Gençlik vaat eden kremler

Yarım asırdır devam eden estetik cerrahi ile kremlerin savaşı giderek kızışıyor. Gençleşmek isteyenler, doktorlar ve üretici firmalar konuyu büyük merakla takip ediyor. Bakalım sonuç kimin lehine olacak?

1990'larda ve 2000'lerin başında altın devrini yaşayan estetik cerrahi, şimdilerde yerini doğal güzellik ve neştesiz gençlik çözümlerine bıraktı. Çünkü kadınlar artık güzelleşmek uğruna bıçak altına yatmak istemiyor. Kozmetik endüstrisi de onların beklentilerini karşılamak için yeni nesil "gençlik kremleri" üzerine çalışıyor. DNA yapısına uyumlu bu kremler, cildin yaşlanmadan dolayı kaybettiği elastikiyeti geri kazandırmayı hedefliyor. Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Neylan Zırhlıoğlu, "dermokozmetik" olarak adlandırılan bu ürünlerin çığır açtığını söylüyor: "Bioteknolojik laboratuvarlarda üretilen yeni nesil kremler, etken maddelerin cildin alt katmanlarına inmesini sağlayan bir teknolojinin ürünü. Ayrıca bu alanda dünyada hızla gelişen AR-GE sayesinde kök hücre ve büyüme faktörü barından ürünler, genetik yaşlanmayı yavaşlatarak çığır açıyorlar."

1. Phloretin

Hasarları hızla düzeltiyor

"Antioksidanın babası" olarak tanınan ve SkinCeuticals'ın yaratıcısı olan, Duke Üniversitesi Dermatoloji Bölümü'nden Dr. Sheldon Pinel, yeni nesil kremlerde kullanılan phloretin maddesinin mucizevi etkileri olduğunu söylüyor: "Üçüncü nesil antioksidanlar C vitamini konsantrasyonlarını etkin olarak kullanıyordu. Şimdi dördüncü nesil antioksidanlarda, cilt hasarlarını hızla düzelten ve tüm bilim dünyasını şaşırtan bir madde kullanılıyor: Phloretin. Phloretin maddesi elma, armut, greyfurt gibi meyve ağaçlarının köklerinden elde ediliyor. C vitamini ve ferulic asit ile kombine edildiğinde, cildin her tabakasında hasarı bulup yok ediyor. Yaşlanmanın zamanından önceki belirtilerini engelliyor, hücre onarımını kolaylaştırıyor."

2. Peptit

Cildi şekere karşı koruyor

Dermalogica'nın yaşlanmaya yol açan reaksiyonları kontrol altına almaya yönelik yeni kremi, ağırlıklı olarak arjinin-lizin polipeptit maddesi içeriyor. Bu madde, cilde canlılık ve güç veren kolajenin bozulmasına neden olan şekeri kendine bağlıyor. Yani "şeker tuzağı" rolü oynuyor. Ayrıca bu yeni kremin içeriğindeki beyaz çay, cildi yaşlandıran serbest radikallere karşı koruma sağlayan polifenol maddesini içeriyor. Hyaluronik asit ise kendi ağırlığının bin katı kadar su tutarak, cildi maksimum düzeyde nemlendiriyor. Sonuç olarak krem, pürüzsüz bir cilt oluşumuna, yaraların iyileşmesine yardım ediyor. Ayrıca dokulardaki oksijen oranını da artırıyor.

3. AC-11

DNA onarımını destekliyor

Son dönemde piyasaya çıkan anti-aging ürünlerinden biri de Activar'ın AC-11 içeren kremi. Dermatolog Dr. Erçin Özüntürk, AC-11'i, "vücudumuzun doğal DNA onarımını destekleyen tek doğal madde" olarak tanımlıyor. AC-11 yalnızca Peru'da Yağmur Ormanları'nda yetişen bir bitkiden elde ediliyor. Tarih kitaplarına göre Peru'daki yerliler, 2000 yıldır, güçlenmeleri, daha çabuk iyileşmeleri için savaşçılarına ve yaşlı hastalarına bu bitkiyi kaynatıp içiriyorlar. Ayrıca AC-11'in kanser vakalarındaki yararları da bilim dünyasında kabul ediliyor. Japon bilimadamları ise bu maddenin DNA üzerindeki olumlu etkilerini, lekesiz ve pürüzsüz bir cilt için kullanmaya başladı. Böylece AC-11, anti-aging ve cilt bakım ürünlerine "DNA onarımı" özelliğini getirdi.

4. Hyaluronik asit, oligopeptit

Yaşlanma karşıtı maske

Ürünlerinde son teknolojiyi kullanan bir diğer marka Darphin. Yeni nesil kremleri ağırlıklı olarak hyaluronik asit, oligopeptit, nar özü ve kamelya içeriyor. Markanın dört haftada cildin toparlanmasına yardımcı olan maskesi, düzenli kullanımda yaşlanma etkilerine karşı uzun dönemli çözümler vaat ediyor. Yani kırışıklıkların azalmasına, doğal kolajen ve elastin üretiminin artmasına yardımcı oluyor.

Kremler için etken madde sözlüğü

Güzel bir cilt için savaşıyorlar