Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Haluk Bilginer, son oyununda performansıyla yine göz dolduruyor. Tiyatroyu ve dekoru arkamıza alıp konuştuğumuz usta oyuncu, “Annesinin mezarına bile magazincileri çağıranlar var!”

Neden evlilik üzerine bir oyun? Oyun seçerken neye dikkat edersiniz?

Çünkü oyun güzeldi. Yani şundan bahsetsin, bundan bahsetsin diye arayışa girmiyoruz. Ya da bu sene Türkiye'de ne tutar diye düşünmeyiz. Böyle düşünen tiyatrolar patlar, bu çok samimi değil. Biz sadece oyun okuruz ve sevdiğimiz oyunları oynamak isteriz. Bu oyunda da belli ki yazar çok iyi çalışmış ödevini. Evlilik içindeki kadını da, erkeği de algılayışı, gözlemleri tahlilleri bana çok doğru geldi.

Oyunda kendi evliliğinizle benzer şeyler var mı?

Yok! Hem yok, hem var. Herkesin evliliğinden bir şeyler var. Benim evliliğimle ilgili özel bir şey yok.

Oynadığınız rollerde kendi karakterinizden bir şeyler olmasına dikkat ediyor musunuz, yoksa bu bana uymaz mı diyorsunuz?

Yani içimizde var mı o karakter diyorsunuz. Benim içimde seri katil de var. Hepimizin içinde var. Hayatınızda hiç sivri sinek öldürmediniz mi?

Evet

Al sana pat pat pat… Seri katilsiniz işte..Ha ha ha… (Gülüşmeler) İnsansak eğer, insana ait her şey var içimizde. Melek de var, şeytan da.

Diğer tiyatrolara gidiyor musunuz?

Gidebildiğim kadar gidiyorum. Kaçmaktan kovalamaya vakit bulursam eğer. Ama güzel bir şey yapılıyorsa bir yerde, kaçırmam. Yoksa gerek duymam. Türkiye'de ortalık ayağa kalkmadığına göre de güzel bir şey olmadı demek.

Tiyatroya gitme alışkanlığımız için ne düşünüyorsunuz?

Türkiye'de tiyatro, ya da sanat genel anlamda sanat, henüz bir ihtiyaç değil. Yani insanlar sanatı yaşamının bir parçası yapmamıştır henüz. Siz bir insana derseniz ki al sana 750 milyon ve bununla yaşa, adamı döverler.

MUHALEFET YAPMADAN TİYATRO YAPILMAZ

Sadece para mı sebep? Devlet tiyatroları ucuz mesela..

Değil elbet.Suudi Arabistan'da kişi başına düşen gelir 25 bin dolar, çok mu düşük? Hayır tabiî ki her şey para değil! Kazandıkları parayı nereye harcadıklarıyla tamamen doğru orantılı bir şeydir sanat tabii. Sinemaya gitmek tiyatroya gitmek, konsere gitmek gibi. Birden bire bir mucize olsa ve kişi başına düşen gelir 25 bin dolar olsa ne olacak? Biz çok gelişmiş bir ülke mi olacağız? Bence olmayacağız! Ne zaman ki, kişi başına düşen gelir 5 bin dolar iken bile 5 dolarımızı tiyatroya ayırabilirsek gelişmiş ülke olacağız. Taksitle piyano, ud aldığımız zaman gelişmiş bir ülke olacağız. Yoksa 25 bin dolarımız var, “yaşşasınn, kebapçıya gidelim!” dediğimiz zaman değil! Devlet tiyatrolarına gelince 5 YTL değilki, 100 YTL onlar. 95'ini peşin ödediniz zaten. Girerken de 5 YTL ödüyorsunuz. Biz 20 YTL. Özel tiyatrolar daha ucuzdur. Ödediğiniz vergiyle yapılıyor devlet tiyatroları. Siz ödüyorsunuz onların parasını. Ayrıca devletin tiyatrosu olmaz. Devlet tiyatroya destek olur ama bizzat tiyatro yapması doğru değildir. Sanatı ben yapacağım, devlete muhalif olmak için yapacağım. Devlet kendine muhalif olmaz ki. Böyle saçmalık dünyanın hiçbir yerinde yok!

Bazı özel tiyatrolarda ünlü manken ya da şarkıcıları oynatıyorlar izleyiciyi çekmek için salona, ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Herkes istediğini yapmakta özgür! Bedelini ödediği sürece. Yeter ki bedelini ödesin. Bakın, size alt başlık yapıyorum. (Kahkahalarla) Bu kıyağı herkese yapmam! Tiyatro dediğiniz yer, özellikle oyuncunun er meydanıdır. Sinemayı oyuncusuz yapabilirsiniz ama tiyatroyu yapamazsınız. Sinema yönetmenin sanatı, tiyatro ise oyuncunun sanatıdır. Onun için, oyuncu olmayan bir insan sahneye çıktığında çok büyük azap çeker. O azap da seyirciye yansır. O yüzden tekrar ediyorum, “herkes her istediğini yapmakta özgür ama bedelini ödemek kaydıyla”. Çünkü seyirci küser! Seyirci der ki, “sen beni salak mı sanıyorsun, doğru dürüst oyun çıkar karşıma”! Türkiye'nin sorunu bu işte, insanlar bedel ödemiyor! Bedel ödemiyoruz ve hata yapmaya devam ediyoruz. Oyunculuk kimsenin tekelinde değildir ayrıca! Yeteneği varsa oynar. Ben oyuncuların da abuk subuk laflarından sıkıldım artık! “Sen git önce oyuncu ol! Sağda solda, kimin oyuncu olacağına karar vereceğine git oyununu oyna, seyirci de kararını versin”. Sen kimsin ki karar veriyorsun sahneye kimin çıkacağına. Sana ne”? Oyuncu milleti zaten çok sıkıcıdır.

Siz oyuncu olarak hem işinizde kaliteye önem verip hem de magazine çok bulaşmadan dengeyi buldunuz. Boşandınız, yeniden evlendiniz ama fazla sansasyonel olmadı hayatınız magazin basınında. Nasıl başarıyorsunuz bunu?

Bu bir tercih meselesi. Yani ben bunu tercih etmiyorum. Siz gidip Reina'da eğlenmeyi seçiyorsanız magazinci orada. Siz bundan bir şey kazanıyorsanız onlar kapıda bekliyor işte. Ama magazinden bir şey kazanmıyorsanız dikkat edersiniz. Mesleksiz ünlüler var bu ülkede! Ne için ünlü olduğu da belli değil. Ne kadar ünlü olursa o kadar çok para kazanıyor. İşi yok! İşi magazine çıkmak. Ama insanın mesleği varsa, kendine güveniyorsa bundan medet ummaz. Aklı başında kimse medet ummaz. Magazin programlarına faks çekmez, “şuraya gidiyorum, buraya gidiyorum” diye. Ben Kanal D de gördüm, bu insanlar davet ediyor. Allah aşkına siz haber vermezseniz nerden bilsinler mezarlığa gittiğinizi? “Ben bugün anamın mezarlığına gidiyorum, gelin beni çekin” derseniz, gelir çekerler. Bu sizin kendiniz için yaptığınız özel bir şey, niye milletin haberi olsun?

Tiyatrodan para kazanıyor musunuz?

Hayır kazanmıyoruz, harcıyoruz. Televizyondan kazanıp buraya harcıyoruz. Ama dünyada bunun benzeri yok. 55 kişi buradan kazandığıyla yaşıyor. Evladınıza para harcamak gibi, karşılık bekliyor musunuz?Hayır!

Bu tiyatroyu eski eşiniz Zuhal Olcay ile kurdunuz sanırım. Birlikte bir oyun oynar mısınız?

Evet birlikte kurduk onun çok emeği var burada. Ama birlikte oyun oynar mıyım? Şu anda zor tabii…

PARAM YOK AMA TİYATROM VAR

Neden, kötü mü ayrıldınız?

Yoo.

Siz eski eşinizle bir oyun oynar mısınız?

Biz aynı meslekten değildik ama…

Peki, satranç oynar mısınız, voleybol oynar mısınız, ne bileyim çayda çıra oynar mısınız? (Gülüşmeler)

Bu ilk çocuğunuz mu, ilk kez mi babalık zevkini tadıyorsunuz?

Tabiî ki, ne kadar mutluyum gözlerimden okunmuyor mu? 11 aylık kızım var. Dünyanın en tatlı şeyi. 30 Kasım'da doğdu. Baba kız aşk yaşıyoruz.

Zuhal Hanım'ın kızıyla aranız nasıl?

Gayet iyi, yıllarca da iyiydi.

İkizler burcundasınız, burcunuzun özelliklerini taşıyor musunuz?

Taşıdığımı söylediler, ben de eyvallah dedim. Söylenenlere inanmak zorundayım. Siz bilir misiniz özelliklerini?

Bilirim. Tiyatroya, yabancı dil öğrenmeye kabiliyetleri çoktur. (ilgiyle disnlemeye başlıyor) Başarılı insanları severler. Sizin iki eşiniz de kendi alanında başarılı insanlar, öyle değil mi?

Ha ha ha evet.

İkizler en iyi aslanla anlaşır, Aşkın hanımın burcu nedir?

Yengeç. Ne oluyor? Benim yükselenim de yengeç.

Yükseleninizden tamam oluyor, yoksa hava ve su grubu pek alakalı değildir.

Burçları geçelim başka bir soru: Türk oyuncular yabancı projelerde pek yer alamıyorlar, katalog hazırlamıştı Meltem Cumbul işe yaramadı, gitti kalamadı, siz böyle projelerde rol alan bir oyuncusunuz, nedir bu işin sırrı, orada mı yaşamak gerek?

Hayır! Bana teklifler hep buradan geliyor zaten. Ben İngiltere'deki menajerime yönlendiriyorum onları. Ama insanlar tanıyor beni yaptığım işlerden ötürü. Bir de İngilizcem iyi. 30 yıldır İngiltere'de yaşıyorum. Ha sadece İngilizce bilmek yeterli değil. Oyuncu arıyorlar. Ama iyi İngilizce de bilmek gerekiyor tabii. Benim kataloğum falan yok. Ben sadece İngiltere'de yaşadım ve bir sürü işler yaptım. “Bazıları Türkiye'de yaşıyorsun bir çok iş kalıyor” diyor. Yani çok saçma sapan. “Sen İngiltere'de kalsaydın şöyle olurdu, böyle olurdu, iyi de kalmasaydım ne olurdu? (Gururlanarak) Tiyatrom olurdu! İngiltere'de, Amerika'da yaşasaydım Tiyatrom olmazdı. Tiyatro zaten var orada. Ben böyle bir maceradan ve tatminden uzak kalacaktım. Amerika'da milyon dolarlar kazansaydım böyle bir tatminden uzak kalacaktım. Biraz paradoks gibi geliyor size değil mi? Ama tiyatrom var benim artık. Bak devlete rağmen tiyatro yaptık burada. Çöplükten tiyatro yaptık.

Sponsorunuz var mı?

Sıfır. Afişteki ilanı kastediyorsanız sırf gazete ilanı sponsorumuz. O da bira reklamı yasak olduğu için, yoksa bizim kara kaşımıza gözümüze değil yani.

Projeleriniz neler?

“Sevgili Dünürüm” diye bir dizi var çok beğenildi. Beyaz Sürgün diye Tolga Örnek'in yöneteceği bir belgesel film çekilecek Rusya'da. Çekimlerine bu kış başlayacağız. Ve tiyatro yapmak. Anadolu yakasında bir tane var bir de karşı tarafta olursa harika olur. Şöyle bir yer gösterseler bize 500 kişilik filan.. Biz her şeyini yaparız salonun. Nerdeee…

Beğendiğiniz yerli yabancı oyuncular var mı?

Az ama var. İsim söylemem genelden özele indirgenmesini istemiyorum çünkü.

Hayatınız nasıl geçiyor?

En sevdiğim işi yaparak geçiyor. Zevkle işimi yapıyorum.

Son okuduğunuz kitap nedir?

Statü tedirginliği

Tuttuğunuz takım?

Futbolla hiç ilgilenmiyorum vallahi. Hiçbir takımı da tutmuyorum. Ben sadece yüzerim, yürürüm, koşarım. Yani zorlayacak sporları da yapmayı sevmem.

Yeni Şafak

BAKMADAN GEÇME