Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin İlhan Şeşen gizli aşkı arıyor

        HABERTÜRK MAGAZİN / Arif HÜR

        Türk pop müziğinin “amca”sı olarak bilinen İlhan Şeşen, ‘Saklı’ filmiyle ‘yan dal’ olarak gördüğünü söylediği beyazperdede arzı endam ediyor. Bir müzisyenin, kızının arkadaşıyla yaşadığı saklı aşkı konu alan Selim Evci imzalı filmde Mahir karakterini canlandıran İlhan Şeşen, rolünü oynarken tüylerinin diken diken olduğunu itiraf etti. Sevişme ve öpüşme sahnelerinde Türkü’ye karşı zerre bir şey hissetmediğini de açıklayan Şeşen, rolü sayesinde 60’ından sonra kemençe çalmayı öğrenmiş.

        ‘Saklı’nın senaryosu önünüze geldiğinde neler hissettiniz?

        Son yıllarda sürüyle senaryo geliyordu ama seçici olduğum ve senaryoları yetersiz bulduğum gerekçesiyle reddediyordum. ‘Saklı’nın senaryosunu okuduğumda ise başrolde olmam, filmin konusu, sanatsal yönünün ağır basması ve canlandıracağım Mahir karakterinin müzisyen olmasının beni cezbettiğini söyleyebilirim.

        Türkü Turan ile öpüşme ve sevişme sahneleriniz olay oldu. Bu sahneler için “Türkü’nün çocukluğunu bilirim, babası arkadaşım. Bu yüzden öpüşme ve yatak sahneleri beni zorladı” diyerek gündem oldunuz. Neler söyleyeceksiniz?

        Kanada’da bana en çok hangi sahnede zorlandınız diye sordular, ‘Sevişme sahnelerinde zorluk çektim’ dedim. ‘Bu zorluk olmasaydı daha iyi bir oyunculuk gösterebilirdim’ diye de ekledim. Oradakiler güldü lakin ülkemize geldiğimde burada birtakım insanların tepkisini çektiğini gördüm. Böyle diyerek boşboğazlık da etmiş olabilirim. Art niyetim yoktu, sadece şaka yaptım. Eleştirileri de hiç kafama takmıyorum.

        ‘TÜRKÜ'YE KARŞI ZERRE BİR ŞEY HİSSETMEDİM’

        Türkü Turan ile sevişme ve öpüşme sahneleri çekilirken neler hissettiniz?

        Türkü’ye karşı zerre bir şey hissetmedim. Normal hayatta sevişiyor olsan bir şeyler hissedebilirsin belki ama bu sahneleri sinema hileleri kullanarak sahte bir şekilde yapmaya gayret ediyoruz. Hiçbir alakamız yok birbirimizle. Herkes şunu unutuyor, bu sahneyi çekerken tepende ışıkçı, reji yardımcısı vs. var.

        ‘AKIL HASTALIĞININ NEDENİ: KISKANÇLIK’

        Filmde Türkü Turan ile sizin aranızda saklı bir şekilde yürütülmeye çalışılan bir ilişki var. Filmin ismi üzerinden gidecek olursak sizce ilişkiler saklı mı yoksa açık mı yaşanmalı?

        Benim en nihayetinde keşfettiğim en büyük aşk ‘gizli aşk’. Gizli aşk bütün aşkların üzerindeymiş.

        Bunu biraz açar mısınız?

        Sadece âşık olduğun kişiyle sen bileceksin. Şayet bu gizli aşk karşılık bulmuş ve gizli sürüyorsa tadından yenmez. En güzel ve en büyük aşk gizli aşktır. İlişki iki taraf tarafından gizli kabul edilmemişse içinde mutlaka kıskançlık oluyor ve kıskançlık insanı yoruyor. Bana göre, kıskançlık akıl hastalığının en büyük nedenidir. Ama aşkın içinde kıskançlık yoksa o zaten aşk değildir. Bu yüzden en iyisi gizli aşk. Gizli aşk karşılıksız olursa da adama şarkı, şiir yazdırır. Benim kabul etmediğim tek aşk platonik aşktır. Platonik aşk zırvalıktan başka bir şey değildir. Kişiyi mahfetmesi de cabası. Kimse platonik aşk yaşamamalı.

        Gizli aşkınız oldu mu hiç?

        Herkesten gizli yaşadığım aşkım hiç olmadı. Ama şu an gizli aşkı arıyorum. Bu duyguyu hiç tatmadım, tatmak istiyorum. Göz önünde olacağım aşka sıcak bakmıyorum. ‘Genç kıza âşık olmam mümkün değil’

        Filmde genç bir kızla sevgili rolündesiniz. Peki gerçek hayatta genç bir kızla sevgili olma ihtimaliniz var mı?

        Benim gibi yaşlı bir erkeğin genç bir kıza âşık olması çok mümkün değil. Hem çevre tarafından da ayıplanabilir. Ama genç bir erkeğin kendinden yaşça büyük bir kadına âşık olması daha kabul edilebilir bir şey diye düşünüyorum.

        Daha önce Türkü Turan ile ‘Annem’ isimli dizide de oynadığını ifade eden Şeşen, “Oyunculuğu fevkalede gelecek vaat ediyor” diyor.

        Albüm projeniz var mı?

        İki tane albümü bitirdim. Bir tanesi ‘İstanbullu Şarkılar’ adında ağırlıklı olarak İstanbul’la ilgili duygularımın yer aldığı albüm. İkincisi ise ‘7 Bölge 2 Gölge’ adında bir türkü albümü. Bu albümde arkadaşım Ali Osman Erbaş ile bir saz bir gitar iki vokal olarak türküleri Batı ritmine uydurduk. ‘Sarı Gelin’den ‘İzmir’in Kavakları’na kadar pek çok türkü var. İki albümüm de bu yıl çıkacak.

        Gündelik hayatta sokakta maske takıyorsunuz. İstanbul’u terk etmeyi düşünür müsünüz?

        İlk fırsatta Bodrum’a yerleşmeyi düşünüyorum. İstanbul’da hava yerine toz yutuyoruz. Sokakta maskeyle dolaşıyorum. Bu yaştan sonra kaos içerisinde yaşamanın bir âlemi yok.

        Bağdat Caddesi’ndeki evinden çıkıp nereye gittiğini bilmeden aylak aylak yürümeyi sevdiğini dile getiren İlhan şeşen, “Sanatçı yalnızken yaptıklarıyla var olur” diyor.

        ‘ATİLLA'YI ULAŞILMAZ GÖRÜRDÜK’

        İki yıldır akciğer kanseriyle mücadele eden müzik dünyasının duayen ismi Attila Özdemiroğlu geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrıldı. Neler söyleyeceksiniz?

        Attila’nın ölümü hem beni hem binlerce müzisyeni fazlasıyla sarstı. Yeri doldurulamayacak bir insan. İnanır mısınız çocuksu bir şekilde onun ölümlü olduğunu bile bilmiyordum diyesim geliyor... Müziğe çok hizmeti oldu. Attila Özdemiroğlu o kadar bilgili ve entelektüel bir adamdı ki ben dahil pek çok müzisyen onu ulaşılacak bir arkadaş olarak kabul etmezdik. Onunla kendimi aynı kefeye koymam mümkün olamazdı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ