel olacağını hayal ettik beraberce. Fantastik bir film yapmak çocuklarımızı da çok heyecanlandırdı. İlk iki filmimiz ‘Bizim Köyün Şarkısı’ ve ‘Can Dostların’ da yazarları Murat Kepez, Uğur Güvercin ve ekibi yazdı yine senaryomuzu. Sevgili yapımcımız Necati Akpınar, idari yapımcımız Cansu Akbel ve tüm ekip bu fantastik dünyaya gönülden inandık ve ortaya çok sevdiğimiz, çocukların izlemesini heyecanla beklediğimiz bir film çıktı.

        Film teknoloji çağında çocukların bazı şeyleri ıskaladığına vurgu yapıyor. İnternetle büyüyen çocukların handikapları neler sizce?

        İnternet çok faydalı, tabii doğru ve sınırlı kullanıldığı müddetçe. İnternete doğuyor çocuklar, telefon kullanan bebekler görüyorum, şaşkınlıkla izliyorum, hatta benim yapamadığım şeyleri bile yapabiliyorlar. Çocuklar bizim zamanımıza göre bilgiye çok çabuk ulaşıyorlar ve bu emeksiz süreç sanırım onları kıymet bilmemeye yönlendiriyor. Her şey onlar için çok hızlı. İki dakikalık bir videoyu izlemeye bile tahammülleri yok. Hepsi odaklanma problemi yaşıyor. Bu birbirlerine olan tahammüllerini de azaltıyor. Birebir iletişim eksikliği yaratıyor çocuklar arasında. Aslında maalesef artık yetişkinler için de geçerli bunlar. Anne babalara çok iş düşüyor, onlar bu süreci çok iyi yönetmeliler. İnternet ve sosyal medya çocuklar için belirli zaman aralıklarına tabi olmalı diye düşünüyorum, aynı zamanda bizler de kendimizi sınırlandırmalıyız. Biz mesela çocuklarla beraberken internet- sosyal medya dışında aktiviteler yapıyoruz. Birbirimizle iletişime geçtiğimiz oyunlar oynuyoruz, fiziksel aktiviteler yapıyoruz. Bu bizi mutlu ediyor ve bağlarımızı güçlendiriyor.

        Gamonya için görkemli bir set inşa edildi ve bir hayal dünyası kuruldu. Bu dünyayı oluştururken nelere dikkat ettiniz, hazırlık sürecinde nasıl çalışmalar yapıldı?

        Gamonya için mekan çok önemliydi, hem bir orman içinde olmalıydık hem de çalışma koşullarımız rahat olmalıydı. Kocaeli Ormanya Doğal Yaşam Parkı, Gamonya’yı kurmak için harika bir yerdi bizim için. Çocuklar da ormanda olacağımız için çok mutlu oldular. Doğayla iç içe çekim yapmak onlara iyi geldi. Kamera arkadasında çok özverili büyük bir ekibimiz var. Hazırlık aşamasında hepsi çok çalıştı. Rejiyle, görüntü yönetmeniyle yoğun bir ön hazırlık, mekanı kurmak, kostümleri dikmek, müzikleri, dansları hazırlamak, çocukları hem şarkılara hem senaryoya çalıştırmak ve daha sayamadığım bir çok şey. Özellikle Gamonya meydan-kaydırak ve kuyu sahneleri bir hayli zorlu geçti. Bir süre sonra set içinde hepimiz artık bir ‘Gamonyan’a dönüşmüştük:) Çocuklar karakterlerine öyle alıştı ki yüzlerine yaptığımız makyajları bile benimsediler.

        Filmin başrolündeki Berat Efe Parlar şimdiden ciddi bir filmografiye sahip. Berat’ın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

        Berat Efe nerdeyse doğduğundan beri setlerde:) Oyunculuk yapmak onu çok mutlu ediyor, aynı zamanda işin mutfağında da her zaman bana ve setteki herkese yardımcı olur. İşleyişi dikkatle izler. Bu sene liseye geçti ve Sinema Televizyon - Yönetmenlik bölümünü tercih etti. Hem oyuncu hem yönetmen olmak istiyor, hepsini başarıyla yapacağına eminim.

        Bütün çocuklar için geçerli bu düşüncem.

        ‘Güldüy Güldüy Show Çocuk’ ekibinin yeni projeleri olacak mı?

        Beraber bir televizyon programı ve üç sinema filmi yaptık, dahası da gelecek, üretmeye devam ediyoruz. Çocukların, ailelerin anılarında yer etmek gerçekten çok mutluluk verici. Film çekmenin en güzel yanı bu benim için. Çocukken izleyip unutamadığım filmler var ve şimdi bizim filmleri de izleyip unutamayan çocuklar olacak, büyüyünce de anlatacak, daha ne olsun!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ