Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Aman dikkat! Hem cinsel yaşama hem çocuk sahibi olmaya engel
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Jinekolojik hastalıklar, kadın üreme sistemini etkileyen hastalıklar olarak tanımlanıyor. Ataşehir Florence Nightingale Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Ayas, "Üreme sistemi organları; rahim, fallop tüpleri, yumurtalıklar ve dış genital organlardır. Jinekolojik rahatsızlıkların kadının cinsel hayatı üzerinde çok önemli bir etkisi vardır. Bu hastalıkların bazıları kadının çocuk doğurma potansiyelini olumsuz yönde etkileyip bazı durumlarda yaşamı tehdit noktasına varabileceği için hafife alınmamalıdır" diyerek kadınların jinekoloğa gitmelerine yol açan en sık karşılaştıkları 10 yakınmaya dikkat çekiyor.

        Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Ayas
        Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Ayas

        1. AĞRILI ADET Mİ GÖRÜYORSUNUZ?

        Günlük aktiviteleri engelleyebilecek kadar ağrılı adet görme birincil ve ikincil olmak üzere iki tipe ayrılıyor. Birincil ağrılı adet ile ilişkili pelvik hastalık bulunmuyor. Ağrı, genellikle adetin başlamasından birkaç saat önce veya adetin başlamasıyla başlıyor ve genellikle birkaç saat sürüp tüm güne yayılabiliyor. Ağrı spazmlı olduğu için hasta, alt karın bölgesinde, uylukların arka ve orta kısmına yayılabilen ağrılı kasılmalar yaşıyor. Tedavi, genel sağlığın iyileştirilmesi yönünde olup ağrı kesiciler kullanılıyor. Herhangi bir pelvik patolojiyi dışlamak için ultrasonografi tetkiki yapılabileceği belirtiliyor. İkincil ağrılı adet ise, altta yatan pelvik hastalıkla ilişkili olarak ortaya çıkıyor. Olası ve sık nedenler kronik pelvik enfeksiyon, çikolata kisti, rahim fibroidleri olabiliyor. Ağrının tipik özellikleri donuk olması, arkada ve önde yer alması ve hiçbir yere yayılmaması olarak sıralanıyor. Adetten 3-5 gün önce ortaya çıkıp kanamanın başlamasıyla hafifliyor ve tedavi semptoma değil nedene odaklanıyor.

        REKLAM

        2. ADET GÖREMEME SORUNU MU YAŞIYORSUNUZ?

        Adet görememe durumu fizyolojik ve patolojik olarak ikiye ayrılıyor. Fizyolojik adet görememe; ilk adet görmenin başlangıcından önce, hamilelik sırasında, emzirme döneminde ve menopozdan sonra ortaya çıkıyor. Patolojik adet görememe ise ilişkili bir hastalık olduğunda meydana geliyor. Patolojik adet görememe de birincil ve ikincil olmak üzere alt bölümlere ayrılıyor. Birincil adet görememede adet görmeye başlanması için normal üst yaş sınırının15 olduğunun bilinmesi gerekiyor. 16 yaşına kadar adet görmeyen bir kız çocuğu birincil adet görmeme olarak tanımlanıyor. Bunun vajina yokluğu gibi gelişimsel anomaliler, turner sendromu gibi kromozom anomalileri, tiroit ve adrenal yetmezlik gibi nedenleri olabiliyor. Tedavi nedene göre düzenleniyor. İkincil adet görememe, normal adet görmekte olan bir kadının 6 ay veya daha uzun süre adet görmemesi haline deniyor. Nedenlerinden bazıları arasında; tüberküloz, çikolata kisti, polikistik over sendromu, yumurtalık tümörleri, stres, hipotiroidizm, yetersiz beslenme, diyabet bulunuyor. Tedavi nedene özel olarak gerçekleştiriliyor.

        3. POLİKİSTİK OVER SENDROMU İLE Mİ SAVAŞIYORSUNUZ?

        Genç kızlar arasında en yaygın sorunlardan birinin polikistik over sendromu olduğu belirtiliyor. Stresli ve hareketsiz yaşam tarzı sorunun ortaya çıkmasını kolaylaştıran en önemli faktörler olarak değerlendiriliyor. Adet görememe, aşırı tüylenme ve çok sayıda küçük kistlerle genişlemiş yumurtalıklarla birlikte obezite ile belirgin bir sendromdur olan bu sorun

        esas olarak yumurtalıklar tarafından fazla testosteron üretimi ile karakterize bulunuyor. Bu hastaların yumurtalıklarında büyüme ve dış çeperine yakın yerleşen 2-9 mm çapında çok sayıda foliküler kistleri bulunuyor. Bu sorunda hastalar artan obeziteden, özellikle de karın bölgesi obezitesinden, adet döngüsü anormalliklerinden, kısırlıktan, aşırı tüylenme ve akne varlığından şikayet ediyorlar. Hastalar ayrıca insülin direnci geliştiriyor ve diyabete daha yatkın oluyorlar. Tedavi vakaya özel gerçekleştiriliyor. Kilo kontrolü, dengeli beslenme, yoga ve egzersizlere odaklanılıyor. İlaçlar, duruma ve semptomlara göre kullanılıyor. Kısırlık yardımcı üreme ile aşılabiliyor.

        REKLAM

        4. MİYOMLARINIZ MI VAR?

        Rahmin en sık görülen hastalığının miyomlar olduğu belirtiliyor. Bir kadında en sık iyi huylu tümörlerle karşılaşılıyor. 30 yaşındaki kadınların en az yüzde 20’sinin rahminde miyom bulunuyor ve bunların çoğu bir şikayete neden olmuyor. Neden oldukları durumlar arasında ağır adet kanaması, düzensiz kanama, ağrılı adet görme, kısırlık, ağrılı cinsel ilişki, düşük veya erken doğum, tekrarlayan gebelik kaybı, alt karın veya pelvik ağrı ve karın büyümesi yer alıyor. Tedavi çoğunlukla cerrahi olarak yapılıyor ve cerrahi, hastanın yaşına ve durumunun ciddiyetine bağlı olarak planlanıyor.

        5. ÇİKOLATA KİSTİ TEHLİKELİ MİDİR?

        Rahmin kas tabakası, yumurtalıklar, tüpler ve bazen de alt karnın ötesinde, rahim iç dokusunun bulunduğu bir duruma işaret ediyor. Belirtiler arasında, ağrılı adet görme, ağrılı cinsel ilişki, adet sırasında ve adetler arasında aşırı vajinal kanama, kısırlık, adet sırasında bulantı, ishal veya kabızlık ile yorgunluk bulunuyor. Tedavi ağrı kesici ilaçlar, doğum kontrol hapları gibi hormon tedavisi içerebildiği gibi tedavi başarısız olursa, çikolata kisti dokusunu çıkarmak için konservatif cerrahi gerekebiliyor. Yardımcı üreme yöntemleri kısırlığa sahip kadınlar için bir alternatif olarak değerlendiriliyor.

        6. PELVİK İLTİHABİ HASTALIK MI YAŞIYORSUNUZ?

        Tipik olarak rahim, fallop tüpleri, alt karın zarı ve çevre yapılarının (üst genital sistem organları) enfeksiyon ve iltihaplı hastalığı olarak tanımlanıyor. Genç kadınların üreme sağlığında önemli bir sorun olarak yer alıyor. Belirtileri alt karın ağrısı, ateş, uyuşukluk, baş ağrısı, düzensiz ve aşırı vajinal kanama, ağrılı cinsel ilişki, anormal vajinal akıntı olarak sıralanıyor. Yönetim, neden olan organizmayı bulduktan sonra yoğun antibiyotik tedavisi içeriyor.

        REKLAM

        7. VAJİNA ENFEKSİYONLARINA DİKKAT!

        Vajina enfeksiyonu “vajinit” olarak adlandırılıyor. Üreme çağındaki kadınlarda vajina enfeksiyonunun en sık görülme nedeninin mikroskobik organizmalar olduğu belirtiliyor. Bu sorunda cinsel yolla bulaşan mikroskobik parazitler; ani, bol ve rahatsız edici vajinal akıntı, vajina çevresinde tahriş ve kaşıntı, ağrılı idrara çıkma ve idrara çıkma sıklığında artış görülüyor. Akıntı; ince, yeşilimsi sarı, çok kötü kokulu ve köpüklü oluyor.Tedavide antibiyotikler kullanılıyor. Mantar enfeksiyonu olarak karşılaşılan, “Kandida vajina enfeksiyonu” ise kendini şiddetli yoğun vajinal kaşıntı ve ağrılı cinsel ilişki ile vajinal akıntı olarak gösteriyor. Akıntı; kalın, kıvrımlı, beyaz renkli ve pullar halinde oluyor. Sıklıkla vajina duvarına yapışıklık meydana geliyor. Tedavide vajinal ya da ağızdan alınan ilaçlar kullanılıyor.

        8. MENOPOZLA NASIL BAŞA ÇIKACAKSINIZ?

        Yumurtalık aktivitesinin kaybı nedeniyle üreme yaşamının sonunda adetin kalıcı olarak kesilmesine menopoz deniyor ve menopoz yaşı 45-55 arasında değişiyor. Menopozdan sonra üreme sistemi organları küçülebiliyor ve kadınlar kemik erimesine duyarlı hale geliyor. Menopoz sonrası kadınlarda kalp - damar hastalıkları riski de yükseliyor. Menopozun karakteristik semptomunun sıcak basması olduğu belirtiliyor. Sıcak basması ani ısı hissi ve ardından aşırı terleme ile karakterize olarak tanımlanıyor. Bu süreçte anksiyete, baş ağrısı, uykusuzluk, sinirlilik ve depresyon görülebiliyor. Diğer semptomlar arasında ağrılı cinsel ilişki, cinsel istek eksikliği, vajinal enfeksiyonlar, kuruluk, ağrılı idrara çıkma, idrar kaçırma ve tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları bulunuyor. Tüm bu değişiklikler menopoz sonrası östrojen eksikliğine bağlı olarak meydana geliyor. Vajinal semptomlar, daha az yan etki ile ilişkili olduğu için en iyi vajinal hormonal tedavi ile sonuç alınıyor. Yüz kızarması, gece terlemeleri ve sıcak basmaları ulusal meslek örgütlerinin önerileri doğrultusunda sistemik hormonal tedavi gerektirebiliyor. Tedavinin pıhtı oluşumu ve meme kanseri gibi ciddi yan etkilerden kaçınmak için mümkün olan en kısa sürede, en düşük dozda verilmesi gerekiyor.

        REKLAM

        9. İDRAR KAÇIRMA YA DA GENİTAL ORGAN SARKMALARI SORUNUNUZ MU VAR?

        İdrar kaçırma günlük işler sırasında eğilip kalkarken, merdiven çıkarken, öksürmekle veya tuvalet ihtiyacında tuvalete yetişememe haline deniyor. Bu sorunda yapılan tetkiklerle, koruyucu, ilaç ve cerrahi tedaviler hastanın durumuna göre planlanıyor. Genital bölgede ele gelen kitle belirtisi ile genital organ sarkmaları olabiliyor. Genital organ sarkmalarında tedavi de cerrahiye başvurulabiliyor.

        10. CİNSEL İLİŞKİ VE AĞRI

        Ağrılı cinsel ilişkinin en sık görülen cinsel işlev bozukluğu olduğu belirtiliyor. Yapısal olabildiği gibi vulva enfeksiyonu, üretra hastalığı, vajina enfeksiyonu, çikolata kisti, pelvik iltihabi hastalık vb. türü nedenlerden de kaynaklanabiliyor. Tedavinin nedene bağlı olarak gerçekleştirildiği, çoğu zaman her iki eşin cinsel eğitiminin semptomları hafiflettiği belirtiliyor.

        YILLIK MUAYENE VE TRAMA PROGRAMLARI ÇOK ÖNEMLİ

        Yıllık jinekolojik muayene ve tarama programları, hijyen konusuna özen, sebze-meyve açısından zengin bir diyet, düzenli egzersiz ihtiyacı, stres azaltma teknikleri ile üreme sistemiyle ilgili olağandışı semptomların varlığında doktorunuzla iletişim kurmanızın, sağlığınız açısından büyük önem taşıdığını unutmayın.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ