Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Toplumsal cinsiyet rollerini fazla sahiplenmek, mansplaining'in uygulanmasını kolaylaştırıyor
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Mansplaining, son yıllarda kullanılan yeni bir kavram olsa da; belki de insanlığın ilk zamanlarından bu yana var olan bir davranış biçimi. Man (erkek) ve Explaining (açıklamak) kelimelerinin birleşiminden oluşan mansplaning, erkeğin bir kadına bir şeyi küçümseyici, aşırı özgüvenli ve genelde yanlış ya da aşırı basitleştirilmiş bir şekilde açıklaması olarak tanımlanıyor.

        Sosyal medyada zaman zaman tartışılan mansplaning'e neredeyse her kadın maruz kalıyor. İş dünyasında bu kişilerle daha fazla karşılaşıldığı düşünülse de hayatın her alanında kadının yaptığı herhangi bir şeye tepeden bakarak açıklama getirenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok.

        MANSPLAINING: SENDEN DAHA İYİ BİLİYORUM

        Mansplaining kavramının özellikle sosyal medya kullanımıyla birlikte popüler olarak kullanıldığını belirten Klinik Psikolog Miraç Ganioğlu, "Bu kavram literatürde "splaining" yani baskın bir grubun bir kişinin deneyimine dair herhangi bir şeyi ondan daha iyi bildiği ve anladığını düşündüğünü göstererek baskı ve güç kurması; konular hakkında deneyimleyen kişiden daha çok şey bildiğini iddia ederek bu deneyimi değersizleştirmesi olarak tanımlanıyor. Mansplaining ise erkeğin kadınlara özgü sosyo-ideolojik değerler, ırk, sınıf, beden ve pek çok farklı bağlamdaki deneyimleri üzerinden konuşma yetkisi sağlayarak güç ve eşitsizlik söylemlerinde bulunmasıdır. 'Bu deneyimi senden daha iyi biliyorum' alt metni üzerinden kurulan bir iletişim şeklidir ancak bu iletişim tek bir tarafın susturulması ve hatta engellenmesi olarak tanımlanabilir" dedi.

        TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ, KADININ SUSMASINA YOL AÇIYOR

        Karşınızdaki kişiden herhangi bir talebiniz yokken, sözünüzün birden kesilmesi, o kişinin konuya sizi küçümser bir biçimde dahil olması ve fikir beyan etmesi, ilişkilerin hiçbir türünde hoş karşılanabilecek bir şey değil. Ancak bunun psikolojide bir yeri var.

        Psikolog Ganioğlu, mansplaining'in altında yatan nedenin empati kuramama, güç ve hak iddia etmenin yanı sıra kişinin duygularını görmezden gelerek meselelerin değersizleştirilmesi olarak açıklarken, sözlerine şöyle devam etti: "Toplumsal cinsiyet rollerinin fazlaca sahiplenilmesi de bu kavramı güçlendiriyor. Kültürümüzde 'kalıbının adamı olmak', 'Erkek getirmeyi, kadın yetirmeyi bilmeli' gibi ifadeler cinsiyet rolleri açısından toplumda cinsiyetlerin birbiri üzerinde güç atfetmesine neden olurken, splaining'in uygulanmasını ve kişilerin susturulmasını kolaylaştırıyor."

        Mansplaining'in erken dönem çocukluk yaşantısı ve ebeveyn ilişkilerinde karşılanan duygusal ihtiyaçlar ile ilişkili olabileceğini belirten Psikolog Ganioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gerçekçi sınırları kabul edebilme becerisine sahip olmayan kişiler hak iddia ederek kendilerini ayrıcalıklı hissetmeye yatkın olabilir. Bu nedenle istediklerini yapabilme, söyleyebilme ve elde edebilme konusunda ısrarcı davranabilirler. Eğitim seviyesi arttıkça kişilerin bu kavrama yönelik farkındalık düzeyi yükselebilir ve bu sayede örtük olarak splaining uyguladığımız bir yerde bunun bir sınır aşımı olduğunu fark edebiliriz."

        ATAERKİL TOPLUMLARDA MI GÖRÜLÜYOR?

        Mansplaining'in kavramsallaştırılmasının tarihimizde çok yeni olduğunu aktaran Psikolog Ganioğlu, "Toplumdaki cinsiyet rollerindeki eşitsizlikler, birbirleri üzerindeki güç ve baskısı insanlık tarihi itibariyle var. Bu nedenle, bunun bir erkeğin kadına yaptığı bir şiddet olarak ele almanın yanı sıra ataerkil toplum yerine bir insanlık meselesi olarak ele almanın daha doğru olduğu kanaatindeyim. X-plaining meslek, etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim, ırk üzerinden konuşmak konusunda hak iddia etme, hiç tecrübe edilmemiş bir deneyim üzerinde bilgelik yapma olarak her toplumda görülebilir. Bireysel farklılıklarımızın olduğu bu dünyada daha çok anlamaya ve konuşmaya ihtiyacımız var. Artan toplumsal cinsiyet ve sözel şiddete dair çalışmalar, bu kavramın neden olduğu baskıyı önlemeye yönelik koruyucu ve önleyici olması açısından bilinçlendirmeler yapmaya çalışıyor, işte bu umut verici" diye konuştu.

        MANSPLAINING İLE NASIL BAŞA ÇIKILIR?

        Mansplaining'e maruz kalanların, mağdur olduklarını düşünüyorlarsa ihtiyaçlarını ve duygularını ifade etmekten çekinmemesi gerektiğini söyleyen Psikolog Ganioğlu, "Kişisel deneyiminiz biriciktir ve hemcinsiniz bile olsa bunu sizden iyi kimse bilemez. Deneyiminize sahip çıktığınızda buna sınır koymak daha da kolaylaşacaktır. Rekabetçi ve susturulduğunuz bir iletişimde kalmak size anlaşılmadığınızı hissettirebilir ancak yaşadığınız her deneyim anlaşılmaya değerdir. Konuşma alanınızın ve deneyiminizin ihlal edildiğini fark ettiğinizde sizin meseleniz bir ötekinin meselesine dönüştüğünde splaining'e uğrama ihtimalinizi aklınızda bulundurmalısınız. İletişiminizde bu duruma çok fazla maruz kalıyorsanız, ilişkilerinizdeki örüntüleri anlayabilmek ve bunun hayatınıza nasıl etki ettiğini anlamak adına kendinize yönelik psikoterapi gibi içsel çalışmalar yapabilirsiniz" dedi.

        MANSPLAINING'İ YAPAN KİŞİ SİZSENİZ...

        Eğer splaining'i yapan kişi sizseniz ve bunu yaptığınızı fark ederseniz, öncelikle burda neden söz hakkınız olmasına ihtiyaç duyduğunuzu gözden geçirmeniz önemli.

        "İletişimde karşınızdaki kişilerin duygularını geçerli kılmanız, reddetmemeniz ve kişisel sınırları ihlal etmemeniz çok önemli" diyen Psikolog Ganioğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bu tip tutumları hayatınızda çok fazla yaptığınızı fark ediyorsanız, yoğun duygular hissettiğinizde erken dönem çocukluk yaşantılarınızda bunların nasıl karşılandığı üzerine çalışmak önem taşıyabilir. Çekişmeye girmeden, meseleler üzerinde hak görerek bir iletişim kurmayı ilk ilişkilendiğiniz yerlerde içselleştirmiş olabilirsiniz. Fark etmek bazen örtük olarak sergilediğimiz davranışların önüne geçmeye neden olabilir; çünkü her birimiz splaining'e maruz kalıyor olabiliriz."

        BİR MANSPLANING ÖRNEĞİ

        Amerikalı Feminist Yazar Rebecca Solnit, 2008 yılında yazdığı “Erkekler Bana Bir Şeyleri Açıklıyor” makalesinden sonra mansplaining kavramı doğdu. Solnit'in yazısında kaleme aldığı örnekte birebir yaşadıklarını anlatıyor.

        2003 yılında partide tanıştığı bir adam, ona ne hakkında kitaplar yazdığını sorunca Solnit, o dönem son çıkan kitabı River of Shadows: Eadweard Muybridge and the Technological Wild West (Gölgeler Nehri: Eadweard Muybridge ve Teknolojik Vahşi Batı) hakkında konuşmaya başlıyor. Fakat Muybridge kelimesini duyan adam, Solnit'in konuşmasını birden keserek, o yıl bu konuda çıkan çok önemli bir kitabı anlatmaya başlıyor. Solnit'in bir arkadaşı, kitabın yazarının Solnit olduğunu belirtmesine rağmen bu çabayı görmezden gelen adamın, kitabı aslında okumadığı, sadece inceleme yazısını okuyarak kitabı özetlediği anlaşılıyor.

        "SADECE ERKEKLERE ÖZGÜ DEĞİL"

        Bu sorunun sadece erkeklere özgü olmadığını da dile getiren Psikolog Ganioğlu, "Cinsiyet üzerinden ele alacak olursak wo/man-splaining bir görüşte ve deneyimde hak iddia etmedir. Ortak bir faktör olarak splaining yapan kişinin kendisini haklı, üstün gördüğü ve haksız bir durumda olduklarında dahi kendilerini haklı çıkarmak için uğraşları söz konusu olabilir. Haklılık çekirdek inancına sahip kişilerin karşısındaki kişilere empati yapmakta zorlanabilmesi söz konusudur. Bu doğrultuda, karşılarındaki kişiye ya da gruba rekabet uygulayarak baskı uygulayabilirler" şeklinde konuştu.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ