Bulundurma muamması!
Yargıtay'ın tartışma yaratan 'doğal olmayan ilişki' yorumu, kanundaki boşluğu içtihatla doldurdu...
‘Doğal olmayan ilişki’yi değil, ilgili materyalleri yayıp satmayı suç sayan kararda, bu tür ilişkiler, ‘ensest, eşcinsellik, hayvan ve ölülerle ilişki, şiddet içeren ve grup, oral ile anal seks’ olarak sayıldı.
YARGITAY, 2005’ten beri uygulanmakta olan Türk Ceza Kanunu’nun “Müstehcenlik” maddesindeki, “Doğal olmayan ilişki” kriterlerini aldığı kararlarla netleştirirken, kanundaki boşluğu içtihatlarla doldurdu. Hürriyet'in haberine göre: Yargıtay, doğal olmayan ilişkilerin yaşanmasını değil bunlarla ilgili ses, görüntü, yazı gibi materyalleri bulundurmayı, yaymayı ve satmayı suç sayıyor. Yargıtay içtihat kararlarıyla, yasada yer alan “Doğal olmayan ilişkileri”, ensest, eşcinsellik, hayvan ve ölülerle ilişkiye girme ile şiddet içeren seks ile grup, oral ve anal seks olarak belirledi.
Tartışma yarattı
N.Ç. kararı ile gündeme gelen Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin, anal ve oral seksi şiddet içeren ilişki (tecavüz, sado-mazo), hayvanlarla ilişki, ölülerle ilişki gibi ilişki türleriyle aynı kategoride, “doğal olmayan ilişki” değerlendirmesi tartışma yarattı. Yargıtay kaynakları, daha önce bu suçlara bakan Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin yerleşik içtihatlarının da aynı yönde olduğuna vurgu yaptılar.
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) müstehcenlik suçunu düzenleyen 226/2. fıkrasında “Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır” hükmü var. Aynı maddenin 4. fıkrasında ise sapıkça görüntülerin yayınlanması ve hatta bulundurulması cezalandırılıyor. Fıkrada, “Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır” deniliyor.
Yargıtay içtihatları
Yargıtay çevreleri, TCK’da, şiddet içeren ve hayvanlarla, ölmüş bedenlerle ilişkilerin açıkça sapıkça ilişki olarak sayıldığını, aynı kategoride yer verilen doğal olmayan yollarla ilişkinin ne anlama geldiğinin kanunda açıkça belirtilmemesi yüzünden boşluk olduğunu savundular. Yargıtay çevreleri, bu boşluğun, “Tıbbi değerlendirme ve kriterlere göre” doldurulduğunu, doğal olmayan ilişki şekillerinin buna göre belirlendiğini bildirdiler. İçtihat kararlarına göre Yargıtay, “Anal, oral, grup seks, lezbiyen, homoseksüel ilişki, ensesti”, doğal olmayan ilişki sayıyor. Yargıtay kaynakları, “Burada cezalandırılan ilişki yaşayan insanlar değildir. Yargı, insanların özel hayat kapsamında olan eşcinsel ilişkiyi suç saymıyor. Kanunda bulundurma suç sayıldığından bu tür ilişkilerin yer aldığı ses, görüntü, yazı gibi materyelleri bulunduranlar ceza alabiliyor. Kararımız, sadece bulundurma değil müstehcen CD satışı yapan sanığa dönüktür” dediler.
Amacımız çocukları korumak
YENİ TCK’nın yapımında önemli rol üstlenen İstanbul Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, Yargıtay’ın kararını eleştirerek şunları söyledi: “Maddenin yasaklamak istediği müstehcenlik, ‘Çocukların korunması’ amaçlıdır. Yetişkinlerin müstehcen ürünleri alması, izlemesi serbesttir. Ancak bir aşağılama ve şiddet içermesi durumunda yasak sözkonusudur. Doğal olmayan yoldan cinsel davranış, ancak aşağılama ve şiddet içeriyorsa yasaklanmıştır. Bunun dışında bir yasak getirmek, tümüyle bir yasak getirmek ve eski kanuna dönmek anlamına gelir.
Aksi yorumlar, yetişkinler arasındaki cinsel davranışların hangisinin doğal hangisinin doğal olmadığının belirlenmesi mümkün olmayıp, keyfi yorumlara kapı açılmış olur. Halbuki maddenin düzenlenişinin dayandığı düşünce, çocukların korunması olup, yetişkinlerin neyi izleyip izlemeyecekleri konusunda bir özgürlük alanı tanınmıştır. Bu alan ise ancak aşağılama, şiddet veya bu nitelikteki benzeri davranışların söz konusu olması halinde sınırlanmıştır. Böyle halleri içermeyen müstehcen ürünlerin kanunda koşullara uygun olarak, üretilmesi, satılması, bulundurulması suç teşkil etmemektedir.”
Karar neydi
YARGITAY 14. Ceza Dairesi’nin tartışma yaratan kararına göre sanık S.K, Fatih 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonunda; 6 aydan 3 yıla kadar hapis öngören TCK’nın 226/2. maddesindeki, “müstehcen içerikli CD satmak” suçundan mahkum edildi. Kararda, sanığın satışa sunduğu ileri sürülen CD’lerde “doğal olmayan anal ve oral yollardan yapılan cinsel davranışlara ilişkin görüntülerin” yer aldığının bildirildiğine vurgu yapıldı. Yargıtay anal ve oral ilişkinin “doğal” olmamasını gerekçe göstererek sanığa 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası öngören TCK’nın 226/4. maddesinden ceza verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay daha ağır ceza öngören bu suçun yargılama yerinin de sulh ceza yerine asliye ceza mahkemesi olduğunu da belirtti.