Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Önce vicdanınızı temizleyin

        Einstein’in e=mc 2 kuramını iddia ettiğinden bu yana, evrende madde ve enerji ilişkisinin ulaştığı teknolojik bilgi birikimi çok daha değişik seviyelere erişmiştir. Artık evrende her şeyin bir enerji olduğu bilinmektedir. 20. yüzyıla kadar maddenin en küçük bölünemeyen parçası olan atom, bölünerek türevleri olan proton, nötron ve elektrona indirgenmiştir. Bu parçacıklar zaman içersinde takyon, foton, kuark ve kuantum gibi alt parçalara bölünerek ispatları yapılmıştır. Şu anda ise bilimin ulaştığı en son nokta HİLBERT UZAYCIĞI diye isimlendirilen ve saf enerji noktacığı kabul edilen bir parçaya kadar dayanmıştır. Yani zaman içersinde bu parçadan daha küçüğü tespit edilemezse, evreni oluşturan en ufak yapı taşı veya evrenin tuğlası olarak kabul edilecektir. Hilbert Uzaycığı denilen bu parça SAF ENERJİNİN evrendeki özünü teşkil etmektedir.

        Metafizik, uzay fiziği veya nükleer fizikle uğraşan bilim adamları da dahil olmak üzere bilim artık maddenin 4. boyutu olduğu kabul edilen ZAMAN’ın bile bir enerji türü olduğunu savunmaktadır. Yani evren bir enerji topudur. Sadece bu enerjilerin frekansları değişik olduğu için, insanlar enerjileri değişik madde ve materyaller olarak görmektedirler. Zaten insan gözünün görme sınırının dalga boyu 6400 Anstromu aşamadığı için bu enerjilerin oluşturduğu skalada çok dar bir alanı algılayabilmektedir. Eğer dalga boyu 10 000 Angstromdan daha yüksek ışınları ve enerjileri algılayabilseydi , evrende ve yeryüzünde var olduğu söylenen ve bizim göremediğimiz değişik varlıkları görebilirdik.

        Einstein’in çok sevdiğim bir lafını yazmadan geçemeyeceğim. Bir atomu parçalamak, bir insanın önyargılarını kırmaktan daha kolaydır.

        Daha öncede yazdığım gibi insanlar karşısındakini yargılamaktan sevmeye zaman bulamadığı, kibirlerine yenilip herkesi küçük görmeye devam ettiği ve paylaşmayı bilmediği süresince mutlu olamayacaklar. Mutsuzluk da hastalık getirdiğine göre her zaman hep bir yerleriniz ağrıyacak ,hep kendinizi huzursuz ve mutsuz hissedeceksiniz. Önce vicdanınızı temizleyin. Yapmak istemediğiniz şeyler için kendinizi haklı çıkarmak adına yalanlara baş vurmayın. Bilin ki yalan çok çeşitlidir bir gün hangisini söylediğinizi unutur çok mahcup olursunuz. Oysa doğru her zaman aynıdır. İnsanı hiç mahcup etmez. Bu tür çok hastam oldu, vicdanlarını rahatlattıkları gün bütün sıkıntıları bitti ve dünyaya yeniden gelmiş gibi olduk dediler. Hayat biliyorsunuz çok kısa, kin,nefret, öfke ve affedememezlik duygularıyla geçecek bir ömrün kime faydası olabilir ki? Hayatı özetleyen çok güzel bir söz vardır. ( Ana rahminden düştük pazara , kefen alıp girmek için mezara ) .İşte hayat bu. Artı ve eksileriyle yaşamamız gereken ve mutluluk dediğimiz molalarla sürdürmeye çalıştırdığımız kısa bir yolculuk. Önemli olan mutluluk ve mutsuzlukları, ihtiyaç ve istekleri karıştırmamak. İstekler hiç bitmez ama ihtiyaçlar sınırlıdır. İhtiyaçlar elzemdir. Arsız olmamamız ve elimizdekilerle yetinmemiz ve bunların ne kadar büyük bir nimet olduğunu görmemiz lazımdır. Ara sıra mezarlığa gidin ve bakın. Son durak orada. Tek başınıza gittiğiniz, hırslarınızın hiçbir ürününü götüremediğiniz yer orası. Mutsuzum dediğiniz konuların bir avuç toprağa karışıp değerini bir anda yitirdiği duygularınızın basitliğini görmeniz için en iyi yer orası değil mi ? Hayatı niçin yaşıyorsunuz ,amacınız ne ? Hayat sürekli etrafı fırçalamak, hava atmak , dedikodu yapmak , onu bunu kıskanmak mıdır? Siz bu kadar körmüsünüz ? Motor-nöron bozukluğu olan bir hastam vardı. Çok sıkıntıları vardı ama bir tanesi ellerini ve kollarını sağlıklı insanlar gibi kaldıramıyordu ve çok güçsüzdüler. Üçüncü seansın gecesi evden beni aradı, ağlıyordu ve bana dedi ki ( Bu gün ne oldu biliyormusunuz. Misafir gelmişti ve çay koyup tepsiyi ben taşıdım. ) birkaç gün sonra ( Paltomu artık kendim giyebiliyorum) dedi. Düşünün bizim hergün otomatik, hiç düşünmeden yaptığımız hareketler aslında nekadar önemli. Biliyormusunuz o günden beri paltomu kimseye tutturmadım. Ellerimi kollarımı paltomun kollarından geçirirken tarif edemeyeceğim bir haz alıyorum ve hep şükrediyorum bu hareketi yapabildiğim için… Yapabildiğiniz her şeyi kendiniz yapın ve her uzvunuzu kullanırken şükredin…

        Aslına bakarsanız bazı insanlar hep kendi hayatımı yaşamıyorum, başkalarının hayatını yaşıyorum derler. Peki bu yaşadığınız hayat kimin, size dayak zoruyla mı başkaları için yaşayın diyorlar, tercihler kimin elinde.. Bırakın bu zırvaları, kimse yapmak istemediği şeyleri zorla yapmıyor. Bunlar bizim tercihlerimiz. Kendimize bari dürüst olalım. Sanıyorum hayatı tanımak,kendimizi tanımak lazım. Yapabileceklerimizi, zorlanarak veya hatır için yapabileceklerimizi bilmemiz lazım ama daha önemlisi yaptığımız şeyleri başkalarının kafalarına kakmadan yapmamız lazım. Hep pozitif düşünüp, pozitif davranmamız lazım. Bu sayıya kadar negatifleri yok etmeniz çok kolay daha ileriki sayılarda size bunun yolunu anlatacağım demiştim ,sanırım zamanı geldi. Belki size biraz kocakarı tarifi gibi gelecek ama eğer enerjileri hisseden biriyseniz negatiflerin pozitife dönüştüğünde çok güzel bir şekilde bunları hissedebileceksiniz. Öncelikle ÜZERLİK OTU sanırım çoğunuz bunu bilirsiniz. Yıkanamayan her şey için bunu kullanabilirsiniz. Bir miktar üzerlik otunu bir tavada yakın ve dumanları tütmeye başladığı zaman evde herkesin başının üzerinden döndürerek geçirin ve bu esnada bildiğiniz duaları okuyun. Buharlarının rehavet verme özelliği sizi rahatlatacak ve böylece de pozitif olacaksınız..Evdeki eşyaları özellikle de gardırobun içindeki elbiselerinizi,oturduğunuz koltuklarınızı ve yatak odanızı da tütsüleyin. Belki anneannelerinizin bir zamanlar nazar için size bu otu kullandığını hatırlayacaksınız. Gelelim yıkanan nesnelere. Elma sirkesi bu konuda bir mucize. Hani negatif olduğundan şüphelendiğiniz biblolarınız, antikalarınız var ya işte onları elma sirkeli tuzlu suyla silin veya yıkayın ama bu işlemi yaparken içinizden hep dua edin Çok yorgun ve stresli olduğunuz günlerde de banyo yaparken kafanıza biraz elma sirkesi dökerek duş yapın. Bu arada elma sirkesi hakkında size daha detaylı bilgi vermek istiyorum. Elma sirkesi, doğal bir yaşam iksiridir!

        Bileşimi: Kalsiyum, flüor, potasyum, magnezyum, sodyum, fosfor, silisyum, A vitamini, Beta-carotin, B1, B2, ve B6 vitaminleri, C vitamini, sirke asitleri, meyve asitleri, pektin, doğal aroma maddeleri.. Burada size, bedeninizi genel anlamda güçlendirmek, çeşitli hastalık belirtilerini hafifletmek ve gerekli cilt bakımını yapmak için elma sirkesini nasıl kullanabileceğinizi de anlatmak istiyorum. Kullanım biçimleri: Doğal elma sirkesinin en etkili kullanım biçimi, çiçek balı ile karıştırılarak oluşturulur: *1 bardak su *1 tatlı kaşığı dolusu elma sirkesi *1 tatlı kaşığı dolusu çiçek balı Hepsi iyice karıştırılır ve sabahları aç karnına küçük yudumlarla içilir. Sürekli kullanım sayesinde, öncelikle bedenin bağışıklık sistemi güçlenecek ve sizi pek çok hastalıktan koruyabilecektir. Bu enerji kokteyli ayrıca size canlılık ve güç kazandıracak ve ileri yaşlara kadar sağlıklı ve mutlu kalmanıza önemli katkılar sağlayacaktır. Ama burada çiçek balını da yakından tanımamız gerekiyor: Çiçek balının bileşimi: Şeker: %32 üzüm sekeri (glikoz), %39 meyve sekeri, %7 malt sekeri. 100g balda MGK mineraller: Sodyum 7, potasyum 45, kalsiyum 5, fosfor 20, magnezyum 3, demir 1mg. 100g balda mg vitaminler: B1 0,03, B2 0,05, Niacin 0,1, C 1mg. Sabahları aç karnına içtiğiniz bir bardak elma sirkesi-bal kokteylinin içindeki müthiş zenginliği öğrenmiş bulunuyorsunuz artık. Bu zenginliğin sağlığımıza yaptığı katkılara da söyle kısaca bir göz atmamız herhalde yararlı olacaktır: -Öncelikle bedenimiz güçlenir ve bedensel uğraşlara ve strese karşı koyabilecek dayanıklılığı kazanır. Sirkenin içerdiği yüksek orandaki potasyum sayesinde, kalp kasları dahil olmak üzere tüm kas yapısı da güçlenecektir. Kramplara karşı, kokteylinizi maden suyu ile hazırlayabilir ve her öğünde 1 bardak içebilirsiniz. -Sık sık grip, soğuk algınlığı veya üst solunum yolları iltihabına yakalanan kişiler, bağışıklık sistemleri sirke-bal kokteyli sayesinde güçleneceği için, bu tür sıkıntılardan büyük çapta kurtulmuş olacaklardır. Ama bu tedaviyi aşağıdaki plana göre uygulamakla kalıcı sonuçlara ulaşabilmek mümkün olacaktır. -Soğuk algınlığı ve grip zamanlarından önce, 4 haftalık bir sirke- bal kokteyli kürüne başlayın ve günde 3 bardak için. -Ayrıca, 4 gün boyunca akşam saatlerinde 1 Echinacea preparati alın. Üç gün ara verdikten sonra yine 4 gün devam edin ve bu tedaviyi 4 hafta boyunca sürdürün. Bu tedavi, bağışıklık sisteminin güçlenmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Bu tedaviyi ayrıca doğal C vitamini ile de destekleyin. -Sirke-bal kokteyli nezleye karşı da bedeni güçlendirecektir. Nezleye karşı ayrıca, 1 ölçü elma sirkesi 2 ölçü suya karıştırılır, kaynama derecesine kadar ısıtılır ve inhalasyon tedavisi uygulanır. -Boğaz ağrısı ve ses kısıklığında, 1 ölçü elma sirkesi ile 3 ölçü ılık su karıştırılır ve saat başı derin gargaralar yapıldıktan sonra tükürülür. Bu gargaraların adaçayı ile dönüşümlü yapılması etkiyi daha da arttıracaktır. -Öksürüğe karşı, 4 yemek kaşığı dolusu akışkan balla 3 tatlı kaşığı elma sirkesini iyice karıştırın. Öksürük gıcığına karşı yarım tatlı kaşığı alın ve yavaş yavaş yutun. Ayrıca, bolca kekik çayını balla tatlandırın ve yudumlayarak için. -Vajinal akıntılara karşı, 1 ölçü elma sirkesi 4 ölçü ılık suyla karıştırılır. Temiz bir şırıngaya çekilen sıvı günde pek çok kere vajinaya boşaltılır. Sirke-su karışımının vajinada 1-2 dakika kalması yeterlidir. Salatalarda öncelikle elma sirkesi kullanılır. -Varise karşı, elma sirkesiyle ıslatılan bir bez baldıra sarılır ve 20 dakika etkilemeye bırakılır. -Hemoroite karşı, yarım su bardağı elma sirkesi ve bir su bardağı adaçayı katkılı ılık oturma banyoları alın. Banyo süresi 10 dakikadır. -Gaz şişkinliğine karşı, her öğünden yarım saat önce 1 bardak elma sirkesi-bal kokteyli içerek, sağlıklı bir bağırsak florasının temelini atın. Bu kokteyle rezene veya Frenk kimyonu çayı da ekleyebilirsiniz. -Kabızlığa karşı, günde pek çok kere, 1 bardak suya 1 tatlı kasığı elma sirkesi sek kolesterole karşı, günde pek çok kere elma sirkesi ekleyerek için. Ayrıca, 4 litre ılık suya 1 su bardağı dolusu elma sirkesi ve 2 tatlı kaşığı tuz ekleyerek ayak banyoları alın. Banyo süresi 10 dakikadır. -Yaraların çabuk iyileşmesi için, günde 3 bardak elma sirkesi-bal kokteyli için. İltihaplanmayı önlemek için, elma sirkesiyle ıslattığınız bir pamukla günde pek çok kere yarayı nemlendirin. -Ergenlik sivilcelerine karşı, her yemekten yarım saat önce , içine 1 tatlı kaşığı elma sirkesi eklenmiş 1 bardak su için. Yüzünüze buğu banyoları uygulayın: 1 litre kaynar derecede sıcak suya 4 yemek kaşığı elma sirkesi ve 2 yemek kaşığı dolusu Mayıs papatyası ekleyin, 1-2 kere karıştırın ve başınızı büyük bir havluyla örterek 5-10 dakika gözlerinizi yumarak bekleyin. Yüzünüzü suya çok yaklaştırmayın! -Güneş yanığına karşı, inceltilmemiş elma sirkesi, kızarmış olan bölgelere dikkatle sürülür veya 3 yemek kaşığı elma sirkesi eklenmiş soğuk bir banyo alınır. Banyo süresi 10 dakikadır. Elma sirkesinin pH değeri (asit derecesi), derimizin pH değeri ile hemen hemen eşit düzeydedir. Dolayısıyla, derimizin asidik koruma örtüsünün güçlendirilmesinde elma sirkesinin kullanımı önemle önerilmelidir.

        Uyarı: Elmanın ve elma sirkesinin bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Gördüğünüz gibi mucizevi elma sirkesinin işe yaramadığı yer yok.

        Hepinize beyin gücünüzü olumlu kullanabilmez için bol enerjili ve sağlıklı günler diliyorum…….

        ybatirbaygil@yahoo.com

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ