Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
 
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ile dün uzun bir sohbetimiz oldu. Kendisine de ifade ettim, cesur işler yapıyorlar. Özellikle Sabah ve atv’yi de içine alan Merkez Grubu’na yönelik son operasyon... Kamuoyunda tartışılan ne kadar iddia varsa hepsini sordum, açık yüreklilikle cevap verdi.

Sohbetin sonuna doğru açılan bir konuydu ama biz onunla başlayalım. Malum, Sabah yazarı Yılmaz Özdil’in sansürlenen yazısı! Ertürk, cevap vermeden önce Özdil’in yazısından bir pasaj okudu: ‘Bir de yazarlık verelim, patronsuz gazete olmaz, burasının da bir patronu var; Turgay Ciner. Bunun aksini ya Turgay Ciner söyler ya da mahkeme... Gerisi hikayedir.’

Söz sırası Ertürk’te: ‘Şu anda hukuki bir süreç yaşanıyor. TMSF olarak ‘sahibinin haklarını kullanan’ pozisyondayız. Turgay Ciner’in patronluğu hukuki anlamda kağıt üzerindedir. Fiili olarak patron biziz, yani TMSF. Mahkemeden ancak tersi yönde bir karar çıkarsa, mevcut durumu değiştirebilir. Yani, Turgay Ciner’in patron haklarını kullanabilmesi için mahkeme kararına ihtiyaç vardır.’

Bu ifadeler, TMSF’yi ‘hikaye’ olarak gören Özdil’e açık cevaptı: Patron artık Ciner değil, TMSF’dir.

İşimize karışmayın tarafsız olun

Bundan sonra ne olacak? Editöryal bağımsızlığın sınırı nedir? Ertürk, çerçeveyi şöyle çizdi: ‘Bu yazılara siyasi görüş serdettiği için müdahale edilmedi. Şu anda yaşanan hukuki sürecin sorgulandığı hiçbir pozisyona izin vermeyiz, göz yummayız. Gazetecilerden talebimiz, tarafsız kalmaları, taraflardan biri lehine bu sürece müdahale etmemeleridir. Bizim için de yazmasınlar. Tarafsız dursunlar. O kadar.’

Ama tartışmaların kısa sürede dinmeyeceği aşikar. Ertürk, bu konuda hayal kırıklığı yaşadığını anlattı: ‘Açıkçası yadırgadım. Bir hafta duygusal bir atmosfer vardı, patronaj değişikliğinden dolayı. Olabilir. Ama patronaj değişikliğinden bu kadar etkilenmeleri şaşırttı beni. Bunu, bağımsız gazetecilik söylemiyle nasıl izah edeceksiniz? Patron gitti, eyvah ne olacak? Patrona bu kadar bağımlılık olur mu? O zaman nasıl bağımsız gazetecilik yapacaksınız?’

Gazetecilik dışındaki harcamalara müdahale ederiz

Ertürk’le Sabah ve atv’deki üst düzey yöneticilere tanınan yüksek miktardaki harcama yetkilerini de konuştuk. Çünkü, tartışılan konulardan biri de buydu. Şöyle dedi: ‘Burası bir çimento fabrikası değil, basın kuruluşlarıdır. O nedenle buradaki tavrımız farklı olacaktır. Ayrıca bizim en çok zorlandığımız yerler Uzan ve Demirel gruplarıydı. Oralarda kötü kullanıma müsait yapılar vardı. Burada durum daha farklı. Ücret ve sosyal hakların altında basın faaliyetinin icrasını gerektirecek durumun dışında, gerçekten başka bir şey yoksa müdahale etmeyiz. Aksi halde müdahale ederiz. Yine birileri üzerinden dışarıya kaynak çıkışı sağlanıyorsa buna da müdahale ederiz. Finansal çalışmalarımızı sürdürüyoruz, tamamlayınca bir durum değerlendirmesi yaparız.’

Ciner 3 defa geldi

Operasyonda muallakta kalan konulardan biri de zamanlamaydı. Kimi Sabah yazarları, TV ekranından operasyonun aniden yapıldığını ve haber atladıklarını söylediler. Ertürk’ün bu iddialara itirazı vardı: ‘Dinç Bilgin, el koymadan 3 hafta kadar önce geldi, sözlü olarak gizli protokollerden söz etti. Şikayetini yazılı olarak yapmasını istedik, bir süre sonra gizli protokolleri getirdi. Bu durumu Turgay Ciner ile 3 defa görüştüm. Bu iddiaları çürütecek elinde belgesi olup olmadığını sordum. Bize 28.03.2003 ve 03.04.2003 tarihli ibranameleri getirdi. Bu belgelerde, Dinç Bilgin, Önay Bilgin ve diğer aile bireylerinin, merkez şirketlerine hitaben yazdıkları, devir işlemini yaptıkları 10.12.2002 tarihinden önce ve şimdi mahiyet ve miktar açısından hiçbir alacaklarının olmadığı yazılıydı. Hukukçularımızla bunu değerlendirdik ve ikna edici bulmadık.’

Başka bir çıkış yolu var mıydı? Ertürk, çok samimi cevap verdi: ‘Elimizdeki bu belgelerle müdahale etmeseydik yarın hesap veremezdik. Hukuksal zorunluluğu yerine getirdik.’

RTÜK ve Rekabet Kurulu’na çağrı

Satışa gelince... ‘Seçimden sonraya kalabilir’ sözüne açıklık getirdi: ‘Bu konudaki kararımız kesin değil. Daha önce 4-6 ay sürebilir demiştim. Ancak gündemde seçim de var. Seçim ortamında böylesine büyük bir medya kuruluşunu satışa çıkarmanın sakıncalarını da düşünüyoruz.’

Ertürk, bu noktada önemli bir ayrıntıya dikkat çekti: ‘Bakın, bu medya grubunun satışı, sektördeki tüm dengeleri değiştirecektir. O nedenle RTÜK ve Rekabet Kurulu’na önemli iş düşmektedir. Sizin aracılığınızla çağrıda bulunmak istiyorum. İhaleden önce medyadaki hukuki boşlukları doldurmaya davet ediyorum.’

Bu iki kurum ne gibi çalışma yapabilir? Ertürk, devam etti: ‘Sahiplik ve pay sorunuyla ilgili belirsizlik var. Sektördeki yabancı payı, yerli payı, rekabet kuralları, piyasa belirleme koşulları yeniden gözden geçirilmelidir. Bunlar yapılırsa satış aşamasında işimiz kolaylaşır. TMSF olarak çok net bir şartname hazırlarız.’

NOT: Yazı günlerim Pazartesi, Çarşamba ve Cuma olarak değişmiştir. Saygılarımla.


STAR

BAKMADAN GEÇME