Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema İnternette seyredebileceğiniz en iyi 20 aksiyon komedisi
        1

        48 SAAT (1982)
        (48 Hrs.)

        Tuttuğunu kopartan, kolay pes etmeyen sert polis Jack Kates (Nick Nolte), iki polis katilini yakalamak için bir mahkûmla iş birliği yapmaya karar verir. Ne var ki, Reggie Hammnond (Eddie Murphy) pek de beklediği gibi biri çıkmaz. Öte yandan çok becerikli biridir. Çok farklı kişiliklere sahip, bu iki uyumsuz adamın acımasız polis katillerini yakalamak için sadece 48 saatleri vardır. Walter Hill’in yönettiği ’48 Saat’, Amerikalıların ‘buddy cop’ dediği ‘polis ikilisi’ alt türünün öncülerinden biri... ‘Cehennem Silahı’ (The Lethal Weapon) gibi filmlere esin kaynağı olmasıyla tanınır, 1990’lardaki polisiye aksiyon komedilerinin öncüsü olarak bilinir. 1980’lerin başında bir televizyon komedyeni olarak tanınan Eddie Murhpy’nin ilk sinema filmi olduğunu da belirtelim. Prime Video

        2

        HAYALET AVCILARI (1984)
        (Ghostbusters)

        Üniversiteden atılan üç parapsikoloji profesörü New York’ta kendi işlerini kurar, hayaletlerden şikayetçi olan insanlara yardımcı olmaya karar verirler. İşler başta kesat gitse de giderek açılır. Gerçi onlara karşı olanlar da vardır ama hayaletlerin şehirdeki etkinliğinin giderek artmasıyla New York’un tek umudu haline gelirler… Korku, komedi ve aksiyonu birleştiren 1984 yapımı ilk “Ghostbusters”, korku sirkini andıran “elektrikli” hayaletleriyle benzerine pek rastlamadığımız fantastik bir komedi… Orijinal ve eğlenceli olan, aslında hayaletlerden ziyade avcılar... Sorunları fiziksel şiddetle çözen kaslı, sert erkeklerin beyazperdeden testosteron saçtığı o yıllarda; hayaletleri mühendislik ve zekâyla etkisiz hale getiren avcılar, Hollywood’a ferah bir nefes aldırıp popüler kültüre damga vurmuşlardı. Özellikle Bill Murray’nin yıldızlaştığı bir filmdi. Netflix

        3

        GELECEĞE DÖNÜŞ (1985)
        (Back to the Future)

        Yönetmen Robert Zemeckis’in senaryosunu Bob Gale ile birlikte yazdığı ‘Geleceğe Dönüş’, popüler kültürde zaman yolculuğu deyince akla gelen ilk filmlerden. Marty McFly (Michael J. Fox), çılgın bilimadamı Emmett Brown’ın (Christopher Lloyd) icat ettiği zaman makinesiyle yanlışlıkla 1980’lerden 1955’e gider, annesiyle babasının gençlikleriyle karşılaşır. Geleceğin değişmemesi için onları tanıştırmak ve birbirlerine âşık etmek için elinden geleni yapar ama bu, tahmin ettiğinden çok daha zordur. Zaman yolculuğu fikrini, heyecanlı bir macera ve aile hikâyesiyle birleştiren bir klasik. Netflix – Prime Video

        4

        SİYAH GİYEN ADAMLAR II (2002)
        (Men in Black II)

        Lowell Cunningham’ın resimli romanından uyarlanan 1997 yapımı ilk filmde, Ajan K (Tommy Lee Jones) ve ekibe yeni katılan Ajan J (Will Smith), gezegenimizde yaşayan yüzlerce uzaylı türünü kontrol altında tutan gizli bir devlet biriminde çalışırlar. Uzaylılar, işgalci ve korkunç yaratıklardan ziyade sığınmacıları andırırlar. Siyah Giyen Adamlar dışında, insanların tümü hafıza silme teknolojisi nedeniyle uzaylılardan habersizdir. Barry Sonnenfeld’in yönettiği ikinci filmde Ajan J, geçmişiyle ilgili bir olay nedeniyle hafızasını kaybeden Ajan K’yı bulmakla görevlendirilir. İlk film kadar beğenilmese de gişelerde yaptığı hasılatla dikkat çeken ‘Siyah Giyen Adamlar II’, gösterişli ve bol özel efektli bir aksiyon sinemasını komediyle birleştiriyor. Özellikle yaratıklar çok eğlenceli. Netflix

        5

        SIKI AYNASIZLAR (2007)
        (Hot Fuzz)

        Nicolas Angel (Simon Pegg) öylesine mükemmel ve iyi bir polistir ki teşkilatın geri kalanını zor duruma düşürmemesi için amirleri tarafından Londra’dan küçük bir taşra kasabasına gönderilir. Eşi tarafından terk edilen Angel, tayin edilmenin şokuyla geldiği kasabada ufak tefek her tür suçla mücadele etmeye hazırdır. Ama polis teşkilatı ve kasaba henüz onun gibi bir polise hazırlıklı değildir… Yönetmen Edgar Wright’ın senaryosunu Simon Pegg’le birlikte yazdığı ‘Hot Fuzz’da Nick Frost’un yanı sıra Bill Nighy, Martin Freeman gibi İngiliz sinemasının tanınmış oyuncuları da yer alıyor. Hızı, temposu hiç düşmeyen şahane bir aksiyon komedisi. Seçkimizin en iyi filmlerinden biri. BeinConnect - Prime Video

        6

        TROPİK FIRTINA (2008)
        (Tropic Thunder)

        Vietnam savaşı filmi için bir araya gelen yıldız oyuncuları kontrol etmekte zorlanan yönetmen Damien Cockburn (Steve Coogan), hepsini tropik bir ormana bırakır. Amacı, gizli kameralar kullanacağı gerilla tarzı bir film çekmektir. Ama tuhaf şekilde olaylar kontrolden çıkar ve erkek starlar kendilerini bir anda gerçek bir savaşın içinde bulur. Oynadıkları ve seyrettikleri Hollywood filmleri dışında başka hiçbir becerileri yoktur… Başta Vietnam filmleri olmak üzere savaş ve aksiyon filmleriyle dalga geçen benzersiz bir komedi... Robert Downey Jr.’ın sıkı ‘metot oyuncusu’ Kirk Lazarus’u canlandırdığı filmde, yönetmenliği üstlenen Ben Stiller’in yanı sıra Nick Nolte, Matthew McConaughey, Brandon T. Jackson gibi oyuncular da var. Tom Cruise’un tanımakta zorlanacağınız bir makyajla karşınıza geleceği film, Robert Downey Jr.’a yardımcı kategoride bir Oscar adaylığı getirmişti. Prime Video

        7

        GöÖSTER GÜNÜNÜ (2010)
        (Kick-Ass)

        Sinema endüstrisine artık süper kahramanlar egemen... Peki ya ergenlik sancılarını süper kahraman filmleri ve maceralarıyla aşmaya çalışan gençler? Bir gün onlar da birer kostüm giyip kahraman olmak için sokaklara çıkarsa ne olur? Bu fikirden yola çıkan “Kick-Ass” aynanın öteki tarafına, yani gerçekliğe bakmaya cesaret eden bir “anti süper kahraman” filmi... Bir resimli romandan uyarlanan film, süper kahraman olmaya çalışan gençlerin hikâyesini anlatıyor. Filmin iki ana karakteri var. Biri, babası tarafından tam bir "süper kahraman" olarak yetiştirilen Hit Girl – Mindy (Chloe Grace Moretz). Diğeri ise süper kahraman olmaya can atan ama pek başarılı olamayan “beceriksiz” Kick-Ass - Dave (Aaron Taylor-Johnson)... Süper kahraman filmlerine farklı açıdan bakan eğlenceli ama sert sahneler içeren film, Matthew Vaughn imzası taşıyor. Filmbox- Netflix

        8

        SCOTT PILGRİM VS. THE WORLD (2010)

        İngiliz yönetmen Edgar Wright'ın Bryan Lee O'Mailey'in resimli romanından sinemaya uyarladığı film, 22 yaşındaki 'boşta gezer' basçı Scott Pilgrim'in (Michael Cera) aşk ve müzik hayatında yaşadığı rekabeti gerçek üstü, fantastik bir tarzda anlatıyor. Edgar Wright'ın çizgi roman ve video oyun estetiğini harmanladığı film, farklı bir mantığa dayalı kurgusu, resimli roman seyrediyormuş hissi veren özel efektleriyle kelimenin gerçek anlamıyla müstesna bir iş... Ebeveynler ve yetişkinlerin boy göstermediği yarı gerçek yarı hayal bir dünyada geçen film aksiyondan Uzakdoğu dövüş filmlerine, sitcomlardan romantik komedilere uzanan geniş bir janr yelpazesine sahip. Filmin mizah duygusu için de aynı şey söylenebilir. Resimli romanlar ve video oyunlarıyla büyümüş bir kuşağın bitmeyen rekabet döngüsü içindeki komik hallerini anlatan filmde Scott'un âşık olduğu Ramona'yı Mary Elizabeth Winstead canlandırıyor. Yardımcı rollerde ise sürpriz isimler var. 1990'larda doğan gençliğin kült filmlerinden olan 'Scott Pilgrim'e bir şans vermenizi öneririm. Sevmeyebilirsiniz ama benzerine denk gelmeniz biraz zor. BeinConnect - Netflix

        9

        YEDEK POLİSLER (2010)
        (The Other Guys)

        Yönetmen Adam McKay, başrollerinde Will Ferrell ve Mark Wahlberg’in oynadığı ilk sinema filminde her anı komikliklerle dolu, hatta belirli bir noktadan sonra seyirciyi yormaya başlayan "teferruat zengini" harika bir senaryoyla çıkıyor karşımıza. McKay'in Hollywood'da bugüne kadar çekilmiş en hoş anti-aksiyon filmlerinden birine imza attığı söylenebilir. "Miami Vice, uyuşturucu ve havalı polisler" formülünü alıp "New York, finans suçları ve başarısız polisler" formülüne çeviriyor. Ayrıca, Hollywood aksiyon filmlerinin tam aksi bir yönde giderek, beceriksiz, tuhaf ve hatta biraz feminen erkekler sürüyor önümüze. Ama en önemlisi, bu çılgın, uçuk ve matrak filmi ABD'nin yaşadığı finans kriziyle ilgili sivri dilli bir eleştiri haline getirmeyi başarıyor ki, şaşırıp kalıyorsunuz. Film, sistemin asıl büyük soygunları ve hırsızları nasıl gizlediğini gösteriyor. Özellikle son jenerikte çıkan ve gelir dağılımındaki eşitsizliği vurgulayan istatistiki grafikleri kaçırmamanızı tavsiye ederim. Netflix

        10

        KULE SOYGUNU (2011)
        (Tower Heist)

        Başrollerinde Ben Stiller ve Eddie Murphy’nin oynadığı film, zengin fon yöneticisi (Alan Alda) tarafından dolandırılan bir grup insanın paralarını geri almak için giriştikleri bir soygunu anlatıyor. Yönetmen Brett Ratner, zoraki soyguncuların acemilikleri üzerinden hoş durum komedisi sahneleri yakalayıp seyirciyi eğlendiriyor. Bütün karakterler canlı, renkli ve sempatik: Çetenin elebaşısı, çağdaş Robin Hood rolünde Ben Stiller ile ’profesyonel danışmanlık’ hizmetleri için ekibe davet edilen “harbi hırsız” karakterinde Eddie Murphy, komedi türündeki başarılarını bir kez daha kanıtlıyor, iyi bir çift oluyorlar. Çetenin en mızmız, gönülsüz üyesi rolünde Casey Affleck ile dibi boylamış “beyaz yakalı”da Matthew Broderick hayli iyiler. FBI ajanında Téa Leoni özellikle içkiyi fazla kaçırdığı sahnede bir sitcom yıldızı olduğunu hatırlamamızı sağlıyor. “Precious” ile yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar’a aday olan Gabourey Sidibe’yi de unutmamak gerekiyor. Sidibe, maharetli hizmetçi Odessa rolünde komediye olan yatkınlığını sergileme fırsatını buluyor. BeinConnect - Netflix

        11

        YEŞİL YABAN ARISI (2011)
        (The Green Hornet)

        Britt Reid (Seth Rogen), gazete sahibi babası (Tom Wilkinson) öldükten sonra kahraman olmaya karar verir. Babasının yardımcılarından “on parmağında on marifet” olan Kato’nun (Jay Chou) yardımlarıyla suçlulara karşı farklı bir yoldan mücadele etmeye başlar. Yeşil Yaban Arısı adını verdikleri süper kahraman, kötü adam gibi görünecek ve böylece şehrin suçlularını üstüne çekecektir… Yönetmen Michel Gondry, can sıkıntısından kahramancılık oynamak isteyen bunalımlı ve şımarık zengin çocuğunun öyküsünden alternatif ve matrak bir kahraman filmi çıkarıyor. Seth Rogen – Michel Gondry işbirliğinden daha çok şey bekleyen eleştirmenler filmi hiç beğenmemiş ve çok düşük notlar vermişlerdi. Ama biraz gülmek ve eğlenmek için fena bir seçim olmayabilir. Filmin kötü adamı Benjamin Chudnofsky’de Christoph Waltz’un oynadığını da belirtelim. Netflix

        12

        GÖSTER GÜNÜNÜ 2 (2013)
        (Kick-Ass 2)

        Zekice bir mizah duygusundan nasibini almış hoş bir film… Serinin ilki "Kick-Ass", 2010 yılının hem gişede hem de eleştirmenler cephesinde başarılı olmuş filmlerindendi. Bir resimli romandan uyarlanan film, süper kahraman olmaya çalışan gençlerin hikâyesini anlatıyordu. İkinci film de aynı güzergâhta ilerliyor: Babası tarafından tam bir "süper kahraman" olarak yetiştirilen 15 yaşındaki Hit Girl – Mindy (Chloe Grace Moretz) zoraki olarak "genç kızlık günleri"ni yaşamaya çalışıyor. Mindy'nin lisenin popüler kızlarıyla muhabbetleri, filmin en eğlenceli sahnelerine vesile oluyor. İlk filmin "beceriksiz süper"i Kick-Ass - Dave (Aaron Taylor-Johnson) ise korkusunu yenerek gerçek bir kahramana dönüşmeye çalışıyor. Parası ve çenesi dışında hiçbir süper gücü olmayan ama kendini kanıtlamak için her şeyi göze alan zengin çocuğu Chris D'Amico (Christopher Mintz-Plasse) ise kötülerden bir ordu kurmak istiyor. İlk hedefi de babasını öldüren Kick-Ass... Jim Carrey’nin de çok başarılı bir makyaj desteğiyle hiç alışmadığımız bir rolde karşımıza çıktığı film, gençlerin sahici meselelerini gösterişli bir popcorn sineması estetiğiyle anlatmayı başarıyor. Ama mizah kadar şiddet de filmin önemli bir ayağını oluşturuyor. Netflix

        13

        RED II (2013)

        2010’da aynı adlı resimli romandan sinemaya uyarlanan "Red", Robert Schwentke yönetmenliğinde gişede dikkat çekici bir başarı elde edince, ikincisi de gecikmedi. İlk filmde "emekli ve çok tehlikeli" CIA ajanı Frank Moses (Bruce Willis), ortadan kaldırılmaya çalışılıyordu. İkinci filmde ise Moses, âşık olduğu Sarah (Mary Louise Parker) ve meslektaşı Marvin (John Malkovich) ile birlikte neredeyse bütün istihbarat teşkilatlarının hedefi haline geliyor. Hikâye, Soğuk Savaş dönemindeki kitle imha silahlarıyla ilgili entrikalara kadar uzanıyor. "Red 2"nin bir kara mizah ve aksiyon şovu olarak hikâyesini pek ciddiye aldığı söylenemez ama güldürüyor, eğlendiriyor. Bunda hiç kuşkusuz oyuncuların da büyük bir payı var. Bruce Willis "Benden daha iyi Moses olur mu?" dedirten bir performans çıkarırken, Mary-Louise Parker harika yorumuyla filmin komedi potansiyelini yukarılara taşıyor. Tuhaf kıyafetleriyle neredeyse bir ekol haline gelebilecek John Malkovich de adeta kendi şovunu yapıyor. "Ben İngiltere kraliçesiyim" diye deli numarası yaptığı sahne başta olmak üzere Helen Mirren ile bir "femme fatale" karikatürü çizen Catherine Zeta-Jones'un katkıları azımsanamaz. Kısa ama etkili rollerinde Anthony Hopkins, David Thewlis ve Brian Cox'u da unutmamak gerekiyor. Sıkılmadan iyi vakit geçirebileceğiniz bir aksiyon ve kara mizah örneği. Filmbox

        14

        GALAKSİNİN KORUYUCULARI (2014)
        (Guardians of the Galaxy)

        Yasa dışı işlerle ilgilenen dışlanmış, yurtsuz ve ailesiz 5 benzemez kahraman... “Kaybedenler kulübü”nden farksızlar... Üstelik ekip olmayı da istemiyorlar çünkü hepsi bireyci. Herkesin gizemli ve küçük bir kürenin peşinde koşturduğu öykü, belki klişeler yığınından ibaret ama filme asıl ruhunu veren karakterler ve onlar arasındaki çekişmeler, tartışmalar ve gelişen ilişkiler... Sadece süper kahramanlığın anlamını değil, dostluğu ve takım olmanın önemini kendine göre tanımlayan bir film. “Uzay operası” atmosferinin üstüne masumiyetin ışığı gibi düşen 70’li yılların harika şarkılarını da unutmayalım. Bütün o mütevazi, renkli ve matrak havasıyla bence Marvel Sinematik Evreni'nin en eğlenceli filmi. BeinConnect

        15

        ANT-MAN (2015)

        Ant-Man içine herkesin girebileceği mühendislik harikası bir kostüm. Giyeni böcek boyutlarına kadar küçültüyor. Kostümü icat eden Hank Pym, hapishaneden yeni çıkan Scott Lang'i işe alıyor ve onu Ant-Man olarak eğitiyor... Komedi ve aksiyonla harmanlanan, 1980'lerin bilimkurgularını hatırlatan bir soygun öyküsü... Tıpkı “Galaksinin Koruyucuları” gibi, Marvel Sinematik Evreni içinde kendi farklı tarzını fazlasıyla ortaya koyan, neredeyse tümüyle “ayrı telden” çalan bir film... Süper kahramanlığın fiziksel güç ya da doğaüstü beceriler kadar cesaret ve zekâyla ilgili bir şey olduğunun altını çizmesi itibarıyla, Marvel Sinematik Evreni'nin en hoş ve nitelikli hikâyeleri arasında...BeinConnect

        16

        İYİ ADAMLAR (2016)
        (The Nice Guys)

        1970’lerin Los Angeles’ında kayıp bir genç kızı arayan iki özel dedektifin öyküsü… Holland March (Ryan Gosling) ayyaş, beceriksiz, narin ve nevrotik bir adam. Jackson Healy (Russell Crowe) ise üç beş kuruşa adam döven, sert bir İrlandalı. Yönetmen ve yazar Shane Black, filmin komedisini daha çok bu zıt ikili üzerine kuruyor. Ama “İyi Adamlar” sadece bir arkadaşlık ya da zıt ikili filmi değil. Aynı zamanda nostaljik bir 1970’ler filmi... Yalnızca müzikler, giysiler, saç modelleri ve iç mekân düzenlemelerinden söz etmiyorum. 16 mm erotik filmler, ABD otomobil endüstrisi, benzin kıtlığı, hava kirliliği, döneme özgü çevreci eylemler ve hatta devrik başkan Nixon bile var filmde... Tüm bunlar eğlenceli ve sürükleyici bir ambalajla sunuluyor. Shane Black, harekete ve söze dayalı komediyi dengeli biçimde bir araya getiriyor. Olayların akışı belki çok gerçekçi değil ama karakterler inandırıcı… Ryan Gosling ve Russell Crowe da komedinin tadını çıkaran performanslarıyla öne çıkıyorlar... Netflix

        17

        BENİ SATAN CASUS (2018)
        (The Spy Who Dumped Me)

        Sevgilisi Drew'un (Justin Theroux) ajan olduğunu öğrenen Audrey'nin (Mila Kunis) hikâyesi… Her şey, Drew'un Audrey'e verdiği bir ödül heykelciğiyle ilgili aslında... İngiliz istihbaratı başta olmak üzere herkes bu heykelciğin peşinde koşuyor. Kasiyer Audrey ile çılgın arkadaşı Morgan'ın (Kate McKinnon) ABD'den Viyana'ya, Prag'dan Berlin'e kadar uzanan çılgın ve matrak macerası pek inandırıcı değil. Ama amaç, inandırıcı bir öyküden ziyade seyirciyi eğlendirmek... Filmin eğlenceli yanı, Audrey ile Morgan'ın ait olmadıkları bir dünyadaki hallerini görmek… Audrey her şeyi ciddiye alırken, Morgan çocuk gibi oynamanın keyfini çıkarıyor. İkisi arasındaki karşıtlık filmin mizah anlayışını da şekillendiriyor. McKinnon kendi hayal dünyasında yaşayan, çocuksu, çılgın ama yüksek özgüven sahibi bir karakteri canlandırıyor. İçerdiği şiddet ve yüksek ölüm oranıyla “Beni Satan Casus”un bir kara komedi olduğunu not etmek gerekiyor. Yönetmen Susanna Fogel, aksiyonu da ihmal etmiyor. BeinConnect - Netflix

        18

        OCEAN'S 8 (2018)

        Serinin ilk filmi “Ocean’s 11” (2001) bir yana “Ocean’s 8”in diğer iki filmden eksiği yok. Hatta becerikli, gerçekçi kadınların bayrağı erkeklerden devralması itibarıyla yarışa biraz önde başladığı söylenebilir. Las Vegas kumarhanelerinin içi boş gösterişini erkeklere bırakıp, kadınlarla birlikte New York sokaklarının sahiciliğine, Metropolitan Sanat Müzesi’nin ağırbaşlılığına gelmemiz de iyi fikir. Önceki filmlerde erkekler, kötü adamların kirli parasına göz dikerdi. Kadınlarsa son tahlilde sadece sigorta şirketlerinin kaybedeceği bir mücevher soygunu planlıyor. Sandra Bullock’un canlandırdığı Debbie Ocean, insanları kandırmakta maharetli, hapiste soygun özlemiyle yaşayan suç bağımlısı olarak filmi sürükleyen bir karakter. Eski suç ortağı Lou (Cate Blanchette), çalıntı mal satışıyla anneliği bir arada yürüten Tammy (Sarah Paulson), aile işinde çalışmaktan gına getirmiş Arnita (Mindy Kaling), havalı hacker “Nine Ball” (Rihanna), el çabukluğu nedeniyle işe alınan sokak üçkâğıtçısı Constance (Awkwafina) ilgiye değer karakterler ama hikâye gereği biraz geride kalıyorlar. Mesleğinde çöküş dönemine girmiş modacı (Helena Bonham Carter) ve film yıldızı Daphne Kluger (Anne Hathaway) ise daha ön plandalar. Özellikle Hathaway, starlık imajıyla dalga geçerek komedi dozunu yükseltiyor. BluTV

        19

        SHAZAM! (2019)

        İstediği zaman süper kahramana dönüşme şansına sahip olan bir çocuğun hikâyesi… Yetişkin bedenini önce içki almak için; güçlerini ise para kazanmak, hava atmak ve eğlenmek için kullanıyor... Verildiği “koruyucu ailedeki” kardeşi Freddy ile birlikte süper kahramancılık oynamakla gerçek bir süper kahraman olmak arasında gidip geliyor film boyunca... Zaten filmin asıl eğlencesi ve hikâyenin çekiciliği burada... Özellikle Billy ile Freddie'nin, Shazam'ın süper güçlerini keşfettikleri süreç komik anlara sahne oluyor. “Süper kahraman bedeni” bir çeşit kostüm oluyor onlar için. “Shazam!” süper kahraman türüyle Harry Potter tarzı fantastik filmleri buluşturuyor. Özellikle canavarların olduğu sahneler, eski usul fantastik masal filmlerinin dünyasını akla getiriyor. Yönetmen David F. Sandberg, 1940'lı, 50'li yılların ucuz süper kahraman filmlerini hatırlatan retro bir estetik kullanıyor. Shazam, “parlak renkli, pelerinli süper demode kıyafeti” ile gerçekçi bir Philadelphia dekoru önünde çıkıyor karşımıza... Komediyle aksiyonu birleştiren, aile seyircisine yönelik bir sevgi ve dostluk filmi. BluTV

        20

        YIRTICI KUŞLAR VE MUHTEŞEM KUŞLAR MUHTEŞEM HARLEY QUINN (2020)
        (Birds of Prey: And the Fantabulous Emancipation of One Harley Quinn)

        ‘Yırtıcı Kuşlar’, aksiyon olarak türün meraklılarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir film... Yönetmen Cathy Yan, son yıllarda süper kahraman filmlerinin kendini kaptırdığı karanlık estetiği, daha enerjik, neşeli, canlı bir dünyaya dönüştürüyor. Hikâyede kötü erkeklere karşı birleşen kadınların dayanışması dışında dişe dokunur bir yan bulmak biraz zor. Ama hikâyenin zayıflığını unutturan bir özelliği var filmin... Başta Harley Quinn olmak üzere karakterlerin iyi çizilmesi... Renee Montoya'da Rosie Perez, Black Canary'de Jurnee Smollett-Bell, Cassandra Cain'de Ella Jay Basco, ellerinden gelenin en iyisini yapıyor ve filme önemli katkılarda bulunuyorlar. Filmin bir başka artısı, mizah duygusu... Mizah tümüyle karakterler ve onların arasındaki ilişkiler üzerinden ilerliyor... Mary Elizabeth Winstead'in kırılganlık, öfke ve saflık arasında gidip gelen Helena Bertinelli / The Huntress karakteriyle çok iyi ve eğlenceli bir performans çizdiğini belirtelim. Karakterlerden bize doğru akan feminen enerjiyi filmin üslubunda da görmek mümkün. BluTV

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ