Orta Çağ Avrupası'nın akılalmaz hijyen koşulları
Orta Çağ döneminde, Avrupa'da yaşayan halk kelimenin tam anlamıyla pislik içinde yaşıyordu. Halkın yaşadıkları evler ve sokaklar o kadar kirliydi ki bu durum birçok hastalığın meydana gelmesine neden oldu. Üstelik kötü hijyen anlayışı, o zamanlar için gayet normaldi.
BİRÇOK KİŞİ YEMEĞİ ELLE YİYORDU
Orta Çağ'da, kaşık ve bıçak kullanılıyordu ancak çatal henüz yoktu. Bu durum, alt sınıfların genelde yemeği elle yemesine sebep oluyordu. Bu, şu an için çok önemli gibi gelmeyebilir ama o zamanlar halk, nadiren ellerini yıkardı.
Çoğu insan tuvalete gittikten, hayvanlara dokunduktan veya daha kötüsünden sonra bile ellerini yıkamıyordu. Bu, birçok insanın yiyeceklerini kirleterek hastalanmasına neden oluyordu.
HALKIN EVLERİ ÇOK KİRLİYDİ
Halk, dışarıdan gelen her türlü çamur, pislik veya toza karşın evlerine değiştirilebilir halılar seriyordu ancak bu halılar, düşünüldüğü kadar sık değiştirilmiyordu.
Halı; hayvan atıkları, çamur ve dışarıdaki diğer mikroplarla kaplanıyordu. Bu durum tahmin edildiği gibi yine birçok hastalık meydana getirdi.
BANYO YAPMAK ÜST KESİMLERE ÖZGÜ BİR ŞEYDİ
Orta Çağ'da, banyo yapmak genellikle zenginler için ayrılmış bir şeydi ve o zaman bile, bugün yaptığımız kadar sık yapmıyorlardı. Bununla birlikte, bir sarayda yaşama lüksünüz yoksa, yıkanma şansınız çok azdı ve nadiren de olsa, banyo yapmak pek hoş bir deneyim sayılmazdı.
Alt kesim banyo yaptığında, hepsi aynı küveti ve aynı suyu kullanırdı. Bir bakıma; banyo yapmamak, daha temiz olmak anlamına geliyordu.
SARAY ETRAFINDAKİ SULAR KANALİZASYON GÖREVİ GÖRÜYORDU
Kalelerin etrafındaki suların esas amacı olası bir düşman saldırısına karşı korunmak olsa da zamanla buradaki sular, sarayların sıhhı tesistası boşalttığı yani kanalizasyon olarak kullanıldığı yerler oldu. Yani, kale etrafıdaki suda yüzmeyi deneyen bir askerin karşılacağı tek şey karşı tarafın askerleri olmazdı.
AMELİYATLAR HİJYENİK OLMAYAN ORTAMLARDA YAPILIYORDU
Orta Çağ'da bir dereceye kadar tıp ve cerrahi prosedürler olmasına rağmen, bakteri ve mikroorganizma kavramı bilinmiyordu ve ameliyatlar sıklıkla hastanın ölümüyle sonuçlanıyordu.
Sterilizasyon günümüzde herhangi bir ameliyatın en önemli yönlerinden biri olsa da o zamanlar doktorlar bir ameliyat gerçekleştirmeden önce her zaman ellerini yıkamaz, hatta ekipmanlarını temizlemezdi.
TUVALETLERDE MAHREMİYET YOKTU
Tuvaletlerin bir hastalığa yakalanmak için mükemmel bir yer olmasının yanı sıra, mahremiyet de çok azdı veya hiç yoktu. Tuvaletlerin arasında paravan veya bir duvar yoktu. Herkes deliklerden oluşan bir bankın üzerinde oturuyordu hatta buraları, sosyalleşmek için kullanılıyordu.
BİRÇOK ERKEK TIRAŞ OLMUYORDU
Bazı köylüler ara sıra saçlarını yıkama fırsatı bulurken, hijyen açısından tıraş olmak listenin başında yer almıyordu. O zamanlar aynalar karartılmış camdan veya cilalı metalden yapılıyordu, bu yüzden isteseniz de tıraş olmak zordu.
Nüfusun çoğunluğu için erkeklerin sahip olduğu tek seçenek, düzgün bir tıraş olmak için bir berbere gitmekti. Bununla birlikte, bu para gerektirirdi ve birçok erkeğin tıraş olmaktan tamamen vazgeçmesine neden olurdu.
İDRAR ÇAMAŞIRLARDA KULLANILIYORDU
İnsan idrarı, Orta Çağ'da yaraları temizlemek için antiseptik olarak da dâhil olmak üzere çeşitli amaçlar için kullanıldı. Bu da yetmezmiş gibi, çamaşırlar nadiren yıkansa da, yıkandıklarında idrar temizlik maddesi olarak kullanılırdı. Giysilerdeki lekeleri çıkarmak için, insanların kül, sodalı su, yeşil üzüm ve idrar karışımı kullanması yaygındı.
Kaynak: Past Factory
