Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güvenlik Böyle giderse Türkler ülkeyi böler

        Gezi Parkı eylemleriyle başlayan, büyüyen ve Türkiye genelinde taşıyıcılığı CHP, ADD, TGB, DHKP-C, Doğan Grubu, Koç, Sabancı, Özyeğin Üniversitesi gibi ellerle yapılan post-28 Şubat prodüksiyonu bir görüntüye ulaşan eylemler devam ediyor.

        “Saygıya davet”in yerini “Türkiye Cumhuriyeti’ni geri alıyoruz” gibi bir dil; ‘“O kale ele geçirildi”, “Şu cephede durum şöyle” tarzında bir savaş jargonu aldı. Bazı kentlerde ağır mezhepçi, anti Sünni bir karaktere bürünen gösteriler, sandık fikrini hiçe sayan bir zemin üzerinde yeşeriyor.

        Eylemleri ve gösterileri idealize edenlere göre profil “ulusalcı, Kemalist, laikçi” değil, bilakis çoğulcu bir profil. Ama Kemal Alemdaroğlu, Hüsamettin Cindoruk, Zekeriya Beyaz, Fazıl Say, gibi ne kadar çoğulculuk düşmanı ve İslamofobik varsa Gezi sevdalısı kesilmiş durumda

        Taksim’in her yanında Türk bayrakları ya da kızıl bayraklar var. O kadar çok Türk bayrağı bulunması “çözüm süreci”ne bir tepki değilse, anlamı ne, meçhul. Ayrıca “özerklik” denilince çıldıranlar Taksim’e kurtarılmış bölgenin ötesinde, kendi “site devletleri” imiş gibi muamele yapmaktalar. “Taksim’i geri aldık” diyorlar. Taksim işgal altında mıydı?

        Taksim’de ferah feza, anti emperyalizm, anti kapitalizm vurgusu. Ama gençlerin giyimi kuşamı yerinde, Diesel’den Adidas’a çeşitlemece. New York Times’a verilen ilanın bedeli 55 bin dolar. Kaç fidan dikilirdi hesaplayın. Ayrıca NYT’ye ilan verip Amerikalıları bağış toplanan sitelere yönlendirmelerin nesi anti emperyalist? BBC, CNN International, amnesty.org., Greenpeace ve Almanya destekli renkli devrim ithal çabalarının nesi anti emperyalist?

        NYT’ye ilan veren ekibe gelince.

        Kendilerine Washington-Gezi Dayanışma II adı verilen oluşum. “Beyaz Saray” önündeki toplaşmaları onlar organize etti. Her “Beyaz Saray” önü toplanmasının mahcup bir yardım isteği anlamına geldiğini de unutmayalım. (Anti emperyalizm?) Ayrıca bir sürpriz daha: ABD’deki eylemleri önceden anlaşmışçasına eşzamanlı olarak organize eden “Amerika’daki Türkler” grubunun başındaki Yurter Özcan ve kitlesi oldukça CHP’li, ultra Kemalist, askeri vesayetle sorunu olmayan kimseler. Cumhuriyet mitinglerinin Washington uzantısını düzenleyen de aynı ekipti.

        Açın söz konusu “Amerika’daki Türkler” sayfasını Facebook’ta, ekranın hemen üstünde yer alan ve “opturkey“ tagıyla vurgulanan grafiğin yanındaki sloganı okuyun. Şunlar yazıyor: “Biz lejyonuz. Biz affetmeyiz. Biz unutmayız. Bizi bekleyin.” Çoğulculuk göremedim ben, kindarlık gördüm.

        İyi çocuklar, onlar ülkenin aydınlık yüzleri vs. gibi ifadelerle anılan kitlenin birkaç gün önce verdiği zararın bilançosu şuydu: 280 işyeri, 6 kamu binası, 103 polis otosu, 207 özel araç, 1 konut, 1 polis merkezi, 11 AK Parti binası. Bunlara ek olarak taciz edilen, dövülen, minibüse alınmayan, hakarete uğrayan, sırf arabası var diye saldırılan onlarca başörtülü kadın. Bıçaklanmış bir eski ilçe başkanı. Yüzü aşkın yaralı güvenlik görevlisi. Erdoğan’ın kendisine, annesine ve eşine edilmiş yüzlerce küfür, yüzlerce O... Ç... T. Sonra da birbirinden parlak fikirler, “Tayyip yumuşatsın, Tayyip özür dilesin”, hatta “Tayyip istifa etsin...” lafları.

        Taksim Platformu‘nun talepleri ise neo-emperyal bir muhtıra gibi. Tonla dayatma. Tayyip’in tarzından şikâyet ederken kendileri Tayyip’ten beş beter olmuş, haberleri yok.

        Planlı hesaplı bir kakofoni var ve hedefi Erdoğan’ın kellesi.

        Erdoğan’ı Musaddık’laştırma planıdır bunun adı.

        İran’ın talihsiz lideriydi Musaddık, otoriterleştiği yolundaki yarı gerçek-çoğu köpürtme tezviratlarla; aynen bu şekilde gösteriler, kim vurduya gidenler, istikrarsızlaştırma yoluyla yıpratılarak düşürüldü. Sonrası sorumsuz, konformist, İran’ı Batı’nın yemliği haline getiren Şah dönemiydi. İnsanlar ondan o kadar nefret etti ki, İslam rejimine güle oynaya geçtiler. Sonrası malum.

        Bu hatırlatma bir yana, daha yakın olan tehdit ise PKK’nın yapamadığı, yapmaktan vazgeçtiği şeyi bu beyaz yakalı, Diesel markalı genç/yetişkin Türklerin yapabilecek olduğu gerçeği. Dolandırmadan söyleyeyim: Eylemler son bulmaz ve “O kale düştü”, “Şu cepheye adam gönderin” atmosferi bir an önce dağılmazsa, bu Türkler Türkiye’yi bölerler.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ