Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Nöroloji Beyin tümörü artık 3 boyutlu!

        Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Hastalıkları Klinik Şefi ve Türk Nöroşirurji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murad Bavbek, beyin tümörlerinin dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yaygın olduğunu belirtti.

        Beyin tümörleri ameliyatlarının oldukça zorlu ve riskli ameliyatlar olduğunu ifade eden Bavbek, özellikle bazı tümörlerin beynin iç kısımlarında olduğunu, milimetrik hataların bile beyne hasar verebildiği bu operasyonlarda bu durumun ameliyatın riskini daha da arttırdığını söyledi.

        Beyin tümörü ameliyatlarında hastanın yaşamasının yanında, beynin fonksiyonel noktalarına dikkat edilmesinin hastanın ileride sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmesi için önemli olduğunu vurgulayan Bavbek, ''Bazı tümörler derinlerde veya motor bir bölgede yer alabiliyor. Bu durumda nereden beyine girerseniz girin beyne zarar verirsiniz. Hareket merkezi, konuşma merkezi gibi noktalardaki tümörleri temizlerken dikkat edilmezse hasta felç kalabilir ya da konuşamayabilir'' dedi.

        TÜMÖRE KOMŞU HAYATİ YERLER BELİRLENİYOR

        Bu nedenle beyin tümörleri ameliyatları öncesi özellikle bu bölgelerin tespitinin çok önemli olduğunu belirten Bavbek, şunları kaydetti:

        ''Hastanemizde uygulanan 3 Tesla fonksiyonel manyetik rezonans (MR) görüntüleme, intraoperatif ultrason, ve Cavitron Ultrasonic Surgical Aspiration'nın (CUSA) yöntemleriyle bu durumdaki hastaları çok daha kontrollü ameliyat edebiliyoruz. Ameliyat öncesinde; radyoloji uzmanımız Dr. Oktay Algın, hastanın normal MR görüntülerinin yanında, 3 Tesla Fonksiyonel MR'ını ve Difüzyon Tensör Görüntüleme MR'ını çekiyor. Biz normal emarların yanında bu 3 boyutlu MR'larını da çekiyoruz

        Bu 3 Tesla MR ile alınan fonksiyonel ve anatomik görüntüler bizim işimizi çok kolaylaştırıyor. Bu MR görüntülerinde; müdahale edilecek tümör için en uygun giriş yerini, tümörün ne kadarının çıkarılabileceğini ve tümöre komşu hayati yerleri belirliyoruz. Hastanın bu hayati bölgelerini tespit ettikten sonra kafatasından tümöre ulaşmak için en uygun yeri belirleyerek işaretliyoruz. Böylelikle en kısa ve sorunsuz bölgeden kafatasına giriyoruz.''

        Ameliyatlara radyoloji uzmanı Dr. Algın ile birlikte girildiğini anlatan Bavbek, ameliyata ilişkin şu bilgileri verdi:

        ''Ameliyat sırasında ise Elastografi Ultrason ve Doppler Ultrasyon ile tümörün damarlanmasını, sertliğini, yerini ve çevre dokudan ayrımını daha doğru bir şekilde yapıyoruz. Ameliyat esnasında kullandığımız çeşitli problar yardımıyla tümörün ne kadar temizlenebileceğini, yanındaki hayati noktalara temas etmeden anlıyoruz. Beyin MR'ında beynin fonksiyonel noktalarını, hareket konuşma gibi alanları tespit ediyoruz. Ameliyatta o alanlardan uzak duruyoruz, her şey milim milim ameliyat öncesi belli.''

        HASTANIN YAŞAM SÜRESİ ARTIYOR

        Beyin tümörlerinin şiddetinin ''grade (derece) 1, 2, 3 ve 4'' diye tasnif edildiğini anlatan Bavbek, derece arttıkça tümörün daha kötü huylu olduğunu ifade ederek, ''Eskiden yüksek dereceli beyin tümörlerinde biyopsi alındıktan sonra hasta bırakılır, evine gönderilirdi ve ilaç tedavisi uygulanırdı. Bu yöntemle biz önce beyin tümörünü tamamen temizliyoruz, sonra biyopsiye gönderiyor ve ilaç tedavisini başlatıyoruz. Hastanın yaşam süresi daha da artıyor'' dedi.

        RİSK DAHA DÜŞÜK

        Bu ameliyatların eski yöntemlere göre riskinin düşük olduğunu belirten Bavbek, ''Bu yöntemle ulaşılması daha güç olan bölgelerdeki tümörler hakkında daha doğru bilgiler elde ediyoruz. Giriş yönünü ve yerini önceden tespit etmemiz sayesinde tümöre daha kısa yoldan ulaşıyoruz. Böylece ameliyatta gözden kaçabilecek tümör parçalarını bile, hastanın hareket ve konuşma gibi bölgelerine zarar vermeden temizleyebiliyoruz'' diye konuştu.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ