Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Tiyatro 'Radyum Kızları' ilk kez Türkiye'de

        Radyum...

        Atom numarası 88, atom ağırlığı 226,5 olan, 700 °C de eriyen, soğukta suyu ayrıştıran, ışın etkinliği çok olan bir element.

        1898'de Leh Marie Curie tarafından bulundu.

        Radyoloji biliminin kurucusu olan Marie Curie, 1903'te Nobel Fizik Ödülü'nü, 1911'de ise Nobel Kimya Ödülü'nü kazandı.

        Hep tıpta hem de yüksek sıcaklıklara dayanabildiği için sanayide kullanılması için insanlığın hizmetine sunulan radyum, 20'nci yüzyılın başlarında altından bile daha değerli hale geldi.

        REKLAM

        En çok kullanıldığı alan ise saatler oldu.

        ABD Ordusu için de saat üreten Waterbury Saat Fabrikası'nda askerlerin saatlerini karanlıkta da görebilmesi için kadranların içindeki sayılar, akrep ve yelkovan radyum ile boyanmaya başladı.

        Radyum, saat kadarlarının dışında parlaklığı nedeniyle makyaj malzemelerinde, sağlığa yararlı olduğu sanıldığı için diş macunlarında, tereyağlarında, içme sularında bile kullanıldı.

        Öyle ki altından bile değerli hale geldi.

        Radyumlu tereyağlar o yıllarda büyük ilgi görüyordu.

        Waterbury Saat Fabrikası, yoğun talebi karşılayabilmek için yeni işçi alımı yaptı.

        İşe birçok kadın alındı.

        Haftada 18 $ karşılığında saat kadranlarını radyum ile boyuyorlardı.

        Bir süre sonra işlenmemiş radyumun sağlık açısından oldukça zararlı olduğu öğrenildi.

        Ne var ki saat fabrikasının sahibi bunu boyama işindeki kadınlardan sakladı.

        Birkaç yıl sonra da saat fabrikasında çalışan kadınlar; kansızlık, kemik erimesi ve tümörden ölmeye başladı.

        O kadınlara da 'Radyum Kızları' dendi.

        'Radyum Kızları'nın dramı ilk kez 2017'de ABD'de sinema filmi haline getirildi.

        Ne var ki bu film gösterime girmeden önce 'Radyum Kızları'nın dramı, Urla Necati Cumalı Oyun Yazma Yarışması'nda 'Bir Peri Masalı - Radyum Kızları' adıyla tiyatro oyunu olarak sahnelendi.

        Bu nedenle Radyum Kızları'nın dramını bir sanat yapımı olarak geniş kitlelere yansıtan ilk ülke Türkiye oldu.

        Oyunun yazarı Karden Kasaplar.

        Yönetmeni ise Laçin Ceylan.

        'Bir Peri Masalı - Radyum Kızları'nın içindeki 'Peri' kelimesi Marie Curie'nin radyumu bulduğu zaman 'Sanki karanlıkta parlayan periler gibiydiler' demesinden geliyor.

        Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenen 'Bir Peri Masalı - Radyum Kızları'nda başrolleri Çiğdem Aygün, Deniz Danışoğlu, Merve Şeyma Zengin, Ezgi Erdilek, Refiye Genç, Sena Başdoğan, Okan Değirmenci, Tuğçe Aksum, Kerem Tanık, Ebru Terzi, Esra Balaban, Gamze Cankara, Oğuz Edis, Mustafa Ergüven ve Hasan Ali Yıldırım paylaşıyor.

        'Bir Peri Masalı - Radyum Kızlar'nın yönetmeni Laçin Ceylan, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan ile yaptığı röportajda oyunun başarısının nedenlerini anlattı.

        'Bir Peri Masalı - Radyum Kızları', konusunun yanı sıra oyuncuların performansıyla da dikkat çekiyor.

        Afife Tiyatro Ödülleri'ne 6 dalda aday gösterildi.

        'Bir Peri Masalı - Radyum Kızları', Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Ödülleri'nde ise 'Jüri Özel Ödülü'ne layık görüldü. Ayrıca, oyunun iki oyuncusu Yeni Tiyatro Dergisi'nin 'Umut Veren Kadın Oyuncu Ödülü'ne aday oldu.

        Laçin Ceylan...

        Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nden mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda yüksek lisans yaptı. Önce Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda, ardında da Ankara Devlet Tiyatroları'nda çalışırken, Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nde sahne ve ses eğitmenliği yaptı. Daha sonra Nihat İleri ile birlikte Bitiyatro'yu kurdu. Bir yandan tiyatro oyunları sahneleyen ve onlarda oynayan, diğer yandan sinema filmlerinde ve TV dizilerinde rol alan Laçin Ceylan, 2018 - 2019 Tiyatro Sezonu'na damga vuran 'Bir Peri Masalı - Radyum Kızları'nın yönetmenliğini yapıyor.

        'Bir Peri Masalı - Radyum Kızları' ne anlatıyor?

        Oyunumuz, çalışan kadınların hak ve hukuk mücadelesini anlatıyor. Özellikle iş güvenliği yasası konusunda kilometre taşı olmuş tarihi bir dava, günümüze ışık tutuyor.

        'Radyum Kızları' ABD'de 1920'lerde gerçekleşen bir vaka. Türkiye'de nasıl oyunlaştı?

        Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, 2018 -2019 Tiyatro Sezonu'nda ilk oyununu yazmış olan kadın yazar ve kadın yönetmenlerin oyunlarına ağırlık verdi. Karden Kasaplar'ın yazdığı 'Bir Peri Masalı - Radyum Kızları', geçtiğimiz yıl Urla Necati Cumalı Oyun Yazma Yarışması'nda birinci olmuştu. Oyun, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nün dikkatini çekti. Oyunun yönetmenliği de bana teklif edildi. Oyunu çok sevdiğim için yönetmenliğini seve seve kabul ettim. Ekim ayında sahnelemeye başladığımız 'Bir Peri Masalı - Radyum Kızları', büyük ilgi görüyor. Seyircimiz yükselen bir ivmeyle hep arttı. Oyunumuz, Afife Tiyatro Ödülleri'ne 6 dalda aday. Ayrıca Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Ödülleri'nde Jüri Özel Ödülü aldı. Oyuncularımızdan Sena Başdoğan ile Refiye Genç, 'Direklerarası Ödülleri'ne layık görüldü. Yeni Tiyatro Dergisi de verdiği ödüllerde Çiğdem Aygün ve Merve Şeyma Zengin'i 'Umut Veren Kadın Oyuncu Ödülü'ne aday gösterdi.

        Oyuncuları siz mi seçtiniz?

        Evet. Öncelikle oyundaki hangi karakteri nasıl görmek istediğimi, nasıl birilerini aradığımı düşündüm. Daha sonra da duyurusunu yaparak genç yaşta oyuncuların başvurmasını sağladık. Ardından da onları sınava alarak oyuncuları belirledim. Oyuncu seçimi tam bir ay sürdü, iki ay da sahne çalışması yaparak 3 Ekim'de seyircinin karşısına çıktık ve İstanbul Devlet Tiyatrosu sezonunu oyunumuzla açmış olduk.

        Önümüzdeki sezon da sahnelenmeye devam edecek mi?

        Evet, seyircinin ilgisi ve talebi yoğun şekilde devam ettiği için önümüzdeki sezon da sahnelemeye devam edeceğiz. 7 - 19 Mayıs arasında Üsküdar Tekel Sahnesi'ndeyiz. Seyirci, bilet bulamamaktan şikayetçi. Talepleri, 2019 - 2020 Tiyatro Sezonu'nda da karşılamaya devam edeceğiz.

        Devlet Tiyatroları, bu sezon kadın yazarlara ve yönetmenlere neden ağırlık verdi? Bu sezonun özelliği nedir?

        Aslında ben, erkek yazar veya kadın yazar olarak bir ayrım yapmıyorum. Yazar, yazardır. Yönetmen de yönetmen. Ne yazık ki kadının başarısını ve gelebileceği noktaları vurgulamak hâlâ çok önemli. Kadınlara uygulanan şiddet çok fazla ve hâlâ geri plana atıldıklarını görüyoruz. Devlet Tiyatroları'nın uygulamasının kadının gücü ve başarısına dikkat çekmek için iyi bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.

        Sizin ayrıca Bitiyatro adında kendi tiyatronuzu var. Orada oyun yönetiyor musunuz?

        Bu sezon, 'Bir Peri Masalı - Radyum Kızları'na çok fazla enerji harcadım. İyi ki de öyle yapmışım. Bitiyatro'da bu sezon sadece eğitimlere ağırlık verebildim. Geçen yıl sahnelediğimiz 'Ariane'la Mavi Sakal' adlı oyunumuzu tekrar prova etmeye başladım. Yakında eğitim atölyemizin oyunlarıyla birlikte bu oyunu da sahneleyeceğiz.

        'Ariane'la Mavi Sakal'

        Eğitim vereceğiniz kişileri nasıl belirliyorsunuz? Örneğin ben geldim. Bana hemen eğitim verir misiniz yoksa...

        Öncelikle kişinin enerjisine bakıyorum. İlk kriter bu. Çünkü, kişinin enerjisi çok önemli. İç enerji olmadan bu işi yapma ihtimal yok. Bunun dışında kişide oyuncu olma ışığı olup olmadığını anlamak için kendimce bazı testler yapıyorum. Her işte olduğu gibi bizim işimizin de bir işçiliği vardır. Ve o işçilik oldukça meşakkatlidir. Kişi, her daim öğrenmeye açık olmalı ve o meşakkatli işçiliğe dayanabilir olmalı.

        İyi bir oyuncunun olmazsa olmaz kriterleri neler olmalı?

        Empati kurma yeteneği en üst düzeyde olmalı. Ama aptalca bir empatiden söz etmiyorum. İnsana mesafe koymadan anlamayı, hissetmeyi bilmesi lazım. Ve ne olursa olsun canlandırdığı karakteri sonuna kadar savunabilmeli.

        Son 10 yılda tiyatroya olan ilginin artmasının nedeni sizce nedir?

        Teknolojinin yarattığı yalnızlık... Özellikle İletişim çağı dediğimiz bu çağda iletişimin kendisi ortadan kayboldu. Bu, insanları yalnızlığa itti. İnsanların insanlara gerçek duyularla teması o kadar azaldı ki... Belki de sosyal medya hayatımız o kadar fazla kuşattı ki... Tiyatro ise 'An'da yaratılan tek sanat dalı. Beş duyunuzla her şeyi hissedip yaşayabilirsiniz tiyatroda. Tanımadığınız birçok insanla bir mekanda buluşur, o anda canlı paylaşımda bulunursunuz. Bu eşsizdir. Örneğin yanında oturduğun kişinin gülmesini veya hüzünlenmesini görmek, nefesini hissetmek bile kişiyi iyileştiren bir paylaşım oluyor.

        Cansel Elçin ile bir projeniz var. O proje nedir?

        Cansel ile uzun zamandır birlikte çalışmak istiyorduk ama kısmet olmamıştı. Şükran Yücel'in çevirisi olan 'Çıplak Vatandaşlar' adlı bir oyunu sahneleyeceğiz. İşsiz kalan çelik işçilerin yaşadıklarını sahneleyeceğiz. Levent Ülgen de kadroda yer alıyor. Ben de oyunu yöneteceğim.

        Grafik Tasarım: Can BAYTAK

        Video Editörü: Emre NAMOĞLU

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ