29 ile çevreci 'sağlık kampusu' geliyor

Sağlıkta 5 yıldan fazla süredir üzerinde çalıştıkları bir projenin sonuna gelmişti, daha doğrusu startını vermişti ve onu anlatmak istiyordu.

Bakan Akdağ bunu "Sağlıkta paradigma değişimi" olarak nitelendiriyordu.

Önce AKP iktidarı döneminde vatandaşın en yüksek memnuniyet konusunun sağlık olduğunu rakamlarla anlattı.

TÜİK'in düzenli olarak yaptığı "Yaşam Memnuniyeti Araştırmaları"nda 2003'te yüzde 39.5 olan sağlık hizmetlerinden memnuniyetin 2008'de yüzde 63'e, 2010'da ise yüzde 73'e çıktığını söyledi. (AKP döneminde tek düşüş "adalet" hizmetlerinde olmuştu ve "adalet"ten memnuniyet yüzde 45'ten yüzde 32'ye düşmüştü.)

Bakan Akdağ, "Sağlık hizmetlerinin ana parametrelerini ve vizyonunu değiştireceğiz" diyerek anlatmaya başladı getirecekleri yeni sistemi.

Bakan'a göre bugüne kadar Türkiye'de sağlık sektöründe İstanbul, Ankara ve İzmir yükü taşıyor ve Anadolu'nun tamamından hastalar bu üç ile yönlendiriliyordu.

Kars'taki bir hastanın Ankara'ya gelmesi, hele hele uzun süren tedavilerde aile açısından ciddi sorunlar yaratıyordu.

Bunun üzerine kaliteli ve çok alanda hizmet verebilecek sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması kararı alındı.

Hastalar hizmete gitmeyecek, hizmet hastalara yaklaştırılacaktı.

Bunun yolunun Türkiye'nin 29 ilinde, bölgeye hizmet verecek sağlık kampusları kurmak olduğu fikrine varıldı.

Ancak bunun 15 milyar lirayı aşan finansmanını kamu kaynaklarından bulmak mümkün değildi. Kamu bunu ancak borçlanarak yapabilirdi ve bu en az 15 yıl alırdı.

Bunun üzerine farklı bir yönteme gidildi ve "Kamu Özel Ortaklığı" adı verilen bir proje hazırlandı. Yap-işlet-devret gibi işleyecek "yap-kirala-yönet" sistemi geliştirildi.

Buna göre özel sektör konsorsiyumları hastaneleri inşa edecek, idari açıdan yönetecek ve bunu Sağlık Bakanlığı'na kiralayacaktı. Sağlık hizmetleri ise bakanlık tarafından verilecekti.

Yani bina, altyapı, malzeme ve hastane yönetimini özel sektör yapacak, ancak bu hizmetleri Sağlık Bakanlığı'nın kullanımı için kiralayacaktı. Sağlık Bakanlığı ise doktor kadrolarını sağlayacaktı.

Binalar için 25 yıllık, donanım içinse 5 yıllık kiralama sözleşmeleri yapılacaktı. Bunun nedeni, sektördeki hızlı gelişime ayak uydurabilmekti. 5 yıl sonunda donanım için yeniden ihale açılacak, öncelik hizmeti verende olacaktı.

Sağlık kampuslarında farklı alanlarda uzmanlaşmış hastaneler olacak, bunun yanı sıra araştırma birimleri, rekreasyon alanları, alışveriş merkezleri, konaklama tesisleri de bulunacak.

2005 yılında bununla ilgili tek maddelik bir kanun Meclis'ten geçirildi ve çalışmalar başladı.

Bunlardan ilk ikisi, Ankara Etlik ve Kayseri Sağlık Kampusları olarak ihale tamamlanma aşamasına gelmiş.

Ankara Etlik'te 3500 yatak kapasiteli 8 hastane bulunacak. Bu hastanelerin her biri ayrı uzmanlık alanında hizmet verecek ve ayrı binalarda bulunacak, ancak binalar birbiriyle bağlantılı olacak.

Ankara, İzmir, İstanbul'un yanı sıra Erzurum, Elazığ, Kayseri, Van, Gaziantep, Konya, Samsun, Trabzon Adana, Antalya, Eskişehir bu kampusların kurulacağı 29 ilin başlıcaları.

Bunların hepsi kendi bölgelerine hizmet verecekler.

Sağlık kampuslarının tıp fakülteleriyle de işbirliği yapması ve anlaşma sağlanan yerlerde tıp fakültelerinin kullanımına da verilmesi düşünülüyor.

Bakan Akdağ, Türkiye'de şu anda 10 bin hasta başına 26 yatak düştüğünü, bunu 2023 yılına kadar 10 bin hasta başına 29 yatağa çıkarmayı planladıklarını da anlattı.

Sağlık teknolojisinde değişimlerle artık hastanede yatma sürelerinin kısaldığını, bu yüzden yatak artırmanın gereksizleştiğini belirten Akdağ, buna karşılık yatak kalitesinin artırılacağını ve sağlık kampuslarıyla birlikte yapılacak 32 bin yatakla 120 bin yatak kapasitesine ulaşılacağını ve bunun da yeterli olacağını söylüyor.